Sual: Ticaretle uğraşıyor, ithalat ve ihracat yapıyorum. Muşteriler icerisinde her milletten insan var. İngilizlerle Yahudilerle ticaret yapılması uygun değil deniyor. Boyle bir şey var mı?
CEVAP
Oyle bir şey yok. Dinimizde, ticarette ırk ve din ayrımı yoktur. Her milletten, her dinden insanlarla alışveriş yapmakta, hatta onların işinde calışmakta mahzur yoktur.

Tarih boyunca Musluman ulkelerdeki gayrimuslimler, İslam devletinin himayesinde gayet rahat idiler. Onların ne dinine karışılıyor, ne de ibadet etmelerine mani olunuyordu. İstedikleri sanat ve ticaret ile serbestce uğraşıyorlardı.

Dinimiz, ilmi, sanatı, ticareti, ziraatı emretmiştir. Bir Âyet-i kerime meali:
(Allah, alışverişi helal, faizi haram kıldı.) [Bekara 275]

DÂr-ul-harbde, bir muslumanın, kazanmak şartı ile, kumar, faiz ve sigorta yolu ile, para kazanmasının caiz olduğu, (Kuduri, Cevhere, VikÂye, Hindiyye, Mebsut, Durr-ul-muhtÂr, Redd-ul-muhtÂr) gibi muteber eserlerde yazılıdır. Aynı husus Mecma’ul-enhur ve Durer’de de, (L rib beynel muslimi vel harbiyyi fi daril harbi = DÂr-ul-harbde, musluman ile kÂfir arasında faiz yoktur) hadis-i şerifi ile bildirilmektedir. Cunku, onların malını rızaları ile almak mubahtır. Ama mallarına saldırmak, zorla almak caiz değildir.

Kilise tamirinde calışmak da mekruh değildir. Zira, bu işin kendisi gunah değildir. (Bezzaziyye)

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Ucretle kÂfirin şarabını taşımak, domuz cobanlığı yapmak, kilise tamir etmek ve Hıristiyan’a zunnar [papaz kuşağı] gibi kufur alametlerini satmak imam-ı a’zama gore caizdir. (Redd-ul muhtar)

Eski hak dinlerde de kÂfir ulkesinde calışmak ve kÂfire hizmet yasak değil idi. Dinimizde de yasak değildir. Şimdiki Muslumanların Avrupa’ya calışmaya gitmesi gibi, Mekke muslumanları da Habeşistan’a hicret etmişler, orada gayrimuslimlerin işlerinde calışmışlardı.

Yusuf aleyhisselam, Peygamber olduğu halde, kulların sıkıntıda olduğunu gorup, hukumet reisi kÂfir iken, ona giderek vazife istedi. Boylece, insanlara hizmet etti. O halde, kullara hizmet edeceğini bilen ve bunu kendinden başka yapacak kimsenin bulunmadığını goren, bu vazifeye bir zÂlimin gecmesini onlemek ve Muslumanlara hizmet etmek icin, kÂfir olan Âmirden bile vazife istemelidir.

Peygamber efendimiz vefat ettiği zaman, bir demir zırh ceketi, otuz kilo arpa icin, bir Yahudi’de rehin bırakılmış bulundu. Hazret-i Ali de vefat ederken, dunya malı olarak, geride Duldul adındaki, Resulullah efendimizden kalan katırı ile, Zulfikar adındaki kılıcı ve mubarek gomleği kalmıştı. Bunlar da, bir Yahudi’de rehin, yani ipotek idi.

KÂfirlerin yaptığı malları, urettiği gıdaları, elbiseleri kullanmakta veya onlarla ticaret yapmakta bir sakınca yoktur. Başta Peygamber efendimiz olmak uzere, eshabı kiram ve 14 asır boyunca Âlimiyle evliyasıyla butun Muslumanlar kÂfirlerle ticaret yapmışlardır.

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3125
__________________