Şirk, Allah’a ortak koşmak demektir. Bunun bir zÂhiri, yÂni “acığı” var; bir de “hafîsi”, yÂni gizlisi. ZÂhir olanı, bildiğimiz şirktir. Uc ilaha inanmak, yahut putları Allah katında şefaatci kabul etmek bu guruba girer.
Hafî şirke gelince, bu ana hatlarıyla ikiye ayrılır. Birisi, Allah’ın rızasını unutup insanlara riya ve gosterişte bulunmak, yahut nefsin arzularını tatmine ozen gostermek. Diğeri de eşyanın yaratılmasında birer sebep olarak vazife goren mahlukata olduğundan fazla onem vermek; onları tesir gucune sahip zannetmek.
Bir de bu hafî şirkin bir derece daha perdelisi var ki, fiil Âleminde değil, his Âleminde, kalp Âleminde cereyan eder. İnsanlar mÂnen terakki ettikce şirk de gittikce perdelenir...
Sebeplere olduğundan fazla onem vermek de gizli şirk. Bir işin tahakkukunda sebebin hakkı bir iken, ona yuz kat fazla değer bicilirse doksan dokuzu gizli şirk hesabına gecer... İnsanın kendi nefsine fazlaca guvenmesi, butun lÂtifelerini onun (nefsin) emrine vermesi de gizli şirk.
Buna sadece bir tek misal: Cebbar ve Mutekebbir ancak Allah’tır. İnsan, Allah’ın kendisine bahşettiği varlığı, kuvveti, ilmi, Onun huzurunda Onun kullarını ezmekte kullanırsa, Cebbar ve Mutekebbir olmaya ozenmiş ve gizli şirke girmiş olur.
Resulûllah (asm.) Efendimiz, “Felak” icin, “Cehennemden bir zindandır, onda cebbarlar, mutekebbirler hapis olunur ve Cehennem ondan Allah’a sığınır.” buyurmuştur. Ama gel gor ki Cehennemin urkup kactığına, nefsimiz can atıyor. Sadece bu bile, nefsin Cehennemden cok daha tehlikeli olduğunu bildirmeye kÂfi. Fakat bunu da yine o nefis yuzunden anlamaya yanaşmıyoruz...
Bir başka Hadis-i Şerif:
“İslÂm dinini kabul etmiş birisi, herhangi bir şahsa zenginliği icin saygı gosterirse, dininin ucte ikisi gider.”
İslÂm’da Allah icin sevmek esastır. ZekÂtını veren, hayırlı işler goren bir zengini sevmek Allah namınadır ve bu hadisin şumulune girmez. Burada yasaklanan sevgi Allah’tan gafil olarak, kula zillet gosterme tarzındaki sevgidir.
İslÂm, tevhit dinidir. Bu kÂinatın Sahibi ve MÂliki birdir. Her hayır, ancak Onun hazinesindedir. İslÂm, ne ışık icin guneşe, ne tahıl icin tarlaya, ne de serveti icin zengine aşırı olcude minnettar olunmamasını ders verir. Herkes ve her şey, sadece birer sebep, birer vesiledir. Butun nimetler, arz ve semanın Rabb'inden geliyor.
Bu dersi alan fakir bir mu’min, bir zengine rızkını o veriyormuşcasına zillet gosterirse, tevhit inancı, yÂni Allah’ı bir bilme itikadı zedelenebilir. Zengin olsun, fakir olsun her insan, ancak iman, ahlÂk, fazilet, ilim, irfan, durustluk gibi sıfatları icin sevilir. Zenginlik, tek başına bir sevgi vesilesi değildir.
Bir zengin de bu Hadis-i Şerifi okuduğu zaman, kimseyi minnet altında bırakmaz. Yaptığı iyiliklere, ettiği ihsanlara karşı, aşırı bir hurmet beklemez. Aksi takdirde, karşı tarafın şeref ve haysiyeti yanında, diniyle de oynamış olacağını bilir.
Kaynak
__________________
Şirk-i hafî -gizli şirk- ne demektir? [ISLAM TIM]
Dini Bilgiler0 Mesaj
●46 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Şirk-i hafî -gizli şirk- ne demektir? [ISLAM TIM]