CĂ‚milerin fonksiyonlarını, a) Mabed, b) Yonetim merkezi, c) İlim ve kultur merkezi olarak uc grupta mutalĂ‚a etmek mumkundur.
a) Mabed olarak: Esas itibariyle mescidler icinde ibadet edilmek uzere inşa edilmişlerdir. Bu itibarla kudsiyet kazanmışlar ve "Allah'ın evi" adını almışlardır. Kur'an Allah'ın adının anılması icin yapıldığını belirtmektedir (Cin, 72/18). İslĂ‚m dini toplu ibadeti teşvik etmiştir. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınandan 25-27 derece daha ustun tutulmuştur. Her renkten ve sınıftan insanın bir araya gelip omuz omuza ibadet etmeleri, sosyal dayanışmanın sağlanmasında onemli bir faktor olmuştur.
b) Yonetim Merkezi Olarak: Hz. Peygamber (asm)'in nubuvvet gorevi yanında, devlet başkanlığı, hĂ‚kimlik, komutanlık gibi gorevleri de vardı. Bu gorevler, İslĂ‚m devlet başkanının gorevleridir. Medine'deki Mescid-i Nebevî O'nun (asm) bu gorevlerine uygun olarak devletin idare merkezi ozelliği taşımakta idi. Elciler orada karşılanır, bazen orada misafir edilir, ordu orada techiz edilip sefere gonderilir, dĂ‚vĂ‚lara orada bakılır, devletin hazinesi orada muhafaza edilir ve sarfedilmesi gereken yerlere oradan sarfedilirdi. CĂ‚milerin bu gorevleri vilĂ‚yetler duzeyinde de aynı idi. CĂ‚miler halkın birbirleriyle ve devletle kaynaştığı bir yer durumundaydı. İlk Osmanlı cĂ‚mileri de bir devlet merkezi olarak plĂ‚nlanmış ve bu gorev icin kullanılmışlardır.
c) Bir İlim ve Kultur Merkezi Olarak: Hic bir din İslĂ‚m kadar ilme onem vermemiştir. Kendisinin "muallim" olarak gonderildiğini ifade eden Hz. Peygamber (asm) Mescid-i Nebevî'deki "Suffe" ile, universitelerin ilk temelini atmıştır. Suffe yatılı bir universite ozelliği taşımakta idi. Hz. Peygamber (asm)'le başlayan ders halkaları değişik ilim dallarını da icine alarak yuzyıllarca, mescidlerde devam etmiştir.
Hz. Peygamber (asm) zamanında değişik sosyal amaclar icin de kullanılan mescid (cĂ‚mi) bir cok muessesenin temelini oluşturur. CĂ‚milere sığamaz hale gelen bu muesseseler daha sonra kulliyeleri meydana getirmiştir. Zamanla cĂ‚miler, herkesin okuması icin eserlerinirı bir nushasını buralara bırakan muellifler sayesinde, bir kutuphane hizmeti de vermişlerdir. Satın alınan kitaplarla zenginleştirilen bu kutuphaneler, "hĂ‚fız-ı kutup" adı verilen memurlarca idare ediliyordu. Boylece cĂ‚miler ruh ve maddenin butunleştiği bir merkez durumundaydı.
CĂ‚mi ÂdĂ‚bı: Allah (c.c.):
"Ey Âdem oğulları, her mescidde zînetlerinizi takının." (A'raf, 7/31)
buyurmaktadır. "Zînet"ten maksat edeptir. CĂ‚milerin ilk yapılış gayesi Allah'a ibadettir. Bu bakımdan ibadet esnasında, cemaati rahatsız edecek derecede yuksek sesle konuşmak, soğan-sarmısak gibi kokusu cirkin gorulen şeyler yenilerek cĂ‚miye gelmek, safları ciğneyerek ileriye gecmeye calışmak vb. davranışlar hoş karşılanmamıştır. Hz. Peygamber (asm) mescidlere girerken sağ ayağı ile girer ve (euzu billahi azimi vebacehehe ekrame vesalihinehu agdıma eşşeydani ercaim) diye dua ederdi. Mescidlere girildiğinde iki rekat "tahiyyetu'l-mescid"* (cĂ‚miye hurmet) namazı kılmak Hz. Peygamber (asm)'in sunnetidir. (İbn Kesir, Tefsir, V, 106)
Konuyla ilgili olarak, Yrd. Doc. Cuneyt Eren'in, "Fonksiyonel Acıdan İslĂ‚m'da Mescid" isimli şu makalesini okumanızı tavsiye ederiz:
FONKSİYONEL ACIDAN İSLÂM'DA MESCİD
Giriş
İcinde ibadet edilmek uzere tahsis edilmiş mekĂ‚nlar kendilerine atfedilen mĂ‚nĂ‚ ve fonksiyon ile farklı bir kutsiyete burunurler. Goruntu maddeden mĂ‚nĂ‚ya intikal ederek ruhu muhatap alır hĂ‚le gelir. Kısaca ''İnsan rûhuna seslenen muphem bir lisan, gonulleri kendine ceken buyuleyici bir beyan ve sessiz duruşu icinde, Yuce Hakikat adına her dille bir şeyler anlatan bir sırlı tercuman oluverir.'' Bu mekĂ‚nlara kuşatıcı adı ile kısaca mabed denir. Buralar his dunyamızın varlık otesine acılan menfezleri, kesret deryasında boğulmuş bedenlerimizin vahdet sahilleridir. Buralar karanlık gecelerin nurlu sabahları, susuz collerin su yataklarıdır. Gercek hayat buralarda olup, buralara uğranılmamışsa hayat yaşanmamış sayılır.
Mescid ve Muteradiflerinin Kelime Anlamı
'Mescid' kelimesi Arapca 'se-ce-de' fiil kokunden sucûd masdarından ism-i mekĂ‚n kipi ile 'mesced, semĂ‚i kullanımı ile mescid' kısaca icinde 'secde edilen yer' demektir. Coğulu 'mesĂ‚cid'tir. 'Se-ce-de' fiil kokunden sucûd masdarı alnı yere koymak, tevazu icinde olmak, eğilmek anlamlarına gelir. (Bkz. İbn Manzûr, LisĂ‚nu'l-Arab, III/204) Namaz kelimesi yerine onun bir ruknu olan secdenin kullanılması, onemine binaendir.
Mescid kelimesiyle kısmen eş anlamlı diyebileceğimiz 'CĂ‚mi' kelimesi Arapca 'ce-me-a' fiil kokunden ism-i fĂ‚il kipinde cem eden, toplayan anlamında, Muslumanların ozellikle namaz kılmakla sembolleşen ibadet ettikleri yer, mabed demektir. 'el-Mescidu'l-cĂ‚mi' kelimesinden kısaltılmış olarak kullanıldığı soylenir. Kur'Ă‚n-ı Kerîm'de Cuma Sûresi 9. Ă‚yette aynı iştikaktan 'yevmu'l-cumuati' kalıbı dışında 'cĂ‚mi' kelimesi Kur'Ă‚n'da gecmemektedir. O mĂ‚nĂ‚da 'beyt' veya 'beytullah' gibi ifadeler gormekteyiz. Bunlardan 'Beyt' kelimesi Arapca 'gecelemek, akşamı gecirmek' anlamlarına gelen 'bĂ‚-te/ye-bî-tu' fiil kokunden 'ev' anlamında kullanılmıştır. 'Beytullah' kalıbı ise, evin Allahu TeĂ‚lĂ‚'ya isnĂ‚dı ile 'Allah'ın evi' anlamına gelir. Kur'Ă‚n-ı Kerîm'de 'el-beyt', 'beytullah' ve 'beytu'l-haram' lafızlarıyla KĂ‚be-i Muazzama kastedilmiştir. Buraya beytullah denilmesinin hikmetleri icerisinde belki de en onemlisi ZĂ‚t-ı CelĂ‚line nispetle orayı şereflendirmesi, şerefini artırması olsa gerektir.
Bu kavramlar icerisinde 'mescid' kelimesi ifade ettiği mesaj yonunden diğerlerinden daha bir onem arz etmekte, herhangi bir kelimeden cok karşımıza bir kavram olarak cıkmaktadır. O hĂ‚lde mescid kelimesi insanları cem eden, bir araya getiren, secde/ibadet ettikleri, icinde kalındığı ve bu son ozelliği ile Allah'a misafir olunan yer anlamlarının ortak ifadesi diyebiliriz.
Yukarıda zikri gecen 'mescid, cĂ‚mi, beyt, beytullah' gibi kavramlarla eş anlamlı diyebileceğimiz ayrıca 'mabed' kelimesi vardır. Bu kelime de Arapca a-be-de fiil kokunden ism-i mekĂ‚n kipinde, 'icinde ibadet edilen yer' anlamında bir kelimedir. Bu anlamı ile mabed kelimesi İslĂ‚m Ă‚leminin şiarı olan mescidlerin dışında butun dinlerin ibadet icin tahsis ettikleri yerlere de ıtlak olunabilir.
İslĂ‚m geleneğinde, ozellikle de mahallî farklılıklarıyla birlikte Arap dunyasında insanları toplama, bir araya getirme fonksiyonu itibariyle cuma ve bayram namazlarının kılındığı daha geniş ve daha buyuk yapılara 'cĂ‚mi' denilegelmesi şohret kazanmıştır. Dolayısıyla bu bolgelerde ozellikle cuma ve bayram namazları sadece adına cĂ‚mi denilen bu yapılarda îfa edilmektedir. Mescid kelimesi ise, yaygın anlayışa gore icinde sadece namaz kılınan yer anlamında kullanılmaktadır. Bu itibarla ozellikle memleketimiz dışında İslĂ‚m coğrafyasında mescid kelimesi daha yaygın olarak kullanılmaktadır. İngilizce 'mosque' kelimesi de 'mescid' kelimesinden donuşmuş hĂ‚li olarak mucerret, Muslumanların ibadet ettikleri yere genel ad olmuştur. Ulkemizde cuma namazları ayırımı yapılmaksızın icinde 'namaz kılınan yapılar' icin yaygın olarak cĂ‚mi kelimesi kullanılmaktadır. Hacim itibariyle daha kucuk yapılara da mescid denildiği gozlemlenmektedir.
İslĂ‚m'da Mescidin Yeri ve Onemi
Mescidler insanın yaratılmasındaki kilit hedef ibadetin yapıldığı yerler olup bu yonuyle de İslĂ‚m'ın şiarıdır. Dolayısıyla İslĂ‚m dini bu kutsal mekĂ‚nlara cok onem vermiş, buraların imĂ‚r edilmesini emir ve tavsiye etmiştir.. Cenab-ı Hakk Tevbe 18. Ă‚yette
'Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve Ă‚hiret gunune iman eden, namazlarını dosdoğru kılan, zekĂ‚tlarını veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imĂ‚r eder. İşte, doğru yola erenlerden olmaları umulanlar bunlardır.'
buyurmaktadır. Âyette gecen 'imĂ‚r etme' anlamı hem umrĂ‚nı maddî kapsamında inşĂ‚, tamir, tefriş ve hizmetleri, hem de mĂ‚nevî olarak buralarda başta beş vakit namazlar olmak uzere mevcudiyetlerine sebep teşkil eden her turlu ibadet u taatin ifĂ‚ edilmesi, Muslumanlarca dolup taşması anlamlarına tevil edilir. Efendimiz (sas) bir hadîslerinde'Yeryuzunde Allah'a en sevimli yerlerin mescidler' olduğunu bildirmiştir. (Muslim, SalĂ‚t, 53)
İslĂ‚m tarihinde bugunku anladığımız mĂ‚nĂ‚da sadece ibadete hasredilmek uzere bina edilen ilk mescid, daha once Mekke'den hicret eden ilk muhacirlerin Medine-i Munevvere'nin dış mahallelerinde yer alan KubĂ‚ mıntıkasındaki Amr b. Avfoğullarının hurma bahcesinin bulunduğu yeri duzenleyerek namaz kılmaya başladıkları yerdir. Efendimiz (asM) hicret esnasında henuz Medine'ye varmadan bu bolgeye gelmiş, birkac gun kalmış ve burayı biraz daha genişleterek KubĂ‚ mescidini inşa etmiştir. Kaynaklarda Mescid'in inşasında en buyuk gayretin Ammar b. YĂ‚sir (ra) tarafından gostermiş olduğu zikredilir. Dolayısıyla kendisi hakkında 'İslĂ‚m'da ilk mescid bina eden kimse' denilir. Allahu TeĂ‚la Tevbe Sûresi 108. Ă‚yette bu mescidi:
'İlk gunden takvĂ‚ uzerine kurulan mescid icinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da cok temizlenenleri sever.'
diyerek vasıflandırmıştır. Efendimiz (asm) cumartesi, bazı rivayetlerde de pazartesi gunleri mutad şekilde bu mescidi ziyaret ettiği, burada namaz kıldığı soylenir. Bir rivayette de 'Kim guzel bir şekilde abdest alır, sonra KubĂ‚ Mescidine gelir ve orada namaz kılarsa onun icin umre sevabı vardır' (İbn MĂ‚ce, İkĂ‚me, 198; Tirmîzi, SĂ‚lat, 242) buyurmuştur. Medine'ye vardıktan sonra Mescid-i Nebevî inşĂ‚ edilmiştir. Bir peygamber duşunun; ashabı ile birlikte memleketinden, yurdundan, yuvasından cıkartılmış, uzun, yorucu ve meşakkatli bir yolculuktan sonra henuz kendilerini neyi beklediğini bilmedikleri yeni bir diyara geliyorlar ve ilk yaptıkları şey mescid inşĂ‚ etmek. Bu durum İslĂ‚m'da mescidin ne kadar onem arz ettiğini ifade etme adına cok onemli olsa gerektir.
Mescidlerin Fonksiyonu
İslĂ‚m tarihine ve ozellikle Efendimiz (asm) ve ashabının (r. anhum) ornek hayatlarına baktığımızda mescidin o donemde fonksiyonel ruhu hakkında daha isabetli karar verebiliriz. Mescidin misyon ve fonksiyonlarını tespit ve anlamak icin Asr-ı Saadet'e bakmak gerekir. Bu mevzuda oncelikle mescid kavramını doğru anlamak onun fonksiyonunu doğru tespit etmemize yardımcı olacaktır. Yukarıda da belirttiğimiz uzere kulluğun temsil edildiği, ibadetin anlam kazandığı en ulvî makam olan secde kelimesinden tureyen 'Mescid' oncelikle bu kelimenin taşımış olduğu anlamı ifĂ‚ etmektedir. Dolayısıyla bir mekĂ‚na cĂ‚mi veya mescid tesmiye edilmesi icin şuur altımızda ifadesini bulan, minberi, mihrabı, kubbe ve minaresi olan mimarî bir eser akla gelmemelidir. İslĂ‚m şekil dini değildir. Maddeten ziyade esasa ve ruha bakar. Buradan hareketle bu değerlerin temsil edildiği, aynı fonksiyonu ifĂ‚ eden her yer mescid hukmune girer. Belki de gunumuzde adına cĂ‚mi veya mescid denilen nice binalar bu zaviyeden bakıldığında mescid olmayıp, levhasında cĂ‚mi veya mescid ifadesi bulunmayan nice bina, muessese yurt ve yuva gercek mescid hukmundedir.
Buradan hareketle mescidin fonksiyonlarını yerine getiren bircok mekĂ‚nın mescidleştiğini de soyleyebiliriz. O hĂ‚lde mescidin ilk fonksiyonu, icinde ibadet edilmesi olmalıdır. Allahu TeĂ‚la Bakara 114. Ă‚yette:
"Allah'ın mescidlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onun tahribi icin uğraşandan daha zalim kim vardır?"
buyururken, bu fonksiyonu 'icinde Allah'ın adının zikredilmesi' olarak ifade etmektedir. Diğer acıdan bu espri muvacehesinde O'nun adının anılmasına engel olmak, bu tur mahallerin karşısında bulunmak, kendi gayesine muhalif hĂ‚le getirmek, işlevini daraltmak veya muattal hĂ‚le getirmek, Allah'ın adının anılmasını yasaklamak mĂ‚nĂ‚sına gelecektir. Buradan hareketle mescidlerde Allah'ın adının anılmasını men sadece maddî yasaklama anlamına gelmemelidir. Mescitlerde veya mescitlerin işlevlerini yerine getiren bu tur mahallerde vazife yapanlar da, vazifelerinde kusur ederlerse, o nispette Ă‚yetin tehdidine muhatap kabul edilir.
İslĂ‚m'da ibadet kavramı cok geniş yelpazede tezahur eder. Mucerret namaz kılmak, oruc tutmak, zekĂ‚t vermek ve hacca gitmek ibadetin naslarla şekillenmiş ornekleri olmakla birlikte sadece bunlar değildir. İbadetler ve bunların formatı bizzat din tarafından tespit edilmiştir. Başka turlu olamaz da. Aksi takdirde İslĂ‚m Ă‚lemşumulluğunu ve esnekliğini kaybeder, sadece şekle bakan ruhbanî bir huviyete burunurdu. Oysa İslĂ‚m'ın getirmiş olduğu ibadet kavramına daha geniş perspektifle 'ruhunu naslardan aldıktan sonra zaman ve zemine gore ifĂ‚ edilen her şey' diyebiliriz. Dolayısıyla bu anlayışın kapsamı icine insan olarak normal gunluk yaşantının gereği davranışlar da girer. Bu zaviyeden bakacak olursak mescid ibadet adına her niyet ve davranışın sergilendiği yer olmalı, fonksiyonu da bu anlayışa gore cok geniş bir dairede gorulmelidir. İşte İslĂ‚m tarihinin o en kutlu sayfalarında mescidin bu geniş anlamı ustlendiğini gormekteyiz.
Evet, mescidler o kutlu donemde mabed olma dışında sosyal hayatın gereği olması gereken her faaliyetin yapıla geldiği merkezler huviyetindedir. Bazen, Efendimiz'in (asm) devlet başkanı sıfatıyla Muslumanları idare ettiği, gunumuz farklı siyasî anlayışları cercevesinde değişebilen tesmiyeleri ile millet meclisi/idarî merkez; yerine gore okuma yazma ile başlayan farklı seviyelere gore değişebilen eğitim muesseseleri, medrese, universite; gunumuz belediye hizmetlerini ifĂ‚ eden resmî daireler, ihtiyaca gore daha farklı şekil ve huviyetlere burunen noterlik, nikĂ‚h dairesi, dĂ‚ru'l-eytĂ‚m, dĂ‚ru'l-aceze, hastane, kısaca yukarıda ozetlemeye calıştığımız ibadet mefhumu cercevesi icerisinde ictimaî hayatta birlikte olmanın gereği her turlu ihtiyacın masaya yatırıldığı, tedavi edildiği merkezlerdir.
'Allahın evi' nispetiyle şereflendirilmiş olan mescidler bu mensubiyeti ile tazim, takdis ve hurmete en layık olan mekĂ‚nlar olmalıdır. Bu hurmet oncelikle yapılış gayelerine uygun olarak yukarıda da temas edildiği uzere oraların her turlu ibadet u taatin ifĂ‚ edilmesi Muslumanlarca dolup taşması anlamlarına gelen mĂ‚nevî imarı ile gercekleşir. Efendimiz (asm) mescidlere gelip gitmeyi Allah yolunda cihadla eş tutmuştur: 'Ebu Umame'den (ra) gelen bir rivayette Efendimiz (sas) şoyle buyurmuştur:
"Temiz (abdestli) olarak kim farz namaz kılmaya yonelirse / devam ederse ona ihramlı olarak hac yapana verilen ecir gibi sevap vardır. Kim duhĂ‚ namazını kılmaya yonelirse / devam ederse ona umre yapana verilen ecir gibi sevap vardır. Aralarında gereksiz fiil / soz olmaksızın bir namazdan diğer namaz (vaktine) kadar beklemenin karşılığı yuce makamlarda (illiyyunda) yazılmış (amel) olur."
(Ravi) Ebu Umame (ra) dedi ki: mescidlere geliş ve gidiş Allah yolunda cihad etmekten (onun parcasından) sayılır. (İbn Hanbel, V, 267) Bu babtan olmak uzere mescidlerde namaz beklemek ayrı bir ibadet kabul edilmektedir: 'Sehl b. Sa'd es-SĂ‚idî'den (ra): Rasûlullah'ın (ams) şoyle dediğini duydum:
'Kim namaz (vaktini) beklemek icin mescitte oturursa, o kişi namazda sayılır.' (İbn Hanbel, V, 332).
Yeryuzunun Mescidleşmesi
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) وَجُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ مَسْجِدًا وَطَهُورًا "Yeryuzu benim icin bir namazgĂ‚h ve temizleyici kılınmıştır." buyurmuştur. Bu hadîs ile sadece ibadet icin tahsis edilen bir yerinde değil yeryuzunun fıkıhca temiz kabul edilen her noktasında ibadet edilebileceği anlaşılmaktadır. Bu hukum aynı zamanda Hristiyanlık ve Yahudilikte ibadetin sadece ibadethanelere hasredilmesi anlayışına bir reddiye ihtiva etmektedir. ZîrĂ‚ İslĂ‚miyet'te ibadet (cemiyet hayatını kuvvetlendirmek, şahs-ı mĂ‚nevîyi oluşturmak, birlikten guc almak vb. bircok hikmeti olan mescidlerdeki ibadetlerin naslarla tespit edilen efdaliyet ve kudsiyeti ile birlikte) her yerde eda edilebilir. Bu hukum ile Allah'ın her yerde hĂ‚zır ve nĂ‚zır olduğuna vurgu bulunmaktadır. Dolayısıyla her yeri mescid kabul etmek ve orada ibadet etmek mumkundur.
Bu kutlu sozden aynı zamanda yeryuzunun ibadet yeri hĂ‚line getirilmesi hedefi de okunmalıdır. Diğer bir tabirle her ne kadar mescid gibi ibadete tahsis edilmiş olan yerler inşa ve imar edilse de, esas olan kĂ‚inatın her koşesine kadar uzanmak, oralarda Allah ve Resulu'nun (asm) bayraktarlığını yapma hedefi talep edilmektedir.
Mevzumuzu Merhum Ali Ulvi Kurucu Efendiyi ziyaretimiz sırasında ecdadımızın Mescid-i Nebevî'ye karşı gosterdikleri sevgi ve saygıyı ifade adına naklettiği bir anekdotla bitirelim:
'Efendim' dedi, (boyle başlardı sozlerine) 'Bir kitapta rast geldim de; ecdadımız Osmanlı, Mecsid-i Nebevî'de calışanların mescide ve Efendimiz'e saygısızlık olur diye, dunya kelĂ‚mı etmemeleri icin tamimde bulunmuş; arac ve gereclere sembolik zikir tahsis etmiş, mesela supurge icin (bir defa Subhanallah), temizlik bezi icin (Elhamdulillah) ne bileyim faraş icin (iki kez Subhanallah) gibi. Calışan farzu muhal supurgeye mi ihtiyacı var 'supurgeyi uzat' demiyor, (bir kez Subhanallah) diyor. Karşısındaki de onu anlıyor, bu şekilde Efendimiz'in ruhaniyetini de incitmemiş oluyorlardı.'
Sonuc
Mabed, icinde ibadet edilmek uzere tahsis edilmiş kutsal mekĂ‚nlara verilen genel bir addır. Yukarıda da gorulduğu uzere fonksiyonları itibariyle bazen cĂ‚mi, bazen mescid, bazen el-mescidu'l-cĂ‚mi gibi ad ve unvanlar ile isimlendirilmişlerdir. Bu tesmiyelerin kullanımı farklı coğrafyalarda halk nezdindeki şohretine gore değişiklik arz etse de mĂ‚nĂ‚ itibariyle insanları cem eden, bir araya getiren, icinde ibadet edilen Allah'ın evleri olması ozelliği ile de Allah'a misafir olunan yerlerdir. Memleketimizde daha cok cĂ‚mi kelimesi kullanılırken, İslĂ‚m coğrafyasında mescid kelimesi daha yaygın olarak kullanılmaktadır.
Mescid bir İslĂ‚m şiarıdır. Birlik ve beraberliğin semboludur. Zaman zaman mutlu ve sevincli gunlerin bazen acı ve uzuntulu gunlerin paylaşıldığı yerler, bazen de kulturel etkinliklerin ifĂ‚ edildiği merkezlerdir. Millî ve dinî kimliğimizin gelişiminde cok onem arz eder. Zenginiyle fakiriyle, cemiyetin farklı ve renkli statulerinden koylu veya şehirlisiyle, buyuğuyle, kucuğuyle aynı safta omuz omuza her kesimi bunyesinde cem edebilen yegĂ‚ne mekĂ‚nlardır. Mabed olmanın yanı sıra birer eğitim, oğretim okulları, diğer bir tabirle halk universitesi vazifesi yapmaktadır. Bu yonuyle de geleceğimizin teminatı konumundadır.
"MĂ‚beddeki bu guzellik ve mĂ‚nĂ‚nın; gozleri, gonulleri dolduran ve doyuran bir mûsikî gibi ruhlarımıza nasıl nufuz ettiğini anlamak icin îmĂ‚na uyanmış olmak ve mĂ‚bedin kendine has şîvesine de Ă‚şina bulunmak şarttır."
Kaynak
__________________
Camilerin ve mescidlerin fonksiyonları nelerdir? [ISLAM TIM]
Dini Bilgiler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaţam & Danýţman
- Eđitim Öđretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Camilerin ve mescidlerin fonksiyonları nelerdir? [ISLAM TIM]