Yalnız Kur’an diyen yalancılar, “Kadının kapanması gerekmez” diyor. “Kadına carşaf farzdır” diyenler olduğu gibi, “Carşaf Hıristiyan rahibe kıyafetidir, giyilmez. Nitekim Abdulhamid Han carşafı yasaklamıştı” diyenler de vardır. Dinimizdeki hukme bakalım:
Kadınların vucut hatlarının belli olmayacak herhangi bir elbise ile ortunmesi farzdır. İslam dini, kapanmayı emretmiş, ama belli bir ortu şekli bildirmemiştir. (Durer-ul-multekıte)

Ahzab suresinde bildirilen cilbab, erkeğin de, kadının da giydiği bir elbise, bir gomlektir. Zevacir ve Berika’daki, (Haya cilbabını [ortusunu] cıkaranın [aleyhinde] soz etmek gıybet olmaz.) [Beyheki] ve (Cilbabı [gomleği] haram olan erkeğin namazı kabul olmaz.) [Bezzar] mealindeki hadis-i şeriflerde cilbabın bir ortu olduğu acıkca gorulmektedir. Cilbabın dış elbise olduğu tefsirlerde de yazılıdır:
Cilbab, hımarın [tulbentin] ustune ortulen ve goğse kadar inerek gomleğin ceybini [yakasını] boynu orten baş ortusu. (Ebussuud tefsiri)

Cilbab, tek parca ortu. (Celaleyn)
Cilbab, goğse kadar inen baş ortusu. (Ruh-ul-beyan)
Cilbab, milhafedir. (Beydavi)
Cilbab, hımardan buyuk ortu veya vucudunu orten dış elbise. (Kurtubi)
Cilbab, bedeni baştan aşağı orten carşaf, ferace, car gibi dış giysi. (Elmalılı)
Cilbab, dışa giyilen ortu. (Tibyan, A.Fikri Yavuz ve Hasan Basri Cantay’ın meali)
Cilbab, milhafe, entari veya hımar. (El-Envar) [Milhafe = dış ortu ki buna ferace de denir.]
Cilbab, feracedir. (O. Nasuhi Bilmen tefsiri)

Nur suresinde, (Kadınlar, hımarlarını [başortulerini] yakalarına ortsunler) buyuruluyor. Eğer cilbab carşaf demek olsaydı, hımar denmezdi.

Fıkıh kitapları cilbabın dış ortu olduğunu bildiriyor. Bir ornek: Hanıma verilmesi vacip olan nafaka, yemek, kisve ve meskendir. Kisve, hımar ve milhafedir. (Bahr-ur raık)

Tefsir, hadis ve fıkıhta cilbab dış ortudur. Carşafa bid’at denmez; cunku Âdetteki değişiklik bid’at olmaz. Şalvar ve pantolon da boyledir.

Carşaf kelimesi, Farsca cader-şepten [gece ortusu] bozularak Turkce’ye girmiştir; tesettur icin ev dışında giyilen ustluktur. Tanzimatta hacca giden İranlılardan alınan carşaf, onceleri bid’at sayılıp pek tutulmamışsa da, 1870’ten sonra yaygınlaştı. Daha sonra II. Abdulhamid Han, 4 Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirle carşafı yasakladı. (Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi)

Yaşmak ile ferace giyilirken, 1872’de Subhi Paşanın Suriye valiliğinden donuşunde ailesi Suriye’den getirdikleri carşafla gorununce, İstanbul’da carşaf moda oldu. (Musahibzade Celal, Eski İstanbul Yaşayışı)

1889’dan sonra acık feraceli iki paşa kızına birkac kulhanbeyi laf atıp feracelerini yırtınca, bu defa carşafa rağbet arttı. Bid’at diyenler de giydi. (Sermed Muhtar Alus, Aylık Ansiklopedisi sayı 36)

1913’te yuz binlerce Balkan muhacirleri İstanbul’a Ortodoks kadınlarının giydiği siyah carşafı ile gelmişti. Zamanla bu da İstanbul’a yayıldı. Hukumetin zaten uğraşacak hÂli yoktu, carşafa mani olamadı. (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimler sozluğu)

3 Ekim 1883’te Şeyh-ul-islamın teklifi ve padişahın emriyle ferace dışında bir şey giymek yasaklandı. Daha sonra carşaf da giyildi. O zamanki carşaflar farklı idi. (Vakit. 4.10.1883)

Sual: (Carşaf tam tesetturdur) diyorlar. Buna da delil olarak Âişe validemizin giyiminden dem vuruyorlar. Bence carşaf İslam’ın evrenselliğine aykırı. Sizin bu konudaki fikriniz nedir?
CEVAP
Sence ile, Bence ile, Onca ile din olmaz. Kitaplar ne yazıyor bunu bilmek gerekir. Bizim veya sizin bu konudaki fikirlerimiz dinde hic olcu olur mu?
Âişe validemiz bir defa carşaf giymemiştir. Entari giydikleri, eteklik giydikleri hadis-i şeriflerle sabit. Giymiş olsa bile, bu bir Âdettir. Peygamber efendimiz de entari giyerdi. Niye erkeklerimiz entari giymiyor? Peygamber efendimiz deveye binerdi, onlar niye Mercedese biniyorlar. Binmelerinde mahzur yoktur. Bunlar Âdettir, giyim de bir Âdettir. Dinimiz belli bir şekil bildirmemiştir.

Arap ulkelerinde yaşayanların iklim şartlarına uygun olanı carşaf olabilir. Fakat kalkıp da kutuplarda yaşayan muslumanlara carşaf giyeceksin diyemeyiz. Bu iklime uygun olmaz cunku. Dolayısıyla İslam’ın evrenselliği diye bir şey yoktur bunda.

Sual: Bazıları, "Carşaf hıristiyan rahibelerinden geldiği icin giyilmesi caiz olmaz. Şalvar ve pantolon giymek de bid'attir" diyorlar. Bu hususta dinimizin hukmu nedir?
CEVAP
Kadınların vucut hatlarının [kaba avret yerlerinin şekli ve rengi] belli olmayacak herhangi bir elbise ile ortunmesi farzdır. İslam dini, kapanmayı emretmiş, ama belli bir ortu şekli bildirmemiştir. (Durer-ul-multekite)

Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın mubarek hanımları, carşafla ortunmemiştir. Hicbir kitapta carşaf giydikleri bildirilmiyor. Milhafe, ferace, fistan, entari giydikleri bircok kitapta bildiriliyor. İmam-ı Rabbani hazretleri de, boyle değişik elbise giydiklerini 313. mektubunda bildiriyor. Bu hususlar, Cami-ur-rumuz ve Hidaye kitabında da bildiriliyor.

Kapanması gereken yerleri ortmek ve yukarıda bildirilen vucut hatlarını belli etmemek şartı ile kadınlar, bulunduğu şehrin Âdetine uygun giyinir. Cunku elbise gibi mubahlarda, şehrin Âdetine uymamak tahrimen mekruhtur. Zaruret olmadıkca, haramlarda hicbir yerin Âdetine uyulmaz. (Hadika)

Peygamber efendimiz, ayaklarına kadar uzun gomlek, yani entari giymiştir. Şalvar ve pantolon giymemiştir. Bunları giymek Âdette bid'attir. Âdette bid'at olan şeyi yapmak gunah değildir. Taksiye, ucağa binmek de Âdette bid'attir. Bunları yapmak gunah değil dinin emridir. Bunun icin Âdet olan yerlerde, kÂfirlerden gelmiş olsa bile, kadınların carşaf ve erkeklerin bol pantolon veya şalvar giymeleri caizdir, gunah olmaz. Elbisenin şekli ibadet değil, Âdettir. Cunku Peygamber efendimiz, papaz ayakkabısı, Rum elbisesi giymiştir. (Redd-ul muhtar)

Peygamber efendimizin boyle Âdet olarak yaptığı şeylere Sunnet-i zevaid denir. Bunları terk etmek gunah olmaz. (Hadika)

(Bir kavme benzeyen onlardandır) hadis-i şerifi, ibadetlerde benzemenin tehlikesini bildirmektedir. Mesela papaz zunnarı ve hac takmak boyledir.

Dikiş makinesi, daktilo, elbise gibi şeyler ise Âdettir. Âdetlerde kÂfirlere benzemek gunah olmaz. Peygamber efendimiz, her zaman belli bir elbise giymezdi. Bazen Rum, bazen Arap elbisesi giyerdi. Kolları dar Rum cubbesi de giymiştir. (Tirmizi)

Herkesin carşaf giydiği bir yerde, birkac kadının manto giymesi fitneye sebep olacağından uygun olmadığı gibi, manto giyilmesi Âdet olan yerlerde de carşaf giyilmesi uygun olmaz. Cunku bir yerde Âdet olan şeyler giyilmezse, gosteriş ve şohret olur, fitneye sebep olur. Hadis-i şerifte (Fitneyi uyandırana lanet olsun) buyuruldu. (Hadika)

Eşarbı manto icine koymak
Sual: Bir Âyette, (Başortulerini yakalarına ortsunler) denildiğine gore, eşarbı mantonun icine koymanın, bu Âyete aykırı olduğu soyleniyor. Başortusunun mutlaka goğsu ve omuzları kapatacak şekilde olması şart mı? Mantonun icine konsa mahzuru olur mu?
CEVAP
Şart olan sacları ortmektir. O Âyet-i kerimenin meali şoyledir:
([Kadınlar, yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yuz gibi] gorunen kısmı haric, ziynetlerini [sac, kulak, boyun, gerdan gibi ziynet takılan yerlerini] gostermesinler, başortulerini yakalarına kadar [sac, kulak ve gerdanlarını] ortsunler!) [Nur 31]

Demek ki, başı ortmekten maksat, sacları, kulakları ve gerdanı ortmektir. Bu ortunmenin şekli değil, onemli olan ortulmuş olmasıdır. Ortu, dikkati cekecek renk ve şekillerden de, uzak olmalıdır.

Cene altını kapatmak
Sual: Kadınlar, namaz kılarken cene altlarını da kapatmaları gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir.

Carşafın yasaklanması
Sual: II. Abdulhamid Han, kadınların carşaf giymesini nicin yasaklamıştır?
CEVAP
Bu husustaki emrin ozeti şoyledir:
Buyuk İslÂm devletinin ayakta durması, kadın ve erkek butun Muslumanların her turlu hÂl ve hareketlerinde dinin hukumlerine uymalarına bağlıdır. Aksi hÂl, Allah korusun, gerek fertler, gerek devlet icin, maddî ve manevî sonsuz zararlara sebep olacağından, İslam kadınlarının Allah’ın emirlerinden olan ortunme usul ve kaidelerine, fevkalade dikkat ve itina etmeleri gerekir. Bu carşaflar, İslam kadınlarınca ortunmeye asla munasip ve musait olmadığı gibi, bazı munasebetsiz erkekler tarafından da, kotu maksatlarla giyilebilir. Dindarlık ve maslahat bakımından meydanda olan zararlarından oturu, gereği uygun bir şekilde anlatılarak, kadınların carşaf giymelerinin yasaklanması Padişah emri iktizasındandır. (Yıldız Saray-ı HumÂyûnu Baş Kitabet Dairesi 5894; 2 Nisan 1892 Hukumdar BaşkÂtibi)

Halebi-i kebir’de, (Kadınlar dır denilen ortuyle ortunur. Dır’ın yakası goğusten ayağa kadar acıktır) buyuruluyor. Demek ki, İslÂm kadınlarının carşafla ortunmeleri, sonradan Âdet oldu. Şimdi, carşaf Âdet olan yerlerde carşafla, manto Âdet olan yerde geniş manto ve kalın baş ortusuyle ortunmelidir. (S. Ebediyye)

Dinde tesettur şekli
Sual: S. Ebediyye’de, Durer-ul-Multekıte kitabından naklen, (İslamiyet, kadınların ortunmesi icin belli bir ortu emretmedi) deniyor. Buradan, kadın ince giyinebilir, acık giyinebilir, allı gullu giyinebilir, uzun kısa giyinebilir gibi bir anlam cıkmıyor mu?
CEVAP
Hayır, asla oyle bir anlam cıkarılamaz. Bu, dîni bilgilerimizdeki alt yapı noksanlığından ileri gelen yanlış bir anlayıştır. Dinimizde şartsız soylenen şeyler şartlı anlaşılır. Mesela, Peygamber efendimiz, (Comert Cehenneme girmez) buyuruyor. Buradan her comerdin mutlaka Cennete gireceği anlaşılmaz. Bircok şart var. İlk şartı iman sahibi olmaktır. İmansızsa ne kadar comert olursa olsun, Cennete girmez, Cehenneme gider.

(Belli bir ortu şekli yok) demek, kapanmak şartıyla, yaşadığı memleketin Âdetine uygun giyinmek demektir. Mesela yaşadığı memlekette şalvar giyiliyorsa şalvar giymek, carşaf giyiliyorsa carşaf giymek, entari giyiliyorsa entari giymek, manto giyiliyorsa manto giymek demektir. Ama dine aykırı bir şey, mesela mini etek giyiliyorsa, mini etek giymek demek değildir. Tesettur demek, vucudu baştan ayağa kadar, vucut hatları belli olmayacak şekilde kapatmak demektir. İslamiyet belli bir şekil koymamıştır. Âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde, ortunme şekli bildirilmemiştir. Belli bir şekil olsaydı, elbette Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde acıkca bildirilirdi. Bunun icin, (Entari veya ferace giymek şarttır) demek yanlış olduğu gibi, (Carşaf giymek şarttır) demek de yanlıştır. Dine uygun olmak şartıyla, o bolgede Âdet olan kıyafet hangisiyse, oyle kapanmak gerekir. Dinimiz kapanmayı emretmiş, (Kadın icin, el yuz haric, vucudunun tamamını kapatması farzdır) buyurmuş, fakat ortunme şeklini serbest bırakmıştır. El yuz haric, her yerini herhangi bir kumaşla ortebilir. Yine fıkıh kitaplarında kumaşın dikkati cekici renklerde olmaması da bildirilmiştir. Durer-ul-Multekıte kitabında anlatılmak istenen tesettur budur.

Ortulu cıplak kadın
Sual: Başı kapalı bir kadının, vucut hatlarını belli edecek kadar dar ve ince elbise giymesi, kısa kollu bluz giymesi, mini etek giyene gore daha uygun değil midir?
CEVAP
Peygamber efendimiz boyle kadına, (Ortulu cıplak kadın) diyor. Yerine gore boyle giyinmek, belki de mini etek giymekten daha fazla gunahtır. Cunku bu durum, kotu ornek olur. Sanki boyle giyinmekle de, dinin emrinin yerine getirildiği sanılabilir. Mini etekli olan, ahlÂkı bozar, boyle giyinen ise dini bozar. İslam Ahlakı kitabındaki bir hadis-i şerif:
(Ortulu cıplak kadınlar Cennete girmez, kokusunu bile duymaz.) [Muslim]

Bu hadis-i şerif, kadınların ince, şeffaf veya cilde yapışık olan dar elbise ve başortusuyle ortunmelerini yasak etmektedir. Boyle ortunmek, cıplak gezmek gibi gunah olur. (İslam Ahlakı)

KAYNAK
__________________