Soru:“Zalimlere en ufak bir meyil gostermeyiniz, yoksa size de Cehennem ateşi dokunur..." (Hud 11/113) mealindeki ayeti nasıl anlamak lazım? Zalimlere bilmeyerek, art niyet olmaksızın meyil etsek, biz de ayetin kapsamına girer miyiz?

İlgili ayetin meali şoyledir:"Bir de sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostunuz yoktur; sonra yardım da goremezsiniz." (Hud, 11/113)
Bu ayet sadece zulmedenleri değil, zulme alet olanı, taraftar olanı hatta az bir meyil gosterenleri bile icine almaktadır. Cunku, "kufre razı olmak kufur olduğu gibi, zulme razı olmak da zulumdur." Dalalete, yalana, gunaha, harama taraftar olmak dalalettir, yalandır, gunahtır, haramdır.

Burada “zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın”den maksat, bir anlamda onların zulmune meyletmeyin, demektir.

Bediuzzaman Hazretleri, umumî musibetlerin, coğunluğun hatasından ileri gelmesi yonuyle; insanların bir coğunun zÂlim insanların yaptıklarına fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasıyla, manen onların zulumlerine ortak olacağını ve bu nedenle de musibet ve belaların herkese gelebileceğini ifade eder. (bk. Sozler, On Dorduncu Soz'un Zeyli)

Zalimin zulmune “iltihak” etmek demek, soz konusu zulum cephesinde belli bir gorev uslenmektir. “İltizam”da bir gorev uslenmemekle birlikte, kalben o cepheyi desteklemek soz konusudur. “Fiilen”, kelimesi iltihaka benzerse de ondan daha geri bir konumdadır. Mesela, ne maksatla olursa olsun, boyle bir hareketin yayın organlarının bayiliğini yapmak, yahut en azından o yayınlara para vermekle maddeten onları desteklemek de zulme fiilen iştirak demektir.

Demek ki, bir Musluman hem zulmetmeyecek hem de zalimden ve onun zulmunden razı olmayacak, yaptığı zulmu ovmeyecek, taraftar olamayacak ve zulmunun yayılmasına asla katkı sağlamayacaktır. Yoksa onun zulmune meyletmiş olacağından zulmune ortak olur.

Oyleyse, her Muslumanın; gunahın hangi ceşidi olursa olsun, rıza gostermemek, itaat etmemek, muhabbet etmemek, onlara muvafakat etmemek, dostluk ve arkadaşlıkta bulunmamak, destek olmamak, taraftar olmamak, yaltaklık yapmamak, onları savunmamak gibi gorevleri vardır.

Ayette zulme meyletmenin bile bu kadar dehşetli olduğu dikkatlere sunulmaktadır. Zulmun en hafifi bile boyle olursa, en buyuğunden ne derece şiddetle kacmak gerektiğine de bir ima vardır.

BeyzÂvî ayette gecen “rukun” kelimesinin "az eğilmek" olduğunu ifade eder. Yani onlara doğru az bir şekilde dahi olsa yakınlık gostermeyin, demektir. Alimler, burada yasaklanan şey, zalimlerin uzerinde bulundukları zulme rıza gostermek, onların bu işini iyi gormek, hem kendileri hem başkalarına onun guzel olduğunu gostertmek ve buna benzer şeylerde onlara katılmaktır. Ama, onlardan gelebilecek bir zararı defetmek ve zarurî, hemen elde edilmesi gereken bir menfaati temin etmek icin onların arasına karışmak, yasaklanan bu meyil ceşidine dahil değildir, demiştir. (bk. Razi, İlgili ayetin tefsiri)

Alimler zulmu uc kısım halinde incelemişlerdir:

1. İnsanla Allah arasındaki zulum. Bunun en buyuğu, inkar, şirk ve nifaktır.“Şuphesiz ki, şirk (Allah’a ortak koşmak) buyuk bir zulumdur!” (Lokman, 31/13)
ayetinde buna dikkat cekilmiştir. Yuce Allah`ın varlığını, birliğini inkÂr etmek zulum olduğu gibi, imÂn esaslarından herhangi birini inkar etmek de zulum ve kufurdur.

2. İnsanlar arasındaki zulum. Bu da, insanların kendi hemcinslerine karşı işledikleri suclar, gunahlar ve haksızlıklardır. İnsanla insan arasındaki zulum de, bu geniş alanda buyuk bir yere sahip bulunmaktadır. Zaten zulum denince ilk olarak akla insanların birbirlerine karşı olan hareketlerindeki yanlış, kotu ve zararlı davranışları zulum olarak tanıtılmış, bunların işlenmemesi istenmiş ve işleyenler zalim olarak ifade edilmiştir.

Orneğin, adam oldurmek (MÂide, 5/27, 28, 29), hırsızlılık yapmak (Yûsuf, 12/75), erkeklerin erkeklerle temasta bulunması (homoseksuellik) ve yol kesip kotulukte bulunmak (Ankebût, 29, 30), zina yapmak (Yusuf, 12/23), suclu insanları bırakıp sucsuzları cezalandırmak (Yûsuf, 12/78, 79), Allah`ın indirdiği hukumlerle hukmetmemek (MÂide, 5/45) birer zulumdur ve bunları veya bunlardan birini yapan da zalimdir. Bu nedenle haram olan şeyleri yapanlara meyletmek, taraftar olmak, benimsemek, sempati duymak da o zulme ortak olmak demektir.

3. Zulmun bir ceşidi de, insanın kendi kendine zulmetmesidir. Bu hususta da ceşitli Âyetler vardır. Nitekim,“...onlar, kendilerine zulmettikleri zaman...” (NisÂ, 4/64)
“Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı." (Nahl, 16/33)
“Onlardan kimi nefsine zulmedendir” (FÂtır, 35/32)
gibi ayetlerde buna dikkat cekilmiştir.

Bu zulum ceşitlerinden hangisi olursa olsun, zulum, yaratılış duzeninde bozukluk ve sapmalara sebep olmaktadır. İnsanın dışındaki butun varlıklar, yaratılış duzenini bozmamakta, nasıl yaratılmışlarsa, oyle hareket etmektedirler. Allah`ın emir ve yasaklarını dinlemeyen, zulum yollarına duşen insanlar ise, insanın yaratılış gayesinin dışına cıkmaktadırlar. Bu halleriyle de, varlıklar arasında en buyuk zalimlerden olma durumuna duşmektedirler.

İşte soruda gecen ayette bu zalimlere ve zulumlerine meyledenlerin de onlar gibi olacağı ve bu durumlarının da cehennem azabına neden olacağı bildirilmektedir.
kaynak:sorularlaislamiyet
__________________