Hz. Peygamber ne cennet arzusu, ne cehennem korkusuyla gozyaşı dokuyordu. O sadece Rabbine daha yakın olup, O'nun sevgisine lÂyık olma emeliyle ibadetlerini yerine getiriyordu. O'nun namazının bakın ne gibi manevi anlamları vardı?
[IMG]http://img204.**************/img204/7512/zz6cs.jpg[/IMG]
İnsan Yayınlarının Psikoloji serisinden cıkan ilginc bir kitap bugunlerde raflarda yerini aldı. Esme Sayın Ekerim’in Namaz ve Karater Gelişimi adlı kitabı, İslamiyet’in beş şartından bir olan ibadetin insan ruhunu nasıl etkilediğini goz onune seriyor.
Namazın bireye davranış ve durtulerini kontrol etme imkanı verdiğinin altını cizen calışma, namaz ibadetini bir cok acıdan ele alarak ahlaki oluşuma etkilerini psikolojik metotlarla ayrıntılı şekilde gostermeyi hedefliyor.
4 ana bolumde oluşan kitabın ana başlıkları İbadet Kavramı, Karakter Kavramı, Namaz İbadeti ve Tasavvufi acıdan namaz başlıklarını taşıyor. Alt başlıklarda ise Namaz- Sorumluluk duygusu, Namaz- Zaman ve calışma disiplini, Namaz sabır ilişkisi gibi ayrıntılara dikkat cekiyor.
Soz konusu kitaptan sizler icin ilginc bir bolum sectik:
HZ. PEYGAMBERİN NAMAZININ MANEVÎ ANLAMLARI
Hz. Peygamberin ibadet hayatı, ilÂhî aşk ve muhabbetin en ust duzeyde yaşandığı bir dunyadır. Resulullah, her an Rabbine dua eden, yalvaran, ağlayan, Rabbini anan, şukreden, O'na tevbe eden; secde ve rukûda Rabbinden ayrılmamayı dileyen bir peygamberdir.
ALLAH’A DAHA YAKIN OLMAYI İSTERDİ
AtÂ, Hz. Peygamberin ibadet hayatının manevî yonleri hususunda bize şu bilgileri naklediyor: "Ubeyd bin Umeyr ile Hz. Aişe'nin yanına gitmiştim. Hz. Aişe'ye, 'Bize Resulullah'ta gorduğun en ilgi cekici şeyin ne olduğunu anlatır mısın?' dedim. Hz. Aişe ağlamaya başladı ve şoyle dedi: 'Onun hangi hÂli ilgi cekici değil ki? Bir gece bana gelmiş, benimle yatağa girmiş, cildim cildine değmiş, sonra bana, 'Ey Ebu Bekir'in kızı! Beni bırak da Rabbîme ibadet edeyim.' demişti. 'Şuphesiz ki bana yakın olmanı arzu ederim' dedim ve kendisine musaade ettim. Yataktan kalktı, su kırbasının yanına gitti. Abdest aldı, abdest uzuvlarını bol su ile yıkadı, sonra namaz kılmaya başladı. Biraz sonra ağlamaya başladı. O kadar ki, gozunden dokulen damlalar goğsunu ıslatmıştı. Sonra rukûya vardı, rukû hÂlindeyken de ağlamaya devam etti. Sonra başını kaldırdı; yine ağladı, ağlaya ağlaya secdeye indi. Secdeden başını kaldırdı. Bilal sabah ezanını okumak icin gelene kadar ağladı. Dedim ki: 'Ya Rcsulullah, seni bu derece ağlatan şey nedir, Allah senin gecmiş gelecek butun gunahlarını affetmedi mi?' Şoyle buyurdu: 'Allah'a cok şukreden bir kul olmayayım mı?'"
Bu ornekte de gorulduğu uzere Hz. Peygamber ne cennet arzusu, ne cehennem korkusuyla gozyaşı dokuyordu. O sadece Rabbine daha yakın olup, O'nun sevgisine lÂyık olma emeliyle ibadetlerini yerine getiriyordu.
GECELERİ AYAKLARI ŞİŞENE DEK NAMAZ KILARDI
Hz. Aişe, Hz. Peygamberin ibadet hayatı hususunda bize şu bilgileri aktarmaktadır: Hz. Peygamberin geceleri ayakları şişinceye kadar ayakta durup ibadet ettiği olurdu.
Ramazan'ın son on gunu gelince Hz. Peygamber geceleri ibadetle gecirir, ailesini uyandırır, kendisini ibadete verir, başka bir işe bakmazdı. Ozellikle her sene Ramazan ayını itikatla munzevî olarak gecirmeye dikkat eder, dunyevî işlerle ilgilerini keser, zikir ve ibadet ederdi.
Gece kalkıp namaz kılmak (teheccud) zaten onun icin farz namazlardan biriydi. Bu ornekler incelendiğinde Hz. Peygamberin Rabbi ile ilişkileri hususunda son derece hassas davrandığı; ibadetler esnasında duygusal bir yoğunluk ve coşkunluk yaşadığı anlaşılmaktadır. Resulullah gunluk meşgalelerinin haricinde Rabbine sevgi ve şukrunu sunmak icin cok ozel bir vakit ayırır; o bu ibadet esnasında dunyanın ve ahiretin suflî arzularını terk ederek sadece Rabbiyle beraber olmaya ozen gosterirdi.
Muhabbet ve sevginin hakikati, insanın kendisine hicbir şey bırakmayacak şekilde butun varlığını sevgiliye hibe etmesidir. Boylece muhabbet butun tercihlerin sevgili lehinde yapılmasıdır.
Resulullah'ın ibadet hayatını şekillendiren temel esas da Rabbinin sevgisini butun sevgilerin ustunde tutması ve Rabbinin sevgisini diğer sevgilere kapı yapmasıdır. Resulullah'ta Allah sevgisi insan ve ummet sevgisine de bir kapı acmıştır.
KURAN OKUTUR VE DİNLERKEN DUYGULANIRDI
Resulullah'ın butun insanlığı kuşatan sevgi coşkunluğunu gosteren en guzel orneği bize Abdullah bin Mesud aktarmaktadır.
Abdullah bin Mesud şoyle anlatmaktadır: "Bir gun Hz. Peygamber bana 'Kur'an oku!' diye emir buyurmuştu. 'Kur'an sana nazil olmuş iken sana mı Kur'an okuyayım?' dedim. Resulullah'ın, 'Ben, Kur'an'ı başkalarından dinlemeyi de severim.' buyurması uzerine Nisa suresini okumaya başladım. 'Biz her ummete bir şahit, seni de onların uzerine şahit getirdiğimizde onların hÂli nice olur!' ayetine geldiğimde, 'Şimdilik bu kadar yeter.' buyurdu. Bir de baktım gozlerinden yaşlar akıyordu."
Bu olayda Hz. Peygamber, ummeti icerisinde şefaat ve şahitliğine lÂyık olamamış kimseleri duşunmuş; bu insanlar icin hıckırıklara boğulmuştur.
Hz. Peygamber ibadetleri esnasında dunya ve ahiretin suflî arzu ve ihtiraslarını aştığı gibi zamanı ve mekÂnı da aşar; zaman ve mekÂnın insanı sınırlandıran dar boyutları icerisinden cıkardı.
BİR REKATTA BİR KAC SURE OKURDU
Resulullah'ın bu ozel durumuyla ilgili en guzel orneği bize Huzeyfe bin Yeman anlatmaktadır: "Bir gece Hz. Peygamber ile namaz kıldım. Resulullah, Bakara suresini okumaya başladı. Yuz ayet okuduktan sonra rukû eder dedim, yuz ayeti gecti. Sonra bu sureyi bir rekatte okumak suretiyle namaz kılacaktır dedim, gecti rukû etmedi. Nisa suresini okumaya başladı. Onu da okudu. Sonra Âl-i İmran suresini okumaya başladı, onu da okudu. Ağır ağır okuyordu.
Konuyla ilgili diğer orneğimizi de Abdullah bin Şıhhır nakletmektedir: "Bir gun Resulullah'ın yanına gelmiştim. Namaz kılıyor tan goğsu kaynar kazan gibi ses cıkarıyordu."
Hz. Peygamberin ibadet hayatının manevi" yonu Allah'ı goruyormuşcasına O'na ibadet etme ve yaptığı ibadetin Allah'ın cıkmadan onceki son ibadeti olduğuna inanma şuurudur.
Bu hususta Hz. Peygamber şoyle buyurmuştur: "Dunyadan veda edecekmişcesine, Allah'ı gorur gibi namaz kıl. Sen Allah'ı gormuyorsan da O seni goruyor."
PEYGAMBERİN NAMAZLARDA ETTİĞİ DUA
Bu dua Hz. Peygamberin ibadetlerinde tecrube ettiği manevi derinliği gostermesi acısından cok onemi: Allahım! Doğu ile batı arasını birbirinden uzaklaştırdığın gibi, beni de hatalarımdan uzaklaştır. Allahım! Beyaz elbise kirden temizlendiği gibi, beni de hatalarımdan temizle. Allahım! Su, kar ve dolu ile benim hatalarımı yıkayıp temizle." Hz. Peygamber, bu duayı farz namazlarda okurdu.
CEMAATLE KILINAN NAMAZLARI KISA TUTARDI
Hz. Peygamberin ibadet hayan incelendiğinde dikkat ceken en onemli nokta onun cemaatle kılınan farz namazları kısa tutmasıdır. Hz. Peygamber cemaat icerisinde cocuk, yaşlı, hasta, emzikli veya cocuklu bir annenin varolabileceğini duşunerek onların farz namazları cemaatle kılmaktan mahrum kalmamaları ve surekli cemaatle namazlara devam edebilmeleri icin, cemaatle kılınan farz namazları kısa tutmuştur. Cemaatle kılınan namazları uzatarak insanlara bu hususu zorluk yaşatan kişileri uyarmış; onlara ciddi tepki gostermiştir
Adı: Namaz ve Karakter Gelişimi
Yazarı: Esma Sayın Ekerim
Turu: Psikoloji – İlahiyat
Yayınevi: İnsan Yayınları
Basım tarihi: İstanbul 2006-03-30
ISBN: 975-574-436-3
haber7
__________________
***Hz. Muhammed nasıl namaz kılardı?***
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- ***Hz. Muhammed nasıl namaz kılardı?***