`Kim bir kavme benzerse, o onlardandır` hadisin acıklaması
Musluman toplumlar davranış bicimlerini ve geleneklerini yuz yıllar boyunca îmÂnlarıyla yoğurmuşlar, sunnet-i seniyye hassasiyeti ile oluşturmuşlar ve olgunlaştırmışlardır. Başka toplumlarda ise bu hassasiyete—tabiî olarak—rastlamak mumkun değildir.
Her inanc sistemi, toplumlarda kendi kulturunu doğurur, kendi yaşayış bicimini oluşturur. Doğru inanclarından aldıkları gucle, yanlış goreneklerinden vazgecen toplumlar, bunun yerine zamanla inanclarıyla izah edebilecekleri doğru davranış bicimlerini kabul ederler ve bunları orf haline getirirler. İnanclardan beslenen orf ve gelenekler zamanla inanclara birer zarf olur, inancların koruyucusu makÂmına yukselir. Gelenekler bir yandan inancları korurlar; diğer yandan kendileri de inanclardan beslenirler, gelişirler ve kokleşirler.
Geleneklerle inancların sebep-sonuc ilişkisine benzer bir ilişki ile birbirine boylesine yakın duruşlarının, inancta “taklidi” kolaylaştırması ve “tahkîkî îmÂna” ihtiyac hissettirmemesi gibi bir dezavantajı da vardır aslında. Bununla berÂber, orf ve geleneklerine bağlı toplumlarda halkın îmÂnını—taklide de dayansa—sarsmak mumkun değildir.
Oysa birbirine temas halinde bulunan acık toplumlarda mahallî geleneklerin dışlanıp, daha ustun ve daha guclu gorunen diğer toplumun gelenekleri taklit edilebilmektedir. Tahkîkî olmayan bir îmÂn ise bu yaşayış taklitciliğini onlemekte başarısız kalmakta, bu taklit seline karşı kendisi de zaafiyete uğramaktadır. Nitekim, karşı toplumdan onceleri sadece gelenek ve yaşayış bicimi alınmaya başlanıyor; sonraları ise aynı toplumun yanlış anlayışları, yanlış duşunce sistemleri, batıl fikirleri, helÂl olmayan davranış bicimleri sokun edip geliyor. Tahkikî derecede olmayan toplum inancı ise bundan zarar goruyor. Halkın yuzde sekseninin tahkîk ehli olmadığını dikkate aldığımızda, bu gelenek ve yaşayış taklitciliğinin ve bu gorenek erozyonunun, halkın îmÂnını da, haram ve helÂl anlayışını ve hassasiyetini de ve neticede huzur ve mutluluğunu da olumsuz etkilediğini gormekte gecikmeyiz.
MeselÂ, geleneklerine bağlı bulunduğu yıllarda îmÂnî hassasiyetine bağlı olarak “haremlik-selÂmlık” gibi bir yaşayış bicimini geliştiren toplumumuz, gelişmiş batı toplumlarının gelenek ve goreneklerini taklide heveslendiği son asırda haremlik ve selÂmlığı tarihe gommuş; fakat îmÂnına uygun yeni bir yaşayış bicimi de geliştirememiş; neticede kadın erkek ilişkilerinde bir cok harama maalesef, ustelik “helÂl” diyerek gecit vermiştir. Bunun sonucu olarak, nÂmus anlayışından Âile kurumuna bir cok kavram ve kurum, sunnete uymayan olumsuz değişiklikler yaşamıştır. Bundandır ki, doğru inancımızdan aldığımız ve sunnet-i seniyye ile besleyip yoğurduğumuz orfumuzu yaşamamız, benimsememiz, cocuklarımıza oğretmemiz ve yaşatmamız da sunnet bulunmaktadır.
İşte Peygamber Efendimiz (asm) bahse konu yaptığınız hadisinde ummetini kendi inanclarının kulturlerini yapmaya, doğru îmÂnlarının orf ve geleneklerini oluşturmaya, bunun icin sunnet-i seniyyeye uymaya, guclu olmaya, guclu kalmaya, dÂim yukselmeye, başka kavimlere ne orfte, ne yaşayış biciminde, ne anlayışta, ne fikirde ve aslında ne ilimde, ne de teknikte muhtac olmamaya, altta kalmamaya, onları taklit etmemeye ve onlara benzememeye cağırmış; kendi yuruyuşunu bırakıp başkasını taklit etmeye ve başkasına benzemeye calışmanın, karanlık bir ucuruma doğru gerek fertlerin îmÂnları bakımından, gerekse toplumsal değerler bakımından hızlı bir duşuş getireceğini vecîz ifÂdesiyle bildirmiştir. En basit ve en sıradan davranışlarda ve yaşayış bicimlerinde bile kendimize has olanı, yani sunnet-i seniyyeyi yaşamamızı onemle istemiştir.
Peygamber Efendimiz’in (asm) başka kavimlere benzemeyi yasakladığı hadislerinden bir kacı şoyledir:
* Abdullah bin Amr bin As (ra) der ki: “Resulullah (asm) benim uzerimde usfur bitkisi ile sarıya boyanmış iki elbîse gordu ve: ‘Bu kuffÂr elbîselerindendir. Bunu giyme’ buyurdu.1
* Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Muşriklere (her hal ve hareketinizle) muhalefet ediniz ve benzemeyiniz. Sakallarınızı bırakınız ve bıyıklarınızı kısaltınız.”2
* Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Yahudî ve Hıristiyanlar sac ve sakallarını boyamazlar. Siz onlara muhalefet ediniz. (Kına ile boyayınız.)”3
Dipnot:
1- Muslim, Libas, 27;
2- BuhÂrî, 12/1955;
3- Muslim, Libas, 80; BuhÂrî, 12/1956
__________________
Kim Bir Kavme Benzerse, O Onlardandır [Hadisinin Acıklaması]
Dini Bilgiler0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Kim Bir Kavme Benzerse, O Onlardandır [Hadisinin Acıklaması]