
Mevlid, doğum zamÂnı demektir. Rebî’ul-evvel ayının 11. ve 12. gunleri arasındaki gece, Mevlid Gecesidir. DunyÂdaki butun insanlara Peygamber olarak gonderilen, Peygamberlerin sonuncusu ve en ustunu Muhammed aleyhisselÂmın doğduğu gecedir. Bu gece, Kadir gecesinden sonra, en kıymetli gecedir. Bu gece, O doğduğu icin sevinenler affolur. Bu gece, Resûlullah efendimizin doğduğu zamÂnda gorulen hÂlleri, mu’cizeleri okumak, dinlemek, oğrenmek cok sevÂbdır. Resûlullah efendimiz, kendileri de anlatırdı. EshÂb-ı kirÂm da, bu gecede, bir yere toplanıp, okurlar, anlatırlardı.
Resûlullah efendimizin annesi hazret-i Âmine, doğum zamanında gorduklerini şoyle anlatır:
“O hazretin doğacağı sırada evde yalnızdım. Abdulmuttalib, Beytullah'ı tavÂf etmeye gitmişti. Abdullah dort ay once Medîne'de vefÂt etmiş ve orada defnedilmişti. Evin tavanı tarafından buyuk bir şey indiğini hissettim ve beni bir korku kapladı. O anda bir ak kuşun kanadıyla beni sıvazladığını hissettim ve boylece korkum dağıldı. Sonra bana sut gibi beyÂz bir şerbet verdiler. Cok susamışdım. Aldım, bu şerbeti ictim. Uzun boylu kucuk yuzlu hÂtunlar gordum. Abd-i MenÂfın kızlarına benziyorlardı. EtrÂfımda duruyorlardı. Gokten yere kadar uzanmış beyÂz ipekten bir ortu gordum. Birisinin;
-Onu insanların gozunden gizliyoruz, dediğini işittim. Bir boluk kuşlar gordum ki gagaları zumrutten, kanatları yÂkuttan idi. O sırada gozumden perde kaldırıldı. Doğudan Batıya kadar yeryuzunu gordum. Biri doğuda, biri batıda, biri de KÂbe'nin damı uzerinde uc alem (sancak) gordum. Sonra cok hÂtunlar gelip cevremde oturdular. Muhammed (aleyhisselÂm) doğar doğmaz başını secdeye koydu. Parmağını semÂya kaldırdı. Sonra bir bulut indi ve onu kaldırıp goturdu. Baktım yerde goremedim. Gozden kaybolmuştu. Sonra;
-Muhammedi butun Âlemde dolaştırınız. Butun mahlûkÂt Onu ismiyle, sûretiyle ve sıfatıyla tanısın, bilsin diye bir ses işittim. O bulut bir anda Onu geri getirdi. Onu beyÂz bir yun icine sarmışlardı. Sardıkları kundak sutten ak, ipekten yumuşak idi.”
Abdulmuttalib'in kızı Safiyye HÂtun da şoyle anlatıyor:
“Muhammed aleyhisselÂm doğduğu sırada hazret-i Âminenin ebesi idim. Muhammed aleyhisselÂmın nûru, lambanın ışığını bastırıyordu. O gece altı alÂmet gordum:
Birincisi, doğar doğmaz secde etti.
İkincisi, başını kaldırıp, fasîh bir lisÂnla 'LÂ ilÂhe illallah innî Resûlullah' dedi.
Ucuncusu, Onun nûruyla ev cok aydınlandı.
Dorduncusu, doğduktan sonra yıkamak istediğimde; 'Zahmet etme, biz Onu yıkadık' diye bir ses işittim.
Beşincisi, oğlan mıdır, kız mıdır diye merÂk ettim. Gobeği kesilmiş ve sunnet edilmiş gordum.
Altıncısı, istedim ki Onu kundağa sarayım. Sırtında Muhr-i nubuvveti gordum. İki kureği ortasında 'LÂ ilÂhe illallah Muhammedun Resûlullah' yazılı idi.”
Netice olarak, her Peygamberin ummeti, kendi Peygamberinin doğum gununu bayram yapmıştır. Bugun de, MuslumÂnların bayramıdır. Neşe ve sevinc gunudur. Âdem aleyhisselÂm rûh ile cesed arasında iken, O Peygamber idi. Âdem aleyhisselÂm ve her şey, Onun şerefine, hurmetine yaratılmıştır...
Kaynak
__________________