Resûlullah efendimizin ustunluklerinden, faziletlerinden bazısı, kitaplarda şoyle bildirilmektedir:
Mahlûklar icinde ilk olarak Muhammed aleyhisselÂmın rûhu yaratılmıştır. Allahu teÂlÂ, Onun ismini Arş'a, Cennetlere ve yedi kat goklere yazmıştır.

Meleklerin Âdem aleyhisselÂma karşı secde etmelerinin emredilmesi, Âdem aleyhisselÂmın alnında Muhammed aleyhisselÂmın nûru bulunduğu icin idi.

Resûlullah efendimiz dunyÂya gelince, şeytÂnlar goğe cıkamaz, meleklerden haber alamaz oldular ve yeryuzundeki butun putlar, tapınılan heykeller, yuzustu devrildiler.

Peygamber efendimiz, uc ve kırk yaşında Peygamber olduğu kendisine bildirildiği vakit ve elliiki yaşında mîrÂca goturulurken, melekler goğsunu yardı ve Cennetten getirdikleri leğen icinde Cennet suyu ile kalbini yıkadılar.

Resûlullah efendimiz, onunde olanları gorduğu gibi, arkasında olanları da gorur ve aydınlıkta gorduğu gibi, karanlıkta da gorurdu.

Peygamber efendimizin mubÂrek teri, gul gibi guzel kokardı. Bir fakîr kimse, kızını evlendirirken, kendisinden yardım istemişti. O Ânda verecek bir şeyi yoktu. Kucuk bir şişeye terinden koydurup verdi. O kızın evi misk gibi kokardı ve evi, “Guzel kokulu ev” diye meşhûr oldu.

Peygamber efendimiz, guneş ve ay ışığında yuruyunce, golgesi yere duşmez, bedenine, elbisesine sinek, sivrisinek ve başka bocekler konmazdı.

Resûlullah efendimiz, ne zaman yuruse, arkasından melekler gelirdi. Bunun icin, EshÂbını onunden yurutur ve; (Arkamı meleklere bırakınız) buyururdu.

Resûlullah efendimiz, taş ustune basınca, ayağının izi kalırdı. Kum ustunde giderken ise, hic iz bırakmazdı.

Peygamber efendimizin buyuk bir mu'cizesi de, mîrÂca goturulmesidir. MîrÂcda, kendisine hicbir gozun gormediği şeyler gosterildi. Allahu teÂlÂyı baş gozu ile, bilinmeyen bir şekilde gordu. Fakat bu gormesi, madde Âleminin dışında yani Âhiret Âleminde oldu ve bir Ânda tekrÂr evine getirildi. MîrÂc mu'cizesi, başka hicbir Peygambere verilmedi.

Peygamber efendimize, omurlerinde bir kere salÂt ve selÂm okumaları, ummetine farz oldu. Allahu teÂl ve melekler de, Ona salÂt ve selÂm etmektedir.

Peygamber efendimiz ummî olduğu hÂlde, yani kimseden bir şey oğrenmemiş iken, Allahu teÂl Ona, her şeyi bildirmiştir. Âdem aleyhisselÂma her şeyin ismi bildirildiği gibi, Ona da her şeyin ismi ve ilmi bildirilmiştir.

Resûlullah efendimizin aklı, butun insanların aklından dah coktur. İnsanlarda bulunabilecek butun iyi huyların hepsi, Ona ihsÂn olundu.

Netice olarak Allahu teÂlÂ, Muhammed aleyhisselÂma Habîbim buyurmuştur ki bu, ustunluklerinin en ustunudur. Allahu teÂlÂ, hadîs-i kudsîde; (İbrÂhîm'i Halîl yaptım ise, seni kendime Habîb yaptım) buyurmuştur. (Sana, rÂzı oluncaya kadar, yeter deyinceye kadar her dilediğini vereceğim) meÂlindeki Duh sûresinin 5. Âyet-i kerîmesi, Allahu teÂlÂnın, Peygamber efendimize, butun ustunlukleri ihsÂn edeceğini vÂdetmektedir. Resûlullah efendimiz, bu Âyet-i kerîme nÂzil olduğu zamÂn, CebrÂîl aleyhisselÂma bakarak; (Ummetimden birinin Cehennemde kalmasına rÂzı olmam) buyurmuştur.
Kaynak
__________________