Rahman Ve Rahim Olan ALLAH'ın Adıyla;
Arkadaşlar Dİkkatlice Okuyun.Hayata Bakış Acınız Değişicek.
''Yaşamın Boyunca bir maddesel gerceklik uzerine şartlanmışsındır.Bu şartlanma icinde buyur ve tum hayatını bu bakış acısı uzerine kurarsın.İnsan doğduğu andan itibaren 5 duyuya bağlıdır ve bu nedenle dış dunyaya bu duyuların tanıttığı şekilde tanırsın.Oysa dış dunya dediğimiz kavram hakkında yapılan bilimsel araştırmalar sanıldığından tumuyle farklı gercekleri ortaya koymuştur.
Bazı duşunurlerin ''İnsan bir hayaldir, aslında butun yaşananlar gecici ve aldatıcıdır, bu evren bir golgedir'' şeklindeki sozleri gunumuzde bilimsel olarak kanıtlanıyor gibidir.''
Frederick VESTER
Goruyorum derken aslında gozumuze gelen ışınların elektrik sinyaline donuşerek beynimizde oluşturduğu etkiyi gormekteyiz...Goruyorum derken aslında beynimizdeki elektrik sinyallerini seyrederiz...Bu arada beyin ışığa kapalıdır ve ici tamamen karanlıktır.Dolayısıyla beynin ışığın kendisiyle muattap olması asla mumkun değildir.Karşına bir yanan mumu alıp ışığını seyrettiğini duşun, mumun ışığını seyrettiğin sure boyunca kafatası ve beynin ici karanlıktır mumun ışığı hic bir zaman beynimizi ve gorme merkezimizi aydınlatmamaktadır, fakat biz karanlık beynimizin icinde son derece aydınlık ve renkli bir dunya seyrederiz...ses dokunma tad ve koku bunlarda beyinde yalnızca birer elektrik sinyali olarak algılanır.Dolayısıyla beynimizin maddenin bizim dışımızdaki aslı ile değil sadece elektriksel bir kopyasıyla muhattap olmaktadır...Bizse bu bu kopyaları dışımızdaki gercek madde zannederek yanılırız...
Bu gercekler şunu gosteriyor ki gorulen duyulan ve dokunulan yada adına madde dunya evren değidiğimiz kavramlar beynimizde yorumlanan elektrik sinyalleridir.
Mesela dış dunyada bi tane kuş gorursun fakat aslında bu kuş beynimizin icindedir.Eğer beyne giden elektrik sinyallerini kesersek kuş goruntusude bir anda kaybolur.Aynı şekilde kulaktan beyne giden siniride kesersen geride hic bir ses kalmaz.Kısaca şeklini gorduğumuz sesini duyduğumuz kuş, beynin beynin elektrik sinyallerini yorumlamasından başka bi şey değildir.
Duşunulmesi gereken başka bir konu uzaklık mesafesidir.Uzaklık yani şu anda bu yazıyı okurken ekran ile aranda olan mesafe boşluk hissinden başka bi şey değildir.İnsanın kendinden uzakta sandığı maddelerde aslında beyinde tek bir noktada toplanmış goruntulerdir.Mesela insanlar goğu ve yıldıları seyreder onların kendinden milyonlarca ışık yılı uzakta olduğunu sanır, gercekte ise yıldızlar onun beynindeki goruntu merkezindedir.Sen şu anda bu yazıyı okurken icinde oturduğunu sandığın salonunda aslında icinde değilsin aksine salon senin icinde.Bedenini gormen seni salonun icinde olduğun hissine kaptırmasın.Unutma ki bedeninde Beyninde oluşan bir goruntuden ibarettir.
''Nesnelerin varlığına, kendilerini gorduğumuz ve dokunduğumuz icin, bize algılarımızı verdikleri icin inanırız.Oysa algılarımız sadece zihnimizde var olan fikirlerdir...Butun bunlar mademki sadece zihinde var olan şeylerdir , oyleyse evreni ve maddeyi zihnin dışında varlıklar olarak hayal ettiğimizde buyuk bir yanılgının icine duşmuş oluruz...''
Georgei POITRER
Maddeyi zihin dışında bir varlık sanmak yanılgıdır.Mesela beyni vucuduun dışınna cıkartıp cam bir kupun icinde yaşattığımızı var sayalım.Bir de bunun yanına her turlu bilgiyi kaydedebileceğimiz bir bilgisayar koyalım.Sonra herhangi bir ortama ait goruntu ses koku gibi verilerin elektrik sinyallerini bu bilgisayara yukleyelim bu bilgisayarı elektrik kablolarıyla beynimizdeki algı merkezlerine bağlayalım ve bilgisayara yuklediğimiz bilgileri beynimize gonderelim beynimiz bu sinyalleri aldıkca bunların karşılığı olan ortamı gorecek ve yaşayacaktır.Kendi goruntulerimizi gonderdiğimizde.Orneğin beynimiz kendini burosunda oturmakta olan bir iş adamı sanacaktır.Kısacası maddesel karşılıkları olmayan algıları gercek sanarak aldanmamız cok kolaydır.Nitekim Ruyada olan şeyde budur.
Asıl onemli soru ; bildiğim tum varlıklar algıysa beynimiz nedir? O da diğer maddeler gibi bir algı olmalıdır. Orneğin onu beynimize giden sinirleri uzatarak kafatasımızın dışına cıkararak gozumuzun gorduğu yere koyduğumuzu var sayalım bu durumda beynimizde gozumuzle gorur parmağımızla ona dokunabiliriz.Bu şekilde beynimizinde yine gorme ve dokunma duyularının oluşturduğu bir algıdan başka bir şey olmadığını anlarız.Peki goren duyan ve diğer tum duyuları algılıyan irade beyinde değilse nedir ? Ve dahada otesi ben benim diyen bu varlık kimdir.
''Yunanlılardan beri filozoflar ''makinenin icindeki hayalet'' ya da ''kucuk insanın icindeki kucuk insan'' uzerine duşunup durmuşlardır ''BEN'' yani beyni kullanan varlık nerededir? Asıl bilmeyi gercekleştiren kimdir ? ...Aradığımız şey bakanın ne olduğudur ?''
Karl PRIBIRAM
Beyni Kullanan bakan goren ve hisseden bu madde otesi varlık ''RUH''dur.Gercek olan ruhtur,madde ise sadece ruha hissetirilen hayalden ibarettir.
''Filozoflar tum nesnel gercekleri algıların bir golge dunyası haline getirirken bilim adamları insan duygularının sınırlarını korku ve endişe ile sezdiler...''
Lincoln BORNEIT
Evren ve Einstein
''ALLAH...Yarattığı varlıkların vucutlarını yokluktan başka bir şey yapmadı... tum bunları his ve vehim (yani algı) derecesinde yarattı...Alemin varlığı his ve vehim derecesinde olup, maddi derecede değildir...
Gercek manada dışarıda Zat'dan (Yani ALLAH'tan)başkası yoktur.''
İmam Rabbani Hz.
Mektubat
''Andolsun insanı biz yarattık ve biz ona şah damarından daha yakınız.''
Kaf Suresi
''Yoksa hileli bir duzen mi kurmak istiyorlar ? Fakat (asıl) o inkar edenler hileli duzene duşecek olanlar onlardır.''
Tur Suresi
Tur suresine dikkat edin işte butun anlatılmak istenen orda saklı.İşte Materyalistler Buyuklenirken Buyuk bir oyuna gelmişlerdir.
(ALLAH'ım Sen Bizi Doğru Yoldan Ayırma...Amin...)
__________________
Maddenin Ardındaki ''SIR''
Dini Bilgiler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Maddenin Ardındaki ''SIR''