Şeytan, insanın en tehlikeli duşmanıdır. Ancak şeytanı etkisiz hale getirmek de mumin icin cok kolaydır.

Bir insana, “Bir yerlerde sana cok buyuk duşmanlık besleyen biri var. Sana, olabilecek en buyuk zararı verebilmek icin yapmayacağı şey yok. Her turlu, hile, yalan, oyun ve sahtekarlıkta usta biri. Ve sana istediği zararı verene kadar da peşini bırakmayacak” dense, tepkisi nasıl olur?Sadece, “Tamam” deyip konuyla ilgilenmemesi ve o duşmanına karşı hicbir tedbir almadan hayatına devam etmesi soz konusu olur mu?

Elbetteki bu sorunun yanıtı, “Hayır”dır. Her insan, boyle bir duşmandan haberdar olur olmaz, bu konuya buyuk bir dikkat verir. Duşmanından gelecek muhtemel zararı onleyecek tedbirleri almadan ve tehlikeyi etkisiz hale getirmeden, bu konuyu hicbir şekilde aklından cıkarmaz.
Ancak insanın, kendisine buyuk duşmanlık besleyen insanlardan cok daha tehlikeli ve gozu donmuş bir duşmanı daha vardır. Bu duşman, ‘şeytan’dır. Ve insanın, dunyadaki gelmiş gecmiş en buyuk ve en kararlı duşmanıdır. İnsanlardan oluşan yuzlerce duşmanla dahi kıyaslanamayacak kadar tehlikeli bir varlıktır. Oyleyse insanın, herhangi bir duşmanına karşı dahi tedbir alırken, şeytanın duşmanlığına karşı ilgisiz ve umursuz bir tavır icerisinde olması elbetteki cok buyuk bir hata olacaktır.
Cunku şeytanın insan icin hedeflediği bir ‘son’ vardır. Bu son, kişinin ‘sonsuz cehenneme girmesi’dir. İşte şeytanın, bu sonucu elde edene kadar insanın peşini bırakması mumkun değildir. Bu, Allah'ın Kuran'da bildirdiği kesin bir adetullahtır:
Ey insanlar, yeryuzunde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gercekte o, sizin icin apacık bir duşmandır. (Bakara Suresi, 168)

Gercek şu ki, şeytan sizin duşmanınızdır, oyleyse siz de onu duşman edinin.O, kendi grubunu, ancak cılgınca yanan ateşin halkından olmağa cağırır.
(Fatır Suresi, 6)

Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara duşureceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah'ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apacık bir husrana uğramıştır.
(Nisa Suresi, 119)
Allah Kuran'da, ‘insanı duşman edinen’ şeytana karşılık,insana da ‘şeytanı duşman edinmesi’ bildirmiştir. O halde insanın Allah'ın bu emrine uyarak, -Allah rızası icin- şeytanı etkisiz hale getirmeyi kendisi icin oncelikli bir hedef haline getirmesi gerekir.
Şeytan, insan icin buyuk bir duşmandır. Ancak Allah, insanın şeytanın şerrinden kurtulmasını da cok kolay kılmıştır. Bunun icin Kuran'da insana yol gosterecek bircok sır bildirilmiştir. Bu sırlardan bir kısmı şoyledir:
•Şeytan Allah'ın izni olmadıkca hicbir şey yapmaya guc yetiremeyen aciz bir varlıktır. (Mucadele Suresi, 10)

•Şeytanın hilesi cok zayıftır. (Nisa Suresi, 76)

•Şeytanın etkisi ancak, ‘Allah'a ortak koşanlar’ ile ‘şeytanı veli edinenler’ uzerindedir. (Nahl Suresi, 100)

•Şeytanın insanlar uzerinde zorlayıcı bir gucu yoktur. (İbrahim Suresi, 22) (Sebe Suresi, 20-21)

•Şeytanın, iman edenler ve Allah'a tevekkul edenler uzerinde hicbir zorlayıcı gucu yoktur. (Nahl Suresi, 99)

•Samimiyetle Allah'a ve Kuran'a sığınmak, şeytanın vesveselerini etkisiz hale getirir. (Araf Suresi, 200-201) (Fussilet Suresi, 36)

İnsanın, sadece Allah'ın Kuran'da bildirdiği bu sırları bilmesi dahi, -Allah'ın izniyle- en buyuk duşmanı olan şeytanı hızla ve kesin olarak etkisiz hale getirmesi icin yeterlidir.
- İnsan eğer Allah'tan başka bir guc olmadığını; şeytanın da, insanların da gucsuz olduğunu unutmadan yaşarsa, Allah'a hicbir şeyi ortak koşmazsa, şeytan ona her nereden yaklaşırsa yaklaşsın hicbir sonuc alamayacak, kişiye hicbir zarar veremeyecektir.
- İnsan eğer, -her ne şartlar altında olursa olsun- Allah'a tevekkulde kararlı olursa; Allah'ın herşeyi bir kader uzerine, hayır ve hikmetlerle yarattığını ve insanların ancak Allah'ın kaderde dilediği şekilde hareket edebildiklerini unutmazsa, şeytan ona hicbir şekilde etki edemeyecektir.
- İnsan eğer, şeytandan bir vesvese geldiğinde, Allah'a sığınır ve Kuran ayetleriyle duşunurse, -Allah'ın izniyle- o vesvese ortadan kalkacak ve şeytan o kişiye hicbir şekilde etki edemeyecektir.
- İnsan eğer, şeytanın hicbir gucu olmayan, -yalnızca Allah'ın emrini yerine getiren- cok aciz bir varlık olduğunu unutmazsa, şeytanı mustakil bir guc olarak gormezse ve Allah'tan yana tavır koyarsa, şeytan o kişiye karşı tum gucunu kaybedecektir.
- İnsan eğer, şeytanın hileli duzenlerini, ters-yuz ettiği gercekleri, soylediği yalanları, oynadığı oyunları, verdiği vesveseleri Kuran ayetleriyle değerlendirirse, bunların tamamının cok curuk ve zayıf tuzaklar olduğunu hemen gorecek ve şeytan ona yine hicbir şekilde etki edemeyecektir.
İşte insan şeytana karşı bu imani şuur ile hereket ettiğinde, Allah'ın izniyle, hayatının sonuna kadar, şeytanın aleyhteki cabaları sonucsuz kalacaktır.
İnsanın şeytana olan bakış acısı, asla bu gerceklerin dışında bir mantık icermemelidir. Mumin asla şeytanı guclu gormemeli, onu etkisiz hale getirmeyi zor sanmamalıdır. Allah'ın şeytanı, ancak inkar edenler icin bir saptırıcı olarak yarattığını; ‘Allah'ı seven, Allah'ın beğendiği ahlakı yaşayan gercek muminler uzerinde ise şeytanın hicbir gucu olmadığını’ asla unutmamalıdır.
Gercek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkul edenler uzerinde onun (şeytanın) hicbir zorlayıcı-gucu yoktur. (Nahl Suresi, 99)

Kaynak
__________________