GAFLET
Gaflet pismanliga yol acar. Gaflet nimetin elden gitmesine sebep olur. Gaflet faydaliligi engeller. Gaflet kiskancligi azdirir. Gaflet kinanmaya ve nedamete sebep olur.
HikÂye edilir ki, salihlerden biri ruyasinda hocasini gorur ve ona "en cok neden pismansiniz" diye sorar.
Hocasi da ona "en buyuk pismanligim gafletimdendi"» diye cevap verir.
Yine anlatilir ki, salihlerden biri Zunnun-i Misrî'yi (rahimullahu) ruyasinda gorur ve ona "Allah (C.C)sana ne yapti" diye sorar.
Zunnun-i Misrî de "beni karsisina dikerek seni gidi palavraci, seni gidi yalanci! Beni sevdigini ileri surdun, sonra da benden gaflete dustun diye beni azarladi" cevabini verdi.
Sair bu konuda soyle der:
Kendin gaflettesin, kalbin yanilmada
Omur gecti, gunahlar oldugu gibi
Anlatildigina gore salihlerden biri bebesini ruyasinda gorur, ona "babacigim! nasilsin, durumun nasil" diye sorar. Babasi da "yavrum! dunyada gafil yasadik ve gafil olarak olduk" diye cevap verir.
Zehril Riyazda rivayet edildigine gore Hz. Yakub (A.S.) olum melegi (azrail) ile dosttu. Bir gun Azrail. Hz.Yakub (A.S.)´u ziyarete gider. Hz.Yakub (A.S.) O'na "Ya Azrail, gorusmeye mi geldin, yoksa canimi almaya mi" diye sorar.
Azrail, "gelisim ziyaret icindir" cevabini verir.
Hz.Yakub (A.S.) "senden bir ricam var" der. Azrail "nedir" der. Hz.Yakub (A.S.) "olumumun yaklastigini, canimi almaya hazirlandigini bana onceden bildirmeni istiyorum" der.
Azrail, "hay hay, sana iki veya uc haberci gonderirim" karsiligini verir.
Hz.Yakub (A.S.)'un omru dolunca bir gun yine olum meleri karsisina dikilir. Hz.Yakub (A.S.) yine sorar, "ziyaretci misin, yoksa canimi almaya mi geldin"?
Azrail, "canini almaya geldim" cevabini verir.
Hz.Yakub (A.S.) "sen bana daha once iki veya uc haberci gonderecegini soylemedinmi?" diye sorar.
Azrail su cevabi verir, "soyledigimi yaparak sana uc haberci gonderdim: Once siyah iken sonra agaran sacin, guclu iken halsizlesen vucudun ve dimdik iken kamburlasan vucudun, ey Yakub. iste bunlar benim ademogullarina gonderdigim on haberciierdir."
Sair bu durumu soyle tasvir eder:
Gecti yillar, gunler, gunahlar uremekte
Geldi olum hcbercisi. fakct kalb gafil
Dunyadan nasibin aldanmak ve pismanlik
Dunyada kalman ise imkÂnsiz ve bos kuruntu.
Ebu Ali ed-Dekkak (rehimehullahu) anlatiyor: "Hasta olan salin bir dostumu ziyaret etmeye vardim, buyuk bir seyh idi, etrafini talebeleri cevirmisti, agliyordu, iyice yaslanmisti. Ey seyh! Neye agliyorsun, yoksa dunyaya mi" diye sordum.
"Asla! Kacirdigim namazlara agliyorum" diye cevap verdi.
"Nasil olur, sen namazini kacirmazdin" dedim.
Bana su cevabi verdi. "Su gunume kadar geidim, ne gafletsiz secdeye vardigim oldu. ne de gafietsiz secceden basimi kaldirdigim var, iste simdi de gaflet icinde oluyorum."
Arkasindan derin bir nefes cekerek su siiri soyledi:
Mezarimdan dogrulacagim gunu ve mahsere varacagimi dusundum
Dort koselik cukurumdaki ikamet suremi
Yapayalniz ve tek basima, nice izzet ve mevkiden sonra
Gunahimin ve topragimin tutuklusu olarak, onunla basbasa hesaplasman uzerinde eni boyu dusundum.
Ve amel defterim verildigi zamanki halimin perisanligini,
Fakat umidim sendedir. Rabb'im, yaraticim! Umarim ki, ey Allah'im sen bagislarsin gunahkÂri!
Uyun-ut Ahbar adli eserde Sakik el-Belhî'nin (rehimehullahu) su sozleri nakledilir:
"Insanlar su uc sozu soylerler, ama davranislari sozlerine ters duser. Birincisi "biz Allah (C.C)´in kuluyuz" derler, fakat basiboslar gibi davranirlar, bu durum sozlerine ters duser. "Allah (C.C) bizim rizkimiza kefildir" derîer, fakat kalbleri yalniz dunya ile dunya varligi biriktirmekle tatmin olur. Bu davranis da sozlerine ters duser. "Olumden kurtulusumuz yoktur" derler, fakat hic olmeyecekmis gibi hareket ederler, bu durum da hic suphesiz sozlerine ters duser.
Ey kardesim, sen kendine bak! Hangi vucudLa Allah (C.C)'in huzuruna dikileceksin, hangi dille O'na cevap vereceksin, her seyi inceden inceye sana sordugunda ne cevap vereceksin. Sorulara cevap ve cevaplara dogruluk hazirla. Allah (C.C)'dan kork, cunku "O, iyi-kotu butun davranislarindan haberdardir."
Sakik-ul Belhî sozlerine devam ederek muminlere. Allah (C.C)'in emrinden ayrilmamalarini ve gizli - acik her durumda O'nu tek ilÂh olarak bilmelerini ogutledi.
Hadisi Serifde varid olduguna gore, Peygamber'imiz (S.A.S.) soyle buyurmustur.
"Ars'in direginde yazar ki, "bana itaat edenin ben de mukÂfatini veririm, beni seveni ben de severim, bana yalvaranin istegini karsilarim, benden af dileyenin gunahlarini bagislarim."
Akli basinda olan kimsenin Allah (C.C)'a korku icinde ve ibadetini sirf O'na yonelterek O'nun takdirinden hosnut olarak O'ndan gelen belÂya sabirla katlanarak verdigi nimetlere sukreder ve verdigi ile yetinerek itaat etmesi gerekir.
Nitekim ulu Allah (C.C) buyurur ki: "benim takdir ettigimden hosnut olmayanlar, gonderdigim belÂya sabirla katlanamayanlar, nimetlerime sukretmeyenler ve verdigimi yeterli bulmayanlar, benden baska Allah arasinar."
Biri Hasan el-Basrî'ye (rehimehullahu) "ibadetten zevk cimiyorum" der. Hasan el-Basrî de ona "her halde sen Allah (C.C)'dan korkmayan birinin yuzune bakmissin! Kulluk, her seyden hakkiyla siyrilarak Allah (C.C)'a yonelmektir" cevabini verir.
Baska birisi de ayni konuyu Ebu Yezid el-Bestami'ye (rehimehullahu) acar, "ibadetten zevk almiyorum" der.
Ebu Yezid el-Bestamî de ona soyle cevap verir. "Cunku sen ibadete tapiyorsun. Allah (C.C)'a ibadet etmiyorsun! Allah (C.C)'a ibadet et ki, ibadetten lezzet alasin."
Anlatildigina gore adamin biri namaza durur, «fatiha» suresini okurken sira «iyyake na'budu (sade sana kulluk ederiz)» ayetine geldigi zaman gercekten sirf Allah (C.C)'a kulluk ettigini icinden gecirir. O sirada gizli bir ses ona «yalan soyluyorsun, sen insanlara kulluk ediyorsun» diye seslenir. Hemen tevbe eder, insanlarla munasebetlerini keser ve yine namaza durur.
Yine sira «iyyeke na'budu» ayetine gelince ayni sesi bir kere deha duyar. «Yalan soyluyorsun, sen servetine tapiyorsun», bu sefer uzerine butun varligini fakirlere dagitir, yine namaza durur, sira yine «iyyake na'budu» ayetine geldigi zamen gizli ses bir daha kulagina gelir» «yalan soyluyorsun, sen elbiselerinin kolesisin.»
Derhal vucudunu ortmek icin gerekli olanlarin disinda kalan butun elbiselerini fakirlere verir ve namaza durur. Sira bir daha «iyyake na'budu» ayetine gelince bu sefer gizli ses kulagina soyie seslenir, «simdi dogru soyluyorsun, gercekten su anda sen sirf Allah (C.C)'a kulluk ediyorsun.»
Revnakul - Meranîs de der ki: «Adamin biri heybesini kaybetmis. kime verdigini bir turlu hatirlayamiyormus, bu dusunce icinde namaza durmus, namazda iken heybeyi kime verdigini hatirlamis. SelÂm verince kolesini cagirmis, «falan oglu filÂna git, heybemizi geri al» demis.
Kole «onda oldugu ne zaman hatirina geidi» diye sormus, adam «namazda iken» diye cevap vermis.
Bunun uzerine kole ona soyle demis, «efendim, demek ki sen Allah'in rizasi pesinde degil, heybenin pesinde imissin» Adam da saglam itikadina hurmet ederek koleyi derhal azad etmis. Bundan dolayi akli basinda olan kimsenin dunyadan gonul siyirarak sirf Allah'a kulluk etmesi, ilerisini dusunerek ahiret saadetini aramasi gerekir.
Nitekim ulu Allah (C.C.) soyle buyuruyor:
"Kim ki, Ahiret urununu (sevabini) dilerse onun urununu artiririz. Buna karsilik dunya urunune (elbise, yiyecek, icecek gibi dunya lezzetle*rine) talip ise ondan payini veririz, fakat onun ahirette hic bir payi olmaz {ahiret sevgisi kalbinden cikarilir)"
(Kur-an´i Kerim / Sûra Sûresi. 20)
Boyle oldugu icindir ki, Hz. Ebubekir (R.A.) Peygamberimiz (S.A.V)ugruna kirk bin dinar aciktan ve kirk bin dinar gizlice harcamis ve sonunda kendisine hic bir sey birakmamistir. Peygamberimizin (S.A.S.) kendisi olsun, yakinlari olsun dunyadan, onun azgin istek ve arzularindan yuz cevirmislerdi.
Nitekim Hz. Fatma (R. Anha)´in Hz. Ali (kerremeliahu vechehu) ile evlendigi zaman ceyizi debbaglanmis koc derisi bir post ile icine agac kabugu doldurulmus deri bir yastiktan ibaretti
[IMG]http://img246.**************/img246/2930/besmelekuran3pv.jpg[/IMG]
__________________
Gaflet
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme