Gunumuz tartışma konuları arasında, İslam ve demokrasi konusunun, muhtelif platformlarda one cıktığı gozlemlenmektedir. Acıkca belirtmek gerekirse, İslam ve demokrasi mukayesesinin, cok sağlıklı yapıldığını ifade etmek oldukca zordur.
Boyle bir mevzunun en başında, İslam’ın, insanların dunya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen ilahi kaynaklı bir din, demokrasinin ise, insanların kendi akıl, irade ve bilgi birikimine dayalı olarak ortaya cıkardıkları bir yonetim bicimi olduğunu vurgulamak gerekir.
Bu vurguyu yapmanın ana hedefi, bu iki kavramın, birbirinin zıddı veya birbirinin alternatifi ya da birbiriyle tamamen uyuşan unsurlar gibi takdim etme gayretlerinin doğru olmadığını belirtmektir.
Bu yuzden, İslam’ı, bir din olarak kendi kulvarında, demokrasiyi de bir yonetim şekli olarak kendi kulvarında değerlendirmek gerekir. Bunu yaparken, sadece kavramlara takılıp kalmadan, bu kavramların muhtevasını, objektif bir bakış acısıyla karşılaştırmak zarureti vardır.
Bu noktada, İslam ilahiyatcılarının buyuk bir kısmınca kabul edilen en onemli husus şudur: Kur’an tarafından, adı acıkca belirtilen ve insanlara emredilen herhangi bir yonetim bicimi mevcut değildir. Ancak, hem Kur’an’da, hem de Hz. Peygamber’in uygulamalarında, yoneten ve yonetilenlerin sorumluluklarını oğreten evrensel prensipler vardır.
Dunyanın herhangi bir bolgesinde, donemin ihtiyaclarına, insanlarının kulturel yapısına, oluşan siyasi şartlara, zamanın ve coğrafyanın getirdiği imkan ve zorunluluklara gore, yonetim modeli geliştirilebilir.
Demokrasinin en belirleyici ve vazgecilmez unsurlarından biri, halkın yonetime katılması ve kendi hur iradesiyle yoneticileri secmesidir. Dikkatle incelendiği zaman, Hz. Peygamber’in, İslam’ın en iyi uygulayıcısı sıfatıyla, -kelime olarak, kabul etmek, razı olmak, anlamına gelen -BEY’AT muessesesini calıştırdığı gorulur. Bey’at, gunumuz secim uygulamalarındaki oy kullanma karşılığı olarak, kısaca “halkın yoneticiye bağlılığını belirtmek icin reyini ortaya koyması” şeklinde tanımlanabilir. Bey’at, “kadın ve erkeğin, yoneticiye karşı gorev ve sorumluluğu kabul etmek uzere yaptığı bir sozleşme” olarak da tarif edilir. (1)
Hz. Peygamber’in başlattığı bey’at uygulaması bazı yapısal değişikliklere uğrayarak Osmanlı donemine kadar devam etmiştir.
Bu yonuyle bakıldığı zaman, yoneticileri belirleme metodu konusunda İslam oğretisinin, bugunku demokratik secim uygulamaları ile cok onemli bir paralellik gosterdiği anlaşılmaktadır. Bu benzerlik, her ferdin kendi reyini hur iradesiyle belirtmesi konusunda da mevcuttur.
Cunku, zorbalıkla ve kılıc zoruyla alınan bey'at gecerli değildir. Hz. Omer : "Bir kimse, muslumanlara danışmadan, ister kendisi başkan olmaya, ister başkasını başkanlığa gecirmeğe kalkışırsa (vazgecmediği taktirde) onu oldurmelisiniz" (2) demiştir.
Toplumun huzurunu bozmaya yonelik, zorbalığa ve haksızlığa dayanan her turlu girişimin bertaraf edilmesi, İslam dininin herkese yuklediği sorumluluklardan sadece birisidir.
Yoneticilerle ilgili olarak İslam’ın ongorduğu en onemli değerler, insanlar arasında, eşitliğin, adaletin ve ferdi hukuk dokunulmazlığının sağlanmasıdır. Şayet demokrasi, toplumları yonlendiren bir sistem değil de, insanların temel hak ve hurriyetlerini teminat altına alan ve halkın taleplerini karşılamayı taahhut eden bir yonetim bicimi ise, bu hususta da İslam ve demokrasi arasında herhangi bir problemden bahsetmek anlamsızdır.
Cunku, bu hakların korunması bakımından, ikisi arasında bir aykırılık soz konusu değildir. Hatta İslam, bir taraftan ferdi hukukun korunmasını emrederken, diğer taraftan da toplumsal hassasiyetlere atıfta bulunur ve ictimÂî ruhun canlı tutulmasını ister. Bu yuzden, fertlere yuklenen her sorumluluğun, toplumsal hayata bakan bir yonu vardır.
Demokratik yonetim bicimiyle idare edilen ulkelerde, toplum tarafından secilen ve yine toplum adına karar mekanizması olarak işleyen meclis de, uzerinde durulması gereken en onemli muesseselerden biridir. Bunun İslam literaturundeki tam karşılığı, danışma kurulu olarak tercume edebileceğimiz, ŞÛRÂ muessesesidir.
Yapılması planlanan işlerin, istişÃ‚re sonucunda karara bağlanması gerektiği konusunu, Kur’an iki farklı Âyette şu şekilde acıklar:
“Onları affet; bağışlanmaları icin dua et; iş hakkında onlara danış. ” (3)
“Onların işleri, aralarında danışma iledir.” (4)
Demokrasinin vasıfları arasında zikredilen coğulculuk prensibi, Kur’an’da bu Âyetlerle formulleştirilmiştir. Cunku fertler arası istişare, coğulculuğun en onemli gostergelerindendir. İlk Âyette gecen “iş hakkında onlara danış” ifadesi, İslam Âlimlerince bir tavsiye değil, yerine getirilmesi zorunlu bir emir olarak telakki edilmiştir. (5)
Yine, İslam’ın benimsediği idari yapı, danışma (meşveret) uzerine kurulması gerektiğinden hareketle, “herhangi bir şahsın diktatorluğune dayanan "otokrasi"den; kendisinde ilÂhî bir sıfat olduğu iddiasıyla ortaya cıkan kişinin idaresine dayanan "teokrasi"den; ustun azınlık sınıfının hÂkimiyetine dayanan "oligarşi"den; kişilerin heva ve heveslerine gore idare ettiği "demagoji"den ayrılır.” (6)
İslÂm'daki istişÃ‚re sistemi coğunluk veya azınlık farkı gozetilmeksizin imkan dahilinde herkesin goruşunu almayı gerektirmekte, ancak, goruşler icinde tercihe şayan olanın, parmak hesabıyla değil, derin ve tarafsız aklî araştırma neticesi tesbit edilmiş olanın tatbik mecburiyetini icermektedir. (7)
Ozellikle Hz Peygamber ve ondan sonra idarecilik yapan halifeler, istişareye ciddi manada onem vermişler, Kur’an’daki “iş hakkında onlara danış” emrinin en onde gelen uygulayıcıları olmuşlardır. Bundan dolayı İbn Teymiyye: “İdareciler istişÃ‚reden muaf olamazlar. Cunku Allah onu peygamberine emretmiştir” der. (8)
Hz. Peygamber’in sahabeyle istişaresinde dikkati ceken hususlardan biri; herhangi bir karara vardığı zaman, bu kararının Kur’an’ın bir emri mi yoksa kendi duşuncesiyle aldığı bir karar mı olduğunun, kendisine sorulmasıdır. Kur’an emri olursa, -bağlayıcılık ifade ettiği icin- o emir yerine getirilir, ancak Hz. Peygamber’in kendi kararı olursa, bu karar uzerinde sahabe kendi goruşlerini ona aktarırlardı. Bedir harbinden sonra alınan esirlerin, hangi şartlarla serbest bırakılacağı, namaza davetin (ezanın) nasıl uygulanacağı, Hendek harbinde Medine’nin nasıl savunulması gerektiği gibi konular, Hz. Peygamber’in istişare anlayışının en carpıcı ornekleridir.
İstişÃ‚re ederken goz onunde bulundurulması gereken en onemli noktalardan biri, kime veya kimlere danışılacağı konusudur. Abbasi yoneticilerinden Me'mun’un, oğluna nasihat ederken, istişÃ‚re konusunda soyledikleri, bu hususa ışık tutar. Der ki: “Şuphen olan işlerde, tecrube sahibi, gayretli ve şefkatli ihtiyarların goruşlerine başvur. Cunku onlar, cok şey gorup gecirmişler, zamanın inişli-cıkışlı, ikballi-hezimetli olaylarına şahit olmuşlardır. Onların sozu acı da olsa kabul ve tahammul et. Danışma kuruluna korkak, hırslı, kendini beğenmiş, yalancı ve inatcı kişileri alma.” (9)
İslam dunyasının, batı kaynaklı olarak geliştirilen bircok muessese uzerinde ortak bir noktaya varamadığı acıktır. Demokrasi de bunlardan bir tanesidir. Hicbir bilimsel ve akli temele dayanmadan kimileri, demokrasinin İslam’la tamamen celiştiğini anlatırken, kimileri de ikisi arasında tam bir uyumun varlığını anlatmaya calışmaktadır.
Fertlerin ve toplumların mutluluğuna katkıda bulunma gayesi ve arzusu olan herkes icin, en makul olan şey, -kavram kompleksine kapılmadan- din olarak İslam’ın evrensel değerlerinden, idari bir mekanizma olarak da demokrasinin ongorduğu temel hak ve ozgurluklerden yararlanmanın yollarını aramaktır.
Adı ne olursa olsun, insanların huzur ve mutluluğu icin yurutulen cabalara İslam’ın herhangi bir itirazı soz konusu değildir.
“Demokrasinin benimsenmesi Batı’yı “meşrulaştırma” değil, gercek bir yeniden keşif olarak gorulebilir. Batılı demokrasi ile İslam, yontemde bazı farklılıklar gosterse bile, gayelerindeki benzerlikler dikkate alınarak birbirinden istifade edebilirler. Tabii bu istifade, Hasan Turabi’nin ifadesiyle soyleyecek olursak, eğer Batılılar, demokrasinin “Musluman bir cocuk doğurmasına” musaade ede(bili)rlerse gercekleşebilir. Cunku hala Batı’da bircok kişi icin “islami demokrasi” kavramı lanetli olarak gorulmektedir.” (10)
Netice itibariyle, İslam prensiplerinin demokrasinin ongoruleriyle tamamen uyum icerisinde olduğu iddia edilemez. Ancak eğer dinden bağımsız duşunursek, yonetim bicimleri icerisinde İslam’ın genel hukumleriyle en kolay uyumlu hale getirilebilecek yonetim bicimi yine demokrasidir.
Bu arada İslam duşunurlerinin bu konuda bir cozum arayışı icerisinde oldukları da bir gercektir. Zira demokrasi, kacınılmaz olarak muslumanların icerisinde bulundukları ve kendisinden etkilendikleri bir sistemdir. Konumlarının İslam’a uygunluğunu her zaman sorgulamak zorunda olan muslumanlar, kendilerini kacınılmaz olarak etkisinde bulundukları demokrasi karşısında cozum arayışı mecburiyetinde bulmuşlardır.
Kur’an verilerine uygun olarak yapılan tartışmalar, demokrasiye bir karşıtlık değil, yeniden tanımlanan demokrasiye taraftarlık şeklinde kendini gostermektedir.
Dunyada birbirinden farklı bircok demokrasi tanımı ve uygulaması vardır. İslam dunyası, bu durum karşısında, bir yandan İslam’ı doğru anlamak ve doğru yorumlamak, diğer yandan da demokrasiyi bu yorum icinde tanımlamak zorundadır. Boyle bir yol, İslÂm ve demokrasinin buluştuğu bir orta noktanın oluşmasına katkıda bulunabilir.
(1) Yusuf Kerimoğlu, İslam Ansiklopedisi, Şamil Yayınevi, bey’at md.
(2) Muhammed Ravvas Ka'l-aci, Mevsûatu fıkh Omer b. el-HattÂb, 1401/1981, 103.
(3) Al-i İmran : 3/159
(4) Şûr : 95/38
(5) Fahreddin er-RÂzî, MefÂtihu'l-Gayb, Kahire 1934-62, IX, 76; Nevevi, Şerhu'l Muslim, Kahire 1347-49/1929-30, IV, 76.
(6) İzzuddin et-Temîmî, eş-Şûr beyne'l-EsÂle ve'l-MuÂsıra, Amman 1405/1985, s. 27-28.
(7) Ma'ruf ed-DevÂlibî, İslÂm'da Devlet ve İktidar (trc. Mehmed S. Hatipoğlu), İstanbul 1985, s. 55.
(8) İbn Teymiyye, es-SiyÂsetu'ş Şer'iyye (Mecmû'u FetÂva icinde), Riyad 1381-86, XXVIIl, 386, 387
(9) Mefail Hızlı, İslam Ansiklopedisi, Şamil Yayınları, istişare md.
(10) bkz. Mevlut UYANIK, İslam ve Demokrasi, -Muhammed Abid el-Cabiri Orneği-.
Kaynak
__________________
İslamın demokrasiye bakış acısı nedir? (ISLAM TIM)
Dini Bilgiler0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- İslamın demokrasiye bakış acısı nedir? (ISLAM TIM)