Cehennemde ateş vardır; ancak onun ateşi nursuzdur. Bu nedenle cehennemde, ışık, nur, aydınlık gibi guzellikler yoktur.
Nitekim bir hadiste şoyle buyurulmuştur:
"Cehennem kıpkırmızı kesilinceye değin bin yıl yakıldı, sonra bembeyaz olana kadar bin yıl daha yakıldı, daha sonra da simsiyah olana kadar bin yıl daha yakıldı. O, şimdi simsiyah (Tirmizi, Cehennem, 8; İbn. MÂce, zuhd 38) ve kapkaranlıktır. (bk. Fahruddin Er-RÂzi, Tefsir-i Kebir MefÂtihu’l-Gayb, Akcağ Yayınları, 23/407)
Bir başka rivayete gore, Peygamberimiz (a.s.m.) “Cehennem ateşi dunya ateşinden yetmiş derece daha sıcaktır.” (Muslim, Cennet, 30; Tirmizi, Cehennem, 8) buyurmaktadır. Cehennem “NÂr” yani ateş olduğu icin sıcaklığı gibi, dondurucu soğukluğu da vardır. Zemherîr (İnsan, 76/13) cehennemin soğukluğunu anlatır. (Buhari, Bed’ul-Halk, 10; Tirmizi, Cehennem, 9) Ateşin eksi mertebesi dondurucu soğuk olduğu bilenen bir husustur.
Peygamberimiz (a.s.m.) “Şuphesiz kıyamet gununde cehennemliklerin azap itibariyle en hafif olanı, ayaklarının altına iki kor parcası konulan ve sıcaklığından beyni kaynayan kimsedir. O zanneder ki kendisinden daha şiddetli azap goren hic kimse yoktur. HÂlbuki o azabı en hafif olandır.” (Buhari, Rikak, 51; Muslim, İman, 363-364; Tirmizi, Cehennem, 12) buyurur.
Dinin amacı insanları yaratılış amacı olan imana ve gercek hayat olan ve ebedî olarak kalacağımız ahiret hayatına yonlendirmektir. Yuce Allah “Dunya hayatını ve onun fani guzelliklerini arzulayanlar bir istediklerini dunyada veririz. Ancak ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur.” (Hud, 11/15-16) buyururken, dunyada yapılan hicbir şeyin karşılıksız kalmayacağını ve ahirette bir karşılığının olduğunu da “Kim zerre miktarı hayır işlerse onun karşılığını gorur. Kim de zerre kadar şer işlemişse onun karşılığını gorur.” (Zilzal, 99/7-8) ayeti ile ifade etmiştir.
Cennet ve cehennemin dunya ve insan ile cok yakından ilgisi ve alakası vardır. Amellerimizin neticeleri anında cennete ve cehenneme ulaşır. “Cehennem şehvetlerle ve nefsin hoşuna giden şeylerle donanmıştır. Cennet de nefsin hoşuna gitmeyen ibadetlerle kuşatılmıştır.” (Buhari, Tecrid-i Sarih, 12/195) Peygamberimiz (sav) “Cennet size ayakkabının bağından daha yakındır. Cehennem de bunun gibidir.” (Buhari, Tecrid-i Sarih, 12/195) buyurmuşlardır.
“Cehennem nerededir?” şeklindeki bir soruya Bediuzzaman Hazretleri “gerceği Allah’ın bileceğini” bununla beraber, Peygamberimizin (a.s.m.) hadislerine dayanarak “Yerin altındadır” şeklinde cevap vermiştir. “Kure-i Arzın bir senede donduğu yorungenin haşir meydanını oluşturacağını, cehennemin de bu yorunge ile belirlenen hududun alt kısmında olabileceğini, gokyuzunde bulunan ve ışığı olmayan cirimlerin gorunmediği gibi cehennemin de ışığı olmadığı icin gorunmediğini, ama dunyamızın altında ve icinde bulunan “Mağma tabakasının” cehennemin kucuk bir orneği olabileceğini" belirtir.
Bediuzzaman, ahiretin dunya ile munasebetinin devamlı olduğunu, işlenen amellerin hemen ahirete gittiğini ve olenlerin ruhlarının anında ahirete gittiğini belirtir. Ayrıca yazın şiddet-i hararetine hadis-i şerifte “min feyhi cehennem/cehennemin harareti” (Buharî, MevÂkît, 9, 10; Muslim, MesÂcid: 180, 181; Ebû DÂvud, SalÂt: 4) denilerek bu munasebete dikkat cekilmiştir.
Ahiret ile bu derece sıkı bir munasebet icinde olduğumuz halde cehennemi goremememizin sebebini de cehennemin ışığının olmaması yanında cok buyuk olmasına da bağlar. Dunyevî kucuk gozlerimizle gormemizin mumkun olmadığını, ancak yıldızlar gibi gozlere sahip olmakla gorulebileceğini, ancak akıl gozu ile gormenin mumkun olduğunu belirtir. (bk. Mektubat, Birinci Mektup)
Kaynak
__________________
Cehennemi neden goremiyoruz? (ISLAM TIM)
Dini Bilgiler0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Cehennemi neden goremiyoruz? (ISLAM TIM)