Kabir hayatında Munker ve Nekir isimli iki meleğin olunun yanına gelerek kişiye ceşitli sorular sorup yanıtlar isteyeceğine inanılmaktadır.[1] Muminler, Kelime-i Şehadet getirerek azaptan kurtulacaklar, gunahkÂr olanlar ise kabir azÂbı cekeceklerdir. Mumin sevap işleyen bir insan ise bu azaba uğramayacaktır. Kabir, Dunya'nın sonrası, Âhiret'in de oncesidir. İnanışa gore mumin olanlardan biri olup de kabre konunca kendini bir yeşil bahce icinde gorecektir.
İsrafil, elindeki Sur’a birinci defa ufurunce dağlar parca parca olacak, denizler birbirine girecek, yıldızlar yerlere dokulecek, tum canlılar olecek ve Kıyamet kopacaktır. İnanışa gore oluler Kıyamet'in koptuğunu başlarının mezarlarına carpması ile anlayacaklardır.
Ardından Allah, İsrafil'i diriltecek ve tekrar Sur'u ufurmesini emredecek. Sur calınınca butun ruhlar yeniden dirilecekler, bedenleriyle birleşip ve Mahşer Yeri'nde toplanacaklardır.
İnsanlar, Mahşer Gunu kabirlerinden dirilerek Mahşer Yeri'ne mecbûren cırılcıplak gidecekleri, ancak o gunun dehşeti ve korkusundan hic kimsenin cıplaklığın farkını varmayacağı hadiste beyan edilir.[2] Mahşer'de insanların işledikleri amellere dair sorular yoneltileceğine ve amel defterlerinin acılacağına inanılmaktadır. Amel defterine, kulun yaşantısı boyunca KirÂmen KÂtibîn isimli sağ omzunda duran melek tarafından sevapları; sol omzunda gorevli melek tarafından da gunahları yazılmaktadır.[3] Sevapları fazla gelenler Cennet'le mukÂfatlandırılacak, gunahları sevaplarından fazla olanlar ise Cehennem'le cezalandırılacaklardır.
İsrafil'in caldığı Sur'un dort budağı vardır. Biri doğuda, diğeri batıda, birisi de "yedi kat gok"te, diğeri de "yedi kat yer"dedir. Hesap sonrası Hz. Muhammed Allah'ın onune gelerek ummetinin gunahlarının affedilmesi konusunda ricada bulunacaktır. Mahşer Gunu Muslumanlığın temel dinamiklerinden birisidir.


__________________