Esselamun Aleykum ve Rahmatullah ve Berakatuh



Rasûlullah’ı Sevmenin Semereleri

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in bizim sevgimize ihtiyacı olmadığını soylemeye gerek yoktur. Bizim onu sevmemiz, onun makamını yukseltmez, onu daha da yuceltmez. Sevmeyişimiz de onun makamını, şerefini alcaltmaz. Hem nasıl boyle olmasın ki? O alemlerin Rabbinin sevdiğidir.

Hatta bu kadar da değil. Aksine ona uyanı Allah sever ve gunahlarını bağışlar. Yuce Rabbimiz şoyle buyurmaktadır:

"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve gunahlarınızı bağışlasın. Allah gafûrdur, rahîmdir." (Âl-i İmran, 3/31)

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in sevgisinden ancak onu sevenler yararlanır ve bu sayede boyle bir kimse dunya ve Âhirette mutluluğu elde eder. Bu bağlamda bundan bir dereceye kadar tafsilatlı bir şekilde sozetmek uygun duşecektir.


A- Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i Sevmek İmanın Tadını Elde Etmenin Sebeplerindendir



Yuce Rabbimiz imanın tadını elde etmek icin birtakım sebepler takdir buyurmuştur. Bunlardan birisi de Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'i butun yaratılmışlardan daha cok sevmektir. BuhÂrî ve Muslim'in Enes Radıyallahu anh'dan rivayetlerine gore Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şoyle buyurmuştur:

"Uc husus vardır ki, bunlar kimde bulunursa imanın tadını alır: Allah'ı ve Rasûlunu onların dışındaki herbir şeyden daha cok sevmek, sevdiği kimseyi ancak Allah icin sevmek ve ateşe atılmaktan hoşlanmadığı gibi tekrar kufre geri donmekten hoşlanmamak."[1]

İlim adamlarının -Allah'ın rahmetleri uzerlerine olsun- acıkladığı gibi imanın tadının anlamı, itaatlerden lezzet almak, din uğrunda zorluklara katlanmak ve bunu dunyanın gecici menfaatlerine tercih etmek demektir.[2]

Bu ne guzel ve ne şerefli bir meyvedir! Allah'ım, bundan bizi mahrum buyurma, Kabul buyur, ey Âlemlerin Rabbi!


B- Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i Seven Âhirette Onunla Birlikte Olacaktır



Rasûl-i Ekrem'i -Rabbimizin salÂt ve selÂmları uzerine- seven bir kimse, Âhirette onunla birlikte olacaktır.

İmam Muslim'in rivayetine gore Enes b. Malik Radıyallahu anh şoyle demiştir: Bir adam Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e gelerek:

“Ey Allah'ın Rasûlu kıyamet ne zamandır”, diye sordu. Nebi Sallallahu aleyhi vesellem:

"Kıyamet icin ne hazırladın ki?" diye sordu. Adam:

“Allah'ın ve Rasûlunun sevgisi”, dedi. Peygamber:

"Şuphesiz ki sen sevdiklerinle beraber olacaksın" diye buyurdu.

Enes Radıyallahu anh dedi ki: Musluman olduktan sonra, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in: "Şuphesiz ki sen sevdiklerinle beraber olacaksın" sozunden dolayı sevindiğimiz kadar hicbir şeye sevinmedik.

Enes Radıyallahu anh dedi ki: İşte ben Allah'ı, Rasûlunu, Ebu Bekr'i ve Omer'i -Allah ikisinden de razı olsun- seviyorum. Her ne kadar onların amelleri gibi amelde bulunamadı isem de onlarla birlikte olacağımı umit ediyorum."[3]

BuhÂrî ve Muslim'in rivayet ettikleri bir başka hadiste Abdullah b. Mesud Radıyallahu anh şunları soylemektedir: Bir adam Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e gelerek şoyle dedi:

“Ey Allah'ın Rasûlu, bir topluluğu sevmekle birlikte onlar gibi ameller yapamayan kimse hakkında ne dersin?” Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem: "Kişi sevdiği ile beraberdir." diye buyurdu.[4]

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in: "Kişi sevdiği ile beraberdir" sozunden kasıt, cennette onunla birlikte olacağıdır.[5]

Allahu Ekber! Rasûl-i ekrem'i seven kimsenin mukafatı ne kadar ustun, ne kadar buyuktur!

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i Sevmenin AlÂmetleri



Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i sevmenin birtakım alÂmetleri vardır. Bu ummetin ilim adamları bunları sozkonusu etmişlerdir. Mesela Kadı Iyad şunları soylemektedir: "Onun sunnetine destek olmak, şeriatini koruyup kollamak, o hayattayken huzurunda bulunmayı ve uğrunda canını ve malını vermeyi temenni etmek de onu sevmekten ileri gelir."[1]

Hafız İbn Hacer diyor ki: "Sozu gecen sevginin belirtilerinden birisi de kişiye şunun teklif edilmesidir: Eğer maksatlarından herhangi birisini elden kacırmak yahutta Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'i -eğer mumkun olsaydı- gormekten mahrum edilmek arasında birisini secmesi istenir de o da mumkun olduğu takdirde onu gormekten mahrum kalmayı, maksatlarından herhangi birisinden mahrum kalmaktan daha ağır buluyorsa, sozu gecen onu daha cok seviyor demektir, değilse hayır. Bu hic şuphesiz varlık ve yokluğa munhasır bir şey değildir. Bunun bir benzeri onun sunnetine destek vermek, şeriatini koruyup kollamak, ona muhalif olanların kokunu kazımak icin de sozkonusudur. Bunun kapsamına iyiliği emredip, kotulukten alıkoymak da girer."[2]

Buyuk ilim adamı Aynî diyor ki: "Şunu bil ki, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i sevmek, ona itaat etmeyi istemek ve ona muhalefeti terketmektir. Esasen bu da İslÂmın farzlarındandır."[3]

İlim adamlarının sozunu ettikleri hususlardan şu sonuca varıyoruz: Aşağıdaki hususlar Rasûl-i Ekrem'i sevmenin alÂmetleri arasındadır:

1. Onu gormeyi, onun sohbetinde bulunmayı cokca arzu etmek ve bunlardan mahrum olmayı, dunya hayatında bunların dışında her ne olursa olsun herhangi bir şeyi kaybetmekten daha ağır bir musibet gormek.

2. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem uğrunda canı ve malı feda etmek icin tam hazırlıklı olmak.

3. Emirlerine uymak, yasaklarından sakınmak.

4. Sunnetine yardımcı olmak, şeriati koruyup kollamak.

Her kimde bu alÂmetler bulunursa, o Rasûl-i Ekrem'i sevmekten oturu yuce Allah'a hamdetsin ve bu hususta kendisine sebat vermesini dilesin. Bunu busbutun ya da kısmen kaybetmiş olan bir kimse ise yuce Allah'ın huzuruna selim kalp ile giden mustesnÂ, hicbir malın ve evladın fayda vermeyeceği gunden once kendisini hesaba ceksin. O gunde insanların hicbir şeyi Allah'a gizli kalmayacaktır. Sakın Allah'ı ve mu'minleri aldatabileceğini duşunmesin, oyle bir işe de kalkışmasın. Cunku yuce Allah'ı aldatmaya calışan bir kimse ancak kendisini aldatır.

"Allah'ı ve mu'minleri aldatmaya calışırlar ama kendilerinden başkasını aldatamazlar da yine farkına varmazlar." (el-Bakara, 2/9)

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i Butun Yaratılmışlardan Daha Cok Sevmenin Gereği



Şuphesiz ki Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i sevmek imandandır. Kulun Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i kendi oz canından, babasından, cocuklarından, aile halkından, malından ve butun insanlardan daha cok sevmesi gerektiğine delil teşkil eden pekcok nas bulunmaktadır. Onu boyle sevmeyen bir kimse dunyada da Âhirette kendisini Allah'ın cezasına maruz bırakmaktadır. İşte aşağıda kısmen geniş bir şekilde bu nasların bazılarını sozkonusu ediyoruz:


A- Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i Oz Canımızdan Daha Cok Sevmemizin Gereği



İmam BuhÂrî, Abdullah b. Hişam Radıyallahu anh'dan şoyle dediğini rivayet etmektedir: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte idik. O sırada Omer b. el-Hattab Radıyallahu anh'ın elini tutmuştu. Omer Radıyallahu anh ona:

"Ey Allah'ın Rasûlu, şuphesiz ben seni kendi oz canım dışında, herşeyden daha cok seviyorum" dedi. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şoyle buyurdu:

"Canım elinde olana yemin ederim ki, kendi oz nefsinden dahi beni cok sevmedikce olmaz."

Bunun uzerine Omer ona:

"Şu anda -Allah'a yemin ederim- seni oz canımdan dahi daha cok seviyorum." Bunun uzerine Nebi Sallallahu aleyhi vesellem:

"Şimdi oldu ey Omer" diye buyurdu.[1]

Buyuk ilim adamı Aynî, Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'in: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki kendi oz canından bile daha cok sevmedikce olmaz" buyruğunu acıklarken: "İmanın kÂmil olmaz..."[2] demektedir.

Yine Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in: "Şimdi oldu ey Omer" buyruğunu: "Yani imanın kemale erişti."[3] diye acıklamaktadır.

"Nefsim elinde olana yemin ederim ki..." buyruğunda dikkati ceken bir husus da onun yemin etmesidir. O yemin etmese dahi butun soylediklerinde doğru olduğuna gore ya yemin ederse durum ne olur? Cunku yemin bilindiği gibi sozu pekiştirmeyi ifade eder.[4]


B- Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i Baba Ve Evlattan Daha Cok Sevmenin Gereği



İmam BuhÂrî, Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivayet ettiğine gore Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şoyle buyurmuştur:

"Nefsim elinde olana yemin ederim ki, sizden herhangi bir kimse beni babasından ve cocuğundan daha cok sevmedikce iman etmiş olamaz."[5]

Gorulduğu gibi; doğru sozlu ve doğru sozlu olduğu tasdik edilmiş bulunan, vahiy ile konuşan o yuce zatın (salÂt ve selam ona) hadiste gorulduğu gibi yemin etmektedir.

Acaba "anne" de "valid: baba" lafzının kapsamına girmekte midir? Hafız İbn Hacer bu soruya şu sozleri ile cevap vermektedir: "Eğer "vÂlid: doğuran" lafzı ile cocuğu olanı kastediyorsa elbetteki geneldir yahutta iki zıttan birisini zikretmekle yetinilerek diğerini sozkonusu etmeye gerek olmadığı gibi, burada da onlardan birisinin anılması ile yetinilmiştir. Bu durumda sozu edilen, ornek olmak uzere anılmış ve butun sevgili ve değerli varlıklar kastedilmiş olur. Sanki: "Ve beni değerli butun varlıklarımdan daha cok sevmedikce..." demiş gibi olur."[6]


C- Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i Eşten, Maldan Ve Butun İnsanlardan Daha Cok Sevmenin Gereği



İmam Muslim'in rivayetine gore Enes Radıyallahu anh şoyle demiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Kul beni eşinden, malından ve butun insanlardan daha cok sevmedikce iman etmiş olamaz."[7]


D- Yaratılmış Herhangi Bir Varlığı Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'den Daha Cok Sevenlere Tehdit



Yuce Allah baba, evlat, kardeş, eş veya aşiretten herhangi birisini yahutta herhangi bir mal, ticaret ve meskenleri yuce Allah'tan, Rasûlunden ve onun yolunda cihad etmekten daha cok seven kimseleri ilahî ceza ile tehdit ederek şoyle buyurmaktadır:

"De ki: 'Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, soy ve sopunuz, elinize gecirdiğiniz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler size Allah'tan, Rasûlunden ve onun yolundaki cihaddan daha sevgili ise, o halde Allah'ın emri gelinceye kadar bekleye durun. Allah fÂsıklar topluluğuna yol gostericilik yapmaz." (et-Tevbe, 9/24)

Hafız İbn Kesîr Âyeti tefsir ederken şunları soylemektedir: "Yani bu şeyleri eğer "Allah'tan, Rasûlunden ve onun yolundaki cihaddan" daha cok seviyor iseniz, onun başınıza getireceği cezayı ve ibretli intikamı "bekleyedurun" demektir."[8]

Mucahid ve el-Hasen -yuce Allah'ın rahmeti uzerlerine olsun- yuce Allah'ın: "Allah'ın emri gelinceye kadar" buyruğunu: "Dunyada ya da Âhirette onun cezasını (bekleyedurun) diye acıklamışlardır."[9]

Buyuk ilim adamı Zemahşerî, Âyetin tefsirinde: "Bu Âyet-i kerime oldukca ağır hukum ihtiva etmektedir. Ondan daha ağır hukum ihtiva eden bir Âyet goremezsiniz."[10] demektedir.

İmam Kurtubî diyor ki: "Âyet-i kerimede Allah'ı ve Rasûlu sevmenin vucubuna delil vardır. Bu hususta hicbir goruş ayrılığı yoktur. Ayrıca bu sevgi, sevilen herşeyden daha once gelmelidir."[11]

Rabbim(c.c) Habibim dediği Efendimiz'in sevgisini,O'nu sevebilme lutfûnu,bizlerden esirgemesin inşaAllah...Amin.
Esselamun Aleykum
__________________