Su’i zan; kotu zanda bulunmak, iyi insanı fena bilmek yani kotu gozle bakmak anlamlarına gelmektedir ki, kotu bir huydur ve haramdır. Hadis-i şerifte; (Su-i zan etmeyiniz. Su-i zan yani kotu zanda bulunmak, yanlış karar vermeye sebep olur) buyurulmuştur.

İnsanlara karşı değil Allahu teÂlÂya karşı da su-i zanda bulunmaktan sakınmalıdır. Bir kimsenin, gunahlarının affolmayacağını zannetmesi, Allahu teÂlÂya karşı su-i zan olur. Halbuki Allahu teÂlÂ, şartlarına uygun olarak yapılan her tevbeyi kabul edeceğini ve her turlu gunahı affedeceğini bildirmiştir. Bunun icin, cenÂb-ı Hakka karşı her zaman husn-i zan etmeli, tevbemi kabul eder ve beni affeder diye duşunmeli, bu şekilde inanmalıdır. Zira hadis-i kudside; (Kulum beni nasıl zannederse, ona zannettiği gibi muamele ederim) buyurulmuştur.

Tevbesinin ve duasının kabul edileceğini umit ederek tevbe eden kimseyi, Allahu teÂl affeder. Hadis-i şerifte; (Yemin ederim ki, Allahu teÂlÂ, kendisine husn-i zan ederek yapılan duayı, elbette kabul eder) buyuruldu.

Bir gencin tevbesi
Ebu Turab-ı Nahşebi hazretleri, insanların, bir kadınla tartıştığını gorur. Oraya gidip, kadına tartışmanın sebebini sorar. Kadın da yaşlı gozlerle;
-Efendim, fasık bir oğlum var. Dun gece yine şarap icmek istedi. Cemaat, geceki sesleri duyup geldi ve onu mahalleden cıkarmamı istedi. Halbuki Allahu teÂl ona bir hastalık gonderdi. Şimdi hasta yatağında yatıyor. Ben de ağır hasta olduğunu bildirdim. Olurse hepimiz ondan kurtulur, yahut tevbe eder, kendisi kurtulur. Olmez ve tevbe de etmezse, o zaman onu bu mahalleden dışarı cıkarın dedim, der.

Ebu Turab-ı Nahşebi hazretleri, kadına yardım eder ve kalabalığı dağıtır. Sonra o genci gormek ister. Genc onu gorur gormez feryat edip ağlamaya başlar ve;
-Allah’ım ne kadar kerimsin. Benim gibi omrunu boşa gecirmiş bir zavallının duasını anında kabul eyledin, der. Ebu Turab hazretleri;
-Ey genc! Ne dua ettin? diye sorar. Genc;
-Efendim, bugun seher vaktinde iki dua ettim. Biri; ya Rabbi sabahleyin bana, Ebu Turab’ın yuzunu gormek nasip eyle, ikincisi; ya Rabbi, bana nasuh tevbesi ihsan eyle dedim. Duamın birini şu anda kabul edilmiş goruyorum, umarım ikincisi de kabul edilir. Ama ben, cok gunahkÂrım. Tevbe etsem, kabul olur mu? deyince, Ebu Turab hazretleri;
-Ey genc! Umitsiz olma! Allahu teÂl ziyadesi ile tevbeleri kabul edici ve affedicidir. Kulların gunahlarını bağışlayıcıdır. Asilerin tevbelerini kabul edicidir. Butun gunahlardan tevbe makbuldur, buyurur.

Genc, Ebu Turab hazretlerinin elinde tevbe eder ve gozlerinden yaşlar dokulur. Ebu Turab hazretleri oradan ayrılınca, genc annesine;
-Ey anneciğim! Sana bir vasiyetim var. Yerine getirir misin der. Annesi;
-Evladım, ne vasiyetin varsa soyle! der. Genc;
-Beni bu yataktan toprağa indir. Ebu Turab’la tevbe ettiğim andan sonra, yerde Allahu teÂlÂya tekrar tevbe edeyim. Cunku bu hastalık beni iyice sardı. Artık bu hastalıktan oleceğimi anlıyorum der.

Annesi isteğini yerine getirir ve onu yere indirir. Genc, yuzunu toprağa surerek;
-Ey Allah’ım! Yaptıklarıma pişman oldum. Tevbe ettim. Senin dergahından başka kapım yok. Dertlilerin dayanağı, muhtacların sığınağı sensin. Toprakla bir olmuş, zamanını boşa gecirmiş bu kuluna rahmet et, diye yalvarır inler ve o gece de vefat eder.

Ebu Turab hazretleri, o gece ruyasında Peygamber efendimizi gorur ve kendisine; “Ey Ebu Turab! Dun senin elinde tevbe eden genc, bu gece vefat etti. Allahu teÂl onu, dostları derecesine kavuşturdu. Ona velilik makamı ikram eyledi. Beni ve yuz yirmi dort bin kusur peygamberi, onu ziyarete gonderdi. Ey Ebu Turab! O gence izzet gozu ile bakın. Cenazesinde hazır bulunun” buyurur.

Ebu Turab-ı Nahşebi hazretleri uyanır ve; “Ey Allah’ım! Ne kadar kerimsin. Daha dun fıskı yuzunden, mahalleden cıkarmak istedikleri bir fasıkı, bir ağlama ve inleme, bir tevbe ve pişmanlık ile bu dereceye kavuşturdun” der.

Husn-i zan etmeli
Netice olarak, hic kimse hakkında kotu duşunmemeli ve o kimseyi kotu bilmemeli, husn-i zan etmeli, yani onun hakkında iyi duşunmelidir. Başkası hakkında kotu duşunmek uygun olmadığı gibi, başkalarının yanlış ve kotu duşunmelerine sebep olacak davranış, soz ve hareketlerde bulunmak da uygun değildir. Bundan da sakınmak gerekir. Ayrıca Allahu teÂlÂya da husn-i zan etmeli yani benim gunahlarımı; ne kadar cok olsa da tevbe ettiğim zaman affeder, beni bağışlar diye duşunmeli ve bu şekilde inanmalıdır. Zumer suresinin 53. Âyet-i kerimesinde mealen buyurulduğu gibi:
(Ey gunahı cok olan kullarım! Allah’ın rahmetinden umidinizi kesmeyiniz. Allah, gunahların hepsini affeder. O, sonsuz magfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.)
Kaynak

__________________