[IMG]http://img517.**************/img517/290/tezhja8ht1.gif[/IMG]
İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.

İnsan iki buklum yaşar, oysa en doğru olduğu gun olmuştur.

Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.

O yuzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.

Rabbi vav gibi mutevazı olsun ister kulları.

Musa dal olmuştur ama Firavunun gozu Elifte kalmıştır.

İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.

Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.

İnsan iki buklum olunca rahat eder ana karnında.

Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?


Vavın elifle munasebeti ne kadar iyiyse, kainatın dengeside o kadar duzgundur.

Kim kimi hatırlarsa evvel o ona koşar.

Kainatta tum cisimler boşlukta donerken insan belki o yuzden boşlukta kalmamış, Rabbi onu imanla doldurmuştur.

Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.

Manayı bilmeyenler vav diyemez vay der.

Buna anlamca vaveyla denir.
Yani vav olamadıkları icin feryad edenlerin halidir.

Elif bir ağac ve insan onun dalıdır.
Azrail budadıkca nefesleri daha gur cıkar sesleri.

Herbiri Dal olur ve o ağactan beslenir. Vav olur o ağacın golgesine sığınır.
Ve Allah insana seslenir, peygamber eliyle ulaşan mesajı hem dal hem vav ol der insana.

"Mumin erkekler ve mumin kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emrederler; kotuluğe engel olurlar. Namaz kılarlar, zekat verirler. Allah'a ve Resulune itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Allah şuphesiz gucludur, hakimdir."

Başkasının onunde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne ağırdır. Krallara boyun eğmemiş insan gormediği bir varlığa mı itaat edecektir?

İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sutunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır. Zordadır sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu cağrıyı;

"Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O'na doneceklerini umanlar ve Allah'a gercek bir saygı gosterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir"

Sonra cağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak icindir bu davet, belki kendi yanına cağırıyordur.

İşte o ayet: "Secde et, yaklaş!"

Eğil ve ben senin başını goklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu.

Secde et, vav ol, vay dememek icin la şey olan insan herşey demek olan Rabbinin onunde...

(Hakan Turkyılmaz'dan alıntıdır)

__________________