T.C.
BAŞBAKANLIK
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI




25.01.2006




Başkanlığımız, İstanbul Camlıca’daki bir camide bir grup tarafından surdurulmek istenen bir uygulama bağlamında, aşağıdaki acıklamayı yapmayı gerekli gormuştur.


İnanc esasları ve ibadetler, dinlerin ana ogeleri ve tanımlayıcı unsurlarıdır. Dinlerin ictihada acık pek cok oğretisi olmakla birlikte, temel inanc esaslarında ve insanla Allah arasındaki ilişkileri duzenleyen ve bireyin Yuce Yaratan’a bağlılığını simgeleyen bir dizi davranışlardan ibaret olan ibadetlerle ilgili hukumlerde değişiklik olmaz. İnanc esasları ve ibadetlerde belirleyici olan, dini tesis eden Yuce Allah’ın hukumleri ve Hz. Peygamberin bu alandaki soz ve uygulamalarıdır. Bunların, insanların manevî yucelmelerini sağlamak ve ruhî tekamullerini temin etmek icin her zaman ve mekÂnda muhafaza edilmesi bir zorunluluktur.


Kur’an ve Sunnet gibi dinin temel kaynaklarında acıkca belirtilen, Hz. Peygamberin uygulamaları ile şekil ve muhteva kazanmış, İslÂm bilginlerinin goruş birliği ile hem şeklinde hem de muhtevasında birlik sağlanarak gunumuze kadar gelmiş ibadetlerin şekli ve kuralları uzerinde tartışmak ve bu cerceve dışında alternatifler uretmek, dinen doğru ve kabul edilebilir olmadığı gibi hic kimseye de bir fayda sağlamayacaktır.


İbadetlerin yerine getirilmesinde, ayrıntıda da olsa, kadınlar icin ayrı erkekler icin ayrı şekil ve kuralların onerilmiş olmasını, kadınların başlarını orterek ibadet etmeleri veya kadınların erkeklerle farklı saflarda ibadet etmeleri kuralını, kadınların aleyhine hukumler olarak yorumlamak, dinin bireysel, toplumsal ve evrensel gayelerini bilmemekten kaynaklanan bir yanlışlıktır. Din konusunda, dininin aslî kaynaklarında yer alan hukumleri, sağlıklı ve doğru dinî bilgiyi, Muslumanların ondort asırlık dinî tecrube ve uygulamalarını goz onune almak, subjektif ve temelsiz yorumlardan olabildiğince kacınmak ve bunlara itibar etmemek gerekmektedir.

Din İşleri Yuksek Kurulumuzun kadınların erkeklerle aynı safta namaz kılmasının ve başı acık namaz kılmasının dinen uygun olmadığı hususunda yukarıdaki ilkeleri gozeterek farklı tarihlerde aldığı kararlar, Başkanlığımız web sayfasında yer almaktadır.


Kamuoyuna duyurulur.



DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI










T.C.
BAŞBAKANLIK
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI





03.02.2006





Son gunlerde once bir Danimarka gazetesinde, ardından bazı Batı ulkelerinin gazetelerinde yer alan ve butun dunya kamuoyunu etkileyen Hazreti Peygamberin sozde karikaturuyle ilgili gelişmeleri derin bir uzuntuyle izlemekteyiz.

Yuce Rabbimizin, “Biz peygamberler arasında ayırım yapmayız.” mesajını bir Mirac hediyesi olarak insanlığa getiren İslÂm Peygamberiyle ilgili hakaret iceren karikaturler, sadece biz Muslumanları değil, inanca ve insana saygı gosteren insanlığı, barış ve huzur endişesi taşıyan sağduyulu butun insanları derinden uzmuştur.

Cağımızda toplumların barış ve huzur icinde yaşayabilmeleri icin insan haklarına saygıya ve bunun ayrılmaz bir parcası olan din ve vicdan ozgurluğune ihtiyac vardır. Butun inanclara ve dinî değerlere saygı gostermek, din ve vicdan ozgurluğunun ayrılmaz bir parcasıdır. Din, vicdan ve ifade ozgurluğu ise hicbir zaman başka inanclara hakaret etmeyi mazur kılmaz. Başka inanclara saygı, aslında insanın kendi inancına ve insanlığa saygının bir gereğidir.

Yurt icinde ve yurt dışında, gayrimuslim dinî kurum ve liderlerin bu konuda yaptıkları acıklamalarla gosterdikleri hassasiyetten dolayı takdirlerimizi ifade ediyoruz. Sozde basın ve ifade ozgurluğu adına inanca, insana ve Rahmet Peygamberine hakaret iceren soz konusu karikaturler konusunda hassasiyet zaafı gosteren kişi, devlet ve toplulukların buyuk bir yanılgı icinde olduklarını hatırlatmayı, yerine getirilmesi gereken tarihî bir vazife addediyoruz.

Bu tur yanlışları ifade ve basın ozgurluğu adına savunmak da, Muslumanların boyle bir saygısızlık karşısında tepkisiz kalmasını ve hoşgorulu davranmasını beklemek, ustelik İslam dunyasının bir hoşgoru sınavıyla karşı karşıya olduğunu ifade etmek de fevkalade uzucu ve kaygı verici tutumlardır. Batılı siyaset ve devlet adamlarına, basın mensuplarına bu safhada duşen gorev, yanlışların birbirini izlemesine fırsat vermemek, gerekli basireti gostermek, gerilimi azaltıcı, ortak barışı guclendirici adımlar atmaktır.

Bu konuda haklı olarak tepki gosteren butun dunya Muslumanlarını da Sevgili Peygamberimizin en buyuk ahlÂkî mirası olan vakar ve itidale davet ediyoruz. Bu tur yanlışlara tepki gosterme adına şiddete başvurulması elbette tasvip edilemez. Tepkilerin makul ve meşru sınırlar icinde kalması gerilim ve ayrışmayı hedefleyen mihraklara fırsat verilmemesi acısından da ayrı bir onem taşımaktadır.

Kamuoyuna duyurulur.





DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
__________________