10.02.2006 - ALLAH’IN KUTLU ELCİLERİNE SAYGI







NisÂ,163






Muhterem Muslumanlar!

Yuce Rabbimizin biz insanlara en buyuk lutfu ve inayeti, yol gosterici ve hidayet rehberi olarak gonderdiği peygamberlerdir. Peygamberlere iman, İslÂm inanc sisteminin ayrılmaz bir parcasıdır. Allah’ın kutlu elcilerini saygı ve sevgi ile yad etmek, hepsine salÂt ve selÂm getirmek, yuce dinimizin bize en onemli buyruğudur. Bakara sûresinin 285.Âyetinde yer alan “Biz peygamberler arasında ayrım yapmayız.”ifadesi sevgili Peygamberimizin Mirac hediyesi olarak insanlığa getirdiği evrensel bir mesajdır. Biz Muslumanlar, bu mesajla, insanlığın yolunu aydınlatan, onlara huzur ve barış onderliği yapan butun peygamberlere iman ederiz. Peygamberlere saygıyı, imanımızın bir gereği kabul ederiz. Peygamberler olmasaydı insanlık hidayet yolunu nasıl bulurdu? Nefsin ve şeytanın aldatmasına karşı insanlığı kim uyarırdı? Huzur ve barış icin kim sabır, metanet ve itidal oncusu olurdu?

Peygamberler, Yuce Rahmanın rahmet mektebinin birer oğretmenidir. Kalp gozumuzu onlar actı, doğru yolu onlar gosterdi. Medeniyet adına insanlık onlara cok şey borcludur. Peygamberler, insanları kufrun bataklığından, bir olan Allah’ın tevhit yoluna, bilgi ve inancın aydınlığına cağıran kutlu elcilerdir. Bugun gaflet, dalÂlet, cehalet, fitne, kin ve intikam cıkmazında boğulan insanlığın, onlara her zamankinden daha cok ihtiyacı vardır.

Değerli kardeşlerim!

Butun peygamberler aynı ilÂhî sozun elcileridir. Aynı kaynaktan fışkıran hayat pınarı, hikmet ışığı ve hidayet rehberidir.

Onlar ilimle ameli, hayatla ahlÂkı, hikmetle irfanı, bugunle yarını, dunya ile ahireti buluşturan ve barıştıran insanlık onderleridir.

Onlar guzelle cirkini, faydalı ile zararlıyı, adaletle zulmu, ilimle cehaleti, samimiyetle gosterişi ayırt eden insanlık rehberleridir.

Onlar, Yuce Yaratanla ve cevreyle olan ilişkilerin, ahlÂkın ve toplumsal hayatın temel ilkelerini ortaya koyan insanlık onculeridir.

Âdem insanlığın atası, Nuh zanaatın / tekniğin simgesi, İbrahim, İsmail ve Yakup sabrın sembolu, Yusuf vefanın ve asaletin adı, Musa hukukun, ozgurluk savaşının ve ahdin timsali, İsa sevginin, rahmetin ve bağışlamanın adresi, Muhammed Mustafa (s.a.s.)ise; aklın ve ilmin, ahlÂkın ve vefanın, sabrın ve metanetin, şefkat ve merhametin, haklıyken ozveride bulunmanın, haksızlığa karşı en gur sesin, batıl inanc, bilgisizlik ve kor inada karşı yureğini ortaya koymanın adıdır...

Allah’ın sevgili kulları!

Biz peygamberler ana-baba bir kardeşler gibiyiz, diyen Allah Rasulu de butun Âlemlere rahmet olarak gonderildiği hÂlde veciz bir benzetmeyle kendisini Âdem ile başlayan peygamberler binasının eksik kalan bir tuğlası olarak nitelendirmiştir. Yuce Rabbimiz hutbemin başında okuduğum ayeti kerimede şoyle buyurmaktadır:

“Biz, Nuh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyup’e, Yunus’a, Harun’a ve Suleyman’a da vahyetmiştik. Davut’a da Zebur vermiştik.”

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.s.), peygamberler zincirinin son halkasıdır. Onun icin Kur’an-ı Kerim kendisini “hatemu’n-nebiyyîn”; “Peygamberlerin sonuncusu” olarak nitelemiştir. Hazreti Peygamberle ve Kur’an-ı Kerim’le İslÂm tamamlanmış ve en mukemmel hÂlini almıştır. Allah’ın hoşnut ve razı olduğu din İslÂm’dır. Sevgili Peygamberimiz, en yuksek ahlÂkı tamamlamak uzere son peygamber olarak gonderilmiştir. Bundan sonra insanlık, onun gosterdiği yoldan yuruyerek kurtuluşa erecektir. Millî şairimiz merhum Mehmet Âkif duygularımıza şoyle tercuman oluyor:


Dunya neye sahipse onun vergisidir hep;

Medyun ona cemiyeti, medyun ona ferdi.

Medyundur o masuma butun bir beşeriyet

Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.


Mujdeler olsun Allah’ın kutlu elcilerini kendisine ornek alanlara ve onların yolundan gidenlere!


www.diyanet.gov.tr
__________________