Son gunlerde once bir Danimarka gazetesinde, ardından bazı Batı ulkelerinin gazetelerinde yer alan ve butun dunya kamuoyunu etkileyen Hazreti Peygamberin sozde karikaturuyle ilgili gelişmeleri derin bir uzuntuyle izlemekteyiz.



Yuce Rabbimizin, “Biz peygamberler arasında ayırım yapmayız.” mesajını bir Mirac hediyesi olarak insanlığa getiren İslÂm Peygamberiyle ilgili hakaret iceren karikaturler, sadece biz Muslumanları değil, inanca ve insana saygı gosteren insanlığı, barış ve huzur endişesi taşıyan sağduyulu butun insanları derinden uzmuştur.



Cağımızda toplumların barış ve huzur icinde yaşayabilmeleri icin insan haklarına saygıya ve bunun ayrılmaz bir parcası olan din ve vicdan ozgurluğune ihtiyac vardır. Butun inanclara ve dinî değerlere saygı gostermek, din ve vicdan ozgurluğunun ayrılmaz bir parcasıdır. Din, vicdan ve ifade ozgurluğu ise hicbir zaman başka inanclara hakaret etmeyi mazur kılmaz. Başka inanclara saygı, aslında insanın kendi inancına ve insanlığa saygının bir gereğidir.



Yurt icinde ve yurt dışında, gayrimuslim dinî kurum ve liderlerin bu konuda yaptıkları acıklamalarla gosterdikleri hassasiyetten dolayı takdirlerimizi ifade ediyoruz. Sozde basın ve ifade ozgurluğu adına inanca, insana ve Rahmet Peygamberine hakaret iceren soz konusu karikaturler konusunda hassasiyet zaafı gosteren kişi, devlet ve toplulukların buyuk bir yanılgı icinde olduklarını hatırlatmayı, yerine getirilmesi gereken tarihî bir vazife addediyoruz.



Bu tur yanlışları ifade ve basın ozgurluğu adına savunmak da, Muslumanların boyle bir saygısızlık karşısında tepkisiz kalmasını ve hoşgorulu davranmasını beklemek, ustelik İslam dunyasının bir hoşgoru sınavıyla karşı karşıya olduğunu ifade etmek de fevkalade uzucu ve kaygı verici tutumlardır. Batılı siyaset ve devlet adamlarına, basın mensuplarına bu safhada duşen gorev, yanlışların birbirini izlemesine fırsat vermemek, gerekli basireti gostermek, gerilimi azaltıcı, ortak barışı guclendirici adımlar atmaktır.



Bu konuda haklı olarak tepki gosteren butun dunya Muslumanlarını da Sevgili Peygamberimizin en buyuk ahlÂkî mirası olan vakar ve itidale davet ediyoruz. Bu tur yanlışlara tepki gosterme adına şiddete başvurulması elbette tasvip edilemez. Tepkilerin makul ve meşru sınırlar icinde kalması gerilim ve ayrışmayı hedefleyen mihraklara fırsat verilmemesi acısından da ayrı bir onem taşımaktadır.


Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu; tum İslam alemine itidal cağrısında bulunarak, "Lutfen haklı tepki gosterirken, şiddete başvurmayalım, masum insanların kanını dokmeyelim, yakıp yıkmayalım ki haklı iken haksız duruma duşmeyelim" dedi. Bardakoğlu; Trabzon'daki Santa Maria Katolik Kilisesi'nin rahibi Andrea Santaro'nun oldurulmesini ise uzuntu verici olarak niteleyerek, "Bu olay Turkiye'nin olumlu imajını etkilemiştir" diye konuştu.



Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in karikaturunun yayınlanmasını uzuntu ve kaygı verici olarak niteleyen Bardakoğlu, "Bir başkasının kutsalına karşı saygı gostermeyi oğrenmeli ve bunu hayata gecirmeliyiz. Herkesin inancına karşı saygı gostermek, insan haklarının ayrılmaz bir parcasıdır. Yapılan bu saygısızlığı, ifade ve basın ozgurluğu adına yapılması, hele bir de bakalım Muslumanlar bu hoşgoru testini gecebilecekler mi şeklinde saygısız ve kustahca bir ifadeyle savunulması kabul edilemez" diye konuştu. Muslumanların boyle bir olayı hoşgoru cercevesinde sineye cekmesinin duşunulemez olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, "Biz butun inanclara ve peygamberlere saygı gosteririz. Hristiyan ve Musevilerden de bizim inanc ve kutsalımıza saygılı olmasını bekleriz. Bu insan haklarına saygının bir gereğidir. Batının da bunu boyle bilmesi, bazı medya mensupları ve devlet adamlarının bunu ifade ozguluğu olarak gormemesi gerekir. Bu ifade ozgurluğunu aşan, hatta edep ve ahlak sınırlarının zorlayan bir saldırganlık, bir kustahlık, bir saygısızlıktır" şeklinde konuştu.



Turkiye'de ve dunyada, butun dini liderlerin bu yapılanın buyuk bir yanlış ve saygısızlık olduğunu acıkca ifade etmesini yaşanan olaydan cıkan tek olumlu gelişme olduğunu soyleyen Bardakoğlu, "Bir ortak akıl oluştu. Butun batılı medya mensuplarına ve siyaset adamlarına adeta bir ders verdik. Bir insan hakları, inanca saygı dersi verdik. Diyanet olarak hem batıdaki medya mensuplarını, hem de buna ifade ozgurluğu diyerek sahip cıkanları uyardık" dedi. Bardakoğlu Batılı medya mensupları ve siyasilerin de bu sese kulak vermesi gerektiğini aktardı. İslam dunyasını da itidale cağıran Bardakoğlu, gosterilen tepkiler nedeniyle haklıyken haksız duruma duşulebileceği uyarısında bulundu. Bardakoğlu şoyle devam etti: "İslam dunyasını da uyardık. Onlara dedik ki, bu bir haklı tepkidir, dindarlığınız gereğidir. Peygamber efendimize yapılan saygısızlığı biz hazmedemeyiz, buna tepki gosteririz. Ama lutfen gosterdiğiniz tepki, haklı olsun, meşru olsun, yerinde olsun. Lutfen haklı tepki gosterirken, şiddete başvurmayalım, masum insanların kanını dokmeyelim,yakıp yıkmayalım ki haklı iken haksız duruma duşmeyelim. Ben İslam dunyasını da itidale davet ediyorum."



Muslumanların, başka dinlerin peygamber ve inanclarına da saygı duyduğunu vurgulayan Bardakoğlu, "Batı insan hakları konusunda cok guzel şeyleri soyluyor. Ancak uygulamaya gecdiği vakit sınıfta kalıyor" ifadesini kullandı. Bardakoğlu, yaşananları Hristiyanlık dunyasının Muslumanlığa bir saldırısı olarak gormediğini vurgulayarak, "Ben inanıyorum ki Batı da kendine gelecek ve bu yanlışı onleyecektir" dedi. Benzer yanlışların devam etmesinin farklı din mensupları arasında derin yaralar acacağını soyleyen Bardakoğlu, "Biz medeniyetleri buluşturmaya , farklılıklarımızı zenginlik olarak gostermeye calışıyoruz. Bunu baltalayacak her hareket insanlığın geleceği icin bir tehdit oluşturur" şeklinde konuştu.



Bardakoğlu, Trabzon'daki Santa Maria Katolik Kilisesinin rahibi Andrea Santaro'nun oldurulmesi olayını ise uzuntu ve kaygı verici olarak değerlendirdi. Bardakoğlu, "Olayı oğrendiğimde fevkalade uzuntu duydum. Bana gore; bir Katolik din adamına karşı mabette işlenen bu cinayet uzuntu ve kaygı vericidir. Cunku dinimiz, bir insanın haksız yere oldurulmesini butun insanlığı oldurmekle eşdeğer tutar. Hele bunun bir din adamına kilisede mabette işlenmesi daha uzuntu vericidir. Peygamberimiz butun din adamlarının ve mabedlerin korunması gerektiğini soylemiştir" dedi.

__________________