Kuran'a gore insan acelecidir; sabırsızdır; cabuk şikayet eder. Nankor, mala ve menfaatine duşkundur. Minnet duygusundan tamamen uzak olan insan, bağımsızlık durtusunun etkisiyle kendisini Tanrı yerine koyabilmektedir. Ancak gene Kuran'a gore insan, yaratıkların bircoğundan ustun kılınmış, yaratılış amacı gereği bir takım ozellikler de kendisine verilmiştir. Oncelikle insanın Yaratıcı'dan bir mesaj alabilmeye layık gorulmesi, yani vahye muhatap kılınması, kendisine verilen ustunluğun ve değerin bir
gostergesidir.
Kuran'da coğu ayet, insanın ruh durumunu ve Allah'la olan ilişkisini
anlatır. Kuran'a gore insan, varlıkların bircoğundan ustun kılınmıştır.
Peki, Kuran insanı nasıl tanımlar? Uludağ Universitesi İlahiyat Fakultesi
Din Kulturu ve Ahlak Bilgisi Oğretmenliği Bolumu oğretim gorevlisi Dr.
Mehmet Şanver, yaptığı calışmada Kuran'ın insanı nasıl anlattığını, Kuran'a gore insanın zayıf ve guclu yanlarının neler olduğunu araştırıyor. Dr. Şanver'in calışmasının geniş bir ozeti ise şoyle:
İnsanın yapısı, kotuye, iyiye eğilimli ve zihni yeteneklerle donatılmıştır.
Kuran insanı eğitirken prensip, gaye ve metodlarını bu yapıya gore
ayarlamakta ve temellendirmektedir. Kuran her insanın yaratılışta bir
'fıtrat' ı (arzuları, kabiliyetleri, ihtiyacları, zaafları) olduğunu ve bu
fıtrat uzere yaratıldığını bildirir.
Kuran, Rum suresi 30. ayette "Sen yuzunu hanif olarak dine, yani Allah
insanları hangi fıtrat uzere yaratmış ise o fıtrata cevir. Allah'ın
yaradışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların coğu bilmezler" şeklindeki ifade ile, dini anlarken ve anlatırken tutulması
gereken en doğru yolun, insanın yaradılışında var olan değerlere yonelmek olduğunu ve insan doğasının ozelliklerini araştırmanın gerekliliğine de işaret ediyor. İnsanı tanımadan ona yonelik bir takım faaliyetlerde bulunmak, bilinmeyen ve tanınmayan bir yola kılavuzsuz cıkmak gibidir. Dolayısıyla tebliğ, oğretim ve eğitimde de insan fıtratının dikkate alınmak zorunluluğu vardır. Orneğin, insan unutkan yaratılmışsa ondan hic unutmaması beklenmemelidir. Bunun icin Allah insanları unuttuklarından dolayı sorumlu tutmamaktadır. Yani O, insana yetenek ve eğilimlerine gore hitap etmektedir.
Kuran, toplumun huzurunu ve disiplinini sağlamak icin koyduğu kurallarda insan psikolojisini ve biyolojik varlığını daima goz onunde bulundurur ve insana mutlaka alternatifler sunar. Akıl, insan doğasına uygun bir tebliğ ve terbiye sayesinde kotuluğu bırakır ve iyiliğe yonelir. İnsan ve insanın tanıtılması konusu Kuran'da geniş yer tutar. Kuran'da insandan bahseden pek cok ayette onun yaratılış surecinden, psikolojik hallerinden, insan fıtratının değişen ve değişmeyen yonlerinden soz edilir. Bu suretle insan bu konularda duşunmeye davet eder. Yaratılışın nereden geldiğinin bilincinde olan insan, Yaratıcı'dan gelecek tebliğ ve davete daha elverişli ve hazır yapıya donuşur. Boylece bir anlamda Allah ile insan arasında bir iletişim koridoru oluşur.
İnsan beden ve ruhtan oluşmuş bir butundur
Yaratılışında belli bir oluşum ve tekamulden gecirilen insan, dunya hayatı
icersinde de gerek bedensel, gerekse ruhsal olarak, birtakım gelişim
safhalarından gecer. Kuran'da ayetlerin coğunun insanın ruhsal hallerini ve Rabbiyle olan ilgilerini dile getiren ayetler olduğunu soylemek mumkundur.
Kuran'a gore insan bolunmeyen bir butundur. Kuran insanı insan olarak ele almaktadır. Kafasıyla, kalbiyle, duygularıyla, zaaflarıyla,
kıskanclıklarıyla ve butun yonleriyle ele almakta ve onun derinliklerine
nufuz etmektedir. Kuran'ın insana bakışı, insanı değerlendirişi kapsamlı,
birleştirici, dengeli ve mutedil bir bakıştır. Kuran insanın, madde ile
ruhun birleşmesinden meydana geldiğini belirtir. Bu ikisi birbirine bağlı ve ortaklaşa faaliyet halindedir. Kuran insanın ruhsal dunyası hakkında geniş bilgi verir. Cunku Kuran'ın ilk ve en onemli fonksiyonu insan ruhunu eğitmek ve belli bir yone sevketmektir. Kuran, ruha hitap etmekte ve ona yon vermeye calışmaktadır.
İnsan darda Allah'ı hatırlayıp genişlikte şımarıp unutur
İnsanın davranışları, ruhsal ozellikleri ve bunun dışa yansımaları acısından bakıldığında, Kuran'da her turlu insanı bulmak mumkundur. Ayetlere gore, darda Allah'ı hatırlayıp, genişlikte şımarıp unutanlar, inkarcıların ruh halleri, bir tehlike karşısında korkanlar, ikiyuzlulerin davranışları, ihtiyarlıktaki davranış bozuklukları, heyecan, ofke ve pişmanlık sırasında insanda fizyolojik değişiklikler gorulebilir. Kuran'ın ifadelerine gore, insan istikrarsız, değişken, zayıf, hırslı ve huysuz tabiata sahiptir. Allah insanın yukunu hafifletmek ister, cunku insan zayıf yaratılmıştır. Yine Kuran'a gore insan acelecidir. Sabırsızdır, cabuk şikayet eder. Nankor, mala ve menfaatine duşkundur. İnsan eli sıkı ve cimri, rahatına duşkun, kendine aşırı guveni olan, şımarık ve kibirlidir. Minnet duygusundan tamamen uzak olan insan, bağımsızlık durtusunun etkisiyle kendisini Tanrı yerine koyabilmektedir. Ceşitli ayetlerde belirtildiğine gore, insan aldanıcı, taklitci, unutkan, bilgisizce tartışan, karamsar ve umitsizlik eğilimi taşıyan bir yaratılışa sahiptir. Bir izaha gore, Allah insanı ihtilaf uzere yaratmıştır. İnsana kotuluğun bildirilmesi de kendisi icin bir zaaf teşkil eder.
Kuran, insanın zaafına işaret ederken, diğer bazı dinlerde yer aldığı gibi
"insan doğarken gunahkardır" demek istememiştir. Cunku Kuran'a gore insan "insan doğuştan gunahkar" değildir. İnsan doğarken kusursuz ve her turlu gunahtan uzak olarak yaratılmıştır. Ancak şahsiyetinin derinliklerinde, doğuştan gelen "kotuye ve iyiye yonelme" kabiliyetlerinin potansiyel olarak var olduğu anlaşılmaktadır. Onun iyiliğe ya da kotuluğe yonelmesi, fıtrat ve tabiatından ziyade, aldığı terbiye ve cevre faktorlerinin sonucudur.
Ayetlere gore, eğitim, insanın duşuk ve zayıf yonlerini ıslah etme gorevini yerine getirmediği takdirde insanın dunya ve ahiret hayatı husran olur.
Kuran, insanı butun yonleriyle tanıtırken tedavi yollarını ve kurtuluş
carelerini de kendisine oğretmektedir. Gercekte insan, iyi ve kotu olmak
uzere iki yonlu kabiliyetli olan bir varlıktır. Bu iki yonden birisinin
ağırlık kazanmasında ve harekete gecmesinde, insanın tabiatı, ruhsal durumu, bulunduğu ortam ve aldığı terbiye belirleyici rol oynamaktadır.
"Gercekten insan tahammulsuz, hırslı, aceleci ve sabırsız yaratılmıştır. Başına bir fenalık gelince feryat eder; hayır dokundu mu kıskanc ve cimri kesilir." (MeÂric suresi 19-21. ayetler)
Bu ayete gore, insanın temel yapısında, iyiliğe ve kotuluğe hızlı bir
şekilde eğilim gosterebilecek yeteneğin varlığı sozkonusudur. İnsanın
tabiatına, ruhsal durumuna ve yaşadığı ortama gore değişebilen iki yonlu yapısı, Kuran'da değişik yerlerde, değişik ifadelerle anlatılır. İnsan, bir darlık ve sıkıntı gelince Rabbini hatırlamakta, O'nunla birlikte olup O'na yalvarmaktadır. Ama darlık ve sıkıntı gidince sanki daha once Rabbine yalvaran o değilmiş havasına burunmektedir. Hamdi Yazır'a gore, sıkıntı anlarında dine yonelme ve yaratıcıya sığınma, insandaki fıtri yapının bir tezahurudur. Sıkıntı anlarında Allah'ın yardımını ve himayesini istemek icin O'na yonelme ve dua etme davranışı sıkca gorulen bir durumdur. Balcıktan ve Allah'ın ruhundan yaratılan insan, iki boyutlu bir varlıktır. İnsan bir yonuyle ovguye layık, diğer yonuyle kınamayı hakedecek bir yapıya sahiptir. O bir yonuyle balcığa meyillidir. Obur boyutuyla, yani Allah'ın ruhu ise yuceliğe meyillidir. İnsan iki zıtlıktan yaratılmıştır. İnsanın buyukluğu ve onemi iki boyutlu bir varlık olmasından ileri gelmektedir.
İnsan varlıkların bircoğundan ustun kılınmıştır
Kuran, insanın zaaflarını dile getirirken, onun tamamen aciz olduğunu ve
hicbir olumlu ve ustun yonu olmadığını soylemez. Kuran'da butun yaratıklar arasında en buyuk onem insana verilmiştir. Cunku yine Kuran'a gore insan, yaratıkların bircoğundan ustun kılınmış, yaratılış amacının gerekli kıldığı bir takım ozellikler de kendisine verilmiştir. Oncelikle insanın Yaratıcı'dan bir mesaj alabilmeye layık gorulmesi, yani vahye muhatap kılınması kendisine verilen ustunluğun ve değerin bir gostergesidir. Yani insanda beliren ilk ustunluk, onun yeryuzunde Allah'ın temsilcisi olması ve bunun gerektirdiği ve dunyaya hakim olmasını sağlayan ilim ve bilgeliğin kendisinde varolmasıdır. Bu ustunluk meleklerce kabul edilmiş ve onların Adem'e secde etmeleriyle neticelenmiştir.
İnsanı hayvandan ayıran gosterge "tekamul" değil "bilgilenme"dir. Hayvanla kıyaslandığında onun yaşayışındaki farklılığın gostergesi ise "uygarlık" değil, "kendini bilme" şuurudur. İnsanın yaratılışından getirdiği bir ustunluğu de, Ahzap suresi 72. ayette belirtilen "Biz emaneti, goklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yuklenmekten cekindiler, korktular. Onu insan yuklendi. (İnsan bu emanetin hakkını gozetemediğinden) Doğrusu o cok zalim, cok cahildir" ayetiyle anlatılır. Ayette gecen emanet, işlenmesinde sevap, terkinde ceza olan ibadet ve davranışlarla, akıl ve duşunce kabiliyetidir. Kulluk ve akıl emanetine riayet edilmezse zulum ve bilgisizliğe sapılmış olur. Bu emaneti vermekle Allah, insanı teklifleriyle sorumlu tutmuş ve boylece onu imtihan etmiştir. Ayetin sonunda insanın "zalim" ve "cahil" olduğuna dair tabiatındaki olumsuzluk ve zafiyet belirtilmekle birlikte, burada insanın başka bir ustunluğu daha ortaya cıkmaktadır. Bu da Allah'ın bir takım varlıklara teklif edip de kabul etmedikleri emaneti ustlenme konusunda sadece insanın irade ve kararlılık gostermesidir.
İnsanın butun yaratıklara karşı ustunluklerinden birisi de onun iradesidir. Yani hicbir hayvan ve bitki, kendi fıtratlarının aksine hareket edemezken, insan, kendi fıtratı ve icgudusunun aksine hareket edebilen tek varlıktır. Kendi fıtratına, bedeninin maddi ve manevi ihtiyaclarına bile kafa tutabilen tek varlık insandır. Kendisinin iyiliğine ve hayrına olan şeylerin tersini bile yapabilmektedir. Hem aklının gosterdiği, hem de aklının muhalefet ettiği doğrultuda davranışlar sergileyebilmektedir. "İyi" ya da "kotu"yu secmekte hurdur. İnsan, iradesi sayesinde seceneklerden birisini tercih hakkına sahiptir. Secme yeteneği, Allah'ın insana verdiği en onemli ve belirgin ozelliklerdendir. Allah, insanı calışıp cabalayarak hayatını surdurmesi ve kendi kurtuluşu doğrultusunda gayret gostermesi icin yeryuzunde hur bırakmıştır.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran en belirgin ozelliği "kendinden haberdar
oluşu" yani benlik şuurudur. İnsan bilimsel terminolojide tanımlandığı
gibi, ellerinde ve yuzunde kıl olmayan, kuyruksuz ve boynuzsuz, dik olarak yolda yuruyen bir yaratık değil; bilgeliğin ona "ozgurluk" bahşettiği, acık bir irade kazandırdığı varlıktır. Ozgurluk, ustten gelen zorunluluğa karşı kafa tutma imkanıdır. İnsanı ve evreni yaratıp hareket ettiren, duzenleyen ve idare eden otoriteden kacış imkanıdır.
İnsan irade sahibi olduğu icin sorumluluğu soz konusudur. Ozgurluk ve secme hakkı, insanın sorumlu olma zorunluluğunu da beraberinde getirir. Başka bir ifadeyle insanın sorumluluğu hur bir iradeye sahip olmasının sonucudur. Bundan dolayıdır ki, Kuran'a gore insan, kendi yaşayışından sorumlu olan tek varlıktır. O gun kişi, onceden yaptıklarına bakacaktır. Hatta sadece kendi yaşayışından değil, Allah'ın yeryuzundeki halifesi olması sebebiyle, dunyada ilahi mesajın gereklerini yerine getirmekle de sorumludur. Kuran'a gore herkes kendi davranışından sorumludur. Herkesin yaptığı iyilik kendi lehine, kotuluk de kendi aleyhinedir.
İnsanoğlu, şan ve şeref sahibi kılınmış, ona karada ve denizde gidebileceği vasıtalar ve guzel guzel rızıklar verilmiş, yaratıkların bircoğundan ustun kılınmıştır. Aklıyla, konuşmasıyla, yazı, ilim ve sanat kabiliyetiyle, mizacını mutedil, suretinin guzel, boyunun dik oluşuyla, yerdekilere hakimiyeti, gecim vasıtalarını kolayca bulmasıyla insan diğer varlıklardan ustun yaratılmıştır. Yapısında taşıdığı olumsuzluklar, sahip olduğu ustunlukler ve kendisine verilen kabiliyetleriyle insan, terbiyeye ihtiyac duyan ve yucelmeye istidadı olan bir varlıktır. Kuran'da tanıtılan insan, bir takım zaaflara sahip olmasının yanında, "Allah'ın halifesi olma" sının gerektirdiği gorevleri yerine getirmeyi mumkun kılacak ozelliklerle de donatılmıştır.
________________
(Kaynak: Dr. Mehmet Şanver, Uludağ Universitesi İlahiyat Fakultesi Oğretim Uyesi "Dini Tebliğ ve Eğitim Acısından Kur'an'da İnsan Psikolojisi ve Ozellikleri")
__________________
Kur-an İnsanı nasıl anlatıyor ?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Kur-an İnsanı nasıl anlatıyor ?