Bazı hadis-i şeriflerde, "Ramazan ayı girince merede-i şeytanlar zincire vurulur." buyuruluyor. "Merede-i şeyÂtîn" ne demektir; onların zincire vurulmalarının tezahurleri nelerdir?

İnsanlar gibi şeytanlar da farklı farklıdır. Cok aşırı zararlıları olduğu gibi her insana ozel verilmiş şeytanlar da vardır. Ramazanda bağlanan şeytanlar hususi şeytanlar değildir. Daha zararlı ve şerir şeytanlardır. Herkesin hususi şeytanı ise insanla beraber bulunmaktadır.

Eğer şeytan insandan ayrılsa o zaman insanın terakkisi durur. Ancak Ramazanda bu şeytanların tesirleri ve zararları azalabilir.

Hatta bir hadiste Peygamber efendimiz kendisine de bir şeytan verildiğini ancak hususi şeytanının teslim olup Peygamberimize boyun eğdiğini soylemiştir.

Ayrıca insana şuphe ve vesvese veren sadece şeytan değildir. İnsanın nefsi emmaresi de her zaman gorev başındadır.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) "Ramazan ayı girince Cennet kapıları acılır, Cehennemin kapıları kapanır ve merede-i şeyÂtîn zincire vurulur." (Buhari, Savm, 5) buyurmuştur. Hadiste gecen "Merede", inatcılar, direnenler, saldırganlar demektir. Bu ifadeyle, şeytanların en azgınları, ipe-sapa gelmezleri, gozu donmuşleri kastedilmektedir. Evet, bu mubarek ayda, "merede-i şeyÂtîn" zincire vurulmaktadır.

Bununla beraber, Ramazan-ı şerifte de hatalar işlendiği, gunahlara girildiği ve buyuk yanlışlıklar yapıldığı bir gercektir. Fakat, bu Kur'an ayında mu'minlerin elde ettiği buyuk kÂr duşunulduğunde ve şeytanın buna razı olmayacağı, adeta hırsından deliye doneceği ve insanları gunahlara cekmek icin butun hilelerini kullanacağı goz onunde bulundurulduğunda merede-i şeyÂtînin elinin-kolunun bağlanmış olduğu anlaşılacaktır.

Şuphesiz, Ramazan'da yapılan ibadetler cok onemlidir. CenÂb-ı Allah oruc hakkında "Oruc Bana ait bir ibadettir; onu Nefsime izafe ediyorum. MukÂfatını da Ben vereceğim." buyurmaktadır. Bu itibarla da onun genişliğini, derinliğini ve Hak indindeki değerini kavramak, ona bir kıymet takdir etmek mumkun değildir. Dolayısıyla, onun mukÂfÂtını vermeye CenÂb-ı Hak'tan başka kimsenin gucu yetmez. Allah TeÂlÂ, oruc sevabını bizzat takdir etmiş ve onu obur Âlemde bir surpriz olarak verme vaadinde bulunmuştur. Bu surpriz mukÂfÂtın en onemli vesilesine de "Cunku oruc tutan kulum, yemesini-icmesini Benim icin terk ediyor" sozuyle işaret buyurmuştur.

Bu kutlu zaman diliminde mu'minler oruc ibadetiyle beraber, teravih namazı da kılarlar. "O Ramazan ayı ki insanlara bir rehber olan, onları doğru yola goturen ve hakkı bÂtıldan ayıran en acık, en parlak delilleri ihtiva eden Kur'Ân o ayda indirildi." (Bakara, 2/185) ilÂhi beyanı gereğince Ramazan'ı tam bir Kur'an ayı olarak değerlendirir ve bol bol Kur'an okurlar. Aynı zamanda, gonulleri acılır, semahatle ve engin bir comertlikle coşarlar; hayır ve hasenÂt hesabına butun fırsatları değerlendirirler. Bir hadis-i şerifin ifadesiyle, "Rasûlullah insanların en comerdi idi. Onun bu comertliği Ramazan ayı girip de Cebrail aleyhisselamla buluştuğu zaman daha da artardı. Hazreti Cebrail Ramazan ayı cıkıncaya kadar her gece Peygamber Efendimiz'e gelip Kur'an'ı arz ederdi. O gunlerde Allah Rasûlu (sallallahu aleyhi ve sellem) insanlara rahmet getiren ruzgardan daha comert olurdu." Mu'minler de, Rehber-i Ekmel'e ittiba ederek, o gunlerde daha bir comertleşir; zekat, sadaka ve fıtır sadakası adı altında surekli ihsanda bulunurlar. Dahası, bazıları, Ramazan ayının son on gununde itikafa girer ve kendilerini butun butun ibadete verirler.

İşte, boyle bir hayır yarışı karşısında şeytanın cileden cıkması onun tabiatının gereğidir. Zira o, insanoğluna duşmanlığını ifade ederken, "ZÂtına kasem olsun, hepsini şirÂzeden cıkaracağım!" demiş ve surekli, ayakları kaydırma yolları arayıp durmuştur. Oyleyse, Ramazan'ın bereketi cıldırtır şeytanı ve şeytanlaşan bir kısım habis ruhları. Bu buyuk sevapları insanların ellerinden alabilmek icin, onlar arasında cok hır-gur cıkarma hırsıyla kıvrandırır insî-cinnî şeytanları.

Ne ki, gorulduğu gibi, insanlar bu huzur ikliminde buyuk olcude ramazanlaşıyor; daha dikkatli ve ahirete acık yaşıyorlar. Allah'ın izni ve inayetiyle, Ramazan'ı sukûnet icinde geciriyor ve gunahlardan biraz daha uzak kalıyorlar. Demek ki, merede-i şeyÂtîn diyebileceğimiz o azgınlar gercekten zincire vuruluyor. Bazı insî ve cinnî şeytanlar heva ve heves gibi yardımcıları vasıtasıyla tahribatlarına devam etmeye calışsalar da, CenÂb-ı Hak, azgın şeytanların onunu tıkıyor ve onlara faaliyet izni vermiyor.


__________________