NEFİS MUHASEBESİ

Nefsinden gelen sozun samimiyet olduğuna inat edenden korkulur. Bunlardan kendinizi koruyunuz. Kendiniz, aynı bilmemezliğe duşmemek icin duşununuz. Nefsin desiselerini beyan eden eserleri kendinize hitab ederek okuyunuz.

Nefsine itimad ederek mesai arkadaşlarını Âmiyane gorenin sonu tehlikelidir. İstişare esnasında kendi fikrine saplanarak vereceği cevabı duşunen; azaların fikirlerini kucumseyen, hatadan kurtulamaz.

İşin icine cok acı soz girdi mi, onun tadı tuzu kalmaz. Kendi fikrini cok beğenip, arkadaşını daima isabetsiz gormek kıyamet alÂmetidir. Nefsin desiselerini acıklayan eserleri sık sık kendinize hitab ederek okumak bu hastalığın yegÂne dev ve dermanıdır.

Başkalarını ıslah icin evvel kendimizi ıslah etmek icab eder.

Kendini ıslah ve derse muhtac gormeyen, bilemeyen gafletten uyansın. Uyarıcı eserlere sarılsın.

Dostlarına şiddet-i hiddet eden, haşin davrananın dostları dağılır. Bu neticeyi kendinden bilmek, guzel bir fazilettir.

Herkesin bir kusurunu bulup, kendi kusurlarını gormeyerek dostlarını terk eden, terk edilir.

Halini, etvarını, gidişatını başkasından dinle! Cunku senin fenalığın, yanlışlık ve hataların senin nefsine, dostun gozune iyi gorunur. Seni medhedenlere aldanma. Senin yanlışlık ve isabetsiz hareketlerini sana soyleyenler senin hakikî dostlarındır. Hastaya şeker vermek cÂiz olmayabilir. Onun icin acı ilac faydalıdır.

"Senin yolunda şoyle bir kuyu var" diyen insan senin hayırhahındır.

Yanlış hatt-ı harekette giden, zararlı hali olan bir kimseye her zaman, "İyi gidiyorsun" demek, onu gaflete duşurmek ve ona zulmetmek olur.

Acı nasihat faydalı şerbettir.

A benim guzel dostum!.. Cok kere olduğu gibi bugun yine cok tenkitler ettin. Kusurlar, hatalar saydın. Acaba gıyabında tenkitler yaptığın, gıybetini ettiğin Allah'ın kullarının o yaşa kadar olan iyiliklerinden, hayra hizmetlerinden, guzel huylarından, zararsız hallerinden ne kadarını yÂdettin, kac tanesini saydın? Munekkid ve kusur sayıcılardan olma! Korkarım ki, zulumkÂr olursun...

Cok tenkitcilerin, gıybetcilerin, herkesin kusurlu işlerini sayanların meclislerine yanaşma. Bu kotu ahlÂk sana da bulaşır. Hem cabuk bulaşır. Zira bu fena huyun muharriki nefistir. Nefsanî şeyler nefisleri kolayca harekete gecirir.

Tenkitci, kusurları piyasaya cıkarıcı kimselerin dostluğunda bulunup da, eğer ona kapılmamışsan, AhlÂk-ı Muhammediye (a.s.m.), evliyÂ, suleha ve ulemanın İslÂm ahlÂkı ve edebi hakkındaki eserlerini mutalÂa ettikten, ilim ve hikmet tetebbuatında bulunduktan sonra, onların hal ve kallerini; hısım, akraba, coluk-cocuklarına karşı muamelelerini; din kardeşleri ve dÂv arkadaşlarına olan hatt-ı hareketlerini; ibadet, itaat ve takva hususundaki vaziyetlerini tetkik et ve gor. Eğer sen ilim, irfan, kemalÂt, fazilet, edep, terbiye, ahlÂk ve hayÂ, azimet ve takv ehli olarak o eserlerinden mustefid olmuşsan, hemen dergÂh-ı İlÂhiye el acıp, "Aman y Rab!.. Tenkitci, kusur arayıcı, kusur gorucu ve gıybetci olmak felÂketinden Sana sığınıyorum. Beni bu Âfetlerden muhafaza eyle. Âmin" diyerek goz yaşları dokeceksin.

Ey ehli İslam ve irfan! Din kardeşlerinin ayıplarını, kusur ve hatalarını sayıp dokmekte, bakıyorum ki, cok mahirsin. Acaba bir o kadar veya onun yarısı kadarı olsun kendi ayıplarını, kendi kusur ve yanlışlarını, isabetsiz hareketlerini, seni dinleyenlere aynı iştahla, aynı maharetle sayıp doktun mu? Korkarım ki, zulumkÂr olmuş olmayasın. Guzel huylu ol. Nefsini zemmeden, kusurlarını itiraf eden din ve dÂv arkadaşlarını medheden ahlÂk-ı Âliye erbabı ile sohbet et. AhlÂk-ı Âliye ile yukselmek aşkına duşersin. "Tahallukû bi ahlÂkillah" emr-i cemiline inkiyad şerefiyle şereflenirsin.

Herkes yuku kendi gucu kadar cekebilir. Oyle ise sen kendi gucunun başardığı şeyleri başkalarında gormezsen, kendini mihenk yapıp onları tenkid etmemelisin. Kendinde bir ustunluk vehmedip gurura duşmemelisin. Onlar kabiliyetlerine gore ne kadar hizmet gorseler ind-i İlahîde ihlÂsa binaen makbuldur.
__________________