Değerli kardeşlerim;
Mustehcen neşriyatın cevremizi sardığı, acık sacıklığın salgın hastalık gibi cemiyete musallat olduğu bir devirde yaşıyoruz. Bu hastalık az cok herkesi tesiri altına almaktadır. Bilhassa gencliği kemirmekte, icten ice cevherini ve manevî duygularını yaralamaktadır.
Nefsî hisleri tahrik eden unsurların coğalması kişilerde bazı kotu alışkanlıkların artmasına sebep olmaktadır. Kendisine nikÂhı duşebilen nÂmahreme bakmak, insanda harama karşı olan hassasiyeti azaltmakta, bilhassa kendisine ceki duzen veremeyen kimseler harama bakmayı normal ve mubah gormeye başlamaktadırlar. İşte bunun sonunda insanın maddî ve manevî bunyesinde bazı aksaklıklar meydana gelmektedir.
Bu mevzuda Bediuzzaman Hazretleri şoyle demektedir : «Ehl-i İslÂm da nazar-ı haram ziyadeleştikce, hevesÂt-ı nefsaniye (Muslumanlar arasında harama bakma arttıkca cinsî duygular) heyecana gelip vucudunda sû-i istimalÂt ile israfa girer. Haftada birkac defa gusle mecbur olup, ondan, tıbben kuvve-i hafızaya (hafıza gucune) zaaf gelir.
«Evet, bu asırda acık sacıklık yuzunden, hususan bu memÂlik-i harrede (sıcak iklimlerde) o sû-i nazardan, sû-i istimalÂt, umumî bir unutkanlık hastalığını netice vermeye başlıyor. Herkes, cuz'i-kullî o şekvadadır.» 1
His ve heveslerine mağlûp duşen bazı kimselerde harama nazarın tahrikiyle vucuttan yapılan israf, umumiyetle ihtilÂmla olur. Bazı kimseler ise bu «israfat»’a daha değişik bir şekilde duşerler. «İstimna, masturbasyon» bu hususta en sık başvurulan tatmin yoludur: Her şeyden once, anormal bir hareket olan bu iş, iradesi zayıf kimselerde gorulen bir alışkanlıktır.
Evlenme cağına gelip de imkÂn bulamayan boyle kimselere Rabbimiz iffetli olmalarını tavsiye etmektedir: «Evlenmeye imkÂn bulamayanlar, Allah kendilerini fazl u kereminden zengin kılıncaya kadar zinaya karşı iffetlerini korumaya calışsınlar.» 2
Nefis ve heveslerinin tazyiki altında bulunan genclere Peygamberimizin gosterdiği yol en guzelidir. Bu yolla genc, hem ibadet yapmış olur, hem de kendisine hÂkim olma caresini bulur.
İbni Mesud'un rivayet ettiği hadisi şerifte Peygamberimiz (a.s.m) şoyle buyurmaktadır: «Ey gencler topluluğu, sizden evlenmeye gucu yeten evlensin. Cunku evlilik gozu harama bakmaktan son derece onleyici, iffeti de en iyi koruyucudur. Evlenme masrafına gucu yetmeyen kimse de oruc tutsun. Cunku oruc. kuvvetli bir şehvet kırıcıdır."3
Başta oruc olmak uzere, İslÂmî ve imanı meselelerle meşguliyet ve insanı gunahtan koruyan bir cevrede bulunmak kişinin iffetini muhafaza eden, onun harama gitmesine engel olan en guzel carelerdir. Cunku gayri meşru yollara şeytan teşvik eder, nefis baskı yapar, hisler de sıkıştırır. Onları susturacak en tesirli care, kalbi ve ruhu ulvî şeylerle meşgul etmektir. AhlÂklı kimselerle arkadaşlık etmektir.
Elle tatmin, Âlimlerin coğuna gore caiz değildir. Haram sayılmaktadır. «Onlar ki ırzlarını korurlar. Ancak hanımlarına ve sahip oldukları cariyelerine karşı munasebetleri mustesnadır. Cunku onlar bu helÂl olanlarda kınanmazlar. Kim de bu helÂlden başkasını ararsa, işte onlar haddi aşanlardır» 4 Âyetini delil getiren Şafiî, MÂliki Âlimleri ve İmam-ı Nesefî, istimnanın haram olduğuna hukmetmişlerdir.5
Eğer caiz olsaydı, Hz. Peygamber tarafından bir yol gosterilirdi, demektedirler. İmam Ahmed bin Hanbel ve îbni Hazm'a gore «meni, vucudun, dışarı atmaya muhtac olduğu bir şeydir, onu eliyle atan kan aldıran gibidir ve caizdir.» Hanbelî Âlimleri bu caiz oluş şeklini iki şarta bağlamışlardır: Kişinin zinaya duşme tehlikesi, Evlenmeye gucunun ve imkÂnının bulunmayışı.
Hanefî mezhebinin goruşlerini nakleden İbni Âbidin, bu hususta bazı Âlimlerin goruşlerine yer vermektedir. Kişinin şehveti baskın gelir, kalbini meşgul edecek derecede fazla olur, bekÂr bulunur veya evli olup da bir ozurden dolayı hanımına yaklaşamazsa, şehvetini teskin etmek isteyen kimse icin Fakih Ebulleys, «Boylesine bir vebal olmayacağını umarım» demektedir. Ama sırf şehvetini celbetmek, kendisini zorla tahrik etmek icin yaparsa gunahkÂr olur.6
Yine Hanefî Âlimlerinden ŞurunbilÂli, «BekÂr kimse harama gireceğinden korktuğu zaman şehvetini teskin icin istimna caizdir. Bu işinden dolayı ne sevap, ne de gunah kazanır. Fakat sırf lezzet almak icin yaparsa gunahkÂr olur» 7 goruşundedir.
Harama duşme tehlikesiyle karşı karşıya gelen bir kimse, haram olan zinayı işlememek icin ehven-i şer olan istimnayı yaparsa ve buradaki niyeti de haramdan kacınmak, namusunu korumak olursa, caiz goren Âlimlerin ictihatlarına gore mumkundur. Ama istimnayı alışkanlık haline getirmek makul bir insana yakışmayan cirkin bir iş olur. Zaten fazla (sû-i istimalat) kişide zek ve hafıza kaybına sebep olmaktadır.
Boyle anormal durumlara duşmemek icin sık sık imanî eserleri mutalÂa etmek, aklı ve kalbi devamlı îslÂmî hizmetlerde calıştırmak, ulvî şeyleri duşunmek, lezzetleri kıran ve acılaştıran olumu cok sık hatırlamak, harama nazardan sakınmak ve mustehcen yayınlara iltifat etmemek lÂzımdır.
1. Kastamonu Lahikası, s. 92.
2. Nur Suresi, 33.
3. İbni MÂce, NikÂh : 1.
4. Mu'minûn Sûresi, 5-6-7.
5. Tefsiru'n-Nesefî, 3 :114.
6. İbni Âbidin, 2:100, 3 :156.
7. Meraku'l-FelÂh, s. 57.
Not: Şu yazıları da okumanızı tavsiye ederiz:
MASTURBASYONUN BAZI ZARARLARI
1) Psikolojik Yonden:
1- Aşırı masturbasyon duşkunlerinde uzuntu, dalgınlık ve aşağılık duygusu meydana gelir. Her masturbasyondan sonra umumiyetle bir pişmanlık ve ruh sıkıntısı kendini gosterir. Yapılan bu işin de olgunluktan uzak bir durum arz ettiği hatıra geldikce bu işi yapanlar, bir aşağılık ve sucluluk duygusuna kapılarak, moral kırıklığına uğrarlar.
2- Masturbasyon alışkanlığı, bir kısım sinir bozukluklarına yol acar. Fazla sinirlenmeler, el ve kol titremesi, baş donmesi, uykusuzluk, kalca ve bacaklarda dermansızlık, yorgunluk hasıl olur.
3- Masturbasyon alışkanlığı, insanı aşk ve sevgiden mahrum eder. Sevgi, insan icin bir ihtiyac olduğu gibi, eşler arasındaki cinsi munasebetlerin başarılı ve neşeli olması da, her ikisinde muşterek sevgi ve anlaşmanın varlığına bağlıdır. Evlilikteki saadet temelleri, sevgi bağları uzerinde kurulur. Evlenen ciftlerin, sadece bedenlerinin birleşmesi evlilik saadetini meydana getiremez; bedenle birlikte her iki ruhun aşk ve sevgiyle birleşip kaynaşmaları lazımdır. Masturbasyona cok duşkun olanlar ise, ruhun derinliklerinden fışkıran bu sevgi pınarından, gereken hisseyi alamazlar. Masturbasyon, sevgi cevherini koreltmektedir.
4- Fazla masturbasyon, hafıza zayıflığı, dikkatsizlik ve unutkanlık yapar. Buna duşkun kimselerin, bir şeyi ezberlemeleri gucleşir. Ezberlediklerim de cabuk unuturlar. Bir konuyu okurken, butun dikkatlerini toplayamazlar. Dikkat dağınıklığı meydana gelir. Okuduklarını da kolay anlayamazlar. Bunun icin, fazla masturbasyona duşkun olan talebeler derslerinde zorluk cekerler. Henuz buluğa ermemiş cocuklarda, masturbasyon ile meni gelmediğinden, diğer zararlara pek hedef olmazlarsa da, aşırı masturbasyon bu cocuklarda, beyin ve sinir sarsıntısı yapar, zihni gelişmeye mani olur.
5- Masturbasyonla meşgul olanların, şehvet hayalleri ve şehevi duşunceleri artar. Masturbasyoncu genc, gece yatağına girdiği zaman, koru korune bir suru şehvet hayalleriyle zihnini meşgul eder. Aklı fikri bu duygularla meşguldur. Bu suretle hem masturbasyona daha fazla muptela olur, hem de iyi şeyler duşunmeye fırsat bulamaz.
2- Aşırı Masturbasyonun Bedensel, Cinsel ve Sosyal Zararları:
Erkekler, genellikle bu işi elle gorurler. Seyrek olarak yastık ve yatağa surtme şeklinde de yaparlar. Batıda pornografinin serbestlik kazanması sonucu seks shoplarda değişik aletler satışa sunulmuştur. İnsanı maddi yonden somurmeye yonelik bu tur gerecler, bunları kullanan erkeklerde ruhsal cokuntulere neden olmaktadırlar. Tıbbi seksoloji acısından bu tur alışkanlıklardan kacınılması onerilmektedir.
Masturbasyon, insanı olcusuzluğe sevk eder. Aslında masturbasyon insanı tatmin etmez; doygunluk ve rahatlık meydana getirmez. İnsanın cinsi zevk ve hislerini tatmin edilmemiş bırakarak, daha fazla tahrik eder, azdırır. Bundan dolayıdır ki masturbasyona devam edenlerin, bu arzuları gittikce şiddetlenerek bu işi fazla ileri gotururler. Bu da zararı arttırır. Haddinden fazla cinsi munasebetler de zararlıdır; fakat masturbasyonun fazlası cok daha zararlıdır.
Fazla masturbasyonlar, ceşitli hastalıklara ve rahatsızlıklara sebep olabilir. Masturbasyon, doğrudan doğruya hastalık yapıcı değil ise de, dolayısıyla buna sebep olur. Cunku olcusuz masturbasyonlarla, vucut kuvvetten duşerek bunyedeki kan tabii kudretini kaybettiğinden, bazı rahatsızlık ve hastalıklara yol acar.
Masturbasyon muptelaları, cinsel munasebetten gereken zevki alamazlar. Bu işi mutlak alışkanlık haline getiren kimseler, cinsi munasebetlere -aile hayatında- onem vermezler. Bundan pek zevklenmezler. Bu hal, masturbasyon duşkunu kadın ve erkeklerin her iki cinsinde gorulebilir. İkisi de kendilerini tatsız zevk (!) alışkanlığına kaptırdığından, eşleriyle yaptıkları munasebetten tatmin olamazlar. Boyle kimseler icin, masturbasyon daha cazip gorunur. Cinsi munasebetten sonra ayrıca masturbasyona el atmaktan cekinmezler.
Masturbasyon, asla cinsi temas zevkine -onda birine dahi- ulaşamaz; fakat gencler icin adatıcı bir illet kesilir. Masturbasyon ile cinsel ilişki zevki arasında, gubrelik ve gulistan misali fark vardır. Kadın ve erkeği yaratan buyuk San'atkar, onları oyle bir san'at ve ustalıkla yoğurmuş ki onların cinsel birleşme esnasındaki zevk alışverişi, başka hicbir yapmacık usullerle elde edilemez...
Masturbasyon neticesinde vucut yorulur, ruh sıkılır. Halbuki başarılı bir cinsel munasebette vucut dinlenir, ruh ferahlanır. Cunku olgun bir cimada, karşılıklı olarak sevgi, heyecan ve hararetle, bir takım kimyevi elektrik alış-verişi vardır. Masturbasyonda ise bunların hicbiri olmadığı gibi, kıymetli kimyevi maddeler zorla kapı dışarı edilmektedir. Bunun neticesinde, insanda ferahlıktan uzak bir cokuntu ve yorgunluk oluşmaktadır.
Masturbasyon alışkanlığı, bel gevşekliğine (erken boşalmaya ve idrar yolları da dahil olmak uzere diğer rahatsızlıklara) yol acar. Evlilik hayatında, erkeklerin şikayetlerinden en cok goruleni de bel gevşekliğidir. Yani erken inzal; cinsi munasebete başlar başlamaz, meninin hemen boşalmasıdır. Erkeğin boyle cabucak munasebeti bitirmesi, bilhassa kadını doyumsuz bırakır. Bu hallerin devamı ise, eşler arası huzursuzluğa yol acar. Bel gevşekliğinin ceşitli sebepleri olabilir ama, masturbasyon da başta gelen sebeblerdendir. Bu ıztıraptan kurtulmanın bir caresi de, masturbasyonu terk etmektir.
Aşırı masturbasyon alışkanlığı, kadınlarda cinsel soğukluğa da sebep olur. Cinsel soğukluk: Kadının cinsi munasebetten zevk duymaması, hissen soğuk ve isteksiz olmasıdır. Bu his soğukluğunun ceşitli sebeplerinden biri de, alışkanlık haline getirilen aşırı masturbasyondur.
İşin garip tarafı, bu tip bazı kimseler, evlendikten sonra da bu illeti devam ettirirler. Cok muhim bir evlilik vazifesi olan cinsel munasebet faaliyetlerinde, eşleriyle pek ilgilenmezler. Neticede eşler birbirlerinden uzaklaşırlar. "Cinsel isteklerini' kendi kendine dindirmekten zevk alanlar, tenha yerleri sever, hep yalnız kalmak ister, fırsat buldukca bu kotu oyunu oynar.
Vajinaya bir takım cisimler sokarak masturbasyon yapan kızların, "kızlık" nişanı olan bekaretlerine bir zarar gelebilir. Bu durumda bazı cisimlerin iceride kalarak, ameliyatı luzum etmiş muhtelif vak'alarına, tıp tarihinde cok rastlanmıştır.
Masturbasyon tiryakilerinden bazı gencler, bu fena işe başkalarını da alıştırırlar. Sadece kendi yaptıklarıyla kalmayıp, cemiyetin bircok cocukları ve gencleri arasında, bu kotu illetin yayılmasına sebep olurlar.
Bir diğer zararı da, ciftlerin birbirinden nefret etmesi, cinsel duygu duymamasıdır. Cunku masturbasyoncu kişi, başka bir yoldan şehvetini tatmin ederek doygun kalmaktadır. Bunun manası, eşlerin birbirinden beklediğini bulamaması ve umitlerinin kırılmasıdır. Sonunda eşler birbirinden uzaklaşır ve başka tatmin yolları ararlar. Gayri meşru yollara giderler.
Uzman ilim adamlarının masturbasyon konusunda araştırma neticesi ortaya koydukları gercek şudur: Aşırı masturbasyona devam edenler, cok tehlikeli akla yonelik hastalıklara maruz kalır. Bunları şoyle sıralıyabiliriz:
Zuhul ve nisyan (unutma, geciştirme), irade zayıflığı, hafızada gerileme, yalnızlığa heves, cabuk unutma, korku ve gevşeme, uzuntu ve sıkıntı, birtakım sucları işlemeyi tasarlama, intihar.
Buna benzer birtakım duşunceyi alt-ust eden, iradeyi iyice zayıflatıp şaşkınlaştıran, kişiliğin zedelenmesi gibi arazlar, illetler.
İslam hukukunun aşırı masturbasyonun doğuracağı kotulukleri nazara alarak koyduğu hukumlere gelince, aşağıdaki deliller bunu yansıtmaktadır:
a) Allah (c.c.) buyuruyor:
"Onlar ki namus ve iffetlerini (haramdan ve şupheden) korurlar. Ancak eşlerine ve sahip oldukları cariyelerine karşı (cinsel arzu duyarlar da) bu yuzden kınanmazlar. Artık kimler bu meşru sınırı gecerse, işte onlar haddi aşanlardır." (Kur'an-ı Kerim, Mu'minun: 6-7)
Bu ayetin genel mana ve hukmune giren şudur: "Artık kim bu meşru sınırı aşar veya gecerse, işte onlar haddi aşanlardır."
O halde evlilik yolundan başka bir yolda şehveti boşaltmak, zina, livata, el ile masturbasyon gibi, olcusuzluk ve aşırılık haddi aşmak demektir.
MASTURBASYONDAN KURTULMANIN YOLLARI
A) Ergenlik Cağına Girince Evlenmek:
Rusvay edici bu adetten kurtulmanın en kestirme yolu budur. Aynı zamanda bu en tabii bir yol ve caredir.
B) Nafile Oruc Tutmak:
Ortada ergenlik cağına girince evlenmeye engel birtakım sebepler sozkonusu olduğunda, İslam, evlenme imkanı bulamayanlara nafile oruc tutmalarını tavsiye eder. Cunku oruc, şehvetin galeyanını durdurur, isteği azaltır, cinsel duygunun hiddetini kırar; aynı zamanda kendinin ilahi murakabe (kontrol) altında bulunduğunu hem ilham, hem takviye eder. Allah'tan saygı ile korkmayı hatırlatır. Boylesine guzel irşad Resulullah (a.s.) Efendimizin hadislerinde yer almıştır:
"Ey gencler topluluğu! Sizden kim evlenmeye guc getirip imkan bulabiliyorsa evlensin; cunku evlenmek gozu haramdan sakınmaya, yummaya daha uygun, namus ve iffeti korumaya daha elverişlidir. Kim de evlenmeye guc getiremiyor, imkan bulamıyorsa, kendisine oruc tutmak gerekir; cunku oruc, şehveti kesicidir."
C) Cinsel Duyguyu Tahrik Eden Yayınlardan ve Sokaklardan Kacınmak, Uzaklaşmak:
İcinde yaşadığımız toplum ve cağda bir suru bozuk, kirli ve gayr-i ahlaki basın ve yayınlarla gencliğin ruhu dejenere edilmektedir. Hic şuphe yok ki, genc kimse, bu fitne sacan rezilliklerin peşine takılınca, derin bir bataklığa saplanıp kendini,kaybetmekte, yolunu şaşırmaktadır. Ahlakı değişmekte, doğru yolundan sapmakta, acemi ya da yabani hayvan gibi ne yaptığını, nereye daldığını bilmez hale gelmektedir.
Artık bu durumda terbiyecilere, eğitimcilere duşen gorev, oğut ve sıkı bir iş ve calışma devresine girmek, uyarı ve sakındırıcı yollara başvurmaktır. Bu yalnız terbiyecilere vacib değil, aynı zamanda terbiye etme hakkını yuklenen, bu sorumluluğu duyan herkese vacibtir. Sık sık genclerin kulağına: "Yarıcıplak kadınlara, kırıtarak gezen kadınlara, etini teşhir' edenlere bakmak; fotoromanlar okumak, şehveti tahrik edip ic duyguları harekete geciren cinsel konulu kitapları okumak, yine insanı şehvet alemine goturen, duyguları bu doğrultuya cekip kamcılayan calgıları, nağmeleri dinlemek, kafayı ciddi konulardan alıp havai şeyler peşine takmayı sonuclandırır, diye fısıldamaları gerekmektedir.
Cunku bu tur yayınlar ahlakı bozmakta, anlayışı zayıflatmakta, hafızayı kısırlaştırmakta, cinsel duyguları harekete gecirmekte ve kişiliği kaybettirmektedir.
D) Boş Vakitleri Yararlı Şeylerle Doldurup Değerlendirmek:
Terbiyeciler ve eğitimciler, cocuk boş kalıp bir işle meşgul olmadığı zaman kotu-yıkıcı duşuncelere, gercekleşmesi zor hayallere dalar; cinsel konular uzerinde kafa yorup duşler kurar. Bu durumda eğer ergenlik cağına girmişse, ister istemez şehveti harekete gecer. İşte bu sırada başka tatmin olacak bir şey bulamayınca, masturbasyona tevessul edecek, bu kotu adeti devam ettirmeye yonelecektir. Cunku ancak boylece şehvetin azgınlığını teskin edebilir.
O halde bu gibi hayal ve duşuncelere dalmasını onlemek icin ne yapmak, nasıl bir care bulmak lazımdır? Care Şu Olabilir:
Once ergen olan cocuğa vaktini nasıl değerlendirebileceğini oğretmemiz, boş vakitlerini ne ile doldurup yararlı duruma getirmesi gerektiğini anlatmamız gerekmektedir.
Vakti değerlendiren, boş zamanları yararlı şeylerle dolduran kitap, dergi, broşur ve benzeri bircok yayınlar vardır. Ayrıca bedeni guclendiren, adaleleri kuvvetlendiren, insana sağlık kazandıran birtakım olculu spor hareketleri yapmalarını, ancak guvenilir, terbiyeli arkadaşlarla bu işi surdurmeleri telkin edilir. Cok yararlı kitapları okumaya alışmaları ise bilgi ve kulturlerini artırıp genişletir. Bununla birlikte bazı el işleri, el sanatlarını oğrenmeleri, ahlakı guzelleştiren dini ders ve sohbetlere katılmalarını sağlamayı da ihmal etmemek gerekir.
Bunlardan başka duşunceleri berraklaştırıp gıdalandıracak, ruhu arındıracak, bedeni kuvvetlendirecek, ahlakı yuceltecek şeylerle cocukların boş vakitlerini değerlendirmeye ozen gosterilmelidir. Bunun icin zihnin daima yuksek meselelerle meşgul edilmesi, aklın, kalbin ve duyguların olumlu ve faydalı calışmalarda yoğunlaştırılması, yaratılış gayesinin daima hatırda tutulması, hayatın ve olumun manasının devamlı olarak duşunulmesi, butun vakit ve enerjinin surekli ve başka şeylere yer bırakmayan yoğunluktaki faaliyetlere yonlendirilmesi, guzel hobi ve alışkanlıkların kazandırılması faydalıdır.
E) İyi Huylu, Guzel Ahlaklı, Uyumlu Arkadaş Secmek:
Terbiyecilerin, eğitimcilerin onemle uzerinde duracakları bir husus da, ergenlik cağına girmiş bir cocuğa iyi ahlaklı, uyumlu arkadaşlar arayıp bulmak, secip beğenmektir. Cocuk unuttuğu zaman ona hatırlatırlar, saptığı zaman ona doğru yolu gosterirler; duzenli olmaya calıştığında ona yardımcı olurlar; başına bir dert, bir sıkıntı geldiğinde onu teselli edip iradesini guclendirmeye calışırlar.
Denilebilir ki, sozunu ettiğin vasıfta arkadaş cok azdır, ozellikle gunumuzde bunlar parmakla gosterilecek kadar mahduddur. Oyle ama, hemen her mahallede ve yerde bu azları bulmak mumkundur, hepsi de simalarından tanınırlar, alınlarında secde eseri bulunuyordur; yuksek ahlaklarıyla diğer cocuklardan ayrılmakta ve ayırd edilmekteler. O halde bir gencin bu gibi arkadaş ve dostları bulup onlarla arkadaşlık kurması ne guzel olur! Boylece hayatın fitne ve fesadına karşı ona yardımda bulunurlar, sır vermeye layık guvenilir bir topluluk oluştururlar.
Hic şuphe yok ki, kişi yakın dostunun dini uzeredir; yakın arkadaş, kendi olcusundeki arkadaşına coğu şeylerde uyar. Kuşlar ancak kendi şeklindeki kuşların kafilesinde yer alır. Resulullah (a.s.) Efendimiz ne doğru buyurmuştur:
"Kişi yakın dostunun dini uzeredir. O halde sizden her biriniz kimi yakın dost ediniyorsa ona dikkatle baksın." (Tirmizi)
Bilinen bir gercektir ki, ahlaksız, gunahkar, asi ve mufsid kimseyle arkadaşlık eden kimseyi onlar eninde sonunda sapıklığa cekip gotururler, onu ancak derin cukurlara, bataklıklara iterler, onunla ancak kişisel cıkarlarından dolayı dostluk kurarlar, arkadaşlık ederler, ancak dunyevi yararlardan dolayı ona yaklaşırlar.
O halde genclerimiz, boylesine adi ve kotu arkadaş ve dostlardan sakınsınlar, şerli kişileri arkadaş edinmesinler. Salih bir dost, mumin bir cemaat bulmak ne saadet! Boylesine bir arkadaşlık ve dostluk her iki alemde mutluluğa ve ahirette kurtulmaya vesiledir. Allah (c.c.) kendi muhkem kitabında ne kadar doğru buyurmuştur:
"O gun yakın dostlar birbirine duşmandır. Ancak takva uzere olanlar (Allah'tan korkup kotu kişilerden sakınan, iyileri dost edinenler) mustesna." (Kur'an-ı Kerim, Zuhruf: 67.)
F- İlmi ve Ameli Yonden Korunma Careleri:
1- Şehvet hislerini kamcılayıcı başı bozuk eserler değil, ciddi ve faydalı eserler okunmalıdır. İnsan hangi konuda eser okursa, duşunce ve duyguları az-cok onun te'sirinde kalır. Mesela; kahramanlık eserleri okuyan, bunlara biraz devam ederse, kahramanlık hisleriyle yoğrulur. Ahlaki eserler okuyan, ahlak kaidelerine uyma arzusu gosterir. Aşk romanları okuyan, aşık olma hissini duyar.
2- Dar pantolon veya dar şort giymemelidir. Cinsel organlarını sıkıştıracak kadar dar olan elbiseler, şehvet hislerini durter. Bu da genci masturbasyona davet eder. Zaten dar elbiseler insanı hic rahat bırakmaz, sıkıntı verir. Sağlığını duşunenler, daracık elbiselere ozenmemelidir.
3- Kasık tuyleri iki-uc haftada veya ayda bir kere olsun temizlenmelidir. Bunların uzaması neticesinde kaşıntılar meydana gelir.
4- Yatarken, bacaklar mumkun olduğu kadar acık tutulmalıdır. Zira cinsel organı sıkıştırılmazsa, şehvet hissi daha kolay kontrole alınabilir.
5- Yatarken, ihtiyac duyulunca hemen gidip su dokmelidir. İdrar sıkıntısı olduğu zaman, bunun yanı sıra şehvet hisleri de kabarır. Bu durumda gencin masturbasyon arzusu uyanabilir. O halde hemen kalkıp su dokmek, yerinde bir tedbirdir.
6- Şehvet hissi kabarıp masturbasyon akla geldiği zaman, bu arzunun yatıştırılması icin iyi bir care de, cinsel organ bolgesinin soğuk suyla iyice yıkanmasıdır.
Yıkanmak icin banyoluğa giren gencler, cok defa burada -şartlar musait olduğundan- masturbasyon tehlikesiyle karşılaşırlar. Burada bundan korunmak icin en guzel care, hemen ilk anda belden aşağısını soğuk suyla yıkamak, hatta mumkunse butun vucuduna soğuk su dokunmektir. Bundan sonra banyo muamelesine gecilmelidir. Onceden asla tenasul organı ellenmemelidir. Nefsine hakim olanlar icin bunlar mes'ele değilse de, hislerine mağlup olanların bu hususlara dikkat etmesi gerekmektedir.
Bazen şehvet hislerini tahrik edici, herhangi bir durum karşısında fazla duygulanan gencleri, az sonra kasık bolgelerinde -kanın fazla toplanmasından olacak ki- bir ağrı başlar. Bazen bu ağrı artarak yurumeyi dahi gucleştirebilir. Boyle bir durumda boşalma olursa bu ağrı gecer, fakat bu da gerekmez. Kasık bolgeleri soğuk suyla iyice yıkanırsa veya banyo yapılırsa, birkac saat icinde bu durum kendiliğinden gecer.
7- Bir işle meşgul olmalı, başıboş ve avare kalmamalıdır. Masturbasyona en cok muptela olanlar, umumiyetle başıboş kalanlar, meşguliyeti az olanlardır.
8- Sportif faaliyetlerde bulunmalıdır. Her genc, bunyesine uygun en az bir sporu mutlaka yapmalıdır. Macları izlemek spor yapmak değildir.
9- Bekarlık sırasında fındık, fıstık, cikolata, muz vs. gibi şehvet arttırıcı gıdalara duşkunluk gosterilmemesi iyi olur.
10- Şehvet verici sohbetlerden uzak kalmalıdır. Aksilik ya... genclerin ekseriyeti şehvet edebiyatını merak eder. Boyle olunca da edep yerleri onları rahat bırakmaz! Her şeye rağmen, şehvet azdıran bahislerden uzak kalmak gerek.
11- Masturbasyona başka turlu son veremeyen bekarlar, yaşları ve halleri musaitse evlenmelidirler. Fakat... evlendikten sonra da bu illeti mutlaka bırakmalıdır. Evlilik esastır ama, icaplarını yerine getirmek de şarttır.
G) Ailevi Yonden:
1- Bekarlık hayatında masturbasyona devam etmiş kimseler, evlilik hayatlarında cinsel munasebetlere gereken onemi vermeli, masturbasyonu kesinlikle terk etmelidir. Bazı kimselerin evlilik hayatlarında dahi masturbasyon ile meşgul olarak, eşlerinin cinsel ihtiyaclarına ehemmiyet vermedikleri bilinen bir gercektir. Kadın olsun erkek olsun, artık evlendikten sonra da bu illetin devam ettirilmesi, tamamen anormal ve aile saadeti icin tehlikelidir.
2- Masturbasyon devresinden sonra evlenmiş kimseler, kavuştukları gul bahceleri dururken, gubrelikte nefes harcamanın budalalık olduğunu iyice idrak etmelidirler.
3- Buluğ cağındaki cocuklara, koruyucu oğutler verilmelidir. Masturbasyona yakalanma devresi, ekseriya buluğ cağında başladığından, bu cağda onlara faydalı oğutler vermek, onları cinsel konularda hepten cahil bırakmamak lazımdır. Ne var ki, bu konular cok naziktir. Bu mevzularda oğretilen bilgiler, cocukların cinsel iştahlarını kamcılayıcı mahiyette değil, onları her turlu kotu ve zararlı cinsel faaliyetlerden uzaklaştırıcı ciddiyette olmalıdır. (Bunun da temeli, İslam terbiyesine dayanır.)
4- Cocukları başıboş salıvermemeli, buluştukları arkadaşlarına dikkat etmelidir. Zira masturbasyon ve diğer kotu alışkanlıklar, ekseriyetle cevredeki yaramaz cocuklar tarafından diğerlerine bulaştırılmaktadır.
5- Hastane ve hapishane gibi kapalı yerlerde mecburen gun dolduranlar, masturbasyonun, dertlerine dert katmaktan başka bir faydası olmadığını idrak etmelidirler. Masturbasyonun, insan uzerinde bir uzuntu ve can sıkıntısı bıraktığı bilinmektedir. O halde aslen biraz uzgun olanların, uzuntu ve ezginliklerini, masturbasyon ile daha da artırmaktan sakınmaları gerekmektedir.
6- Gerceklere bağlı kalarak, cocuklara, genclere masturbasyonun zararları ve korunma careleri oğretilmelidir. Gencleri fazla korkutmamak ve umitsizliğe duşurmemek şartıyla, ilmi ve terbiyevi mahiyette, masturbasyon hakkında muhim gerceklerin oğretilmesi gerekmektedir. Bu muhim vazife de daha ziyade hekimlere ve eğitimcilere duşmektedir.
H) Dînî-manevi Careler:
1- Zaruret olmadıkca masturbasyon yapmanın, gunah ve ilahi cezaya mustahak olduğu idrak edilmelidir.
2- Koru korune masturbasyon yapıp gunaha girerek manevi değerini aşağı duşurmektense, biraz sabredip nefsin bu arzusunu yenmekle manevi cepheyi sağlamlaştırmak, insan icin bir ustunluktur.
3- Oruc tutmanın şehvet hislerini yatıştırmak icin onemli te'siri olduğundan, bazen oruc tutarak masturbasyondan korunmak mumkundur. Boylece hem oruc sevabı, hem de masturbasyondan uzaklaşma sevabı kazanılmış olur.
4- Masturbasyon edepsizliğinde bulunurken, bu halin Allah ve melekler tarafından gorulduğunu unutmamalı; mecbur kalmadıkca, bu vaziyette onlara gorunmekten utanc duymalıdır!..
Masturbasyonu onlemenin -evlilik munasebetleri haricinde-kat'i bir caresi mevcut değildir. Ancak bu mes'elede, gerceklere vakıf olmak ve korunma carelerine riayet etmek, genclerin bu yoldaki arzularını frenleyebilir. Bunun icin en başta, nefse ve cinsi hislere hakimiyet şarttır.
Sonuc olarak: Masturbasyon, devam edildikce insanı kendine ceken, bırakıldıkca belası eksilen zararlı bir illettir. Hic masturbasyona bulaşmamak, yegane ve ideal tavsiyedir. Zaruret halinde istemeyerek yapılan masturbasyonlar da, birkac hafta arasında oluşan ihtilam (ruyada boşalma) ları onleyecek dereceye varmamalıdır. Zira bekarlıktaki cinsi ihtiyacın normal ve sıhhatli giderme yolu, arasıra vuku bulan tabii ihtilamlardır.
l) Tıbbi Oğutleri, Koruyucu Hekimliği Alıp Oğrenmek:
Tabiblerin ısrarla uzerinde durduğu hususlardan biri de, ic durtunun te'sirini hafifletmek, şehvetin serkeşliğini frenlemek icin şu tavsiyelere uyulmasıdır:
1- Yaz mevsiminde soğuk su ile banyo yapmayı artırmak. Diğer mevsimlerde tenasul aletinin uzerine sık sık soğuk su dokmek.
2- Sportif hareketleri coğaltmak, beden eğitimine onem verip uzerinde ısrarla durmak.
3- Şehveti tahrik edici mahiyette olan baharat ve benzeri şeylerden kacınmak.
4- Sinirleri uyaran cay, kahve benzeri meşrubatı terketmek, ya da azaltmak.
5- Et ve yumurta yemeği azaltmak.
6- Sırt ustu, yuzu koyun uyumamak, sunnet sayılan sağ yan uzeri kıbleye yonelik olarak uyumak.
İ) Son Olarak Da Şanı Yuce Allah (c.c.) Korkusu Şuurunu Uyandırmak:
Herkesce kabul edilen bir gercek var ki, genc kişi vicdaninin derinliğinde, Allah'ın her an kendisini denetleyip gorduğunu, gizli acık her halini bildiğini, hain gozleri ve kalblerin gizli tuttuklarını da bildiğini duşunur ve bunun şuurunu taşırsa, cok surmez kendi kendini denetlemeye başlar; bir işi, bir hizmeti noksan mı yaptı, aşırı mı giti? Sapıttı mı, kaydı mı? Uzerinde O yuce kudretin kendisini denetlediğine inanır, kusur ve gunah işlediyse veya aşırı gittiyse Allah'ın bu yuzden kendisini hesaba cekeceği, sapıttığında veya kayıp yanlış bir iş yaptığında kendisini cezalandıracağı inancı hakim olursa, şuphe yok ki, bu genc kendini helak edici yollardan ve fiillerden cirkin işlerden alıkor; her turlu kotulukten ve terbiyesizlikten sakınır.
Bilindiği gibi, ilim ve zikir meclislerine hazır olmak, farz ve nafile namazlara devam etmek; geceleri insanlar uyurken kalkıp teheccud namazı kılmak; sunnet ve mendup oruclara devam gostermek; Ashab-ı Kiram ile Selef-i Salihin'in hal tercumelerini, hizmetlerini, ahlak ve faziletlerini dinlemek; ahlaklı faziletli kişileri arkadaş edinmek; mu'min bir cemaatle irtibat halinde olmak; olumu ve otesini hatırlamak, butun bunlar mu'minde Allah (c.c.) korkusunu, O'na karşı saygı ve sevgi duygusunu kuvvetlendirir. Allah'ın yegane denetleyici olduğunu idrak ettirir ve boylece Allah'ın azameti karşısında şuurlanmasını sağlar.
O halde mu'min gence layık olan şudur ki:
Ruhunda Allah'ın denetlemede bulunduğu inancını kuvvetlendirip sozu edilen yolda yurumek, Allah (c.c.) korkusunu O'na olan sevgi ve saygı havası icinde kalbin derinliğine indirmektir. Ta ki, bir suru oyalayıcı, aldatıcı şeyler onu kendi yorungesinden koparıp başka bir yorungeye sokmasın. Dunya hayatının zineti onu fitnelere duşurmesin, sakıncalı ve haram olan nesnelere dalmasın. Boylece Allah'ın şu buyruğunu iki gozunun ustune koyarak yolunu aydınlatsın:
"Artık kim dunya hayatını secerek tercih etmişse, elbette Cehennem onun varacağı yerdir. Kim de Rabbının (yuce) makamından korkmuş da nefsini havai şeylerden alıkoymuşsa, şuphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir." (Kur'an-ı Kerim, NaziÂt: 37-40.)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
ALINTIDIR..
__________________
__İstimna (Masturbasyon) Dini hukmu, Zararları Kurtulma Yolları__
Dini Bilgiler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- __İstimna (Masturbasyon) Dini hukmu, Zararları Kurtulma Yolları__