İcine bir şey karışması mumkun iken karışmayıp asıl halini korumuş olan şeye saf katışıksız manasına “halis” denilir. Mesela sute suyun karışmaması durumundaki saflık, halislik gibi. Sut, ilk haliyle sağlığa aykırı başka bir şeyle karışmamış olarak saf haldedir, biz de bundan faydalanırız. Anne sutu de boyledir. Allah Teal onu bebek icin saf bir gıda yapmış, onunla beslenip gelişmesini sağlamıştır.

Bu saflık, katışıksızlık, halislik dinî hayat icin de son derece onemlidir. Muminin kalbini, ibadet ve taatini zararlı unsurlardan arındırmasına, halis, saf kulluk etmeye ihlÂs denir. Sozlukte, ibadetlere Allah rızasından başka maksat karıştırmamak olarak gecer. Tasavvufta, kalpteki karışıklıkların, kirlerin giderilmiş olması anlamını taşır. Kalbin kirleri nelerdir? Riya, hırs, haset, ofke, şehvet, iftira, kusur arayıcılık, yalan, cehalet ve benzerleri kalbin kirleridir, ihlÂsı bozarlar.

Başkası gorsun diye ibadet etmek riya, başkası gormesin diye adet halindeki ibadeti saklamak da riyadır. Başkası gorunce icten ice ibadetiyle ovunmek de riya olur. Hatta buna gizli şirk denmiştir ve Allah TealÂ’nın hic sevmediği bir iştir. İbadete Allah TealÂ’dan başka bir şeyi, yani para, ovulme, saygınlık elde etme isteği ve benzerini katmak şirk olur ki ihlÂsın zıddıdır.

Ebu Sufyan Uyeyne rh.a hazretleri sabah namazına giderken cubbesini ters giymişti. Gun ağarınca cemaatten biri fark etti ve;

– Hocam cubbeyi ters giymişsin, duzeltelim, dedi. Ebu Sufyan:

– Oğlum, ben bu cubbeyi Allah icin giydim. Cevirirsen suslenme olur. Eve gideyim, tekrar giyerken yuzunu giyerim. Şimdi suslenmek icin tersini yuzune cevirmem, dedi.

Amelden once ilim sahibi olmak, yani yapılacak ibadet hakkında bilgi edinmek ve niyeti duzeltmek gerekir. Amelin icinde ihlÂslı olmak, amelden sonra da her zaman Allah’ın rızasını aramak şarttır.

Riya, Allah TealÂ’dan başkasının hoşnutluğunu gozetmek suretiyle amelde ihlÂsı terk etmektir. RiyakÂr hakkında soylenen sozlerin en hafifi “riyakÂr”, “hilekÂr”, “muşrik”tir. Mahşer gunu bu isimlerle cağrılır.

Bir adam oruc tutarken Allah’a yakınlığa niyet ettiği gibi, zayıflamak niyetinde olsa ya da sıhhatinin duzelmesine niyet etse; hacca giderken Allah icin oralara gittiğini duşunurken hava değişimi yapmayı, coluk cocuğun gurultusunden başını dinlemeyi ya da ticaret yapmayı niyetine katsa; abdest alırken serinlemeye niyetlense amelleri ihlÂstan uzaklaşmış olur. Hulasa Allah Teal başkalarıyla ortaklıktan uzaktır, ibadet yalnız O’nun icin yapılır.

Uyku hali gibi... Uykuya para, menfaat, ve benzeri hicbir şey karışmaz. Onun icin uykuya yarı olum denmiştir.
Az olsun cok olsun, gonlun meylettiği, nefsin haz duyduğu dunyalıktan herhangi bir şeyin Allah icin yapılan bir işe karışmasıyla, o amel berraklığını kaybeder, safiyeti bozulur. Haz duyduğu şeyin miktarı kadar ihlÂs noksanlaşır. Ayrıca haz duyduğu şeylere bağlanarak şehvetler de artar. Şehvet nefsin bir halidir ve ihlÂsı bozar. Tıpkı balı sirkenin bozduğu gibi... Yani ihlÂsla nefsanî haller bir arada olmaz.

İhlÂsın ilacı nefsin arzularını kırmak, dunyaya tamah etmeyi bırakmak, kalbe Allah’ın rızasını yerleştirip ilÂhi muhabbeti elde etmektir. Boylece basit gayelerden kurtulup doğru bir yonelişle Allah TealÂ’ya yonelmek mumkun olur.

KAYNAK:SEMERKANT DERGİSİ Ocak 2011 145.SAYI

__________________