Hababam sınıfı filmini izlemeyen yoktur sanırım icimizde. Kemal sunal, Şener şen, Adile naşit gibi yeşilcamın usta oyuncularını bir araya getiren bir gulduru, komedi filmi olmakla beraber, 27-28 yaşındaki koca adamların hala liseyi gecemedikleri donemleri anlatan bir filmdir. Filmden aklımda kalan bir kareyi sizinle paylaşmak isterim.

Şoyle ki, hababam sınıfı her sene gozleri iyi gormeyen Akil hocaya mufettiş şakası yapmaktadır. Lakin bu sene gercekten okula mufettiş gelir. Sınıfa girip, ben mufettişim der. Tabi Akil hoca, her sene aynı numara yapıldığı icin, bu sene yutturamazsınız havasındadır. Mufettişin, oğrencilerden biri olduğunu duşunerek gercek mufettişi azarlar. Mufettiş ise bir hışımla “ben size yapacağımı bilirim” der, cıkar sınıftan.

Okulun para gozlu muduru, okulun itibarını kaybetmemek icin, Akil hocayı okuldan kovar. Akil hoca okuldan giderken, oğretmenler odasında gecen bir konuşmada şoyle bir cumle gecer: “Eee Mahmut hoca, şeriatın kestiği parmak acımaz!

Başlığımıza medar olan konu işte budur. Neden şeriatın kestiği parmak acımaz, kesilen parmak neden şeriata isnad edilir?

Turk sinemasında “hala” devam eden bir furyadır bu. Karakterler, verilen mesajlar, filmin-dizinin icerisindeki motifler arasında hep bir “İslami” figur vardır. Hep kotu olarak gosterilir.

Orneğin hababam sınıfındaki kemal sunalın oynadığı karakterin ismi, neden Allah’ın en sevdiği aylardan olan Şaban ayıdır, ve lakap olarak İnek Şabandır? Allah aşkına soruyorum size, kac kişi oğluna Şaban ismini koyuyor gunumuzde? Oğlumla inek diye alay gecerler diye, oğlunun ismini şaban koymaya utanıyor milletimiz.


Veyahut, Avrupa yakası adlı dizide, fırlama capkın bir adamın ismi, neden cokca secde eden manasındaki Sacid’dir?

Battal Gazi Geliyor filminde gozleri kızgın demir ile kor edilen Cuneyt Arkın, elinde bastonu ile Rabbine dua etmeye gider. Muslumanlığı on plana cıkarmaya calışan Battal Gazi duasına şoyle başlar: “Ey Tanrıların en buyuğu!” Kahramanımız icin Allah –onun dilinde tanrı- diğer tanrılardan buyuktur. Yani bir cok tanrı vardır. Bunun neresi İslam ile bağdaşıyor?

Filmlerdeki uckağıtcı bakkal neden camiden cıkmayan bir muslumanmış gibi gosterilir?

Ya da uyuşturucu kacakcılığı yapan bir oyuncu, neden sakallı hacı gorunumludur?

Bunların hepsi bize bir şeyler anlatmıyor mu sizce?

Evet anlatıyor. Hala devam eden bu tavır, necip milletimizin İslam ile olan bağlarını gevşeterek, Avrupalılaştırmaya calışan garazkar misyonerlerin, munafıkların, kuzu postu giymiş kurtların tavrıdır.

Dikkat edin! Farkındalığımızı artırmalıyız.

Şimdilerde aşılanmaya calışılan şeylerden biri de, cinselliğin gayet normal, sıradan, ihtiyac halinde sokak ortasında bile halledilebilecek bir şeymiş gibi gosterilmesidir. Veya komşu kızını, hatta en iyi dostunun hanımını beğenmen halinde, onunla ufak kacamaklar yapmanda problem yoktur demeye getiriyorlar sozu. Veya evli eşlerin aralarındaki duygusal onlarca bağı, sadece belden aşağıya indirgemeye calışan bir medya supruntusu var memleketimizde.

Daha fark etmediniz mi?

Alıntı Kaynağı: metehansalih.com

__________________