Cennete girmenin ilk şartı iman etmektir. İmanlı bir insan gunahkar olursa cezasını cektikten sonra cennete girecektir. İnsanın başına gelen her turlu sıkıntı, hastalık ve musibetler gunahının azalmasına bir sebeptir.

Bunun gibi kabirdeki cektiği azaplar da gunahını azaltır. Gunahın dereceleri, azlığı ve cokluğu kişiye gore değişir. Bu nedenle bazı insanlar kabirdeyken cezalarını ceker biter ve doğrudan cennete giderler.

Cezası ve gunahı cok olanlar ise, bir kısmı haşir meydanındayken, bir kısmı cehennem kapısındayken, bazıları da cehennemde sucunun ve gunahının derecelerine gore kaldıktan sonra cennete girecektir.

Demek ki herkese ve durumlarına gore değişiyor. Şunu bilelim ki Allah adildir, kimseye zulmetmez. Herkes derecesine gore cezasını cekecektir.

Onun affını ve merhametini bekleriz.

Binlerce sene evvel olen bir adamla, şimdi olen bir adam kabirde aynı azabı cekmeyecektir. Bu durum adalet-i ilahiye zıtlık teşkil etmiyor mu ?

1. Kabir azabı Peygamberimizin (asm) bildirdiğine gore, gunahkar muminler ile kafir olarak olenler icindir.

2. İster mumin ister kafir olsun, başına ne gelirse gunahlarının affına sebep olacaktır. Bela, musibet, hastalık, sıkıntı gibi şeyler insanların gunahlarının hafiflemesine sebep olmaktadır.

Bir mumin bu dunyada gunahkar olarak yaşar, fakat başına gelen musibetler onun gunahlarının azalmasına sebep olacaktır. Kabirde cektiği azaplar da yine gunahlarına kefaret olup onları siler.

Aynen bunun gibi, Allah adili mutlak olduğu icin kafir kullarının başına gelen musibetler de cehennemdeki azaplarının azalmasına sebep saymaktadır. Aynı gunahı işleyen ve kafir olan iki kişiden biri musibete uğrasa diğeri uğramasa, musibete uğrayanın azabı diğerine gore hafifleyecektir.

Kafir cehennemde sonsuza dek kalacağı icin cennete giremeyecek, ama ister bu dunyada isterse kabir de cektiği sıkıntı ve azaplardan dolayı cehennemdeki azabının şiddeti hafifleyecektir.

Bu sebeple kabir de cok kalıp cok azap ceken, az kalıp az azap cekene gore daha kotu olmayacaktır. Belki de ahirette bu durumunu oğrenince cok memnun olacaktır.

3. İnsanların hayatı ve gecirdiği zaman birimleri aynı değildir. Mesela, birkac dakikalık ruyada gunler, aylar ve yıllar gecmiş gibi geliyor. Bazen de yeni yatıp kalkmış gibi bir gecenin nasıl gectiğini fark edemiyoruz.

Bunun gibi kabre erken giren bir insan, ahirette yeni kalkmış gibi olabilir. Bir diğeri ise birkac sene kabir de kalır, ama binler sene kalmış gibi azap cekebilir.

İşte kabre erken veya gec gitmek kişiye, gunahına ve durumuna gore değişebilir. Allah orada da uyku ve ruyada olduğu gibi bir durum yaratabilir.

4. Azabın şiddeti değişik olabilir. Bir volt ile milyon voltun derecesi bir olmadığı gibi, mum ateşiyle guneş ateşi de bir değildir. Kabirde de herkesin durumuna gore ayrı ve ceşitli azaplar olabilir. Kabre gec giden birisi cok kısa zamanda şiddetli azap ile, erken giden birisi kadar ceza cekebilir.


Kaynak
__________________