[SIZE="2Kısasın farz olduğu Kuranı Kerimde şu şekilde acıklanır.

“Ey iman edenler! oldurulen kimseler hakkında size kısas farz kılındı. Hur hur ile, kole kole ile, dişi dişi ile kısas olunur. Ama kim, maktûlun velisi tarafından affedilirse kısas duşer. Bundan sonra gereken diyeti ona guzel ve makul bir şekilde ve tam olarak odemek gerekir. Bu esneklik Rabbiniz tarafından bir kolaylık ve lutuftur. Artık kim bundan sonra karşıdakinin hakkına tecavuz ederse ona son derece acı bir azap vardır.

Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin icin hayat vardır. Boylece korunmayı umabilirsiniz. Kısas hayat hakkının ve canı korumanın gereğidir. Gerci kısasın kendisi cezayı hakketmiş bir hayatı yok etmedir, ama aynı zamanda haksız yere hayatı yok etmeye karşı, hayatın en buyuk mueyyidesidir. Kısas gibi caydırıcı bir hukum, toplum ve kişi hayatının garantisidir. Boylece dunya hayatınızı olduğu gibi ahiret hayatınızı da korursunuz.

(Bakara, Suresi, 178-179)

Bu ayetler gore Kısas farzdır. Gunumuzde uygulanmasına gelince, Allah’ın hukumleri kıyamete kadar gecerlidir. Bu nedenle kısas bu zamanda uygulanmaz diye bir şey yoktur.

Bu hukum insanları yoneten kimseleri ilgilendirdiği icin onların gorevidir. Halkın bundan dolayı bir sorumluluğu yoktur.

Ayetin acıklaması:

Kısasın guzelliklerini acıklama hususunda buyuruluyor ki: Size kısas yazıldı ve sizin icin kısasta buyuk bir hayat vardır, ey akıl sahipleri!. Bu bakımdan kısası, Allah'ın adaletine ve merhametine yaraşmayan kotu bir şey zannetmeyiniz de "Kısasta buyuk bir hayat vardır." beliğ vecizesini aslî kanun tanıyınız.
Bunu boyle tanıdıktan sonra af ile muamele ederseniz cok buyuk bir fazilet olur. Aksi halde Araplar'ın yaptığı gibi kısas hududunu aşarak oldurmekle karşılık vermek ve diğer işkence ve azaba başvurmak, nasıl bir zulum ve cinayet ise, adam oldurmeye karşı, Allah'ın hukmu yalnız aftır, demek de insanlıktan hayat hakkını cekip alacak buyuk bir cinayet olur.

Kısas, hayat hakkının ve canı korumanın gereğidir. Kısasın meşru oluşunda akıl sahibi olan insanlar icin buyuk bir hayat vardır. Affın kıymeti de buna bağlıdır. Gerci kısasın kendisi, bir hayatı yok etmektir ama, aynı zamanda haksız yere bir hayatı yok etmeye karşı, hayatın zıddı olan kısasın meşru oluşu da hayatın ve yaşama hakkının en buyuk mueyyidesidir. Şoyle ki:

1- Once bu, hem katil olmak isteyecek kimse, hem de oldurulmesi istenen kimse hakkında kuvvetle hayatı korumaya sevketmektedir. Cunku katil olmak isteyen kimse, oldururse ve oldurduğunde kendisinin de oldurulmeyi hak edeceğini bilirse akıl gereği olarak, oldurmekten vazgecer. Boylece hem kendisi hayatta kalır, hem de karşısındaki.

2- Bunda, ikisinden başka genel toplumun yaşama hakkını da guvenceye alma vardır. Cunku bu şekilde oldurmenin onune gecilmesi, bu ikisinden başka, bunlarla uzaktan yakından ilgili olması duşunulen insanların da hayatlarının devamına ve guvenliğine bir garantidir. Zira bir oldurme olayı, oldurenle oldurulenin yakınları arasında duşmanlık ve fitneye, bu da buyuk carpışmalara (kan davalarına) sebep olabilir.

Akıl sahipleri icin, bu oldurmeye engel olacak olan haklı kısasın meşruluğu, butun bu fitnelerin ve heyecanların onune gececeği icin, toplumun yaşamasına sebep ve yaşama hakkına garanti olur. Bu faydalar ise, haklı bir kısas şeklinde olmayan saldırgan oldurmelerde ve affın mecburiyeti takdirinde mevcud değildir.

İşte kısasın meşruluğu, bu kadar onemli bir yaşama sebebi olduğu gibi, bu "Kısasta buyuk bir hayat vardır." vecizesi de belağatın en yuksek derecesine ulaşmış, ozlu bir îcÂz ve îcÂz kanunudur. Bunun, buyuk bir mÂn topluluğunu, son derece ozlu bir şekilde ifade edivermiş olduğunda Arab edebiyatcıları ve Beyan ilmi Âlimleri ittifak etmişlerdir. Cunku bundan once Araplar'ın bu konuda bazı vecizeleri vardı. Bunlardan bazıları şunlardır:

a) "Bir kısım insanları oldurmek, toplumu diriltmektir." Yine:

b) "Oldurmeyi cok yapınız ki, oldurme azalsın." derlerdi. Bu gibi vecizeler arasında en guzel saydıkları da şu idi:

c) "Oldurme, oldurmeyi yok eder. Yani oldurmeyi en cok ortadan kaldıran şey, yine oldurmedir."

Halbuki "Kısasta buyuk bir hayat vardır." prensibinin bundan da bircok yonlerden daha fasih (fesÂhatli) ve daha beliğ (belağatlı) olduğu acık ve uzerinde ittifak edilmiş bir husustur. Şoyle ki:

1- Once, hepsinden daha kısa ve ozludur.

2- Tekrardan uzaktır.

3- Bunda Bedî' ilminde "tıbak" denen tezat sanatı, "kısas" ve "hayat" kelimeleriyle en guzel ve makul bir tarzda tatbik edilmiş olduğu halde, diğerleri gorunurde makul olmayan, imkansız bir celişki suretindedir.

Oldurmenin yokluğu, oldurmeye; oldurmenin cokluğunun, oldurmenin azlığına sebep gosterilmesi, gorunuş itibariyle, bir şeyi kendi yokluğuna sebep gostermek demektir. Bunda ise bazı zevklere gore bir şiir havası olsa bile hicbir hikmet yoktur.

4- Kısas, oldurmeden bir yonuyle daha genel, diğer yonuyle daha ozeldir. Geneldir; cunku yaralamaları da icine almaktadır. Ozeldir; cunku her oldurmede kısas yapılmaz ve oldurmelerin her ceşidi, oldurmeye engel olmaz. Bilakis saldırı şeklindeki oldurmeler, fitneyi şiddetlendirerek karışıklığa sebep olur.

O halde "oldurme" kelimesi, ahd lÂmı ile oldurmenin bir ceşidine yani kısasa tahsis edilmedikce vecize sahih olmaz. Boyle olunca da kısasın yaralar kısmı haric kalır. Bu bakımdan "Kısasta buyuk bir hayat vardır." ifadesi, bu acıdan uc yonden daha beliğdir. Cunku her yonuyle sahihtir, acıktır, daha kapsamlıdır.

5- Yokluk, menfi bir gayedir. Hayat ise istenen musbet bir gayedir. Oldurme işinin yokluğu, hayatın varlığını icine aldığından, tabii ki arzu edilir. Bundan dolayı Âyet, asıl maksat olan musbet gayeye delalet ettiği ve dikkati ona cevirdiği icin pek yuksektir.

6- "hayat" kelimesi nekire (belirsiz isim) olarak ifade edilmiş bulunduğu icin "tenvin-i tazim" ile hayatın bir nevi buyuğune, yani kamu hayatına, ahiret hayatına ve hayat hakkının buyukluğune işareti kapsamaktadır. Diğerleri ise pek ilmî olan bu hukukî ve dinî sırdan mahrumdur.

İşte bunlar gibi daha bircok yonden bu Kur'Ân vecizesinin, diğerlerine ustunluğu, bu kadar geniş mÂnÂsıyla i'cÂz haddindeki ozlu ifadesiyle, Arap edebiyatcılarını buyuleyen sebeplerden biri olmuştur. Kısasın meşru oluşunun guzellikleri de Allah tarafından bu prensiple beyan buyurulmuştur.

İşte boyle icine almış olduğu hayatî guzellikler ve maksatlar itibariyle cok onemli olan kısas, size farz kılınmıştır ki, korunabilesiniz, oldurmeden, kısası ihmal veya kotuye kullanmadan sakınıp, hayatınızı ve yaşama hakkınızı muhafaza edebilesiniz. Bu hayatta kotulukten sakınmakla ahiret hayatında kurtuluşa kavuşasınız."][/SIZE]


Kaynak
__________________