RÂSULULLAH'IN (S.A.V.) MUCİZELERİ VE SAHABELERİN KERAMETLERİ AYETLER BEREKETTİR…
Buhari, İbni Mesud'un şoyle dediğini rivayet eder: - Biz Âyetleri bereket kabul ederdik. Siz ise onları korku kaynağı kabul ediyorsunuz... Sonra dedi ki: - Ben Resulullah (S.A.V.)'in parmaklarının arasından suların fışkırdığını gordum. O yemek yerken, yemeklerin tesbih yaptıklarını işitirdik. (Mirkat, 11/198, el-Bidaye, 6/97)
İnsanların avam tabakasına azap ve korkutma Âyetlerinden başkası fayda vermez. Has tabaka ise (yani sahabeler) bereket dolu mÂnÂları gorurler. Velhasıl has tabaka sevgi ve umit yolunda yurur. Avam tabaka ise ancak korkutulmak ve zorla boyun eğdirilmek suretiyle doğru yola girerler. (Mirkat. 11/198)
SURAKA B. MALÎK
Berra b. Azib, Ebubekir'in (Allah her ikisinden de razı olsun) şoyle anlattığını rivayet etmiştir: - Suraka peşimize takılmıştı. Bize yetişti. - Ya Rasulullah dikkat, dedim. - Korkma Allah bizimledir dedi. Rasulullah ona beddua etti. Atı, Suraka'yı sırtustu atarak yere duşurdu. Suraka: - Sizin bedduanız beni perişan etti. Ne olur bana dua ediniz. Allah sizinledir. Sizi takib edenleri de perişan edecektir dedi. Nebi (S.A.V.) ona dua etti. Boylece Suraka kurtuldu. (Mirkat-Mişkat. 11/162)
Enes (r.a.) Bedir gununu anlatarak şoyle diyordu: Peygamber (S A.V.) , şurası falanın duşeceği yerdir diyor ve topraktan bazı yerleri burası, burası diye gosteriyordu. Muşriklerden hic birisi Peygamberin gosterdiği yerin dışına duşmedi. (Muslim. Mirkat-Mişkat, 11/163)
MELEKLER MUMİNLERİN YARDIMINA KOŞUYOR…
İbni Abbas Resulullah (S.A.V.)'in Bedir gunu şoyle dediğini rivayet etmiştir: - İşte Cebrail, atının başını tutmuş ve harp aletlerini kuşanmış... (Buhari, Mirkat-Mişkat, 11/166)
Şad b. Ebi Vakkas diyor ki: - Uhud gununde beyaz elbiseli iki adamın Resûlullah'ın sağında ve solunda daha once ve ondan sonra eşine rastlamadığım bir şiddetle savaştıklarını gonlum. Bunlar Cebrail ve Mikail'di. (Muttefekun Aleyh. Mirkat, 11/67)
İmam Ahmed ve Taberani guvenilir raviler zinciriyle İbni Abbas'ın şoyle dediğini rivayet ettiler: Abbas, beni bir iş icin Rasulullah'ın yanına gonderdi. Yanında bir adam gordum. Adam geri dondu ve daha konuşmadı. Resulullah: - Onu gordun mu? diye sordu. - Evet, dedim. - O Cebrail idi dedi... (Heytemi. 9/276)
Beyhaki, Ebu Umame'den babasının şoyle dediğini nakletti: - Ey oğlum, keşke, Uhud gununde kÂfirlerin başına kılıcımızla işaret ettiğimizde kılıcımız onların başına ulaşmadan başlarının yere duştuğunu gorseydin...Buhari ve Muslim, Enes'ten rivayet etmiştir: - Peygamberin kÂtipliğini yapan bir adam vardı, İslÂm'dan dondu ve muşriklere katıldı.Peygamber (S.A.V.): - Yeryuzu onu kabul etmeyecektir buyurdu... Onu defalarca mezara gomduk.Fakat hicbir defasında yer onu kabullenmedi. (Bidaye, 3/281. Hakim 3,9/40. İsnadı sahihtir, Zehebi Mirkat, 11/117)
HURMANIN İNİLTİSİ
Peygamber (S.A.V.) cuma hutbelerinde bir hurma kutuğune yaslanırdı. Minber yapılınca Resulullah ilk cuma hutbesinde minbere cıktı. O anda hurma kutuğu bir cocuk gibi ağlamaya başladı. Peygamber (S.A.V.) "in minberden inip kendisini okşamasına kadar ağlamasını surdurdu. (Buhari Cabir'den rivayet etmiştir. Mirkat, 11/192, Nazmunnessir fi Hadisil-Mutevatir kitabı yazarı Kettani'ye gore hadis mutevatirdir.)
CABİR'İN BABASININ BORCU
Buhari Cabir'den rivayet etti: Babam vefat ettiğinde geriye hayli borc bırakmıştı. Ben (yegÂne varlığımız olan) hurmalarımızı alacakları yerine kabullenmelerini alacaklılardan rica ettim. Fakat azımsadılar.
Durumu Peygambere arzettim. Peygamber bana hurmaları cins cins harmanlamamı emretti. Sonra gelerek harmanladığım hurma obeklerinin etrafında uc defa dondukten sonra birisinin uzerine oturdu. Ardından:
- Alacaklılarını cağır dedi ve hemen olcup olcup herkesin alacağını vermeye başladı. Ben, hurmalar borclarıma yetsin de isterse kardeşlerimin yanına tek bir hurmayla bile donmeyeyim diye duşunuyordum. Nihayet borclarım tamamen odendi. Ben de bakaduruyordum. Butun borclar bittiği halde Peygamberin altındaki hurma yığınından hic bir şey eksilmemişti. (Mirkat-Mişkat, 11/193.)
EBU HUREYRE'NİN TORBASI
"İnsanların onemli gorduğu şey tektir. Benim ki ise onlarınkinden iki fazladır. Bunlar torba meselesi ve Hz. Osman'ın oldurulmesi olayıdır."
Ebu Hureyre (r.a.) şoyle anlatıyor: Peygamber (S.A.V.)'in yanına geldim. Elimde hurmalar vardı. Dedim ki:
- Ey Allah'ın elcisi, bu hurmaların bereketlenmesi icin Allah'a dua et. Rasulullah hurmaları eline aldı. Sonra bereketlenmeleri icin dua etti.
- Bunları torbana koy. Yemek istediğinde elini torbaya sok ve al. Torbanı acma dedi.
Ebu Hureyre der ki: - Peygamberimiz zamanında, Ebubekir, Omer, Osman (Allah onlardan razı olsun) zamanında hurmaları yemeye devam ettim. Hz. Osman oldurulduğunde evim yağma edildi. Torbam calındı. - O torbadan ne kadar yediğimi soyleyeyim mi? İki yuz yukten fazla yedim. (Tirmizi. Mirkat-Mişkat. 11/617. Bidave. 6/117, Ebu Nuaym, Delail, 155, Ahmed b. Hanbel, Tirmizi)
MEZABDAKİLERE HİTAB
Muslim Enes'ten rivayet etti. Enes, Omer b. Hattab'ın şoyle diyerek rivayet ettiğini anlattı: - Nebi (S.A.V.) mezarların başında: "Ey falan, ey falan, ey falan. Allah'ın size vadettiği şeylerin gercek olduğunu gordunuz mu? Şuphesiz ben Allah'ın vadinin hak olduğunu gordum dedi. Omer: - Ey Allah'ın Resulu, ruhsuz cesetler nasıl konuşur (da size cevap verirler) diye sordum.Hz. Peygamber: - Siz bile onlar kadar istemezsiniz. Fakat onlar cevap veremezler dedi. (Mirkat. 19/221.)
KABUL OLUNAN DUA
Evs kızı Erva bir arazi hususunda Sa'd b. Zeyd b. Amr b. Nefil ile cekişti. Bunun uzerine Sa'd ona beddua ederek: - Ey Allah'ım, eğer o yalancı ise gozunu kor et ve onu kendi arazisinde oldur dedi. Erva'nın olmeden once gozleri kor oldu. Bir gun kendi arazisinde yururken bir cukura duşerek oldu. (Muttefekun Aleyh, Mirkat-Mişkat. 11/233.)
NUR
Buhari ve Muslim'de Ebu Said el-Hudri'den rivayet edilmiştir. Bir gun Useyd b. Hudayr hurma harmanında Kur'Ân okuyordu. Ansızın atı şahlandı. Tekrar okudu yine şahlandı. Tekrar okudu yine şahlandı. Useyd der ki: - Atın oğlum Yahya'yı ciğneyeceğinden korkarak okumayı kestim. Kalkarak onun yanma gittim. Bir de ne goreyim, başımın ustunde golgelik gibi bir şey... icinde kandil gibi nesneler var. Bu golgelik birazdan yukarıya cekildi ve onu goremez oldum. Durumu Resulullah'a anlattım. Resulullah:
- Onlar meleklerdir. Seni dinliyorlardı. Eğer okumağa devam etseydln sabaha kadar seni dinlerlerdi. Halk da onları gorurdu. Onlar gizlenmezlerdi dedi. (Hayatussahabe. 3/548. Tergib, 3/13.)
Buhari, Enes b. Malik'den rivayet etmiştir: Useyd b. Hudeyr ve İbad b. Beşlr Peygamberin yanında idiler. Gece karanlığında cıktılar. Bir nur başlarının uzerinde gidiyordu. Ayrıldıklarında nur ikiye ayrılarak evlerine varıncaya kadar onları aydınlattı. (Camiul Uzul. 9/427.)
RÂSULULLAH EBU KATADE'YE HURMA SOPASI VERiYOR
Resulullah yatsı namazından sonra Ebu Katade'ye bir hurma sopası vererek: - Al bunu. onunden ve arkandan on boy aydınlatacaktır buyurdu. (Ahmed, Bezzar, Heysemi, ravilerin sahih olduğunu soyledi. 2/167)
DUŞMAN ODALARININ TEKBİR VE TEHLİL SESLERİYLE İNLEMESİ
Beyhaki Hakem'den guvenilir bir senetle, Hişam b. As'm şoyle dediğini rivayet etti. - Rum melikine gonderilmiştik... Orada La ilahe illallah ve Allahu Ekber diye konuştuk. Allah bilir ya biz boyle konuşur konuşmaz odalar sallandı. (Hayatussahabe, 3/543, Taberani, İbni Kesir ravilerin guvenilir olduğunu soyledi.)
Buhari, Tarihinde Hamza b. Amr el-Eslemi'nin şoyle dediğini rivayet ediyor: - Resulullah ile beraberdik.Gecenin koyu karanlığında ayrıldık.Parmaklarımın arasından bir aydınlık fışkırdı. Arkadaşlarım hep etrafıma toplandılar. Bu hal onlardan hic birisinde olmadı. Onlardan birisi yere duştuğunde parmaklarının arasındaki ışık onu derhal aydınlatıyordu. (Taberani, Beyhak ve Bidaye rivayet etti. Haysemi Taberaninin ravilerinin guvenilir olduğunu soyledi. İbni Kesir. Buhari, Tarih) Bir acıklama: Hamza b. Amr cok oruc tutan bir zattı.
Beyhaki ve KelkÂi hasen isnadla rivayet ettiler: Ordunun habercisi geldi. Hz. Omer ona durumu sordu.Haberci: - Ey muminlerin emiri, yenilmiştik. Ansızın biz bu durumdayken bir ses duyduk. Ey Sariya dağa diye bağırıyordu. Bunu uc kez tekrarladı. Sırtımızı dağa verdik. Ve duşmanlar Allah'ın izniyle yenildiler. (Hayatussahabe, 3/568, İbni Hacer İsabede isnadın hasen olduğunu soylemiştir.)
EBU KARFASE
Rumlar Ebu Karfase (r.a.)'nin bir oğlunu esir ettiler. Ebu Karfase her namaz vakti gelince Askalan kalesinin surlarına cıkar ve: - Ey oğlum, haydi namaza derdi. Oğlu, Rum ulkesinde olduğu halde babasının sesini duyardı. (Heysemi, 9/399, Taberani ravilerin guvenilir olduğunu soylemiştir.)
İBNİ ABBAS'IN CENAZESİNDEKİ KUŞ
İbni Abbas (r.a.) Taif'te olunce, cenazesinin başına şimdiye kadar benzeri gorulmemiş bir kuş geldi ve cesedinin icine girdi. Cıkması icin bekledik. Fakat kimse onun cıktığını gormedi. İbni Abbas mezarına defnedildiğinde uzerinde kimin okuduğunu anlayamadığımız bir ses şu Âyeti kerimeyi okuyordu.
"Ey mutmain olan nefs, Rabbin senden razı ve sen de Rabbından razı olarak ona don." (Hakim. 3/543, Taberani, Heysemi ravilerin guvenilir olduğunu soylemiştir.)
Sevad b. Carib'e cinler Peygamberin zuhurunu mujdelediler. Aynı şekilde cinler Abbas b. Mirdas es-Sulemi'ye de Nebi (S.A.V)'in geldiğini mujdelemişlerdi. (Bidaye, 2/342, Hayatussahabe, 3/579, Buhari, Taberani, Heysemi, 9/247 Ravilerden Abdullah b. Abdulaziz'in zayıf olduğunu coğu alimler soylemişlerdir. Şad b. Mansur ise guvenilir olduğunu soylemiştir)
OMER CİNLE GUREŞİYOR
İbni Mesud anlatıyor. Hz. Omer bir cinle gureş tutuştu. Cini uc kez yendi. Cin ona dedi ki: Sen Âyetel kursiyi okur musun? Omer, evet dedi. Cin: - Sen evinde bu Âyetleri okuduğunda şeytanlar cıkarlar. Onlarda ceğen kokusu gibi bir koku oluşur. Sabaha kadar eve giremezler. (Taberani iki senetle rivayet etmiştir. Heysemi (9/71) der ki: ikinci senedin ravisi sahihtir.)
İNEK, PEYGAMBER (S.A.V.)'lN GELİŞİNİ MUJDELİYOR
Ahmed Mucahid'den nakleder: Cahiliyyeyi gormuş bir ihtiyar Revdes gazvesindeyken bize İbni İsa'nın şoyle dediğini anlattı. - Ben kendi ineklerimizi guduyordum. Birden ineğin karnından bir ses duydum. - Ey ciftci diye sesleniyordu. Bu ses cok net bir ses geldi. Bana Allah'ı birlememi ve O'nun elcisini tanımamı tavsiye ediyordu. Bunun uzerine derhal Mekke'ye gelerek Peygamber'! bulduk. (Heytemi ravilerin guvenilir olduklarını soylemiştir, 8/243 Hayatussahabe, 3/580)
OLDUKTEN SONRA KONUŞMAK
Beyhaki Sald b. Museyyeb'ren rivayet etti: Hazrecli Harise oğullarından Zeyd b. Harise el-Ensari (Allah ondan razı olsun) Hz. Osman b. Affan zamanında vefat etti. Uzerini bir bezle orttuler. O anda goğsunden net bir ses yukseldi. O ses: - Ahmed (S.A.V.)... Ahmed, birinci kitapta idi. Ebubekir Sıddık onu tasdik etti. Omer onu tasdik etti. Osman da onu tasdik etti... diyordu.(Senedi sahihtir. Bidaye, 6/293.)
RÂSULULLAH'IN AZATLISI SEFİNE
Hakim rivayet ediyor: Sefine şoyle dedi: - Arslan uzerime hucum etti. Arslana: Ey arslan, ben peygamberin azatlısıyım diye seslendim. Arslan bunu duyunca başını eğdi. Ve ite ite beni icine duştuğum sazlığın icinden cıkarıp yola bıraktı. Ondan sonra bana bir şeyler soyler gibi oldu.Benimle vedalaşmak istediğini tahmin ettim. (Hakem, isnadın Muslim'in şartlarına gore doğru olduğunu soyledi. Zehebi de onu tasdik etti. Berraz ve Taberani de rivayet ettiler. Heysemi (9/367) ravilerin guvenilir olduğunu soyledi.)
KURT PEYGAMBERİ MUJDELİYOR
Ahmed b. Hanbel İbni Sad el-Hudri'den naklettiği kıssada kurdun bir cobana Hz Muhammed'in Medine'de gecmişten haber verdiğini soylediğini anlatıyor. (Sened sahihdir. Beyhaki onaylamıştır. Tirmizi, hasen. garib ve sahihtir demiştir.)
DENİZLERİN İTAAT ETMESİ
Ebu Hureyre şoyle anlatır: (Ebu Nuaym, Delail, 208. Ebu Hureyre suyun ayaklarının altını ıslatmadığını soylemiştir. Bunu Taberani de rivayet etmiştir. Heysemi. 9/276, iclerinden ibrahim b. Ma'mer el-Hervi'yi tanımadığını, diğerlerinin ise guvenilir olduklarını soylemiştir.)
Âl el-Hadrami dua edince kuru cole yağmur yağdı. Yine dua etti, suyun uzerinde yuruduk. Al olunce onu gomdu. Pek kısa bir zaman sonra mezarını actığımızda cesedini orada bulamadık.
UHUD ŞEHİDLERİ
İbni Sa'd (3/563) Ebu Zubeyr'den rivayet etti. Cabir şoyle anlattı: - Muaviye su kanallarını gecirirken yolumuz Uhud şehitlerinin mezarlarına uğradı, olumlerinin uzerinden kırk yıl gecmişti. Onları cıkarttığımızda cesetleri yumuşacıktı. El ve ayakları da sanki henuz olmuşler gibi oynatılabiliyordu. (Senedi sahihtir. Fethu'l-Bari 3/142.)
Beyhaki Cabir'den rivayet ediyor: - Kazma Hz. Hamza'nın cesedinin ayağına değdi. Ayağından kan aktı. (Bidaye, 4/43)
Buhari'nin cenazeler kitabında Cabir (r.a.)'den şoyle rivayet edilmiştir: - Onun cesedini altı ay sonra cıkarttım. Aynen ilk konduğu gibi yumuşacıktı. Sadece kulakları hafifce zedelenmişti.
Muvatta'da Abdurrahman b. Ebi Sa'sa'dan nakledildiğine gore Omer b. Cemah ve Abdullah b. Omer el-Ensari'nin mezarına rastladı. Her ikisi de aynı mezarda idiler. Mezarlarını sel basmıştr. Yerlerini değiştirmek icin mezarlarını kazdı. Onların sanki dun olmuşcesine hic değişmeden sapasağlam durduklarını gordu. Uhud savaşıyla onun mezarı acması arasında tam 46 sene gecmişti!..
Abdurrahman Muhammed Sadi Lahor Şeriat Fakultesi dekanı Abdurrahman el-Medini'nin evinde şoyle anlattı: - Mescidi Nebevi'nin yanında bir ev yıkıldı. Yeniden yapmak istediler. Temellerinin altında uzun yıllar once olmuş olmasına rağmen cesedi hÂl değişmemiş bir olu buldular.
PEYGAMBERLERİN BEDENLERİNİN BOZULMAYACAĞINA BİR DELİL
Evs b. Evs'den Resulûllah'ın şoyle dediği rivayet edilmiştir: "Allahu TeÂl yeryuzune, peygamberlerin cesedlerini haram kılmıştır." (Ebu Davud. Nesal. İbni Mace. Darimi. senedi sahihtir. Mişkatul-Misbah 1/430, Cuma babı)
KABİRLERİ MİSK GİBİ
Ebu Nuaym Marifet adlı kitabında Muhammed b. Şurahbil'in şoyle dediğini rivayet etti: - Adamın birisi Sa'd b. Muaz'ın kabrinden bir avuc toprak aldı. Sonra onu actı.Bir de ne gorsun. Toprak misk olmuş. Peygamberimiz bunu duyunca hayretinden: - Subhanallah, Subhanallah dedi Hayreti yuzunden okunuyordu. (Kenz, 7/41, senedi sahihtir.)
ARILAR ASIM BEBİ AKLAH'IN BEDENİNİ KORUYOR!
Buhari ve Muslim Ebu Hureyre'den rivayet ettiler, (İsabe, 2/245) Asım onceden: Ben hic bir muşrike elimi dokundurmam, hic bir muşrik de bana elini suremez diye yemin etmişti. Muşriklerin eline duştuğunde Allah ona arılar gonderip şemsiye gibi onu koruttu. Boylece Asım'ın ismi, arıların koruduğu kimse olarak kaldı. (Camiul Usul, 8/258.)
Âl el-Hadrami: - Ya Alim, ya Halim, ya Azim diye dua ederdi. Allah'ın izniyle korfez onlara yol verdi. Suyun uzerinde kumun uzerindeymişcesine rahat yuruduler. Develerin tabanları ve atların tırnakları bile ıslanmadı. Gectiğimiz deniz, kayıkla ancak bir gun bir gecede alınıyordu.
DİCLE'NİN DURDURULMASI
Beyhaki (Bidaye, 6/155), Ebu Nuaym, (Delail, 210), İbni Cerir (Tarih 3/123) ve Bidaye (7/64)'de rivayet ettiler: İranlılar İslÂm ordusunun taşma mevsiminde Dicle nehrini durdurup suyun uzerinden gectiklerini gorunce: - DivÂne ha Âmedend, yani ifritler geldiler diyerek kacıştılar.
UMULMAYAN YERDEN GELEN RIZIK
Ahmed b. Hanbel Ebu Hureyre'den rivayet etti: Sahabeden birisi, eve gelip ailesinin gecim sıkıntısı icinde olduğunu gorunce geriye dondu ve
şehrin dışına cıktı. Bu duruma tahammul edemeyen eşi, değirmeni ortaya koydu ve tandırı yaktı. Sonra: - Ey Allah'ım bizi rızıklandır diye dua etti. Bir de baktı ki değirmen dolmuş. Koşup tandıra baktı. Orası da pişmiş ekmekle doluydu. Bu durum Peygambere anlatıldı. Peygamber.
- Eğer o değirmeni durdurmasaydı kıyamet gunune kadar un oğuturdu, buyurdu. (Heysemi. 10/256, Bezzar, Taberani, Raviler guvenilirdir, Hayatussahabe, 3/651)
YAPRAK DOKUNTULERİ BİRLİĞİ (Ebu Ubeyde birliği)
Buhari ve Muslim Cabir'den rivayet ettiler. (Bidaye, 4. 376, Muslim, 2/418) Rasulullah bizi sefere yolladı. Ebu Ubeyde'yi bize emir tayin etti. Kureyşin bir kervanını takip ediyorduk. Yanımızda birkac torba hurma vardı. Başka yiyeceğimiz yoktu. Ebu Ubeyde hurmaları bize birer birer veriyordu. Hurmaları dudağımızla eme eme yiyor, sonra ustune su iciyorduk. Bu tek hurma bize bir gun bir gece yetiyordu. Nihayet hurmalarımız bitti. Sopalarımızla ağaclara vurup yapraklarını duşurur sonra da ıslatarak yerdik.
Deniz kenarında anber isimli bir balığa rastladık. 18 gun bu balığın etini yedik. Sonra Ebu Ubeyde bizden 13 kişiyi balığın goz cukuruna oturttu. Ardından balığın kemiklerinden iki tanesini birbirine dayadı. Ordudaki en buyuk deveye en buyuk adamı bindirip altından gecirtti. Adamın başı kemiklere değmedi.
HASTALIKLARIN İYİLEŞTİRİLMESİ
Hanzele b. Huzaym (r.a.) şoyle anlatıyor: Dedem Huzeym'le birlikte Rasulullah'ın yanına gittik. Dedem: - Ey Allah'ın elcisi, benim sakallı ve sakalsız bir cok oğlum var. Bu en kucukleridir dedi. Rasulullah beni kendisine yaklaştırdı. Başımı okşadı ve:- Allah seni mubarek kılsın buyurdu.
Zeyyal der ki: Ben Hanzele'yi gordum. Ona yuzu şişmiş insanlar ve memesi şişmiş koyunlar getiriliyordu. O da peygamber efendimizin elini koyduğu yere Bismillah diyerek elini koyduktan sonra şiş olan yerin ustune suruyordu. Şiş hemen gidiyordu. (Heysemi (9/408) Taberani Evsat'ta ve Kebir'de uzun bir hadiste bunun benzerini rivayet etmiştir. Ahmed b. Hanbel'in ravileri guvenilirdir.)
HALİD B. VELİD ZEHİR İCİYOR
Ebu Ya'la Taberani'den rivayet ediyor. Ebu Saf er şoyle anlattı: Halid b. Velid (Allah ondan razı olsun) Hire şehrine geldiğinde Meraziye oğullarının emirine misafir oldu. Ona: - İranlıların sana zehir icilmelerinden sakın diye tavsiyede bulundular. Halid: - O zehri bana getirin bakayım dedi. Zehiri eline aldı. Bismillah diyerek bir yudumda icti. Zehir ona hic bir zarar vermedi. (Heysemi, 9/350, der ki: Bu hadisi Taberani de rivayet etmiştir. Onun senedi sahihtir fakat murseldir. Ravilerden ise Ebu Safer dışındakiler guvenilirdir. Ebu Safer ve Ebu Burde Halidle karşılaşmamışlardır. Aynı Hadisi Ebu Nuaym Delail'de zikreder, 159. Yine l, cildin 4. sahifesinde de zikretmiş ve İbni Sad'ın bu hadisi iki yolla naklettiğini anlatmıştır.)
SOĞUK VE SICAK HZ. ALiYE TESİR ETMİYOR!
İbni Ebi Şeybe, Ahmed b. Hanbel, İbni Mace, Bezzar, İbni Cerir ve Taberani (Evsat) rivayet etmiştir. (Heysemi, 9/122) İsnadı haşeredir. Beyhaki de Delail'de rivayet etmiştir: Abdurrahman b. Ebi Leyl şoyle anlattı: Hz. Ali bana dedi ki: - Resulullah Hayber gununde: - Bu sancağı Allah'ın ve Resulunun sevdiği bir kimiye vereceğim. Allah ona kale kapısını acacak. O geri kacmayacak dedi Sonra beni cağırttı. Geldim. Benim gozum ağrıyordu. Ve hic bir şeyi gormuyordu. Rasulullah eliyle gozumu ovdu ve: - Allahım onu soğuğa ve sıcağa karşı koru dedi. Bundan sonra bana ne soğuk zarar verdi ne de sıcak. (Muntehab, 5/44, Hayatussahabe, 3/663.)
İHTİYARLIK İZLERİNİN GİDERİLMESİ
Ahmed b. Hanbel Zeyd el-Ensari'nin şoyle dediğini rivayet etti: Rasulullah bana: - Yanıma gel, dedi. Eliyle başımı okşadı. Sonra: - Allah'ım onun guzelliğini devamlı kıl diye dua etti. Denildi ki: - Zeyd yuz kusur sene yaşadı. Sakalında az bir beyazlık vardı. Yuzu parlaktı, olunceye kadar buruşmadı. (Heysemi; senedi sahihtir. Bidaye, 6/166)
HALİD B. VELİD'İN KERAMETİ
İbni Ebi Dunya sahih bir senetle Heysemi'den şoyle rivayet etti:Halid b. Velid yanında bir fıcı şarap bulunan bir adama rastladı. - Allahım bunu bal yap diye dua etti. Adamın elindeki şarap bala donuştu. Diğer bir rivayette de: Adamın birisi Halid'e rastladı. Elinde bir fıcı şarap vardı. Halid:
- Bu nedir, diye sordu. Adam: - Sirkedir, dedi. Halid: - Allah onu sirke yapsın dedi. Bir de ne gorsunler, şarap sirke olmuş. (İsabe, 414)
HUSEYİN B. ALİ'NİN KERAMETLERİ
1. Taberani A'meş'den rivayet ediyor: - Adamın birisi Hz. Huseyin (r.a.)'ın mezarına defi hacet yaptı. O adamın ev ahalisine felc, cuzzam, abraş, hastalıkları ve fakirlik musallat oldu, (Ravileri guvenilirdir. Heysemi, 9/197)
2. Taberani Zuhri'den rivayet ediyor: Zuhri: - Abdulmelik bana; - Hz. Huseyin'in oldurulduğu gun gorulen olağanustu hallerden birisini anlatır mısın dedi. Ben de: - Beyti Makdis'de hangi taşı kaldırdıysam altında taze kan vardı dedim. Abdulmelik: - Vallahi aynı şeyi, senin gibi ben de gordum dedi. (Ravileri guvenilirdir, Heysemi, 9/196)
3- Yine Zuhri'den rivayet ediliyor: - Huseyin b. Ali'nin oldurulduğu gun Şam'daki butun taşlar kana bulanmıştı. Heysemi der ki (9/196): Bu rivayetin ravileri guvenilirdir.
4. Taberani Ummu Selma'dan rivayet etti. Selma der ki: - Cinlerin Huseyin b. Ali icin ağıt yaktıklarını işittim. (Ravileri guvenilirdir, Heysemi. 9/199)
Aynı şekilde Hz. Meymene'de şoyle dedi: Cinlerin Hz. Huseyin icin ağıt yaktıklarını hissettim. (Ravileri guvenilirdir. Heysemi. 9/169)
OSMAN B. AFFAN'IN KERAMETLERİ
Hakim (3/103) İbni Omer (r.a.)'dan rivayet ediyor: - Osman (Allah ondan razı olsun) sabahleyin bana şoyle dedi: - Gece ruyamda Nebi (S.A.V.)'i gordum. Bana: - Ey Osman, bugun orucunu bizimle ac diyordu.. Osman o gun oruc tuttu. Aynı gunun akşamı olduruldu.Allah ondan razı olsun. (Hakim, senedin sahih olduğunu soylemiştir. Bu hadis Buharı ve Muslim'de yoktur. Zehebi sahih olduğunu soylemiştir. Ebu Yala ve Bezzar bu hadisi rivayet etmiştir. Yine Mecmu'da rivayet edilmiştir, 4/232)
SONUC
Ehli sunnet inancına gore velilerin kerametleri vardır. Bu husus delillerle ispat edilmiştir. Aksini iddia eden kişinin sozu reddolunur. Ancak peygamberlerin mucizeleri ile velilerin kerametleri arasında bazı farklar vardır. Bunlar:
1. Mucizeler meydan okumak icindir, kerametler ise meydan okumak icin değildir.
2. Mucizeler istek uzere vuku bulur. Kerametler ise coğu kez kendiliğinden oluşur.
3. Veliler kerametlerini gizlemeyi severler.


(ALINTIDIR)

__________________
__________________