İnsanlık, medeniyetler kurmaya başladığı ilk andan itibaren gokyuzune bakmaya ve gok cisimlerini dev bir takvim olarak kullanmaya yonelmiştir. O donemlerde yıldızların konumun insanlara nehirlerin ne zaman yukseleceğini, av hayvanlarının ne zaman nereden gececeğini ve diğer olayları haber veriyordu.
Acıklanamayan hemen her olayın doğaustu guclere ve tanrılara bağlandığı bu donemde, cok tanrılı dinler ve onların panteonları da kendilerine yıldızlarda yer buluyordu. Coğu takım yıldız, ismini mitolojilerden alıyordu. Cıplak gozle gorebildiğimiz yapılar olan gezegenler de tanrıların isimlerini taşıdı. Bu gelenek daha sonra da devam ettirildi. Tek istisna Dunya oldu. Her ne kadar William Herschel 1781’de yeni bir gezegen keşfettiğinde adını Georgian Sidus (George’un yıldızı) koymak istediyse de, gelenek bozulmasın diye bir başka astronom Johanne Bode ona Uranus ismini onerdi.
[h=2]Merkur[/h]
Merkur’un ismi, Roma’nın haberci tanrısından geliyor. Bunun sebebi ise gece gokyuzunde hızla hareket eden bir gezegen olması. Merkur’un bir yılı, 22 Dunya gununde tamamlanıyor. Gezegen yuzeyi epey sıcak olsa da kraterlerinde sulu buz bulunması oldukca ilginc bir durum. Yukarıdaki goruntu, 1974’te NASA’nın Mariner 10 aracıyla cekildi.
[h=2]Venus[/h]
“Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venus’ten” deyişinin de nedeni olan bu gezegen, aslında Dunya’ya epey benzerdi ancak daha sonra yaşanmaz hale geldi. En sıcak gezegen olan Venus, gece gokyuzunde parladığı icin ona Aşk Tanrıcası’nın adı verildi. Halk arasında da gezegene Coban Yıldızı, Seher Yıldızı, Zuhre ve Colpan isimleri de veriliyor. Bu gezegen diğer gezegenlerin aksi yonde doner.
[h=2]Dunya[/h]
Gezegenimizin isminin herhangi bir tanrı ya da tanrıca ile bir alakası yoktur. Bizim kullandığımız Dunya sozcuğu Arapca’dan gelmektedir ve “aşağıda, beride olan” kokeninden gelir. Sozcuk Arapca’da dişil bir sozcuktur.
[h=2]Mars[/h]
Gece gokyuzune bakıp kızıl bir gezegen goren Romalılar icin bu gezegenin hangi tanrıyı işaret ettiği gayet acıktı: Savaş tanrısı Mars. Gercekte ise Mars’a rengini veren şey kan değil, toprağında bol miktarda bulunan demir oksit yani pas idi. Bu goruntu, NASA’nın Vikinger aracından 1998’de cekildi.
[h=2]Jupiter[/h]
Jupiter, Guneş Sistemi icerisindeki en buyuk gezegendir ve sahip olduğu devasa kutle cekim, sistemimizin şekillenmesinde onemli rol oynamıştır. Uzayın bambaşka bir koşesinden gelen bir araştırmacı olsa sistemimizi muhtemelen “Guneş-Jupiter sistemi” olarak adlandırırdı. Bu kadar onemli bir gezegene de tanrıların kralı olan Jupiter’in ismi verilmişti. Goruntuyu ise Hubble Uzay Teleskobu cekti.
[h=2]Saturn[/h]
Etrafında halkaları olan, Guneş Sistemi’nin en ozgun gezegenlerinden biri Saturn, ismini tarım ve zenginlik tanrısından alıyor. NASA’nın Cassini aracı, bu goruntuyu 2017 yılında cekmişti.
[h=2]Uranus[/h]
Antik donemde yaşayan insanların mavi rengi goremediği uzun suredir konuşulur. O donemde deniz ve gokyuzunun yeşilin bir tonuna sahip olduğu duşunulurdu. Mavili-turkuazlı renge sahip olan gezegene de Gokyuzu Tanrısı Uranus’un adı verilmişti. Gezegenin fotoğrafı NASA’nın Voyager 2 aracı ile cekilmişti.
[h=2]Neptun[/h]
Mavimsi gezegene gokyuzu tanrısının adını verdikten sonra, masmavi gezegene isim vermek icin de deniz tanrısı Neptun’den ilham almak gayet normaldi. 1846’da keşfedilen bu buzlu gezegen, Voyager 2 aracı tarafından goruntulenmişti.
[h=2]Pluton[/h]
Once gezegenlikten cıkarılan, sonra gezegenliğe geri alınan ve hemen ardından tekrar gezegenlikten cıkartılan Pluton, gonullerde 9. gezegen olmaya devam ediyor. Ustunde devasa bir kalp bulunan gezegene sempati duymamak zor. Pluton’u yalnızca bir defa ziyaret ettik ve bu fotoğraf da o ziyaretten.