Bundan 13 bin yıl kadar once, Guneş etrafında kendi halinde donmekte olan gezegenimiz bir goktaşı carpması sonucunda yeniden buzul cağına girmişti. İnsan populasyonu bu donemde cok azalırken bazı turler de yok olmuştu.
Bu olayları başlatan gok taşının, gunumuzde Suriye olarak bildiğimiz bolgede yaşayan bir halk tarafından gozlemlenmiş olabileceği ortaya cıktı. Bulgular bir akademik calışma haline getirildi.
[h=2]Donemin insanları carpışmaya şahit olmuş[/h]
Scientific Reports’ta yayımlanan makaleye gore, araştırmacılar bolgede yaptıkları calışmalarda yuksek hızlı bir carpışmayla ortaya cıkan turden cam ornekleri buldu. Bu ornekleri ortaya cıkaran şey bir goktaşı olabilir.
Tel Ebu Hureyra adlı kazı alanı, gunumuzde Suriye’de Fırat vadisinde bulunuyor. Araştırmacıların daha onceki calışmalarına gore bu bolge, bundan 5 bin yıl once terk edilmiş bir yerleşime ev sahipliği yapıyor. Ayrıca bolgede 2,200 derecenin ustunde sıcaklıklarda ortaya cıkan kromyum, demir, nikel ve diğer maddelerin de olduğu belirlenmişti.
Araştırmaya gore bolgede bulunan cam ornekleri sıradan ornekler değil. Bu yapılar “bolgesel biyokutlenin, toprağın ve nehir kıyılarının neredeyse anında erimesi ve buharlaşmasının, ardından da anında soğumaları” ile oluşmuş yapılar olarak tanımlandı.
[h=2]“İnanılmaz nadir” elementler ipucları veriyor[/h]
Bilim insanlarının acıklamasına gore bolgede keşfedilen ve normal şartlar altında “inanılmaz nadir” karşılaşılan materyaller de carpışmanın bir gostergesi. Zira bu tur malzemeler carpışmalarda ortaya cıkan yuksek sıcaklıkta oluşabiliyor.
Araştırmaya gore ayrıca bolgede tek bir buyuk carpışma olmadı. Duşen gok cismi, parcalanarak birkac farklı bolgeye isabet etti. Araştırmacılar 14 bin kilometrelik bir hat boyunca parcaların duştuğunu tespit etti.
Daha onceki calışmalarda da son kuresel buzul cağının bir goktaşı carpmasından sonra başladığı one surulmuştu. Benzer gozlemler Kuzey Amerika, Avrupa, Batı Asya, Şili ve Guney Afrika’da da yapılmıştı.