Basına sızdırılan yeni mevzuata gore, akıllı telefonlar, tabletler ve kablosuz kulaklıklar yapan ureticilerin, cihazlarda kullanılan tum pilleri tuketici tarafından cıkarılabilir ve değiştirilebilir hale getirmek icin bu urunleri yeniden tasarlamaları gerekecek. Mevzuatın paydaşlardan duyulabilmesi icin onumuzdeki ay kamuoyuna acıklanması bekleniyor ve tum akıllı telefonların ortak bir şarj standardına (orneğin USB-C) sahip olması gerektiğini savunan son AB etki değerlendirmesini izler nitelikte.
Yasa eğer gecebilirse, Apple'dan Samsung'a tum teknoloji şirketlerinin şu anda yaptıkları tum telefonları temel olarak yeniden tasarlaması gerekecek. Hatırlatmak gerekirse, bir zamanlar cıkarılabilir pillere sahip cok sayıda akıllı telefon olmasına rağmen, 2007'den itibaren iPhone, cıkarılabilir pillerin tukenmesine neden olan kapalı pillere doğru bir eğilim başlatmıştı. Aslında her iki girişim de e-atığı azaltmayı amaclıyor, ancak ortak bir şarj standardı teknik ve tasarım acısından daha mantıklı gorunuyor. Tum cihazların kullanıcı tarafından değiştirilebilir pillere sahip olmasını zorunlu kılmanın bu yonden cok da mantıklı olmadığı yorumları geliyor. Peki iPhone pilleri neden dahili halde bulunuyor? Cıkarılabilir pillerin dezavantajları neler?
[h=2]1- Cihazları daha hantal hale getiriyor[/h]
Cihazların kullanıcı tarafından değiştirilebilir pillere sahip olmasını isteyen mevzuatın ilk etkisi urun tasarımına olacak gibi gorunuyor. Gunumuzde tasarlanan urunlerinin basit, ince ve şık olması beklenir cunku teknoloji şirketleri bir cihazın bileşenlerini surekli olarak daha kompakt olacak şekilde geliştirmektedir. Bu basitlik daha fazla bileşenin aynı alana yerleştirilmesini sağlar. Yani cıkarılmayan piller daha kucuk ve ince cihazlar oluşturmada oldukca etkilidir.
Bunun nedeni, kullanıcı tarafından değiştirilebilir pillerin doğası gereği kolayca cıkarılabilir olmaları gerektiği gerceğidir. Bir ic bileşenin kolayca cıkarılabilmesi icin de, cihazın ek menteşelere, anahtarlara ve duz alana sahip olması gerekir. Boylece fazla caba veya ozel aletler gerekmeden acılabilir. Bu gereksinimler, daha buyuk ve daha ağır pil mekanizmalarına yer acmak icin cihazların daha kalın ve daha ağır olmasını sağlar.
[h=2]2- Pil omrune zarar veriyor[/h]
Cihaz ureticilerinin kullanıcı tarafından değiştirilebilen pillere sahip cihazlar yapması ve onları bugunkuyle aynı boyutta tutabilmesi de mumkun. Yalnız bu yapılacaksa, yeni pillerin, kullanıcı tarafından değiştirilemeyen pillerin bugun sığdırıldığı alana sığması icin daha kucuk olması gerekiyor.
Bu da cihazların şu anda sahip oldukları aynı şık tasarımları koruyabileceği anlamına geliyor, ancak piller daha kucuk olduğu icin pil omurleri de daha kısa olacak gibi duruyor. Başka bir deyişle, gunumuzun şık tasarımlarına ve değiştirilebilen pillerle aynı uzun pil omrune sahip olamayacağımız da bir gercek gibi gorunuyor.
[h=2]3- Suya dayanıklı olmuyor[/h]
Suya ve toza dayanıklılık bugun amiral gemisi telefonlarda ortak ozellikler arasında sayılıyor. Bu ozellik gunumuzde daha rahat elde edilebilir gorunuyor cunku gunumuz telefonlarında bir şarj portu, hoparlor ızgaraları ve kulaklık girişi gibi cok az acıklık bulunuyor.
Yeni nesil akıllı telefonlarda bulunan gorece kucuk acıklıkların da su ve tozdan yalıtılması nispeten kolay ancak bir pili değiştirebilmemiz icin cıkarılabilir bir arka kapağa sahip cihazı duşunduğumuzde cihazın kendisi kadar buyuk bir acıklık gerektiği de anlaşılıyor. Daha fazla yuzey alanı kaplayan daha buyuk acıklıkların toza ve suya karşı korunması daha zor, bu nedenle kullanıcı tarafından değiştirilebilen pillere sahip olan telefonların toz ve su direncinin cok da yuksek olmadığını tahmin ediyorsunuz.

Tum bu sebeplere bakıldığında cihaz pillerinde eski tasarımlara geri donmek aslında cok da mantıklı gorunmuyor. Siz bu konuda ne duşunuyorsunuz? Fikirlerinizi bize yorum kısmından bildirebilirsiniz.