Huseyin OKUR kaleme aldı, Semerkand Aile nisan 2011
İslam mahremiyete, yani kişiler arası bedensel sınırların muhafaza edilmesine buyuk onem verir. Ev icindeki mahremiyet konusunda dahi bir takım prensipler koyan dinimiz, Musluman’ın aile hayatını tam bir emniyet altına alarak hissi ve ahlaki dejenerasyonların onune gecmeyi hedefler. Bu sebeple hem ferdin hem de sosyal hayatın korunması adına, mahremiyete ait pek cok hukumler koymuştur.
MAHREMİYET NEDİR?
Mahremiyet, “haram” kelimesinden gelir ve “haram olma hali” demektir. Herhangi bir şey yasaklanmışsa onu yapmak haramdır. Bu haram olan şey icin “mahrem” kelimesi de kullanılır. Yasaklılık haline ise “mahremiyet” denir. Bir anlamda buna dokunulmazlık da diyebiliriz. Haram, mahrem ve mahremiyet kelimeleri, dini hukumlerle ilgili olarak yasak olan her şey icin kullanılmıştır. Fakat mahrem ve mahremiyet kelimeleri, ozellikle aile hukuku sahasında daha ozel bir kullanım kazanmışlardır. Mahremiyet kelimesi insan vucudu icin, ozellikle cinsel arzulara konu olması acısından kullanıldığında, cinsel dokunulmazlık anlamına gelir. Bu durumda mahremiyet, insan vucudunda bakılması, dokunulması ve hakkında konuşulması haram olan bolgeleriyle ilgili dokunulmazlık halidir.
Turkcemizde mahremiyet kelimesi bu anlamda kullanılmakla birlikte, bu anlamdan hareketle kişinin ozel alanı, gizlilik gibi anlamlarda da kullanılmaktadır. İslam’dan onceki cahiliye doneminde insanlar her an istedikleri eve veya odaya izinsiz girebiliyor, gerek aile fertlerinin gerekse başkalarının mahremini gorebiliyorlardı. Medineli Musluman bir hanım gunun birinde Rasulullah’ın (s.a.v) yanına gelerek, “Ey Allah’ın Rasulu! Gunun her hangi bir saatinde biri kapımdan odama dalabiliyor, gorunmek istemediğim bir halde beni gorebiliyor. Artık bir ikaz yapsanız da, kimse kimsenin evine, odasına izinsiz girmese, istemediğim bir goruntu icinde iken gormese...” dedi.
Aynı gunlerde Hazreti Omer de (r.a) Rasulullah Efendimiz’in (s.a.v) yanına gelerek, “Ey Allah’ın Rasulu! Beni cağırması icin evime gonderdiğiniz cocuk izin istemeden yattığım odaya girdi. Ne kadar toparlansam da beni uzerim acık halde gordu. Keşke Rabbimiz bir yasak koysa da evimize, odamıza izinsiz kimse girmese” dedi. İşte bu ve buna benzer isteklerin coğaldığı sıralarda Nur Suresi’ndeki aile hayatını koruma kuralları koyan ayetler indi: “Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi fark ettirip (izin alıp) ev halkına selam vermedikce girmeyin. Bu sizin icin daha iyidir; herhalde (bunu) duşunup anlarsınız.”
İslam’ın yuksek edeplerinden biri de aile fertlerinden kim olursa olsun, odasına izin isteyerek girmektir. Sahabilerden biri, “Ben annemin odasına girerken de mi izin isteyeceğim?” diye sordu. Rasulullah (s.a.v) “Evet” dedi. Aynı adam, “Benden başka anneme hizmet edecek kimse yoktur. Odasına her girişte izin mi isteyeceğim?” dedi. Rasulullah (s.a.v), “Sen anneni cıplak gormek ister misin?” buyurdu. Adam, “Hayır, annemi cıplak gormek istemem” deyince, “O zaman her girdiğinde izin iste” buyurdu.
Nur suresinin 58. ayet-i kerimesinde, buluğ cağına ermemiş cocukların dahi, şafak zamanı, oğlenin sıcak zamanı ve yatsıdan sonra ebeveynlerinin yanına girmeleri icin izin istemelerinin gerektiğini, zira bu vakitlerin uyku ve istirahat vakti olduğundan, izinsiz girdikleri takdirde ortunecek zaman bulanamayacağından, mahremiyetin ciğneneceği bildirilmektedir. Ayetin devamında, “Cocuklarınız ergenlik cağına girdiklerinde, kendilerinden oncekiler (buyukleri) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler...” buyrulmaktadır.
MAHREMİYET EĞİTİMİ NEDEN ONEMLİDİR?
Yuce dinimiz aile ve toplumun devamı icin en guzel ahlakı oğretmeyi emreder. “Cocuğun anne babası uzerindeki hakkı, ona iyi bir eğitim ve iyi bir isim vermesidir.” Her eğitimde olduğu gibi mahremiyet eğitimi, daha guncel bir ifadeyle cinsel eğitim şuphesiz ailede başlar. Mahremiyet insanın ozelidir, bir ihtiyactır. Bireyden hareketle toplumun mahremiyet hususuna olan dikkatleri ne kadar sağlam ve koklu ise kişisel, ozel sınırlar da o kadar iyi korunur. Sozgelimi, odalara girerken kapıyı calmak ve sesli olarak izin istemek, ev icinde de olsa kılık kıyafetlere dikkat etmek gibi aile icinde mahremiyet sınırlarına ozen gostermek hem tarafların birbirine olan edep ve hayasının hem de Allah’a olan kulluk vazifelerinin bir gereğidir.
Anne babalar geleceğin buyukleri olan cocuklarına bu mahremiyet anlayışını ve haya duygusunu kucuk yaşlardan itibaren kazandırmaya başlamalıdırlar. Gunumuzde pek cok ebeveynin ihmal ettiği bir konu olmasına rağmen cocuğa “mahremiyet” duygusunun verilmesi hayati bir oneme sahiptir. Mahremiyet eğitiminde ihmale uğrayan cocuklar dışarıdan kendilerine gelebilecek olan istismarlara karşı savunmasız kalabildikleri gibi ileride kendi cinsel hayatlarını kontrol altında tutmakta da zorlanabilirler. Gunumuzde yaşanan sozlu veya fiili taciz olayları karşısında cocukların tepki vermede yetersiz kalışlarının temelinde coğunlukla ailede kendilerine yeteri kadar mahremiyet eğitiminin verilmeyişi yatar.
MAHREMİYET EĞİTİMİ NEDEN VERİLEMİYOR?
Aile icinde “edep” kavramı coğunlukla, cocukların anne ve babalarına karşı gelmemeleri, onların sozunden cıkmamaları gibi anlamlar cağrıştırır. Ve “edep” derken cinsellikle ilgili bazı tehlikeler yokmuş gibi davranılır veya bu tur konuların acılması hic mi hic uygun gorulmez. Ancak anne babaların şunu unutmamaları gerekir ki, cocukları buyumeye devam ediyor. Biz istesek de istemesek de onlar, yaşlarının ilerlemesine paralel olarak cinsellikle ilgili konuları ya duyuyor ya da muşahede ediyorlar. Bundan daha da onemlisi, bir insanın fizyolojik ozelliği olarak bu durtu onlarda gelişiyor. İşte, ailede mahremiyet eğitimi yerinde, zamanında ve metoduna uygun olarak verilmediği takdirde cocuklar hissi dengesizliklerle karşı karşıya kalabilecekleri gibi cinsel istismara karşı da cahil ve savunmasız bırakılmış olurlar.
Kız olsun erkek olsun cocuklara mahremiyet eğitimi verirken, sadece nasihat etmek yeterli değildir. Hatta cok defa cinsel istismara karşı dikkatli olmaları adına “Aman, oğlum/kızım, dışarıdaki kotu insanlara dikkat et, seni alır kacırır...” turunden korku iceren nasihatler cocuğun ruhunda derin yaralar acılmasına da neden olmaktadır. Boylesi nasihatler cocukların ice kapanmasına ve sosyal cevreden korkup kopmasına neden olabilir. Şu halde cok iyi bilinmelidir ki, cocukların mahremiyet eğitimi tek başına nasihat ile veya korkutmalarla olabilecek bir şey değildir. Ve uzulerek belirtmek gerekir ki gunumuz anne babaları kendi cocukları acısından hayati onem taşıyan bu eğitimin nasıl verileceği hakkında yeterli bilgiye sahip değiller. O halde mahremiyet eğitimi nasıl verilmeli?
Bizim mahremiyet eğitimi derken kastettiğimiz, edep sınırlarını zorlayarak her şeyin acık secik konuşulması değildir. Ancak dunyanın bin bir turlu halinin olabileceğinin cocuğa uygun bir dille anlatılması gerekmektedir. Mahremiyet eğitimi cocuklara en kolay olarak 4-7 yaş arasında kazandırılır. Her anne babanın cocuklarının mahremiyet eğitimi hakkında şu hususlara dikkat etmesi gerekmektedir:
ODALARA GİRERKEN İZİN İSTENMELİ
Aile bireylerin birbirlerinin odalarına girerken, kapıyı calarak ve izin alarak girmeleri cok onemlidir. Ozellikle anne babanın bu tutumları, cocuklar uzerinde hem kendilerine değer verildiğinin hem de ozel odalara girerken izin istenmesi gerektiğinin oğretilmesi acısından onemli. Cocuklara ozellikle anne baba kendi odalarında iken kapının vurulmadan iceri girilmeyeceği, ancak bunu yaparken de gayet yumuşak bir ses tonuyla, “Ben odada giyiniyor olabilirim” gibi acıklamalar yapılmalıdır. Aksi takdirde ebeveynlerin ozel odalarındaki yaşantılarına cocukların şahit olma durumu soz konusu olabilir. Yahut cocukta kendisinin istenmediği gibi bir anlayışın ortaya cıkmasına veya yatak odasını cocuğun cok ilgisini cekecek bir yer haline getirilmesine neden olunabilir. Bircok insan da cocuklarından saklanmanın gereksiz olduğunu duşunur. Halbuki cocukların gorduğu bircok şey ilerideki hayatlarına etki etmektedir. Hatta coğu zaman muşahede ettikleri ve fıtrata uygun olmayan uygunsuz vaziyetler, onların ruhi bunalımlara duşmesine sebep olmaktadır.
TUVALET VE BANYO ADABI OĞRETİLMELİ
Cocuklara mahremiyet terbiyesinin kazandırılması icin 4 yaşından itibaren anne babası ile birlikte tamamen cıplak olarak banyoda bulunmamalıdır. Cocuk kendi bedeniyle anne ve babasının bedeni arasında sınırlar olduğunu bilmelidir. Banyoda cocuğun avret yerlerini ortmesi, tuvaletteyken kapısını kapalı tutması, banyo veya tuvalete girerken kapıyı mutlaka calması gerektiği anlatılmalıdır. Boylece cocuğun zihnine, buraların ozel bir yer olduğu yerleşecektir. Artık 4 yaşına basmış bir cocuk tuvaletin “ozel” bir mekan olduğunu oğrenmeli, tuvalet ihtiyacını gideren birisinin başkaları tarafından gorulmesinin uygun olmayacağını bilmelidir. Bunların yanı sıra anne babanın da dikkat etmesi gereken noktalar vardır. Mesela, banyodan cıkan ebeveynlerin havlu veya bornozu vucutlarını tam ortecek şekilde kullanmamalarını da aynı kategoride değerlendirebiliriz.
EV İCİNDEKİ KILIK KIYAFETE DİKKAT ETMELİ
Anne ve babalar ve ailenin diğer fertleri, caiz olsa bile ev ici giyiminde aşırıya kacmamalıdırlar. Anne ve babanın evin icerisindeki tutum ve davranışlarının bir kısmı mahremiyet eğitimi icerisine girer. Ama diğer bir kısmı ise adap dediğimiz kısmın icerisine girer. Orneğin anne babanın pijamayla evin icerisinde dolaşmasının mahremiyet eğitimine bir zararı olmaz. Ancak şort gibi kısa ic camaşırlarıyla dolaşmaları, mahremiyetin hafife alınması icin yeterli derecede kusurlu bir davranıştır. Bir taraftan cocuğunuza vucudunuzun kimse tarafından gorulmemesini oğretirken evin icerisinde şort giyiyor olmak cocuğun mahrem duygularının gelişmesine engel olur. Şunu unutmayalım ki, aile yaşantısı, cocuklarımız icin hayatın bir provası mahiyetindedir. O ailesinden ne gorduyse, hayatında da onu tatbik edecektir.
Uzmanlara gore cocukların oncelikle “bedenim bana ozeldir” bilincini kazanması gerekiyor. Doğduğu gunden itibaren elden ele dolaşan, opulup sevilen bebekler ilerleyen yıllarda artık kendi bedeninin farkına varmalı, cevresindeki yetişkinlerden ayrı bir birey olduğunu anlamalıdır. Kendi farklılığının bilincine varamamış cocuklar tacize karşı koyamıyor. Mesela anneler altını ıslatmış cocuğun birden ofkeyle pantolonunu indirmek yerine, bunu daha sakince ve cocuğun mahremiyet duygusunu tadacağı diğer gozlerden uzak bir yerde yapmalıdır.
Psikolog Belkıs Erturk mahremiyet duygusu geliştirecek pratik uygulamalardan soz ederken şunları tavsiye ediyor ebeveynlere: “Kız ve erkek kardeşler aynı yatakta, odada yatırılmamalı. Yer sıkıntısı varsa perdeyle oda ikiye ayrılmalı. Gunumuzde uc cocuğu, dort cocuğu olan ailelerin her cocuğa bir oda tahsis etmeleri mumkun olmayabilir. Bu durumda yapılacak şey, cocukların giyinip-soyunurken veya mahrem halleri sırasında ayrı odalara gitmeleri, başkası gormeden ustunu değiştirmesidir. Cocuğu her onune gelen değil, belli kişiler tuvalete goturmeli. Bu esnada kapı kesinlikle kapalı olmalı, kimse iceri alınmamalı. Ebeveynler cıplaklığa cok dikkat etmeli. Eşler birbirine cinsel icerikli şakalar yapmamalı. Evlatlarını dudaklarından asla opmemeli. Aksi takdirde cocuklar, başkaları tarafından da dudaklarından opulduğunde, cıplak bedenine dokunulduğunda yaşadıklarını normal karşılıyor, tacize uğradığının farkına varamıyor.”
Sonuc olarak unutmamalıyız ki eğitim ve terbiye cocuğun doğumuyla başlaması gereken bir surectir. Cocuğa mahremiyet anlayışını kazandırmaya calışırken, zorlayarak, korkutarak katı bir disiplinle yaklaşmamaya dikkat edilmelidir. Psikolog Abdullah Purtaş da, “Cocuğunuza mahremiyet anlayışını kazandırmaya calışırken, zorlayarak, korkutarak katı bir disiplinle yaklaşmamaya dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde ya soylenenin zıddını yapan ya da konuşmayan, ozguveni eksik bireyler karşımıza cıkabilir” diyor. Gormemezlikten gelmek, cocuk anlamaz demek, yabancı mıyız diye duşunmek, ileride aklımıza dahi getirmek istemediğimiz bazı sıkıntıların başlangıc noktası olabilir. Mahremiyeti anlatırken kendimiz de ornek olmalıyız. Cinsellikle ilgili konularda edep sınırlarını aşmadan cocuklarımıza uygun ve yerinde bilgiler vermeliyiz.
COCUKLARIN ELBİSELERİ HERKESİN İCERİSİNDE DEĞİŞTİRİLMEMELİ
Cocuğun 4 yaşından itibaren avret bolgelerinin başkaları tarafından gorulmesinin doğru olmadığını adım adım oğrenmesi gerekir. Bu bağlamda cocukların elbiseleri herkesin icerisinde değil kimsenin gormediği bir ortamda değiştirilmelidir.
ANNE BABALAR DAVRANIŞLARINA DİKKAT ETMELİ
Cocuklarının cinselliğe duyduğu ilgiden yakınan anne babalar tarafından coğu zaman “Eşim bana sarıldığında oğlum beni babasından kıskanıyor”, “Oğlum beni dudaklarımdan opmek istiyor”, “Kızım eşimi bana dokundurtmuyor!” gibi serzenişler dillendirilir. Eşler arasında ozel olması gereken bu tur hareketler cocuğun mahrem duygularının gelişmesinin onune gecer. Cocuklar ebeveynlerinin mahremiyetlerine, aklı ermeye başladığında, yani kendi bedenini ve başkasının bedenini fark etmeye başladığında vakıf olmaya başlarlar. Ebeveynlerin mahrem sayılabilecek sevgi davranışlarını ozellikle 4-7 yaş donemi cocuklarının yanında gostermeleri, onların dunyasında “evcilik oynama” adı altında farkında olmadan cinsel icerikli oyunlara donuşebilmektedir. Ozellikle kız cocuklarına karşı gosterilen cinsel istismarların pek coğunun bu tur oyunlarda kendini gosterdiği istatistiklerde mevcuttur.
__________________
Cocuklarimizin mahremİyet eĞİtİmİ
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Cocuklarimizin mahremİyet eĞİtİmİ