Şeytan gorunmeyen ve nereden geleceği bilinmeyen bir duşman olduğundan, onun desise ve vesveselerinden Allah’a sığınmak, bizim gibi aciz kullar icin oldukca onemli bir husustur. İnsan icin şeytanın kendisinden kurtuluş yoktur. Kurtulmak demek imtihan sırrının kalkması demektir ki, bu da yaratılış hikmetimize zıt bir durumdur. Bundan dolayı şeytan hayatı boyunca ona musallat olur, vesvese vermeye calışır.

Resûl-i Ekrem (sav) bu hususta: "Sizden herbirinizin bir şeytanı vardır" buyurmuşlardır.

Mu'min icin şeytantan kurtuluş bulunmamakla beraber, onu kendinden uzaklaştırmak ve zayıflatmak icin careler vardır. Resûl-i Ekrem (sav): "Yolculukta insan devesini zayıflattığı gibi, mu'min de şeytanını zayıflatabilir" buyurmuştur.

Şeytanın vesvesesi, Allah'ı anmak ve O'ndan yardım dilemekle giderilir. FelÂk sûresinin tefsirinde Mucahid der ki: "Hannas olan Şeytan kalbe yerleşir. Allah'ı zikrettiği vakit toparlanıp kacar, kalp gaflete dalınca yeniden faaliyete gecer. Âdeta karanlık ile aydınlığın carpışması gibi carpışıp dururlar. Aydınlığın gelmesiyle karanlığın gitmesi gibi, Allah'ı hatırlamakla Şeytan uzaklaşır. Bu sırra işareten Kur'an'da: "Şeytan onlara galebe caldı da, Allah'ı zikri onlara unutturdu" (Mucadele, 19) buyrulmuştur."

Şeytanı Zayıflatma Yolu

Ebu Hureyre anlatıyor:
"Bir gun bir mu'minin şeytanı ile bir kÂfirin şeytanı karşılaşırlar. KÂfirin şeytanı yağlı, semiz, parlak ve temizdir. Mu'minin şeytanı ise, zayıf, pis, kirli ve cıplaktır. KÂfirin şeytanı, mu'minin şeytanına:
— Bu ne hÂl? diye sorar. Mu'minin şeytanı:
— Ne yapayım, bir adama duştum ki, adam yiyeceği zaman besmeleyi okur, ben ac kalırım. İceceği zaman besmeleyi okur, ben susuz kalırım. Giydiği zaman elbiseyi besmele ile giyer, cıplak kalırım. Temizlendiği zaman besmele ile temizlenir, ben de pis kalırım, der. Bunun uzerine kÂfirin şeytanı da:
— Ben oyle bir adam ile arkadaşım ki bunlardan hicbirisine besmele getirmez. Yemesinde, icmesinde ve giymesinde ben kendisine ortak olurum, der
." (Gazalî, İhyÂ, III).

Şeytanın şerrinden Allah'a sığınmayla alakalı Kur'an-ı Kerim' de pekcok ayetler bulunmaktadır.

İşte bu konudaki ayetlerden bazıları:

“Eğer şeytanın fitlemesi seni durterse hemen Allah'a sığın. Cunku O, işitendir, bilendir.” (7:200);
“Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!” (23:97-98.)

Bu ayetlerde şeytanın, ozellikle ibadet esnasında insana gizlice sokulup vesvese vereceğine ve kışkırtarak hayırlı işlerden alıkoyup gunaha sevk edebileceğine işaret edilmektedir.

Ozellikle Kuran okumaya başlandığı zaman insanın aklını, fikrini dağıtıp okuduğu Kurandan etkilenmesini onlemek icin ceşitli vesveseler ortaya atan, hatta “boyle Kuran okunmaz” dedirterek, Kuran okumaktan vazgecirmek ister. Onunbutun buy oyunlarına karşı da yine Allah’a sığınmamız isteniyor:

“Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!” (Nahl, 16/98.)

Burada istenen şey, Kuran okumaya başlamayacağımız zaman “Euzu billahi mine’ş-şeytan’ir-racim” diyerek, once “Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılmış ve cennetten kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım” duasını okumaktır.

Ozellikle ilim tahsil etmek ve ibadet yapmak isteyenler şeytanın tasallutuna karşı Allah’a sığınmalıdır. Ancak bu yolla o sinsi duşmanın şerrinden korunabilirler.

“Eğer şeytandan gelen kotu bir duşunce seni durtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Cunku O, işiten, bilendir.” (Fussılet, 41/36)
__________________