İnsanlar binlerce yıldır elektrik yukunu inceliyor ve bu incelemenin sonucları bugunku modern uygarlığımıza da şekil veriyor. Gundelik yaşantımız elektrikli aydınlatmaya, akıllı telefonlara, otomobillere ve bilgisayarlara bağlı. Butun bunlar, elektrikle ilgili ilk goruntuleri kaydeden insanların tahmin edemeyeceği seviyelere ulaşmış durumda.
Northeastern Universitesi'nden bilim insanları, elektrik yukunu yonlendirmenin yeni bir yolunu keşfetti. Bu keşfin, gelecekteki teknolojide devasa değişiklikler yaratabileceği duşunuluyor. Fizik docenti Swastik Kar, yeni keşifle birlikte sinyalleri tespit edip nakletmenin yolunun değişebileceğini, bunun yanı sıra şeyleri algılama ve bilgi depolama yontemlerimizin de değişebileceğini kaydediyor.
[h=2]Elektronlar birbirini itmiyor ve bir yapı oluşturuyor[/h]
Modern teknolojinin en onemli ozellikleri arasında elektronları hareket ettirme, yonlendirme ve depolama yeteneği geliyor. Nanoscale'de yayınlanan makaleye bakılırsa, araştırmacılar elektronlarla tamamen yeni bir şey yapmanın yolunu buldular: elektronların kendilerini durağan ve kristalimsi bir yapı icinde eşit bir bicimde dağıtmaları.
Fizikci Kar'a gore, bu neredeyse maddenin yeni bir hali demek oluyor cunku yeni dizilim 'saf bicimde elektronik.' Bilim insanlarının bunu keşfetmesi de tesadufen oldu. Araştırmacılar, sadece birkac atom kalınlığında olan kristalsi malzemeler (2 boyutlu malzemeler) uzerinde deney yaparken yeni durumu fark etti. Bu malzemeler, sonsuz bir dama tahtasına benzer şekilde, kendini surekli tekrar eden atom yapılarından oluşuyor. 2 boyutlu malzemeler o kadar ince ki bunların icinde elektronlar yalnızca iki yonde hareket edebiliyor.
Bu cok ince malzemeleri istiflemek, katmanlar kuantum seviyelerinde birbiriyle etkileşime gectiği icin beklenmedik etkiler yaratabiliyor. Kar ve meslektaşları, bizmut selenid ve bir geciş metali kalkojenini birbirlerinin uzerindeyken incelerken işlerin tuhaflaştığını fark ettiler. Elektronların normalde birbirini itmesi gerekiyordu cunku eksi yuklu oldukları icin diğer eksi yuklu parcacıklardan uzaklaşmaları bekleniyordu. Bununla birlikte, bu katmanlardaki elektronlar birbirlerine itmek yerine, durağan bir yapı meydana getirdiler. Yani iki katman arasında, bir de elektronlardan oluşan birikintiler meydana geldi.

İlk başta bunun bir hata olduğunu duşunen bilim insanları, sonucları doğrulamak icin bir dizi faktoru de hesaba kattı. Kar, "Hic elma ağacının dallarından mango sarkabilir mi?" diye sorarak şaşkınlığını dile getiriyor ve hÂl yanlış yolda olduklarını duşunuyordu ancak doktora oğrencisi Zachariah Hennighausen'in tekrar tekrar yaptığı testler ve deneylerden de aynı sonuc cıkınca, bu heyecan verici keşfin doğruluğuna ikna oldular. İki katmanın arasında bir elektron katmanı bulunuyor ve elektronların oluşturduğu yapı, diğer iki katmandaki yon değişikliğiyle birlikte değişiyordu.
Fizikci Arun Bansil'e gore bu durumun teorik acıklaması, birikintilerin oluştuğu yerlerde potansiyel bir delik, cukur ya da hendek olması. Bu cukurlar kuantum mekanik ve fiziksel faktorlerin birleşmesiyle oluşuyor olabilirler.
Yeni keşif hÂl başlangıc aşamasında, ancak gelecekteki elektronik, algılama ve sensor sistemleri ve bilgi işlem gibi teknolojilere ilişkin umut verici gorunuyor.