K. Kerim'e Gore İnsanın Yaratılışı
Yakın istikbÂlde bile halli imkÂnsız bazı meselelere, bilimsellik maskesi altında yakıştırılan "yapmacık cozumler" maalesef teori olmak vasfını bile kaybetmiş olmasına rağmen, gunumuzde birer gercekmiş gibi telkin edildi ve boylece ilim adına bir suru "dogma"lar icad edildi. Bunlardan en meşhuru da evrim teorisidir. Bu "yuz yamalı bohca'nın coktan ilim cevrelerinde iflası ilÂn edilmiştir. Fakat yerine konulmak istenilenler de tatmin edici bir yaratılış modeli olamamıştır. Bunun sebebi de, yaratılış mevzuunda batlıların dayandıkları kaynaklanan aslı kaybolmuş muharref dînî metinler olmasıdır. Bu yazı ise, orijinalitesini muhafaza eden Kur'Ân gibi bir kaynağa dayanılarak yazılmıştır. Bu bakımdan hem ilk insanın yaradılışı, hem de anne karnındaki yaratılış safhaları, Âyetler ve ilmî gercekler acısından ele alınırken, şaşırtıcı beraberliklerin tesbiti, araştırıcı ruhlar icin duşundurucudur.
Evet ilÂhi mesaj, insanın ve butun canlıların, su ve topraktan yaratıldığını ifade ederken bakıyoruz ki, gercekten canlıların esas maddesini teşkil eden nesneler, toprakta ve suda bulunan elementlerden ibarettir. Bilhassa insan organizmasının % 30'unun organik (katı) madde, % 70'nin sudan olduğu ilmen tesbit edilmiştir.
Anne karnındaki teşekkulu, Kur'an-ı Kerim'in ele alışı, ilim adamlarını hayret ve hayranlığa sevk edecek derecede, bu gunku ilmî tesbitlerle aynen uyuşmaktadır. Bilhassa erkeklik ve dişilik faktorunun erkek menisine (sperme) ait olduğunu ifade eden KıyÂme Suresinin Âyetleri fevkalÂde dikkat cekici bir huviyet taşımaktadır. Bu ceşit araştırmaların artması, Keith Moore gibi gercek ilim adamlarına hep şunları soylettirecektir; "Ayet ve hadislerin, ilmî gelişmeler konusundaki acıklamalarını bilgimin artması ile daha iyi değerlendireceğimi hissediyorum. Din ile ilim arasındaki yıllar boyu bırakılan mesafenin Kur'Ân ve hadislerin ışığı altında kapatılacağına inanıyorum."
Cağımızda insanların coğu "bilimsel" adı altında takdim edilen pek cok şeyin gerceğin ta kendisi olduğunu kabul etmek temayulunde bulunuyor. Boylece insan cok defa "cağdaş insan" ya da "cağdaş duşunce sahibi" olarak kabul ediliyor ve itibar goruyor. Halbuki "bilimsel" olarak takdim edilen konuların bircoğu nazariyelerden ibarettir; hatta bunların bazısı bilimin cozemediği ve istikbÂlde cozemeyeceği meseleler olarak gozukuyor. Boylece cağımızda bilim adına bilimde "reddetmek; aksine kendi icad ettikleri varsayımlara İtibar etmek gibi bir tezadın icine duştukleri goruluyor. İşte Darwin nazariyesi bu konulardan biridir. Halbuki insaflı hatta ilmî mantığa uygun olarak en az ilmî hipotezler kadar inanc esasına dayalı naslar da dikkate alındığı takdirde, hem bilimin gelişmesine hem de tefekkur hayatımızda yeni ufukların acılmasına sebep olabiliriz.
İnsanın yaratılışı hakkındaki "bilimsel" hipotez, tabiî seleksiyonla basit bir turden yuksek yapılı organizmaların teşekkul ettiği, neticede maymundan İnsanın geliştiği goruşudur.Son gunlerde ise Havva annemizin zenci olduğu, şempanzenin insandan turediği hipotezi ortaya atıldı. Halbuki KurÂn-ı Kerim insanın insan olarak yaratıldığını butun insanların Adem'den turediğini bildiriyor.
Gercekten KurÂn-ı Kerim'de sadece insanın yaradılışı gibi biolojik değil, hukukî, ahlakî, sosyal ve ekonomik konular yanında astronomi, jeoloji, botanik, zooloji ve tıp gibi ceşitli bilim dallarına dair bilgiler goruyoruz. Tıp bilimlerine dair konular oldukca onemli bir yer tutuyor (1). Pek cok kimse bir din kitabında bilimle ilgili bu gibi konuların bulunmasını, bunların incelenmesini, "bilimsel" veri ve hipotezlerle karşılaştırılmasını tuhaf bulabilir. Bu duşunce tarzı bile batılı bilim adamlarından intikal etmiştir. Batılı bilim adamları bilim ve din ilişkisinden bahsederken cok defa sadece hristiyanlık ve yahudiliği goz onune alır, katiyen İslÂm'ı nazar-ı itibare almazlar. Batıdaki bu yanlış değerlendirme bazen bilgisizlik; fakat cok defa orientalistlerin kıskanc ve kasıtlı aleyhtarlıklarından ileri gelmektedir (2). Son yıllarda batılı bilim adamlarının İslÂm'ı doğru değerlendirmeye; hatta batılı entelektueller arasında İslÂm'ı secenlerin dikkati cekecek derecede coğalmaya başladığını soylemeliyiz.
KurÂn-ı Kerim'e gore insanın yaradılışını iki bolumde inceleyebiliriz. Hz. Adem' jn yaratılışı. Anne rahminde insan yavrusunun yaratılışı. Birinciye Havva annemizin, ikinciye Hz.İsa (a.s.)'nın yaratılışı ilave edilmelidir.
Hz. Âdem'in (a.s.) yaratılışına dair Kuran ayetleri şu mealdedir (3):
"Hani Rabbin meleklere muhakkak ben yeryuzunde bir halife (bir insan, Adem) yaratacağım" demişti (Bakara 30).
"And olsun biz insanı kuru bir camurdan suretlenmîş balcıktan yarattık" (Hicr 26).
"O insanı (Ademi) bardak gibi (cınlayan) kupkuru bir balcıktan yarattı (Rahman 14)
"Yaratılışta kendileri mi daha kuvvetli yoksa bizim yarattıklarımız mı?Hakikat bizonları cıvık bir camurdan yarattık" (Saffat 11)
"Ki o, yarattığı herşeyi guzel yapan, insanı (Âdemi) yaratmaya da camurdan başlayandır" (Secde 7)
"And olsun biz insanı (Âdemi) camurdan (suzulmuş) bir hulÂsadan yarattık" (Mu'minun 12)
"O,sîzi camurdan yaratan sonra olum zamanını takdir edendir" (Enam 2).
"Sizi (aslınızı) ondan (topraktan) yarattık" (Taha 55)
"Sizi bir topraktan yaratmış olması O'nun ayetlerindendir. Sonra siz (her tarafa yayılır) bir beşer_oldunuz" (Rum 20)
"... İblis dedi: Ben bir camur olarak yarattığın kişiye secde eder miyim" (İsra 61, Araf 12, SÂd 76)
Bu Âyetler ozetlenecek olursa, "Âdem camurdan yaratılmıştır" (İsra 61, Araf 12, Sad76, Secde 7),
'Âdem cıvık camurdan yaratılmıştır" (Saffat 11)
"Âdem camurdan suzulmuş bir hulÂsadan yaratılmıştır" (Mu’minun 12)
"Âdem kuru camurdan suretlenmiş balcıktan yaratılmıştır" (Hicr 27, Rahman 4). (3).
Adem (yerden cıkmış varlık) edim (yeryuzu, toprak) anlamında İbranice bir kelimeden gelmektedir, Âdem'in camurdan, yani toprağın su İle karışımından yaratıldığı, daha acık bîr ifade ile kuru camurdan şekillenmiş bir balcıktan yaratılıp ilÂhi ruhtan uflendikten sonra canlandığı beyan ediliyor:
"Ki o yarattığı her şeyi guzel yapan, insanı (Âdem'i) yaratmaya camurdan başlayandır" (Secde 7)
"Sonra onu (Âdem'i) duzeltip tamamladı, icine ruhundan ufurdu, sizin İcin kulaklar, gozler, gonuller yarattı" (Secde 9) (3).
Gercekten sadece insanın değil tum canlıların yapısını teşkil eden esas maddenin topraktaki elementler ve sudan ibaret olduğu ozellikle insan organizmasının % 30'nun inorganik ve organik (katı) madde, % 70'nin sudan ibaret olduğu bilinmektedir. Bu terkip goz onune alınırsa insan organizması suyu galip bir yapı gosteriyor. Hayatı su veriyor. Keza bitkiler, hayvanlar ve herşey topraktan geliyor, tekrar ona donuyor ve toprak oluyor.
Elmalılı Hamdi tefrişinde Hz. Âdem'in camurdan cıkarılan bir hulÂsadan, yani once camurdan istifa (temiz olanı secme) ile ayrılan bir hulÂsadan yaratıldığını ifade ediyor (4); adeta insanın anne rahminde bir nutfeden yaratılması gibi, once camurdan ayrılan nutfe mahiyetini almış hulÂsa dan halk edilmiş; sonra ruh verilmiş ve boylece Adem yaratılmış oluyor. Fahreddin Razi(5)de tefsir-i kebirinde Hz. Âdem'in topraktan secilmiş bir hulÂsadan yaratılmış olduğunu vurguluyor.
Hz. Âdem'in yaratılışı bugun bilim adamının laboratuarda tekrarlayacağı bir deney gibi gozukmuyor. Bu, muhteşem bir araştırma olarak* karşımızda duruyor. Burada en onemli nokta Adem'in vucudunu teşkil eden topraktaki inorganik elementlerin nasıl organik bir hayat bicimine donuştuğudur (6). Bugun bilim bunun cevabını vermiş değildir. Bu muhteşem olayı kor bir tesadufe bağlıyarak yaradılışı bu şekilde izah etmek kesinlikle mumkun değildir^ Bu konuda KurÂn-ı Kerîm Âdem'in ve ondan insan neslinin turemesini oldukten sonra dirilme yada yeryuzunde kuruyan tabiatın tekrar nasıl canlandığına yemyeşil olduğuna dikkatimizi cekerek, topraktan bir canlı yaratmanın bir oluyu tekrar diriltmekten daha yuksek bir kudret gerektirdiğini bildiriyor:
"Ey insanlar; eğer siz oldukten sonra dirilmek hususunda herhangi bir şuphe icinde iseniz şu muhakkaktır ki biz sizin aslınızı topraktan,sonra onun zurriyetini insan suyundan, sonra pıhtılaşmış bîr kandan, daha sonra da hilkati belli belirsiz bir ciğnem etten yarattık ve bunları size kudretimizi apacık gosterelim diye yaptık. Siz dileyeceğimîz muayyen bir vakte kadar rahimlerde duruyorsunuz. Sonra sizi cocuk olarak daha sonra da kuvvetinize,yiğitlik cağına ermeniz İcin buyutuyoruz. Kiminiz olduruluyor, kiminiz de evvelki bilgisinden sonra artık hicbir şey bilmemek uzere Omrun en fena devresine doğru gerisin geri itiliyor. Sen yeryuzunu kupkuru ve olu gorursun. Fakat biz onun ustune yağmuru indirdiğimiz zaman o harekete gelir, kabarır, her guzel ciftten nice nebat bitirir" (Hac 5) (3).
"De ki yeryuzunde gezip dolaşın da (Allah'ın) hilkate nasıl başladığını gorun. Allah yeni bir ahiret hayatını da tekrar yaratacaktır. Cunku Allah her şeye hakkıyle kadirdir" (Ankebut 20).
Nihayet KurÂn-ı Kerim goklerle yeryuzunun, dağların, diğer canlıların yaratılışı hakkında bilgiler veriyor:
"İnkÂr edenler gormediler mi ki goklerle yer bitişik halde iken bizim onları birbirinden ayırdığımızı, her canlı şeyi de sudan yarattığımızı o kufur (ve inkÂr) edenler gormediler mi? HÂla inanmayacaklar mı onlar?
Yer (yuzun) de onları (insanları) calkalar diye sabit sabit dağlar yarattık.Aralarında da bol bol yollar yaptık. Biz gokyuzunu de korunmuş bir tavan (gibi) yaptık onlar (munkirler) İse bunun ayetlerinden (Allah1 in varlığına birliğine işaret) yuz ceviricidirler.
O geceyi-gunduzu, guneşi, ayı yaratandır ve butun bunlar kendi yorungesi icinde yuzmekte (devretmekte) dîr" (Enbiya 30, 31, 32, 33) (3).
"Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi kanat ustunde,kimi ayağı ustunde yuruyor, kimi de dort (ayağı) ustunde yuruyor" (Nur 45} (3).
Tekrar insanın yaradılışına donelim. Âdem'den sonra Havva'nın yaradılışı hakkında KurÂn-ı Kerîm;
"Ey insanlar sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva'yı) vucuda getiren ve İkisinden de bircok erkekler ve kadınlar tureten Rabbiniz (e karşı gelmek) den sakının" (Nisa 1) (3).
"O, sizi bir candan (Adem’den) yaratan, bundan da (gonlu) kendisine ısınsın diye eşini yaratan o'dur (Allahtır) vakt ki o (eşini) ortup burudu (cinsi munasebet) o'da hafif bir yuk yuklendi de (gebe oldu) bununla gidip geldi nihayet (gebeliği) ağırlaşınca ikisi de Rablerine şoyle dua ettiler. "Eğer bize duzgun (hilkati tam) bir cocuk verirsen andolsun ki her halde şukredenlerden olacağız" (Araf 189}
"Size nefislerinizden kendilerine ısınmanız icin zevceler yaratmış olması, aranızda bir sevgi ve esirgeme yapması
onun ayetlerindendir"(Rum 21).
"Sizi bir kişiden yarattı. O, sonra ondan da eşini meydana getirdi. Sizin icin davarlardan sekiz cift indirdi. Sizi analarınızın karnı icinde bir yaradılıştan obur yaradılışlara (kalb ile) halk edip duruyor....." (Zumer 6).
"....Size hem kendi (cins) inizden eşler hem davarlardan eşler yaptı. Sizi bu suretle (zurriyetlendirip) uretiyor......" (Şûra 11)
Havva, Âdem'den nasıl vucuda gelmiştir? Bu konuda KurÂn-ı Kerim'de geniş tafsilat yoktur. Havva Arapca bir kelime olan 'Hayy (canlı)'dan gelmektedir.Canlıdan (Adem'den) yaratıldığı icin bu isim verilmiştir.İslÂm kaynaklarında Havva'nın yaratılışı hakkında iki goruş vardır (7):
Ekseri ulemanın goruşune gore Cenab-ı Hak Adem'e bir uyku hali verdi,sonra O'nun sol kaburga kemiklerinin birinden Havva'yı yarattı. Adem uyanınca onu gordu O'na meyletti ve onunla ulfet peyda ederek ısındı. Cunku o kendinden, bir parcasından yaratılmıştı (7). Bazıları Havva'nın Âdem'in kaburga kemiğinden yaratılmasının İsrailiyyat (ben-i İsrail kitaplarındaki masallar) olduğunu bildirmişlerdir. Bazı hadis-i şeriflerde kadınlar kaburga kemiğine benzetilmiş ya da "kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır onu doğrultmaya calışırsan kırarsın; olduğu gibi kabul edersen istifade edersin" şeklinde bir ifade mevcuttur (9,10}.
Araştırıcılar bu hadislerden Havva'nın yaradılışına ait herhangi bir tafsilat cıkarmanın mumkun olmadığını soylerler ve ceşitli mecazi yorumlara musait olan bu hadislerin esas hedefinin kadınlara karşı yumuşak davranma olduğunu kabul ederler,
Diğer goruş Ebu Muslim Isfahanî'ye aittir. İsfahanı, Havva'nın yaratılmasından bahseden ayetten maksat onun Âdem'in cinsinden olmasıdır. Allah "size kendinizden eşler yaratmıştır", "kendinizden peygamberler gondermiştir" buyruğunda olduğu gibi kaburgadan değil, Âdem gibi Havva da topraktan yaratılmıştır diyor(7).
Kaldı ki birinci goruş daha kuvvetlidir. Zira "sizi bir tek nefisten yarattı" ayeti bu goruşu takviye ediyor; eğer Havva da topraktan yaratılmış olsaydı bu halde sizi iki nefisten yarattık buyurulması gerekirdi. Bazıları da ayetteki "min"den bir gayenin başlangıcı anlamındadır, Yaratılış , Âdem ile başlamış ve Âdem topraktan yaratıldığına gore Havva'da topraktan yaratılmış olabilir denilmektedir(7).
İnsanın yaradılışı hakkındaki ayetlerin İzahı bu şekildedir. KurÂn-ı Kerim'e gore insanın insan olarak yaratıldığı anlaşılıyor. Ama son gunlerde Darvin'in aksine yukarıda bahsedildiği gibi Fransız L’express gazetesinde Allan Wilson bilimsel araştırmalara dayanarak yepyeni bir hipotez ortaya attı. Ona gore Havva'nın zenci olduğu, maymunun insandan turediğini iddia etti. Bazı Turk gazeteleri ise KurÂn-ı Kerim'de ki "biz onlara (Yahudilere) hor ve hakir maymunlar ve domuzlar olun dedik" (Bakara 65, Maide 60, A'raf 166) mealindeki ayetler İle insandan maymunun turemesi arasında bir irtibat kurmak eyilimi gosterdiler. Halbuki bu ayetler sapıtmış Yahudi kavmine ilÂhi bir ceza ile helak olma anlamında tefsir edilmiştir. Ayrıca KurÂn-ı Kerim'de munkirler hakkında "hayvandan aşağı" (Araf 179) muminler hakkında ise "yaratılmışların bir coğundan ustun kılınmış" (İsr 70) gibi ifadeler dikkati cekmektedir.
İnsanın ana rahminde halk oluşu KurÂn-ı Kerim'de şu şekilde İfade edilmektedir:
"İnsanın uzerine uzun devirden oyle bir zaman gelip gecti ki o anılmaya değer bir şey bile değildi.
Hakikat biz insanı birbiriyle karışık (erkek ve kadın suları ile) bir damla sudan yarattık" (Dehr1,2).
"Sonra onu (insan) sarp ve metin bir karargÂhda (rahimde) bir nutfe yaptık" (Mu'minun 13).
"Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik derken o kan pıhtısını bir ciğnem et yaptık, O bir ciğnem eti de kemik (ler)'e kalb ettik de o kemiklere de et giydirdik. Bilahare onu başka yaratılışa inşa ettik. Suret yapanların en guzeli olan Allah'ın şanı ne yucedir" (Mu’minun 14).
"Ki O sizi bir topraktan, sonra bir meniden sonra bir kan pıhtısından yaratıp sonra bebek olarak cıkaran sonra sizi guclu kuvvetli bir cağa erişmeniz icin, sonra da ihtiyarlar olmanız icin yaratandır" (Mumin 6,7).
"Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, sizi birbirinizle tanışasınız diye buyuk cemiyetlere ve kabilelere ayırdık" (Hucurat 13)
"Hakikaten meniden (rahme) dokulduğu zaman erkek ve dişi iki cifti o yarattı"(Necm 45-46)
"Dol yataklarında size nasıl dilerse oyle kılık veren odur,.." (Âli İmran 6)
"İnsanı bir damla sudan yarattı" (Nahl 4).
"O sizi yer (yuzun) de yaratıp turetendir" (Mu'minun 79)
"And olsun sizi (evvela) yarattık sonra size suret verdik" (Araf 11)
"O sudan bir beşer yaratıp da onu soy sop yapandır" (Furkan 54)
"İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı gormedi mi" (Yasin 77)
"Halbuki o sizi hakikat turlu turlu tavırlar (haller) le yaratmıştır" (Nuh 14)
"Biz sizi hakir bir sudan yaratmadık mı?
Onu sağlam bir yerde tutup da, Malûm bir vakte kadar" (Murselat20,21,22)
"O (dol yatağına) dokulen meniden bir damla su değilmiydi?
Sonra o (meni) bir kan pıhtısı olmuş derken insan bicimine koyup yaratmış duzenlemiştir.
HulÂsa ondan erkek, dişi iki sınıf cıkarmıştır" (Kıyame 37,38,39)
"O sizi bîr tek candan yaratandır" (Enam 98)
"Onu (yaratan) hangi şeyden yarattı,
Bir damla sudan yarattı da onu bicimine koydu.
Sonra onun yolunu kolaylaştırdı" (Abese 18,19,20)
"Biz hakikat insanı en guzel bir bicimde yarattık" (Tin 4)
"Yaratan Rabbinin adı ile oku.
O insanı bir kan pıhtısından yarattı. (Alak 1,2) (3).
KurÂn-ı Kerim'de anne rahminde ceninin teşekkulunu ifade eden bu ayetler adeta embriyolojik gelişimin bir tasviri gibidir. Bu konuda Kanada Toronto Universitesi Anatomi Profesoru Keith Moore (11)'un en son teknik metotlarla tesbit ettiği anne rahminde ceninin teşekkulu ve gelişme safhaları ile Kuran ayetleri ve hadis-i şeriflerle mukayeseli araştırması yukarıda zikrettiğimiz Kuran ayetleri ile İslÂm Peygamberinin hadislerinin bilimsel bir ispatı mahiyetindedir
Hz.İsa'nın anne rahminde yaratılması daha değişiktir. Bu konuda KurÂn-ı Kerim:
"Muhakkak ki İsa'nın hali de (yani babasız dunyaya gelişi de) Allah indinde Adem'in hali gibidir. (Allah) onu (Adem'i) topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da (can gelip) oluverdi, (Ali İmran 59).
"Irzını (bir kal'a gibi) koruyan o kızı da (yÂd et) ki biz ona ruhumuzdan uflemiş kendisimde oğlunu da Âlemlere rahmet kılmıştık" (Enbiya 71)
"Ey Meryem Allah kendinden bir kelimeyi sana mujdeliyor. Adı İsa (lakabı) Mesih sıfatı Meryem oğludur" (Ali İmran 45).
"O, benim nasıl bir oğlum olacakmış dedi (evlenip de) bana bir beşer dokunmÂmıştır, ben bir iffetsiz de değilim" (Meryem 20).
"Meryem dedi ki" ey Rabbîm bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl cocuğum olabilir. Allah (dedi) Oyle fakat Allah ne dilerse yaratır. Bir işe hukmedince ancak "ol" der. O da oluverir" (Ali İmran 47) (3).
Hz. İsa'nın yaradılışı hakkındaki bu ayetler tabiatta bazı orneklerini gorduğumuz sadece dollenmemiş dişi yumurta hucresinden bir canlının meydana geliş bicimini duşundurmektedir.
Boylece hicbir zaman bilimin laboratuvarına sığmayacak kadar muazzam ve tekrarı mumkun olmayan KurÂn-ı Kerim'e gore İnsanın yaradılışı olayını ana hatları ile bildirmiş bulunuyoruz. Gercekten daha evvel cereyan etmiş Âdem'in yaradılışı bilim adamı icin mechuldur. Ama gene KurÂn-ı Kerim'de ayrıntıları ile bildirildiği şekilde her gun tekerrur etmekte olan anne rahmindeki yaradılış olayını hepimiz her gun hayranlık hatta şaşkınlıkla İzliyoruz. Evet eskilerin "Sunnetullah" adını verdikleri ilÂhi kanunlar hukmunu icra ediyor. Fakat insan yeryuzunde Allah'ın halifesi (vekili), Allah'ın sıfatlarından hepsini zerreler halinde taşıyan bir nusha-ı kûbrÂ, yaratılmışların en şereflisi (eşref-i mahlûkat) ve tum yaratılmışların kendisi icin yaratılmış olduğunu unutmuş gorunuyor. İnsanoğlu bunu bilebilse. KurÂn-ı Kerim bilmemekte ısrar edenleri "cok zulûmkÂr ve cÂhil" olarak vasıflandırıyor (Ahzab 72). Ama bilimin laboratuvarına sığmayanı kalblerine sığdıranlar, bazılarının varsayım olarak bile kabul etmediklerini bilimsel muta (veri) den daha değerli kabul ederler. Cunku onlar gene KurÂn-ı Kerim'in "siz duşunmez misiniz" "siz akıl etmez misiniz" gibi ilme ve araştırmaya teşvik edici emirleri yanında; (zaten) size az bir ilimden başkası verilmemiştir" İfadesi ile de bilgilerinin sınırlı olduğunu bilirler ve yuce Allah'a iman ederler.
Sozumu Keith Moore'un şu ifadesi ile noktalamak istiyorum:
"Ayet ve hadislerin ilmi gelişmeler konusundaki acıklamalarını bilgimin artması ile daha iyi değerlendireceğimi hissediyorum. Din ile ilim arasında yıllar boyu bırakılan mesafenin Kuran ve hadislerin
ışığı altında kapatılacağına inanıyorum".
KAYNAKLAR:
1-Ataseven, A.- Din ve Tıp Acısından Domuz Eti. Turkiye Diyanet Vakfı, yayınlan ti.25 Emel Matbaası. Ankara 1985.
2-Yıldınm. S.: Kitab-ı Muhaddes, Kuran ve Bilim (La Bible, 1« Coıan et la Science) Mau-rice Bucaillel TOV yayınları No: 3 Silin matbaası izmir 1985.
3-Cantay, H.B.: KurÂn-ı Hakim ve MeÂl-i Kerim. Elit Ofset tesisleri, 1976, İstanbul.
4-Yazar, A.H.: Hak dini Kuran dili. CiM 4 Ebu Ziya Matbaası Sh. 3056,3434, istanbul, 1936.
5-Fahreddin Razi: Et-Tefsttu'l Kebir. Cilt 23, Mısır baskısı Sh 84.1357(1938).
6-Kutup, S.: FîzılÂl-il-KurÂn tercumesi cilt 9 Hikmet yayınevi istanbul, Sri.118.
7-Fahreddin Razi: Et-Tefsirin Kebir.ClH 9, Mısır baskısı Sh, 160, 1357 (1938).
8-Aydemir, A.: Tefsirde israiliyat Diyanet işleri Başkanlığı yayınlan, Ayyıldız matbaası A.Ş.Ankara Sh.247. 1978.
9-lbn-i Hacer el-Askalani: Fethu'l bari cilt 11, Mısır baskısı Sh.161, 1378 (1959).
10-Miras, K.: Sahih-i Buharı tecrid-i saıih tercumesi. Cilt 6.Sh.l45. Tarih Kurumu Basımevi, 1971.
11-Moore, K.L.: D eveloping Human with İslamic edition third ed. WB.Saundeıs CoPhl-ladelphie London Toronto 1982
__________________
KURAN-I Kerim'e Gore İnsanın Yaratılışı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●20 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- KURAN-I Kerim'e Gore İnsanın Yaratılışı