Ağlayan insanlara alaylı bir şekilde bakmak insanlar arasında yaygın bir durumdur. Gozyaşı, bircok kulturde melodram olarak değerlendirilir. Bununla birlikte bazı orneklerde 'iyi gozyaşları' olduğu da iddia edilir ve insanların bununla yuzleşmeye alışması gerektiği soylenir.
Yine de her gozyaşı aynı değildir. İnsan vucudu uc ceşit gozyaşı uretir. Birincisi, goz kuremizi kuruluktan kurtarmak icin yağlı bir katman oluşturan bazal gozyaşıdır. İkincisi, toz zerresi ya da soğandan rahatsızlık sonucu oluşan refleks gozyaşıdır. Ucuncusuyse duygusal nedenlerle oluşan psikojenik gozyaşıdır. Duygusal gozyaşları, bazal ve refleks gozyaşlarına gore daha yuksek protein seviyesine sahiptir. Bu da onların daha kalın ve daha yavaş akmalarının nedenidir.
[h=2]Kulturden kulture değişen gozyaşları:[/h]
Gozyaşlarının yanağımızdan yavaş akması demek, diğer insanların bunları gorme ihtimalinin artması demektir. Gozyaşları, sosyal sinyallerdir. Bazıları insanların yalnız başına ağladıklarını soylese de yalnız ağlamak da insanın gozyaşı mesajını toplumsal olarak kendisine doğru yonelttiğini gosterir. Şair Arthur Rimbaud'nun da dediği gibi "Ben, bir başkasıdır."
Ağlamanın sosyal sinyalinin ne olduğu kulturden kulture ve kimlikten kimliğe değişebilir. Orneğin bir doktor, hastasının gozyaşlarını başka yorumlarken bir psikiyatr hastasından kendi ağlayışını tarif etmesini isteyebilir. Bir depresyon hastası, cok basit nedenlerle orneğin bir bıcağın yere duşmesi nedeniyle bir saat boyunca ağlayabilir.
Gozyaşları, insanlar arasında sıkı bir bağ kurabilir. Ote yandan aynı gozyaşları, bir ayrılığa da yol acabilir. Butun bu etkiler, insanların kim olduklarına dair ortak hikÂyeler paylaşma seviyeleri ve dunyanın nasıl işlediğiyle ilgilidir. Kimileri doğum yaptığı ya da yeni bir Lamborghini satın aldığı icin 'estetik gozyaşları' dokebilir; kimilerine goreyse bu asla duşunulemeyecek bir şeydir.
[h=2]Gırtlak kaslarının oluşturduğu duğum:[/h]
Belki de bir yandan ağlarken aynı anda şarkı soylemenin neredeyse imkÂnsız olduğunu fark etmişsinizdir. Bunun nedeni, gırtlak kaslarının aynı anda hem notalara şekil vermeyi, hem de maksimum oksijen alımını kontrol etmeyi sağlayamamasındandır. Bu nedenle kimileri, ağlamanın zıttının gulmek değil, şarkı soylemek olduğunu duşunur.
Kelimelerle dile getirebileceğimizin sınırlarına ulaştığımızda ağlamaya başlarız. Bu; ağlayana kadar dile getirilen sozcuklerin iyi, doğru ya da guvenilir olduğu anlamına gelmez, sadece ağlayınca bir kırılma noktasının gecildiğini gosterir.
Ağlama aşamasına geldiğimizde boğazımda oluşan duğum, aslında bir duğum değildir. Uzuntu aşamasında nefes almaya devam etme zorunluluğu nedeniyle gırtlak kaslarımız acık kalmaya calışır. Bu noktada yutkunmaya calıştığımızda kaslar buna direnir, bu da bir tıkanıklık hissi yaratır. Belki de ağlama, yalnızca bir geciş yoludur.
İnsanlar Neden Ağlarlar ve Ağlamak Ne Anlama Gelir?
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●42 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- İnsanlar Neden Ağlarlar ve Ağlamak Ne Anlama Gelir?