Aşağıdaki konuşmada şeytanın verdiği vesveseler hakkında yeterli bilgi verilmektedir.

Şeytan, Âlim bir zat olan Salih efendiye der ki:
- Salih efendi, ne kadar cok ibadet ediyorsun? Sanki Allah’ın ibadete ihtiyacı mı var?
- Evet, Allahu teÂlÂ, her ihtiyactan munezzehtir. Hic kimsenin ibadetine ihtiyacı yoktur. Ancak bizim ibadete ihtiyacımız vardır. Kur'an-ı kerimde, (Salih amelin faydası, bunu yapanadır) buyuruluyor. (Fussilet 46)

- Salih efendi, cok ibadet etmek icin acele ediyorsun. Acele işlerde hayır olmaz. İşlerini once bir yoluna koy, bir rahata kavuş, ondan sonra bol bol ibadet edersin. Dunyanı kazanmadan ahiretini nasıl kazanacaksın?
- Ecel benim elimde değil... Sonra bugunun işini yarına bırakırsam, yarının işini ne zaman yaparım? Hadis-i şerifte, (Yarın yaparım diyenler, helak oldu) buyuruluyor. İbadetler vakitlidir. Her ibadeti zamanında yapmak gerekir.

- Evet Salih efendi, hayırlı işte acele etmek gerekir. Hayırlı iş olan ibadetleri acele yap ki kısa zamanda daha cok ibadet etmiş olursun.
- Cenab-ı Hak, cok ibadeti değil, ihlaslı ibadeti kabul eder. Hatasız yapılan az iş, hatalı yapılan cok işten hayırlıdır.

- Ne mutlu sana Salih efendi, demek az da olsa hatasız ibadet ediyorsun. Toplumda duzgun ibadet yapamayan cok kimse vardır. İbadetinle bunlara ornek olmak icin onların goreceği yerlerde ibadet etsen, daha cok sevap kazanırsın. Cunku hadiste (Bir hayra delalet eden, onu yapan gibidir) buyuruluyor. (İ. Ahmed)
Ornek olmamakla emr-i marufu terk etmiş olursun.
- Allahu teÂlÂnın beni gormesi kÂfidir. İnsanların da gormesini istersem, ibadete riya karıştırmış olurum. Riya ile yapılan amel kabul olmaz.

Şeytanın taktikleri
[Şeytan, Salih efendiye, ibadetlerini beğendirip ucba suruklemek icin vesvese vermeye devam ederek der ki:]
- Salih efendi, gercekten buyuk insansın. Yaptıkların, adına layık salih işlerdir. Herkes gaflette yuzerken senin şuurluca, akıllıca ibadet etmen her turlu takdirin ustundedir. Dunyada bu dereceye kac kişi erişmiştir ki?
- Eğer soylediklerin bende varsa, hepsi Rabbimin ihsanıdır. Her nimetin sahibi yalnız Allahu teÂlÂdır.

[Şeytan, Salih efendiyi gizli riyaya suruklemek icin der ki:]
- Az once "Allah’ın beni gormesi kÂfidir" demiştin. O halde riyadan kurtulmak icin, insanların gozunden uzak yerlerde ibadet edersen, yine Allah senin sevgini insanların kalbine yerleştirir.
- Başkalarına, "Salih efendi ibadetlerini hep gizli yapıyor" dedirterek beni ucba, kibre ve riyaya suruklemek istiyorsun. Ben kulum, Rabbim, benim ibadetimi dilerse acığa vurur, dilerse gizler. Gizli yapılacak işler var, acık olanları var. İnsanlardan gizlemekle veya onlara gostermekle elime ne gecer?

İbadeti bıraktırmak ister
[Şeytan, ibadeti bıraktırmak icin bu sefer de tenkit yolunu deneyerek der ki:]
- Salih efendi, ibadetlerin kusurlu mu, yoksa mukemmel mi?
- Cok kusurludur.

- Zaten gizlemen mumkun değildir. Namaz kılarken kalıbın namazda, kalbin dunya işlerindedir. İşlediğin gunahları ben bilirim. Bu halinle takva ehli olamazsın. Halbuki Rabbimiz, (Allah, sadece takva ehlinin ibadetlerini kabul eder) buyuruyor. Takva ehli olmadığına gore, yatıp kalkman boşunadır.
- Benim vazifem Rabbimin emrine uymaktır. Şartlarına uygun olan her ibadet sahihtir. Fakat şartlarına uygun bir ibadeti de kabul edip etmeyeceği Onun bileceği bir iştir. Farz olan ibadetleri terk etmek buyuk gunahtır. Bu gunahlardan kurtulmak icin farzları yapmak şarttır. İbadet etmeden, Cennete girmek icin dua etmek gunahtır. Hadis-i şerifte, (Akıllı, nefsine uymaz, ibadetlerini yapar, ahmak olan da nefsine uyar, sonra Allah’ın rahmetini bekler) buyuruluyor. Dunyada, ne ekersen, ahirette onu bicersin. Ahiret icin gereken şeyleri bu dunyada hazırlamak gerekir. Bu da Rabbimizin emirlerine uyup, yasak ettiklerinden kacmakla olur.

[Şeytan, bir cok kimsenin ayağının kaydığı kaza-kader konusunda Salih efendiyi kandırmak ister. Der ki:]
- Sen itikadı duzgun bir insansın, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğunu bilirsin. Cennetlik veya Cehennemlik olduğun ezelde takdir edilmiştir. Cehennemliksen, yapacağın ibadetlerin hepsi boştur. Cennetliksen, ibadete ne luzum var?
- Bir kimse Cennetlik ise, dunyada Cennete goturucu amelleri işler, Cehennemlikse, gunah olan işleri yapar. Kulun vazifesi, Allahu teÂlÂnın emrine uyup Cennetlik amelleri işlemektir. Ezelde takdir edildiği icin ibadet ediyorum.

- "Ezelde Allah’ın takdir ettiği olur" diyorsun. Salih efendi, o halde şu minareye cık, kendini aşağı at, eğer ezelde selametin takdir edilmişse, sana bir şey olmaz.
- Allah kullarını imtihan eder. Kulun, Allah’ı imtihan etmeye hakkı yoktur. Cenab-ı Hak, (Kendinizi tehlikeye atmayın) buyuruyor. Emretmediği, ustelik yasak ettiği bir iş nasıl yapılır? Minareden kendini atmak intihardır. Onun emrine isyan edip intihara teşebbus edilir mi?

- Salih efendi konuyu değiştirme! Benim soruma cevap vermedin. Cennetliksen ibadete ne luzum var diyorum?
- Eğer Cennetlik isem, ibadet etmekle derecelerim yukselir. Hak teÂlÂ, ibadet edenleri Cennete, ibadet etmeyenleri de Cehenneme koyacağını vaat ediyor. Rabbimiz, vaadinde sadıktır, iman edip salih amel işleyenleri Cennete koyacağına soz vermiştir.

- Salih efendi, "Cennetlik olan Cennete goturucu, Cehennemlik olan da Cehenneme goturucu amelleri işler" dedin. Yani "Allah takdir ettiği icin ibadet ediyorum" demek istiyorsun. Peki, ezelde Cehennemlik olarak takdir edilen kimsenin gunahı nedir de ona kotu işler işletiliyor?
- İnsanlarda (İrade-i cuziyye) denilen bir kuvvet vardır. Bir şeyi yapmak ve yapmamakta kullanır. İrade-i cuziyyeyi kullanmakta mecbur değil, serbesttir. Allahu teÂlÂ, kul, iradesini iyiliğe kullanırsa iyilik, kotuluğe kullanırsa kotuluk yaratacağını bildiriyor. Kul, ibadet etmekte ve gunah işlemekte serbest olmasa, ahirette iyiliğe mukafat, kotuluğe ceza verilmez. O halde irademizi iyi yolda kullanmalıyız. (Berika)
__________________