Din ve Beyin
Din ve Beyin/Prof.Dr.Gazi Ozdemir’in Din ve Beyin Adlı Kitabından Derlenmiştir
Biliyoruz ki, insan beyninin yaratıcı olduğu, duşunduğu, icten isteklerde bulunduğu ve Allah ile sohbet ettiği, hayaller kurduğu, duygu yoğunluğu yaşadığı dil ana dilidir. Ve bu işlerler sırasında beynin tum birimleri aktif olup calışır. Halbuki anlamadan sadce ezbere dayanan işlemlerde, orneğin Kuran’ı Arapca ezberleme gibi durumlarda ise beynin sadece on kısmı (frontal lob) aktive olup calışır, hafıza e dutgu ile ilgili birimler birlikte devreye girmez. (sf.210)
Prof. Bayındır bu konu ile ilgili şu acıklamaları yapmakatadır: ” Cocuğunu Kuran oğrenmeye gonderenler ondan arada sırada gecmişlerinin ruhuna Yasin ve Tebareke surelerini okumasını, yılda bir kere de lmuşleri icin hatim indirmesini bekliyorlar. Kuran’ın diğer bir ismi olan zikir, ayrıca bir bilginin hafızaya yerleştirilip kullanılmaya hazır hale getirilmesi, oğut alınması demektir. Kuran’ı kavrayan, butun ilahi kitapları doğru olarak kavramış olur. Manası kavranmadan hafızaya yerleşen şeye ve onu ifade etmeğe zikir değil, ezberleme ve ezberden okuma denir. Zikirde bilgi on plana cıkar. Ezberlenen şeyde ise bilgi soz konusu olmaz. Bilgi olmayınca da tezekkur/duşunme, bilgiyi kafasına yerleştirme ve kullanıma hazır vaziyette tutma gercekleşmez.” Dolayısıyle Kuran’ı hatmetmek demek, kişinin anlamadığı bir dilde (Arapca) dinlemesi değil, dinin esasları olan mesajları okumak, anlamak ve uzerlerinde duşunup ozumsemek, davranış ve yaşantısına yansıtmaktır. Bir sayı tutturma ve sayfa cevirip kitap bitirme işlemi değildir. Boylesi bir işlem ancak anlamı bilinmeyen sozlerin hatmi diye tanımlanır. Diğer bir ifade ile boylesi bir okumada papağan gibi anlmadan ezberleme ve tekrarlama durumu soz konusudur. Cunku Kuran kendisinin sadece nağme olarak dinlenmesini değil, anlaşılmasını ve mesajlarını duşunup ibret alınmasını emretmektedir. Nağme halinde Kuran’ı dinlemek veya anlamını bilmeden okumak ise, anacak duygu durumu yonunden bir rahatlık sağlar. (sf.212-213)
Anlamak icin duşunmek, duşunmek icin de anlamak gerekir ve bu ikili ayrılmaz bir butundurler. Anlama işlemi sırasında beş duyumuz olan gorme, işitme, koklama, tatma ve yerine gore de dokunma duyularımızın hepsi veya birkacı ve duygusal yapımız yanında, ice doğma diye de tanımladığımız onsezi yeteneğimizi de kullanırız. Duyu organlarımızla duygusal ozelliklerimizin kullanılması demek ise tum beynimizin aktif olması ve calışması, anlama işlemi ile duşunme sırasında tum beynimizin devreye girmesi demektir. (sf.357)
Duşunmemiz icin işittiklerimizi veya okuduklarımızı anlayabilmemiz gereklidir. Bunun icin de işittiklerimizi veya okuduklarımızı, duşunduğumuzu ve duşuncemizi kolayca ifade ettiğimiz bir dilde olmalıdır. Herkes icin en kolay yol, işittikleri ve okuduklarının ana dillerinde olmasıdır. Muddesir Suresi 54: Bu Kuran, duşunup ibret almaya yonelten bir kitaptır, isteyen onu duşunur ve ibret alır. Bu ayet ile anlaşılsın diye Kuran kolaylaştırılmış ve bunun icin de Peygamberin ana dili kullanılmıştır. Bu ayetten bir nevi biz insanlardan da aynı kolaylığı sağlamak uzere Kuran’ı her bir toplumun ana dillerine ayrı ayrı mealen cevirmemiz istenmektedir. Bu goruşu Nisa Suresi 119. ayet pekiştirmektedir. Nisa Suresi-119: Yemin olsun, onları kuruntulara/ hurafelere-yalanlara/ anlamını bilmeden okuma tutkusuna iteceğim. Cunku hicbir dil kutsal değildir, kutsal olan fikirdir, mesajdır. Ve ayette belirtildiği gibi Allah, kendisinden uzaklaşanları ”anlamını bilmeden okuma tutkusuna iteceğini” ozellikle vurgulamakta olup, bu mesaj, anlamadan Kuran’ı okuyanlara ve anlamaksızın ezberleyenlere ithaf olunur!.
Allah bu nedenle her peygambere kendi ana dili ile kitap vahyetmiştir. Orneğin Musa ve İsa’ya vahyedilen Tevrat ve İncl’in her ikisi de İbranice dilde indirilmiş, Hz.Muhammed’e de ana ana dili olan Arapca dilde vahyedilip cekirdek toplum olan Sahabilerin anlayışı sağlanmıştır.
Aristo’nun dediği gibi: ”Sozun en guzeli, soyleyenin doğru olarak soylediği, dinleyenin de yararlandığı sozdur.” (sf.357-358)
Namazda konsantrasyon cok onemlidir. Dolayısıyla gonulden gelen duygu yuklu duşunce va kelimelerle dua etmek hem istenen konsantrasyonu sağlayacak, hem de kişinin kalıplaşmış dualarda sıklıkla karşılaşıldığı gibi hata yapma endişesi oluşmayacaktır. Cunku Allah’ın istediği kişinin aklının gayreti ile urettiği kelimelerle kendisinden istekte bulunulması e icten sobet edilmesi ve duygunun on planda olmasıdır.
Sonucta konsantrasyonsuz bir dua e ibadet, amacına tam ulaşamayacak ve havada kalacak, Allah’a ve ilahi kayıt sistemine ulaşacak bir enerji gucunde olamayacaktır. Dolayısıyla Allah’ın rahmeti diye tanımladığımız insan yaşantısına olumlu katkılar sağlayacak olan ilahi etkilerin gercekleşmesi de beklenen duzeyde olamayacaktır. Diğer bir ifade ile namaz kılınsa bile havanda su dovme misali sadece namazı şeklen yerine getirme gibi bir durum ortaya cıkacaktır. Maun 5-7: Namazlarından gaflet eden şu namaz kılanlara yazıklar olsun! Onlar gosteriş yaparlar, yardım etmezler.
Gerek namaz sırasında, gerekse herhangi bir zamandaki dua enerjisinin Allah katına ulaşabilecek gucte olabilmesi, kişinin dua ederken konsantre olmasını gerektirir.Kişinin namazda tam olarak konsantre olabilmesi icin ne dediğini ve ne okuduğunu anlaması daha uygun olacaktır. İnsan, yaratılışı gereği ezberden okuduğu sozleri duşunmeden tekrarlayabilir. Her gun, hep aynı ayetler bilinmeyen bir dilde tekrarlanınca, Allah’ı zikretme (hatırlama) yerine papağan gibi bilincsizce tekrarlar apılmış olur. Bircok kişinin namaz kılarken akıllarına başka şeyler geldiğini soylemeleri bu nedenledir. Cunku beyin ezbere olan bir şeyi soylerken duşunmek zorunda olmadığı icin başka şeyler duşunebilir.
Allah ickili kişilerin bile namaz kılmalarını istemiş, fakat onlara bir şart koşmuştur: Nisa Suresi-43: Ne soylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Boylece Allah sarhoşların veya hastalık gibi herhangi bir nedenle bilinci bulanıp ne soylediklerinden habersiz olanların namaz kılmalarını istemediğini bildirmiştir. Bu durumda gerek namazın, gerekse Kuran’ın okunmasının bilinen ve dolayısıyla anlaşılıp duşunulecek bir dilde olması da isteniyor demektir. (sf.464-465)
DİN VE BEYİN, GAZİ OZDEMİR
__________________
Din ve Beyin
Dini Bilgiler0 Mesaj
●51 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Din ve Beyin