Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ziyaretinden yurda donuşunde ucakta gazetecilere acıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Guvenlik Konseyi ateşkes cağrısı yapmasına karşın, bazı ulkelerin hala Hafter guclerine askeri yardım gondermeye devam ettiği hatırlatılarak, "Batı medyası bir suredir Hafter guclerinin Trablus'a yonelik bir saldırı başlatacağına dair haberler yazıyor. Boyle bir harekat olması durumunda Turkiye'nin meşru yonetime sahadaki desteği ne olacak?" sorusu uzerine Erdoğan, Serrac Hukumeti ile bir anlaşma yaptıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu bir askeri eğitim guvenlik anlaşmasıdır. Bu anlaşmamızın gereği olarak da biz, oradaki meşru hukumetin yanında olacağımızı yazılı kayda girmiş durumdayız. Şu anda burada bizim eğitici, oğretici ve yonetici bir kadromuz var. Hafter'in tarafında 2 bin 500 civarında Rusya'nın Wagner'i var." diye konuştu.
Wagner'in Rusya Savunma Bakanı Şoygu ve diğerleriyle toplantı halinde fotoğrafı bulunduğunu aktaran ve soz konusu fotoğrafı gosteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şoyle konuştu:
"Ondeki Hafter. Şu daire icinde olan Sayın Putin'in cok samimi adamıdır. Bu adam Wagner'in başıdır. Yoneten budur. Şuradaki de Rusya Savunma Bakanı Şoygu'dur. Hemen onun yanında da Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov'u goruyorsunuz. Bunlar şu anda Rusya'nın en ust duzey askeri noktadaki guvenlik kadrosudur. Şu anda Wagner'i de orada bunlar yonetiyor. Bunlarla iş yuruyor. Hala kalkıp diyorlar ki bizim orayla bu noktada ilişkimiz yok. Şu anda bizzat Rusya en ust duzeyde oradaki bu savaşı yonetiyor. Bir de Sudan'dan 5 bin civarında savaşcı var. Cad'dan gelenler var. Nereden bakarsanız bakın 10 bini aşkın şu anda dışarıdan gelmiş asker var. Sayın Serrac ile yaptığımız bu eğitim ve guvenlik anlaşmasının gereğini sonuna kadar yerine getirmeye devam edeceğiz.
Hafter'in yanında olanlar belli. Mısır, Abu Dabi yonetimi, aynı şekilde Suud ve Fransa Hafter'in yanında. Fransa daha yeni Hafter'i davet etti. Berlin Konferansı'na gittik. Berlin Konferansı'nda adam toplantıya katılmadı, otelde bekledi. Moskova'da da aynı şeyi yaptı, kactı. Bizim heyetimiz oradayken, o toplantının bitimini beklemeden oradan ayrıldı. Butun bunlara rağmen Batı hala bu adama destek veriyor. Silah, muhimmat ve para desteği veriliyor. Biz barışın tesisinden yana olduğumuzu zaten ortaya koyduk. Ama şunun bilinmesini istiyoruz, Akdeniz'deki bu hak ve menfaatler konusunda, gerek Turkiye'nin gerek Libya'nın hakkını hukukunu koruma noktasında mucadelemizi sonuna kadar inşallah surdureceğiz. Zaman zaman bazı imkanlar elde ettiler ama Serrac'dan yana olan ekipler orada onları derdest ettiler."
[h=3]"TRUMP'IN HAKKIMIZI TESLİM ETMESİ COK ONEMLİ"[/h] ABD'nin Suriye Ozel Temsilcisi James Jeffrey'nin Ankara ziyareti ve İdlib şehitleri icin "Şehidimiz" demesi hatırlatılarak, "Amerika'yı Suriye'de rejimi etkisiz hale getirecek bir opsiyon olarak mı goruyoruz yoksa PKK'ya destek veren bir Amerika yine bize bir numara mı ceviriyor? Nasıl goruyorsunuz Amerika'nın yaklaşımını?" sorusu uzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İfade ettiğiniz bu endişeleri aynı şekilde biz de taşıyoruz. Yani bunlar bize guven vermiyor. Bir bakıyorsunuz farklı, başka bir gun yaptıkları acıklamalara bakıyorsunuz daha farklı. Bundan dolayı da bunların hangisine nasıl inanacağız?" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdi ben 3-4 gun once Sayın Putin ile goruştum. Gayet guzel bir goruşme oldu. Ertesi gun baktık bir acıklama. O acıklamada da Turkiye'ye ciddi manada suclamalar yapıyorlar. Biz Sayın Putin ile yaptığımız goruşmede aramızda boyle bir şey gecmedi. Size ne oluyor? Demek ki tepe başka, alt başka. James Jeffrey ile ilgili olarak burada, 'Şehidimiz' demesi bizim icin inandırıcı şeyler değil. İnandırıcı olmadığı gibi, guya bizim hakkımızı teslim ediyor. Tamam da Jeffrey'nin hakkımızı teslim etmesinden ote, burada bizim Sayın Trump'ın hakkımızı teslim etmesi cok onemli. Yani Sayın Trump da eğer bizim hakkımızı teslim edecekse bu konuda hakikaten kararlı bir duruş ortaya koyacaksa onun bir anlamı olur. Bunun tabii bir de goruşmenin ardından yapılan basın acıklamasında ozellikle uluslararası medyaya girmesi buyuk onem taşıyor. Eğer bu sağlanırsa o zaman deriz ki bu işin kıymetiharbiyesi var."
Doğu Akdeniz'deki sondaj ve arama faaliyetlerindeki son duruma ilişkin soruyu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konudaki tutumlarının belli olduğunu ve orada bir değişikliğin soz konusu olmadığını bildirdi.
Bunun da en onemli gostergesinin yaptıkları anlaşma olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Şu anda iki sondaj gemimiz varken, tuttuk bir de ucuncu bir sondaj gemisi daha aldık. Şimdi bizim 3 sondaj gemimiz iki de sismik araştırma gemimiz var." bilgisini paylaştı.
"Biz kendi sondaj gemilerimizle, kendi sismik araştırma gemilerimizle burada yoğun bir calışmanın icerisine girelim" dediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şoyle konuştu:
"Hatta gerekirse yanımıza uluslararası camiadan da birilerinin gelmesine karar verirsek, yanımıza şirket almak mumkun. Bunları Serrac ile de goruştuk. Tabii bu işler kolay işler değil, maliyeti cok cok yuksek işler. Bir sondaj, iki sondaj, uc sondaj. Cıkmaz, cıkmaz, cıkmaz, ondan sonra bir tanesinde de cıktığı andan itibaren de 'Tamam' dersin. Mesela bizim Karadeniz'de araştırmalar yaptılar ve yaptıkları araştırmalarda, 200 milyon doları aşkın yatırım yaptılar ama netice alamadılar. Anlaşmamıza gore biz onlara para vermeyeceğiz, onlar cıkartırlarsa yarı yarıya boluşecektik. Cıkartamadılar, biz de onları uğurladık. Bu sadece kuru bir petrol arama olayı değildir. Bu olayın asıl onemli olan yanı, siz siyasi olarak da orada varsınız, askeri olarak da varsınız. Siz bu bolgede adeta burayı kontrol eden bir ulke konumundasınız. Bu bakımdan cok onemli. Bundan sonraki surecte de aynen buradaki durumu koruyacağız. Biz zaten Akdeniz'de en uzun kıyı kenarı cizgisine sahip olan ulkeyiz"
[h=3]MACRON'A SERT TEPKİ[/h] Mustafa Kemal Ataturk'un "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" dediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada bir mana var. Bunun uzerinde durmak lazım" ifadesini kullandı.
"ABD'nin sahadaki politikalarından kaynaklanan durumu da duzeltmesi halinde işimiz daha da kolay olacaktır" ifadesini kullanan Erdoğan, "Fakat tabii ilginc olan şu, Hafter'i davet ediyorlar. Bu adam, Libya'yı 11 kez bombalayan adam değil mi? Şimdi de Macron cağırıyor Hafter'i. Hafter de gule oynaya oraya gidiyor. Yani bunları anlamak mumkun değil. Bunları hakikaten hem halkımıza hem dunyaya anlatmamız lazım" acıklamasını yaptı.