Alıntı:
Bir kac aydır surekli duşunuyorum hep ateistlerin konuşmalarını okudum bir cok konuda haklı gorunmelerine rağmen ben hep yanıldıklarını duşundum fakat bir konuda bir turlu işin icinden cıkamıyorum bundan kurtulmak istiyorum. Ben hayvansever sitelerine uyeyim ve oralarda surekli gozleri kor olan sakat felcli hayvanlara yardım arıyorlar. Allah neden bu sucsuz hayvanlara bunları reva goruyor. Benim merhametime uygun gelmiyor ama bir cevap bulmak istiyorum. Mesela kutuplarda penguenlerin hayatları cok zor, neden sucsuz oldukları halde boyle imtihan oluyorlar. Kucuk bir yavrunun annesini deniz aslanı olduruyor ve yavrusu da aclıktan oluyor. Yollarda araba carpan bir suru kedi kopek var. Bunları gordukce duşunmekte zorlanıyorum lutfen yardımcı olun birde doğuştan olan cok kotu goruntulere sebep olan hastalıklar var anansefoli gibi bunlar neden oluyor acaba imtihana ters olmuyor mu bunlar hepsi ust uste gelince aklım karıştı.
Değerli kardeşimiz;
1- Bu konuda Allah’a gercek anlamda iman etmekten başka bir cıkış yolunun zor olduğunu duşunuyoruz. Cunku, butun kÂinatın butun yonlerini sonsuz ilim ve hikmetiyle kuşatan Allah’ın butun işlerinin hikmetini idrak etmek mumkun değildir. Şair boşuna dememiş:

“İdrak-i meali bu kucuk akla gerkemez
Zira bu terazi bu kadar sıkleti cekmez”.

2- Allah’a hakiki iman ne diyor? Şunu soyluyor: “Allah’ın rahmeti sonsuzdur, hikmeti sonsuzdur, adaleti sonsuzdur.. Oyleyse ey insan! Sen kucucuk şefkatinin Allah’ın şefkatinden daha fazla olduğunu duşunme! Cunku, kendi kucucuk şefkatini, ufacık merhametini, Allah’ın sonsuz şefkat ve merhametinin onune koymak gercekte bir marazdır, bir hastalıktır. Guneş, ay, yer, deniz, hava, ışık, bin bir ceşit nimetler, annesinden doğar doğmaz ufacık yavruların yardımına koşmak ve onlara annelerinin goğuslerini birer sut musluğu haline getirmek ve daha binlerce iş, binlerce yaratma ve binlerce icraat, Allah’ın sonsuz rahmetini, şefkatinin acık gostergesidir.

O halde bizim şefkatimize dokunan bazı olayların mahiyeti, neticeleri, gorunurde acı gibi gelen manzaranın arkasındaki pek cok hikmet ve merhamet huzmelerini gormek, sağlam bir iman şuurunun gereğidir.

3- Soruda sayılan hususların bilmediğimiz pek cok hikmeti olabilir. Ancak, bile bilmediğimiz onemli bir hikmeti de imtihan sırrıdır. Yani; Allah Kur’an’da onlarca defa kendisinin sonsuz merhamet sahibi olduğunu, yaratıklarına asla zulmetmeyeceğini bildirmiş. Kur’an’a iman edenlerin bu imanlarında samimi olup olmadıklarını test etmek icin, gorunurde merhamete aykırı manzaraları gosteriyor..

“İnsanlar, imtihandan gecirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan oncekileri de imtihandan gecirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya cıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.” (Ankebut, 29/2-3) mealindeki ayette soylediğimiz bu hakikate vurgu yapılmaktadır.

“Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki gizlide (kimsenin gormediği yerde, gercekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya cıksın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun icin acı bir azap vardır.” (Maide,5/94) mealindeki ayette, iman-ı bilgayb cihetiyle insanların Allah’a karşı gosterecekleri tavırlarıyla samimi olup olmadıkları testine işaret edilmiştir.

Mealini vereceğimiz ayet, Uhud savaşında 70 şehit veren muminlerin test edildiğini ifade ederek bu konuda bize bir ışık tutmaktadır:

“Eğer siz (Uhud'da) bir acıya uğradınızsa, (Bedir'de de duşmanınız olan) o kavim (muşrikler) de benzer bir acıya uğramıştır. O gunleri biz insanlar arasında dondurur dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen oteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya cıkarsın ve aranızdan şahitler (şehitler) edinsin. Allah zalimleri sevmez.” (Al-i İmran, 3/140)

4- Allah’ın RahmÂn ismi,“butun canlıların, başta rızık olmak uzere, her turlu ihtiyaclarını rahmetiyle yerine getiren” manasına gelmektedir.

Hayvanlar Âleminin gorevlerini aksatmadan yerine getirmelerine, cketikleri sıkıntılara, başlarına gelen hastalık ve musibetler mukÂfat olarak, ahirette onlara mahsus bir saadete kavuşmalarını RahmÂn ismi iktiza etmektedir.

Bediuzzaman Hazretleri, buna hem ornek, hem delil olmak uzere hayatını Allah uğrunda feda eden mucahitlerin şehitlik rutbesine ermelerini gosterir. O şehit, hayatını Allah yolunda feda ettiği gibi, her bir hayvan da yine Allah’ın ona ihsan ettiği cihazlarla O’nun verdiği fıtrî vazifeleri yerine getirerek yaşıyor ve hayatını bu yolda bir bakıma feda ediyor. Hayvanların hayatları da ‘vazife uğrunda ve mucahede işinde telef” oluyor. Bu sebeple, onların da kendilerine mahsus bir manevî ucret almaları, ahirette ruhanî bir zevk tatmaları RahmÂn isminin ayrı bir tecellisi olacaktır:

“Hem o RahmÂn’ın nihayetsiz rahmetinden uzak değil ki, nasıl vazife uğrunda, mucahede işinde telef olan bir nefere şehadet rutbesini veriyor ve kurban olarak kesilen bir koyuna, Âhirette cismanî bir vucud-u bÂki vererek Sırat ustunde, sahibine burÂk gibi bir bineklik mertebesini vermekle mukÂfatlandırıyor. (bk. Ed-Deylemî, el-Musned 1/85)

Oyle de, sair zîruh ve hayvanatın dahi, kendilerine mahsus vazife-i fıtriye-i RabbÂniyelerinde ve evÂmir-i SubhÂniyenin itaatlerinde telef olan ve şiddetli meşakkat ceken zîruhların, onlara gore bir ceşit mukÂfat-ı ruhaniye ve onların istidatlarına gore bir nevi ucret-i mÂneviye, o tukenmez hazine-i rahmetinden baîd değil ki bulunmasın...” (bk. Sozler, On Yedinci Soz)

Buna gore, bu dunyada ozurlu olan, sıkıntı ceken, hasta olan her canlı; cektiği sıkıntılara, yaptığı hizmetlere ve yerine getirdiği gorevlere gore, ebedi hayatta kendine uygun manevi bir ucret ve lezzet alacaktır. Onlar da Allah’ın sonsuz rahmetinden ebediyen nasipleneceklerdir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
__________________