Allah cinleri bizlerin yaşadığı boyuttan farklı bir boyutta yaratmıştır. Yaşatmaktadır. Onların inanmayanlarına şeytan denir. Şeytanlar insanlara ceşitli şekillerde musallat olurlar. Allah onlara bu noktada musaade vermiştir. Kuran-ı Kerim’de ilgili ayetleri okuduğumuzda bunu rahatlıkla anlayabiliriz.
Şeytanın insanların buyuk coğunluğuna musallatı vesvese iledir. Yani onların bilincaltlarına vesvese verirler. Vesveseyi bilincaltı algılar. Vesvese dine, itikada aykırı kotu ve cirkin duşuncelerdir. Bunlar bilincdışı tarafından algılandıkları zaman insana sanki kendi duşuncesi gibi gelir. HÂlbuki şeytanın vesveseleridir. Sahibi şeytanlardır. Onun icin hangi turde olursa olsun, ne kadar kotu ve cirkin bulunursa bulunsun bu tur duşunceler kişiye ait olmadığı icin bir sorumluğu yoktur. Bu sebeple sucluluk psikolojisine de girmeye gerek yoktur. Dini ve itikadi acıdan kotu ve cirkin duşunceler akla geldiği zaman sadece edep gereği ‘subhanallah, estağfirullah’ demek yeterlidir. Bunlar yuzunden kişiye herhangi bir gunah soz konusu değildir. Bunların sahibinin şeytanlar olduğunu bilmek ve bunlara aldırmamak en iyi savunma yoludur. Bu vesveseler yuzunden ibadetlerini bırakan insanlar, şeytanların arzularını yerine getirmişlerdir, şeytanlarla mucadelede mağlup olmuşlardır. Onlara yazıklar olsun.
Ayrıca vesvesenin kişideki imanın belirtisi olduğunu da soyleyelim.
Bu yazımızda şeytanların bizzat musallat olma durumunda neler yapacağımıza değineceğiz.
Oncelikle insanlardan bazılarının genellikle merak saikı veya bazı nefsani nedenlerle cinlerle iletişim kurmalarının yanlışlığına değinelim.
Medyum diye bilinen kişiler, genellikle kalp gozlerinin acıldığı ve bu ustun meziyetten oturu cinlerle iletişim kurdukları icin kendi kendilerine bir boş gurur icerisinde bulunurlar. Ovunurler. Kendilerini diğer insanlardan ustun gorurler. HÂlbuki başları beladadır. Farkında değillerdir. Bunu şoyle bir ornekle acıklayalım. Diyelim ki cok zeki bir insanla aptal bir insan evlendiler. Aptal insan evliliğine sahip cıktığı zaman aradaki zeka ucurumundan dolayı buyuk bir komplekse kapılacaktır. Bu yuzden eşine sahip cıkma adına onu kısıtlamalara ve ceşitli catışmalara girişecektir. Bunun gibi cinlerle dost olan kişiler de benzer bir cenderenin icerisinde bulunacaklardır. Cunku cinlerin zeka seviyeleri cok duşuktur ve bu yuzden aşağılık kompleksinin etkisiyle insanlara ustun olma arzuları cok yuksektir. Bu yuzden insan ile cinlerin arkadaş olmaları mumkun değildir. Bunların doğaları gereği her iki kesim de ister Musluman olsunlar, ister başka dinlerde veya inanclarda ortak bulunsunlar yine de ister istemez catışacaklardır. Onun icin medyumluktan uzak durmak gerekir. Medyumluk durduk yerde insanın başını belaya sokmasıdır. Cinlerin sağdan soldan haber getirmesi bahasına girilecek buyuk bir eziyettir. Velev ki cinleri Musluman olsa bile. Aslında medyumluk cinleri haber toplaması icin huddam edinmektir. Bu yolla elde edilen bilginin ozel hayatta gizli olanı araştırma, gıybet, suizan ve iftira turlerine benzemesi acısından haramlığı da ayrı bir konudur. Buyuk gunahlardandır.
Gelelim huddam meselesine. Huddam demek cinleri ceşitli amaclarla hizmetci olarak kullanmaktır. Huddam edinmek isteyenlere once şunu sorarım. Sen akşam evine gidince eşine de ki: ‘Sen benim hizmetcimsin.’ Bakalım ne diyecek. Elbette bu sozu insanın eşi bile kaldıramaz. Tepki gosterir. Cinlerin gerek Muslumanları gerekse kÂfirleri ise bu sozu hic kaldıramaz ve bu acıdan insanları kınarlar. Şeytanların boyle huddam isteyen Muslumanlara yapacaklarını oc ve kin duygusuyla seyrederler. Cunku kibir, gurur, ucub gibi duygular ateşten yaratıldıkları icin cinnilerde insanlara gore daha bir ust duzeydedir. İnsanlardan bu tur sozler işitmeleri onları cok kızdırır. Aşağılık kompleksini harekete gecirerek kin ve oc almalarını sağlar.
Allah (c.c.) da bu maksatla yani huddam edinmek amacıyla surelerini okuyan ve guzel isimlerini ceken kişilerin de boyle bir musibete duşmelerine izin verir. Gerek Allah’ın kitabının okunması gerekse Allahın guzel isimleriyle zikrinin cekilmesi onun rızası dışında boyle bir gaye ile olursa insan durduk yerde başına bela alıyor demektir. Sonucta bu tur ibadetlerle cinnileri algılayacak manevi terakkiye insan ulaşınca şeytanlar ona ceşitli duyu organları kanalıyla iletişim kurmaya başlayacaktır. Genellikle dokunma duyusu ile işitme duyusu kanallarıyla cinnilerle iletişime gecilir. Cinni şeytanlar bu yollarla eziyet de yapabilirler. Daha doğrusu cinni şeytanların musallatı genellikle bu iki duyu organıyla olur. Bazı insanlar onları madde Âleminde duman şeklinde ve belli belirsiz insan gorunumunu andırır bicimde de gorebilirler.
Cinleri gormek veya onlarla iletişime gecmek demek kalp gozunun acılması demek değildir. Kalp gozu ile kastedilen letaiflerdir. Kalp gozu ancak tarikata intisap edip senelerce şeyhin rabıtasını yaptıktan, verdiği virdi, zikri cektikten sonra Allah’ın bir ihsanı olmak uzere insanın goğsunun ceşitli noktalarında ve iki kaşının arasında bulunan letaiflerinin acılması ile oluşur. Bu sayede nurları gorur. Nurlar değişik renktedirler. Kırmızı, sarı, yeşil, beyaz, siyah ve bunların karışımı değişik tonlar. Şeytanlar bu makamda bulunan muride insan biciminde, ozellikle onun aklını başından alacak dişi guzeller biciminde gorunurler. Bu guzeller peri diye edebiyata girmişlerdir. Allah bu makamdaki muridi bu dişi şeytanlarla imtihana tabi tutar. Medyumlar şeytanları bu halleri ile goremezler. Gorseler akılları başlarından giderdi. Onlar ancak gozleri acık veya kapalı iken onları sanki bir duman gibi belli belirsiz bir bicimde gorurler. Oysa kalp gozu acık bir insan onları aynı insan gibi net ve acık bir surette gorur.
Şeytani cinlerin cinsel ilişkide bulunmalarındaki amac kişinin ruhunu zayıf kılmak, sonra da onu carpmaktır. Bu da tabii ceşitli organların felc olmaları ile sonuclanır. Tabii asıl amacları son nefeste insanların imansız gitmelerini sağlamaktır. Bunun icin olmadık yalanlara başvururlar. Genellikle hak suretinde yaklaşırlar. Surekli evlilikten soz ederler. HÂlbuki onlarla evlenmek hem caiz değildir, hem de mumkun değildir. Cunku bizim onların Âlemine gitmemiz olanaksızdır. Ancak uyku sırasında olur ki o zaman da insanın şuuru yerinde değildir. Kalp gozu acılmış kişiye bile şeytanlar bizzat kendileri istedikleri surete girerek gorunurler. Yani kalp gozu acılmış kişi bile onların Âlemine girememekte, şeytanlar ona yaklaşmaktadırlar. Yani binlerce şeytan o kişi ile bir ve aynı formatta iletişim ve munasebet kurabilirler. Bunu o kişinin ayırt etmesi imkÂnsızdır. Guya olan eşine sahip cıkması onu denetlemesi de mumkun değildir. Yani onlarla evli olduğunu sanıp cinsel ilişkiye girenler zinaya duşerler. Manevi yonden git gide zayıflayıp onların oyuncakları olurlar. Allah korusun. Bir de bu şeytanlar senin bu Âlemde bizimle kurduğun cinsel munasebet sonucu cocukların oldu yalanını cok soylerler. Maksat yine kişiyi bu yolla kendilerine bağlamaktır. Bu da tıbben, ilmen mumkun olmayan buyuk bir yalandır.
Zina her ceşidiyle insan ruhunda onulmaz yaralar acan ve şeytanların tasallutuna zemin hazırlayan buyuk bir gunahtır. Zinaya duşen insan nurlardan soyunur. Zina her ceşidiyle insanlarla da cinnilerle de aynı etkiyi yapar. Oysa insan ruhu nurla beslenir. Nur olmayınca zayıflar. Bedenle ruhun munasebeti azalır. Bu yuzden şeytanların insanları carpmaları, yani ceşitli organlarda felc halinin yaşanması mumkun olur. Onun icin şeytanların tum derdi evlileri boşandırmak, bekÂrları da evlendirmemektir. Bu sayede toplumda zinayı coğaltmaktır. Zina yapan insanda nur kalkınca uzerine zulumat yağar. Zulumat ruha zehir gibi etki eder, onu zayıflatıp dermansız bırakır. Ayrıca zina yapan insanların son nefeste imansız gitmeleri daha buyuk bir olasılıkladır.
Unutmayın ki bu din başlangıcta yani Mekke doneminde insanlardan sadece zina yapmamak ve putlara tapmamak uzere soz istiyordu. İnsanlar da putlar yolu ile gelen sosyal ayrıcalıklarından kopamadıkları ve azgınlaşan nefislerinin zina istekleri yuzunden bu dine girmek istemiyorlardı. Bu aşağı yukarı on yıl kadar surdu. Sonra İslam’ın diğer şartları ayetlerle bildirildi.
Boyle acıkta cinni şeytanların musallatına genellikle zikir erbabı karşılaşır. Bunun nedeni zikirle nefisleri incelir ve terakki kaydeder. Gonul gozleri acılmaz ama nefisleri saydamlaştığı icin cinnilerle ceşitli duyu organları vasıtasıyla iletişime girebilirler. Aşağı yukarı on beş yıldır bu tur insanlarla ic ice olduğum icin bu konuda epey tecrubeye sahibim.
Kendi başına zikir ceken bir kardeşimiz bu cinnilerle gunun birinde tanışmış. Tabii ona buyuk bir kutup olduğunu soylemişler. Zavallıyı kandırmışlar. Cinniler de kendilerini evliya veya peygamber ruhu diye tanıştırırlar boyle zavallılara. Senaryo pek değişmez, genellikle boyledir. Bazen canları sıkılınca onlarla eğlenirler. İşte boyle bir durumda ona demişler ki: ‘Sen şu tarihte oleceksin, ona gore hazırlığını yap.’ Tabii bizim kardeşimiz de oleceğini bilen bir veli edasıyla arkadaşlarıyla dostlarıyla, ailesiyle vedalaşmış, ama olmeyince durum meydana cıkmış. Acınacak duruma duşmuş. Onun icin her zaman derim: Kardeşlerim, her şeyi uzmanına danışırsınız da neden bu zikir hususunda ve bu yolla gelen hallerde bir murşid-i kÂmile danışmazsınız. Murşid-i kÂmiller şeytanları insanlardan daha iyi tanırlar, onların hilelerini hemen bilip sofiyi vesvese diye uyarırlar, o hale değer vermemesini oğutlerler. Zikir yoluna murşidi kÂmilsiz cıkanlar şeytanların oyuncağı olabilirler. Onlardan kurtulmaları mumkun değildir.
Zikir Allah rızası dışında bir gaye ile cekilirse mutlaka şeytanları başa toplayacaktır, o insanı baş edemeyeceği bir fitneye duşurecektir. Bir uzman olarak murşidi kÂmile ihtiyac duyulduğu gibi asıl bu şeytanlardan kurtulmak icin de boyle bir murşidi kÂmilin rabıtasına ihtiyac vardır. Ozellikle telebbusu rabıta yatarken cinni şeytanların saldırılarında paratoner gibi işlev gormektedir. Rabıta demek, nur kaynağı şeyhten yararlanmaktır. Ruhu nur olan şeyhin ruhuna bağlanmaktır. Onun icin boyle cinni şeytanların tasallutuna maruz kalan insanların din simsarlarının eline duşmeden silsilesi sağlam gercek bir şeyh aramaları, bağlanmaları gerekir. Gerek zikir, gerekse rabıta şeytanlara buyuk eziyetler verir.
Din simsarlarının amacı para kazanmak veya boyle zor durumda bulunan yani şeytanların ceşitli tasallutlarına maruz kalmış insanlardan eğer kadınlarsa cinsel acıdan yararlanmaktır. Bu tur insanlara hicbir şekilde kanmamak ve bunlardan uzak durmak gerekir. Onlardan gelen gecici iyileşmeler ancak şeytanlarla yaptıkları danışıklı dovuştur. Kimse bunların elinden şifaya kavuşamaz.
Peki boyle cinni şeytanların tasallutuna maruz kalan insanların bilmesi ve yapması gereken şeyler nelerdir?
Boyle kişiler oncelikle şunu bilmelidirler ki, bu şeytanları sihirli sozlerle, muskalarla, zikirlerle, dualarla tamamen uzaklaştırmak veya yakıp kul etmek mumkun değildir. Bu buyuk bir cihattır. Peygamberimiz s.a.s. nefis ve şeytanla yapılan savaşa buyuk cihat demiştir. Savaştan kacarak kimse zafer elde edemez. Şunu bilin ki onlar musallat olma ile her ne kadar sizlere eziyetler etse de bir mumin okuduğu surelerle, cektiği zikirlerle onlara daha buyuk eziyetler verir. Hele bu mumin bir de ehl-i tarik olup da gunun buyuk kısmını da telebbusu rabıta ile geciriyorsa cinni şeytanlara cok buyuk zararları dokunuyordur. Onların adeta dermanlarını kesiyordur. Cunku bu ibadetler adeta nur kaynaklarıdır. İnsanlar nasıl ateşten zarar gorurlerse cinni şeytanlar da nurlardan olumsuz etkilenirler. O kişiye tasalluta devam etmelerinin tek nedeni yenilgiyi kabul etmek istememeleri ve inatcılıklarıdır.
Şeytanlar ateşten yaratıldıkları icin şeffaftırlar. İnsan bedenine girebilirler. Allah onlara boyle bir izin vermese de insanlara eziyet icin bunu yaparlar. Allah onlara sadece vesvese verme iznini vermiştir. İnsanların bedenine veya ceşitli organlarına verdikleri ceşitli eziyetlerle telafisi mumkun olmayan kul haklarına girerler. Bu eziyetler eşek misali o kişinin gunahlarını yukleyecek bir nimete donuşurler. Yani bu dunyada onların bu turde musallatı ile cekilen sıkıntılar ahrette buyuk birer nimet olacaktır inşallah.
Şeytanların verdiği kaygı uyandıran sozlerine hicbir şekilde aldırmayın. Tehditleri hep boştur. Kulak asmaya bile değmez. Tıpkı uzaktan havlayan kopekler gibidirler. Onlara verilecek en guzel cevap ‘Hasbunallahu ve Nimel-Vekil’ demektir. Onların boğaz kaslarını sıkmaları kişileri genellikle kaygılandırır ve cinni şeytanların kendilerini oldurebileceği yanılsamasını verirler. HÂlbuki bir cinni şeytanın hatta onların en gucluleri olan ifritlerin bile bir insanı oldurmeye gucleri yetmez. Hepsi birleşse de bunu yapamazlar. Onları ve bizleri de yaratan Allah (c.c.) onların her halinden ve yapacaklarından ezeli bilgisi ile haberi olduğu icin onları o gucte yaratmamıştır. Bir insanı oldurmeye gucleri hicbir zaman ve hicbir şekilde yetmez. Bazı organlarda sadece kullandıkları bazı tekniklerle yani kasları ozel bir yontemle sıkarak sanki buyuk bir ağırlığa sahipmiş ve gucluymuş intibaı bırakırlar. Gercekte boyle maddi bir ağırlıkları yoktur.
Peki onların bedene, organlara verdikleri sıkıntı ile cinsel tacizleri ve eylemlerinin onune nasıl gecilebilir?
Demin de dediğim gibi sihirli formuller arayanlar aradıklarını hicbir zaman bulamazlar. Cunku boyle bir şey yoktur. Onlarla bir omur boyu hatta son nefeste bile carpışmayı daima goz onunde bulundurmak lazımdır. Bu dunyanın kanunu, insanın da kaderidir. Buyuk cihattır. Onlardan gelen sıkıntıları azaltacak bazı teknikler vardır. Orneğin mutlaka abdestli taşımak kaydı ile kucuk bir Kuran-ı Kerimi goğus uzerinde cepte taşımak bu durumdaki insanları rahatlatmaya yeterlidir. Ayet el Kursi gibi onlara zarar veren bir ayet, Nas ve Felak sureleri fotokopi yolu ile istenildiği kadar coğaltılarak abdestli olarak uzerimizde taşınabilir. Genellikle şeyhler ve iyi niyetli hocalar dua, salavat kısmı fazla ama ayet kısmı onlara nazaran az olan muskalar, yazılar hazırlarlar ki kişiler abdestsiz de bunları uzerinde taşısınlar diye. Bunları da fotokopi ile yarar derecesini gorunceye kadar coğaltılıp uzerimizde taşıyabileceğimiz gibi yatarken de kullanabiliriz. Butun bunları okuma ve uzerine de uflemek onların guclerini daha da artırır. Tabii bunlar gecici ve rahatlatıcı tekniklerdir. Cinni şeytanlardan tamamen kurtulma yolları değildir. Olamaz da.
Asıl mucadele cephesi kişinin ruhunu guclendirmesidir. Bunun icin oncelikle kişinin butun gunahlara tovbe etmesi gerekir. Gunahlar nuru yok ederler, nurun duşmanıdırlar. Ruh nurla guclenir. Nur da namaz kılma, zikir cekme, sure, ayet tilaveti ile guclenir. Ruhu guclendiren bu mucadelede asıl silah ise rabıtadır. Rabıtalar icerisinde de bu mucadelede en yararlısı telebbusu rabıtadır. Telebbusu rabıta şeyhin suretine girme, kendini ortadan kaldırıp şeyhi ikame etmedir. Ruh telebbusu rabıta ile kendisine musallat olan şeytana adeta nur kesilir. Nur şeytanları yakar, onlara acı verir. Şeyhin ruhu telebbusu rabıta kuran sofinin ruhunu sarmalar bu sayede nura kavuşur. Şeytanlar da bundan buyuk zararlar gorurler. Zamanla telebbusu rabıta meleke haline geldiğinde ruh fenafişşeyh makamına ulaşır. Artık şeytanlar bu insandan kendilerine bir hayır gelmeyeceğini anlarlar, kendilerine verdiği zararlardan bıkarlar, o kişilerden uzaklaşırlar. Bu seneleri alabilir. Ama bu savaştan mumin mutlaka galip gelir. Cunku fenafişşeyh makamından sonra fenafillah makamı gelir. Bu velilik makamıdır. Nefsin fenaya erip şeytanın nefsi dunya ve haramlarla kandırmada aciz olduğu bir makamdır. O kişinin bedenine yaklaşan şeytan ruhun nuru arttığı icin eziyet etmekten ziyade kendisi buyuk eziyetlere uğrar. Yani veliler de zaman zaman onlardan ceşitli eziyetler gorebilirler, ama şeytanların onlardan gordukleri eziyetler kat kat daha buyuktur. Dediğim gibi cinni şeytanlarla insanların mucadeleleri her zaman ve her makamda soz konusudur. Bundan tam anlamıyla kurtulmak mumkun değildir.
Şeytan musallatından kurtulmada ve savaşında işin en zor yanı silsilesi sağlam gercek bir şeyhi bulmaktır. Cunku memleketimizde gercek şeyhten daha cok sahtecileri de mevcuttur. Hele hele kendileri de cinlenip bu yolda umutsuz bir vaka durumuna duşmuş nice şeyh vardır. Sahte para ile gerceğini ayırmada titiz olan insan, niyetlendikten sonra gercek Allah dostunu bulabilir ve intisap da edebilir. Allah bu durumda bulunan kardeşlerimize yardım etsin. Amin.


Alintidir.
__________________