Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna'ya gercekleştirdiği ziyaretin ardından ucakta bulunan gazetecilere gundeme ilişkin onemli acıklamalarda bulundu. Rusya destekli Esed rejiminin İdlib'de Turk ordusunu hedef alması ve 8 şehit vermemizin ardından Turk-Rus ilişkileri tartışma konusu olmuştu. Erdoğan, "Rusya ile şu aşamada bir catışma ya da bir ciddi celişki icerisine girmemize gerek yok. Bunu niye soyluyorum? Biliyorsunuz bizim şu anda Rusya ile cok ciddi stratejik girişimlerimiz var" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın acıklamalarından satır başları şu şekilde:
Dun Ukrayna ile tesis ettiğimiz Yuksek Duzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 8'inci toplantısını gercekleştirdik. 7 anlaşma imzaladık. Ukrayna ile ticaret hacmimiz yaklaşık 5 milyar dolar. Şimdi ise 2023 itibarıyla 10 milyar dolar gibi bir hedef belirledik. Gectiğimiz yıl Turkiye'yi ziyaret eden Ukraynalı turist sayısı 1,5 milyon olmuştu. Ukrayna ile sanayi alanında yoğun bir iş birliğimiz var ancak bunu daha da geliştireceğiz. Bu konuda dun Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenskiy ile kararlı bir mutabakata vardık. Ayrıca telekomunikasyon, enerji, ticaret ve kultur alanlarında da yakın calışmaya devam edeceğiz.
[h=3]"KIRIM'IN İLHAKINI TANIMIYORUZ"[/h] Kırım Tatarları konusundaki pozisyonumuz net. Kırım'ın ilhakını tanımıyoruz. Kırım'ın haklarını korumak icin calışmalarımızı surduruyoruz. Ancak Sayın Başkanın da bu konuda kararlı olduğunu gordum. O da ozellikle "Kırım Tatarları konusunda hassasiyetiniz nedir?" diye bunları benden ayrıca oğrenmek istedi. Ben de kararlılığımızı soyledim. Hatta şu anda Herson bolgesinde 500 konut yapabiliriz diye bir teklifte bulundu, "Beraber yapalım" dedi. Biz de kendilerine "İsabetli olur" dedik. Cevre ve Şehircilik Bakanımız bir heyetiyle beraber inşallah gelecek, burada Sayın Başkanın belirleyeceği isimlerle goruşmelerini yapacak ve hangi bolge isabetli olursa orada calışmalara başlayacaklar. Kiev'de Kırım Tatar kardeşlerimiz icin cami, konut ve işyerlerinden oluşan bir kulliye inşa edeceğiz. Bunun icin yine muşterek bir adım atacağız. 33 donumluk bir arazi oradaki kardeşlerimiz tarafından alındı. Kırım Tatarlarının kendi ayakları uzerinde durmasını cok cok onemsiyoruz. Bu cercevede Mustafa Cemiloğlu ile goruştum, diğer arkadaşlarla da goruştuk. Kırımlı kardeşlerimize siyasi, ekonomik, diplomatik ve kulturel alanlarda da her turlu desteği vereceğiz.
Ozellikle Herson'da atılacak adımları onemsiyoruz. Tabi bu adamlarla beraber daha sonra yine Sayın Başkanla oralarda ne gibi adımlar atabiliriz bunları da konuşacağız. Kırım konusunda AGİT Ukrayna Ozel Gozlem Misyonu onemli bir rol oynuyor. Bu misyonun başkanlığını 2014'ten bu yana hep Turk buyukelciler yurutuyor.
Ukrayna'nın toprak butunluğunu, siyasi birliğini ve istikrarını onemsiyor ve bu hassasiyetimizi Rus mevkidaşlarımıza da iletiyoruz.
[h=3]"FETO'NUN UKRAYNA'DAKİ 2 OKULUNUN DEVRİ İCİN RİCADA BULUNDUM"[/h] FETO ile mucadele konusunda Ukrayna 2018'de iki kişiyi ulkemize sınır dışı etmişti fakat burada hala iki tane okulları var. Bunların Maarif Vakfına devri icin kendilerine ozellikle ricada bulundum. Hatta 'Sizin Milli Eğitim Bakanlığınızla beraber de bu calışmayı surdurebilirler' dedik. Necip Hablemitoğlu'nun katil zanlısı Nuri Gokhan Bozkır'ın iadesi icin de girişimlerimiz suruyor. Bunu kendisinden ozellikle istedim. Dedim ki 'Bizim icin cok ama cok ileri derecede onemli. Şu anda iltica ile ilgili de girişimleri olmuş. Dolayısıyla burada bir yanlışa duşup de buna boyle bir kapıyı da acacak olursanız, bu aramızdaki ilişkileri de sıkıntıya sokabilir.
[h=3]"76 CİVARINDA REJİM MENSUBUNU ETKİSİZ HALE GETİRDİK"[/h] Dun İdlib'de 7 askerimiz ve bir sivil gorevli şehit oldu. Bu İdlib mutabakatının acık bir ihlalidir. Rejim icin tabi ki bunun sonucları da olacaktır. Dun derhal karşılık verdik ve "Bundan sonra gereği neyse yapılacak" dedik. Bu attığımız adımın ardından da orada 76 civarında rejim mensubunu etkisiz hale getirdik. Bunların buyuk bir kısmı olmuş durumda, belli bir kısmı yaralı. Fakat Rus tarafına da bunun butun bilgilerini de koordinatları ile birlikte arkadaşlarımız verdiler.
Başta Milli Savunma Bakanımız olmak uzere Genelkurmay Başkanımız, Kuvvet Komutanlarımız yaralı askerlerimizi hastanelerde ziyaretlerini yaptılar.
[h=3]"SOMUT ADIMLAR GORMEK İSTİYORUZ"[/h] Askeri gozlem noktalarımız tabi ki orada hayati rol oynuyor ve yerlerinde kalacaklar. Gerekli tahkimatlar da bunun icin yapılıyor. İdlib'de yeni bir savaşa, sivil katliamına ve goc dalgasına musaade edemeyeceğimizi de onlara bildirdik. Bugun de Dışişleri Bakanımız, Rus mevkidaşı Lavrov'la bir goruşme yaptı. Hem sahada hem de masada gerekli adımları atıyoruz. İdlib konusunda uluslararası toplumun da sorumluluk ustlenmesi gerekiyor. Turkiye'yi takdir etmek yeterli değil, biz somut adımlar da gormek istiyoruz. Hakikaten "Bu kadar insanı yediriyorsunuz, iciriyorsunuz, giydiriyorsunuz, sağlığıyla ilgileniyorsunuz. Turkiye cok buyuk işler yapıyor" gibi bizi takdir kelamları artık yetmiyor. İcraat istiyoruz. Aksi takdirde diğer adımları atma girişimine de başlayacağız.
[h=3]"LİBYA'DAKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"[/h] Libya'daki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Askeri komite toplantısı dun yapıldı, sonuclarını takip edeceğiz. Biz meşru Ulusal Mutabakat Hukumeti'nin yanında siyasi sureci desteklemeye devam edeceğiz. Bu bağlamda bugun Sayın Merkel'le bir telefon goruşmem olacak. Arkadaşlarımız da muhataplarıyla temas halindeler. Temenni ederim ki bu goruşmelerden de hayırlısıyla neticeleri alırız.
Soru: İdlib'de şehitlerimiz var ve operasyonlar da devam ediyor. Acaba bu operasyon da daha once yapılan uc operasyon gibi kapsamı, derinliği olan dorduncu bir operasyona donuşur mu? Gereğini yaparız derken neyi kastediyorsunuz? İkinci bir soru da Milli Savunma Bakanımız soz etmişti bir guvenli bolgeden. Guvenli bolge derken bunun bir sınırı cizilmiş mi?
Dun sabahki olayı muteakiben biz yola cıktık ve ardından arkadaşlarımız hemen adımları attılar ve havan topları ve fırtına obusleriyle tamamen alana girdiler ve kısa surede de netice almaya başladılar. Hatta SİHA'lar da devredeydi. 76 rejim unsuru etkisiz hale getirildi. Bunlar tabi tespit edilenler. Milli Savunma Bakanımız tespit edilemeyenlerin de olduğunu soyledi. Bunlar daha cok telsiz konuşmalarıyla tespit ediliyor. "Şu kadar kişi kaybettik" filan diyorlar. Bir telsizden farklı bir rakam, bir telsizden daha farklı bir rakam gelebiliyor. Onun icin telsiz takibinde aldığımız bu tur rakamlarla şu anda bize ulaşanlar bunlar. Bu sureci tabi devam ettireceğiz.
Cunku Suriye şu anda İdlib'deki o masum, mahzun insanları sınırlarımıza doğru surerek orada alan kazanmaya calışıyor. Biz de Suriye'ye burada alan kazanma fırsatı vermeyeceğiz, cunku şu anda bu bizim yukumuzu artırıyor. Şu anda zaten bizim sınırlarımızda yoğun bir calışma var ve biz sınırlarımızdan 30 ila 40 kilometre Suriye icinde ileri gidiyoruz ve oralara da briket barınaklar yapıyoruz. Şimdi ona başladık. Bu briket barınak konusunda da yoğun bir calışma devam ediyor. Cunku cadır kentlerle filan bu işi cozmemiz mumkun değil. Kış mevsimindeyiz, cadır kentlerde o insanların yaşam koşullarının ne olacağını duşunun. Biz "Konforunu biraz daha ileri goturelim, 25-30 metrekarelik briket barınakları yapalım" dedik ve inşaat şu anda hızla devam ediyor. Hatta konuyu Sayın Merkel'e de actım. Merkel de destek sozu verdi.Oradan gelecek desteği de burada suratle kullanarak ilk etapta hic olmazsa 25 bin civarında briket barınak yapalım istiyoruz. Bununla orada onlar icin guvenli bir bolge tesis edelim istedik. Şu anda yapılan calışma bu ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Burada tabi Suriyeli kardeşlerimizi de eleman olarak değerlendirip calıştırıyoruz ve inşaatlar da orada devam ediyor.
Soru: Adı olan, yani Barış Pınarı gibi kapsamlı bir operasyon duşunuyor musunuz, onu merak ediyorum?
İdlib operasyonunun bu şimdi ilk ayağı. Bunu biliyorsunuz cuma gunu soyledim. Şimdi bu operasyon yapıldı ama bunlar demek ki şaka yaptığımızı zannediyorlar ama bugun yapılan operasyonların bunlara ciddi bir ders olduğu kanaatindeyim ama durmayacağız aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz.
Soru: Tabi ki bu şehit haberleri hepimizin yureğini yakıyor ve İdlib'de verilen sozler tutulmadı. Rusya ile bu manada bir gerginlik yaşıyoruz ama bir taraftan da şoyle bir durum var. Mevcut iş birliği ve S400 alımı konusunda da yaptırımlar soz konusu. Bu noktada Rusya'ya bir mesaj vermek ister misiniz? Ne soylemek istersiniz?
Bizim Rusya ile şu aşamada bir catışma ya da bir ciddi celişki icerisine girmemize gerek yok. Bunu niye soyluyorum? Biliyorsunuz bizim şu anda Rusya ile cok ciddi stratejik girişimlerimiz var. Bunlardan bir tanesi, ozellikle de cok kararlı şekilde başlattığımız nukleerenerji meselemizdir ve rakam orada cok cok ciddidir. Şu anda onun inşa sureci devam ediyor. 300'un uzerinde muhendisimiz Rusya'da yetiştirildi ve bunlar yetiştikce de gelip burada calışmaya devam ediyorlar. Bu bir defa onemli.
İkincisi, Turk Akım Projesi de cok buyuk onem arz ediyor ve oradan malum Avrupa'ya geciş var. Bir diğer adım, şu anda doğalgazımızı, bildiğiniz gibi cok ciddi bir oranda Rusya'dan alıyoruz. Bu da bizim icin onemi ifade ediyor, cunku stratejik bir yatırım.
Şu anda Rusya ile aramızda bir diğer onemli adım da S400 konusu. Bizim S400'den geri adım atmamız diye bir şey soz konusu değil. Toplam ticaret hacmimize baktığımız zaman da şu an diyebilirim ki belki en duşuk rakamdayız ama yine 20 ila 25 milyar dolar arasında bir ticaret hacmi gorunuyor. Bu yıl temennimiz o ki inşallah cok daha fazla olacaktır.
Tabi Rusya ile turizm noktasındaki ilişkilerimiz de iyi bir noktada. Malum, birinci sırada Rusya. Almanya ikinci sıraya duştu. Bunlar bizim icin onem arz ediyor. Bu bakımdan bunları biz gormemezlikten gelemeyiz. Onun icin de tabi her şeyi oturacağız konuşacağız. Ofke ile değil… Cunku ofke ile kalkan zararla oturur. Ama tabi nerede ofke, nerede zarar bunların da tespitini yapmak, istişare ile kararını vermek onem arz ediyor. Şu anda durum bu.
Soru: İdlib konusundan devam etmek istiyorum. Bu sıcak gelişmelerden sonra Avrupa ulkelerinden, ABD'den bir temasımız oldu mu? Cunku multeciler konusunda hem Avrupa hem ABD'den daha yakın bir zamanda Turkiye'ye destek mesajları gelmişti. İdlib'le ilgili bir yakın temasınız oldu mu, beklentiniz nedir?
Bu son gelişmelerle ilgili bunlardan bize gelen bir destek beyanı yok ama ne zaman bunlarla bir araya gelsek hepsi "İdlib'de ne oluyor?" diye soruyorlar. Biz de ne olduğunu kendilerine anlatıyoruz. Ama desteğe gelince, bunlardan herhangi bir destek olmadığı gibi, bir defa bize 2014 itibarıyla verdikleri sozu yerine getirmediler. 3+3 milyar avro bize destek vereceklerdi. Onun ilk 3 milyar avroluk kısmını bile tamamlamadılar. Şu anda ikinci 3 milyar avroyu yeni başkana da soyledik. O da yine "Baktık, calışıyoruz, goruşuyoruz, şudur budur" gibi laflar ediyor. Oradan da bir şeyler geleceğine ihtimal vermiyorum. Bu konularda Amerika, Avrupa Birliği bunların birbirinden farkı yok. Zaten bunlar tek millettir biliyorsunuz.
Soru: Bir başka tartışma konusu da Libya. Konuşmanızda siz de bahsettiniz. Merkel ile bir goruşmeniz olacak. Gectiğimiz hafta Fransa, Turkiye'yi bu ambargoyu ihlal etmekle sucladı. Almanya da "Bu ihlallerden endişeliyiz, rahatsız" dedi. Bu suclamalara ne cevap vereceksiniz?
Biz de endişelerimizi soyleyeceğiz. Onların yaklaşımlarından biz cok fazlasıyla endişeliyiz. Cunku bunlar teroristlerle iş birliği yapıyor. Başta Makron, zaman zaman Sayın Merkel'e soylediğimiz halde aynen o da devam ediyor. Sarraj'ın meşru olduğunu kabul ediyorlar. Sarraj'ın meşru olduğunu kabul ettikleri halde Sarraj'a değil, gayrimeşru olan Hafter'e destek veriyorlar. Mesela adam Moskova'dan kactı. Berlin'de otel odasına saklandı. Ama buna rağmen yine onlar Hafter'i savundular, ardından yine davet ettiler. Şimdi işte en son geleceğine dair soz vermiş. Son goruşmelerin durumunu ele alacağız ama maalesef bunlar samimi davranmıyorlar. Biz bu noktada cok doğru bir cizgide olduğumuza inanıyoruz ve şu anda da orada ibre inanıyorum ki lehe donuyor. Cunku her gecen an orada lehte gelişmeler var. Şu anda ozellikle bu askeri goruşme noktasında Birleşmiş Milletler temsilcisinin devreye girmesi ile alakalı bazı adımlar var. Biz de onları takip ediyoruz ama bunlar guven veriyor mu derseniz, şahsen bana hic guven vermiyor.
Soru: Trump'ın sozde "Orta Doğu barış planına" dair bir acıklamanız olmuştu; "Eğer biz Kudus'u koruyamazsak kem gozlerin Kabe'ye cevrilmesi ne engel olamayız" şeklinde. Bu acıklama ile beraber Arap dunyasından, İslam dunyasından daha kararlı, daha net bir goruş bekliyor musunuz?
Biliyorsunuz bizim acıklamalarımızdan sonra Arap Ligi de muspet bir acıklama yaptı. Bugun (dun) de Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bir toplantısı vardı. Oraya Dışişleri Bakanımız Mevlut Bey'i gonderdik. İslam İşbirliği Teşkilatı da bu planı reddettiğini duyurdu. Bu iyi bir gelişme.
Mahmut Abbas'la da cuma gunu bir goruşmem olmuştu. Onu da kararlı gormuştum. "Bu goruşmeden sonra Amerika'ya gideceğim, orada goruşeceğim" demişti. Ardından cumartesi gunu İsmail Haniye ile bir goruşme yapıldı ve onları orada cok kararlı gordum. Yani hepsinde adeta "Kudus'u vermeyiz; bu baş bu bedenden kopmadıkca Kudus elden gitmez" diyecek kadar oyle bir kararlılıkları var. Tabi bunları gorunce duygulanıyoruz. Ecdadımız bunun guzel orneklerini vermiş zaten. İnşallah biz de uzerimize duşeni sonuna kadar yapacağız. Zaten Trump ile Netanyahu'nun gibi bir araya gelerek yapmış oldukları gosteri bir netice tevdi etmiyor. Bundan bir şey cıkmaz. Oraya kippalıları toplamışlar, 3-4 tane de malum Arap buyukelcisi, o kadar… Bu bir uluslararası anlaşmanın sonucu değil. Onun icin de biz goruştuğumuz butun liderlere durumu anlatıyoruz. Zaten Avrupa Birliği'nin kararı belli bu konu ile ilgili. Batılı bazı farklı ulkelerle de yaptığımız goruşmelerde aldığımız cevaplar hemen hemen hep olumlu.
Soru: Suud Kralının tavrı nasıl?
Suud Kralını doğrusu daha aramadım. İslam İşbirliği Teşkilatının donem başkanı onlar olduğu icin oradan olumlu netice cıktığına gore, muspet.
Soru: İc politikadan da soru sormak istiyorum. İstanbul Buyukşehir Belediyesi'nin Genel Sekreter Yardımcısı Meltem Şişli'nin İSMEK'teki kadın calışanlara yonelik sozleri infial yarattı. Beş gundur Turkiye bunu konuştu. Bekar calışan kadınları itfaiyecilerle tanıştırmak gibi bir teklifte bulundu. Başortulu calışan kadınların da ter koktuğu şeklinde ifadeleri oldu. Ekrem İmamoğlu'ndan bir acıklama yoktu. Kendisinin bir inceleme başlattığı duyuruldu ama "şunu yaptım bunu yaptım" diye bir değerlendirmesi olmadı. Siz ne diyorsunuz bu konuda?
Ben İstanbul Buyukşehir Belediye Başkanına cevap verecek kadar derece kaybına uğramadım. Hele hele bir bayana yapılan sataşmaya en guzel cevabı sizin vermeniz lazım.
Soru: Ben yazımda cevap verdim.
Tamam işte, diğer bayan arkadaşların da vermesi lazım.
Soru: Elazığ'da meydana gelen deprem sonrası ekipler, gonullu kuruluşlar muhteşem bir iş başardılar. Fakat o kurtarma harekatı yapılırken bile CHP buradan bir siyaset devşirmeye gayreti icine girdi. Enkaz altındaki insanların bilincli bir şekilde cıkartılmadığı, bazı koylere ayrım yapılarak yardım goturulmediği soylendi. Siz sadece orada can kurtarmaya odaklandığınız icin bu tur siyasi değerlendirmelere girmediniz. Ancak uzerinden zaman gecti. Bu tur anlarda bile siyaset devşirilmesine ne soylersiniz?
Tabi bu fakir cok deprem yaşadı. Bir defa, İcişleri Bakanı Suleyman Bey kardeşimiz o Alevi o koylerle ilgili oraya gidip gezdiklerinde, bana donuşunde telefon etti ve dedi ki "soylenildiği gibi değil." Buradaki Alevi kardeşlerimiz bizim calışmalarımızı takdirle karşıladılar ve teşekkur ettiler. Ama maalesef birileri de kendilerine gore tezvirat yaparak netice almaya calışıyor.
Şimdi hepiniz Sakarya depremini, Duzce'yi, Bolu'yu, bunları yaşadınız. O donemde netice alamadılar. Bırakın netice almayı, toplanan paraları memurlara maaş olarak dağıttılar. Gercek ortada. Biz ise bunları yaşadık 17-18 senede. Van'ı yaşadık. Van'da bizim depremde harcadığımız rakam -eski rakamla soyluyorum- 19 katrilyon. Biz her ikisinde de gecesinde oradaydık. Kutahya Simav'ı yaşadık, aynı şey. Kaldı ki Sakarya, Kocaeli, Duzce onlar bize aynı zamanda cok ciddi kalıntı oldu. Biz oraları da tamamladık. Konutları vesaire daha sonra biz tamamladık ve butun bunlarla beraber hicbir zaman bunu istismar da etmedik.
Niye? Devlet olarak bu herkesin başına gelebilir. Deprem sipariş uzeri olmuyor ama geldi. Geldikten sonra da sen devlet olarak ne yaptın, ne yapıyorsun, bunun hesabını millete vereceksin. Şu anda biz mesela yoğun bir şekilde Elazığ'da, Malatya'da zemin etutleri yapıyoruz. Bana gerek Suleyman Bey, gerekse Murat Bey cok ağır bir fatura cıkardılar. Ağır hasarlı rakam 10 binin uzerinde. Şimdi diyebilir misin "hayır biz bunu yapmayacağız?" Hem yapacaksın hem de daha iyisini yapacaksın. Cunku burada bir taraftan zemin etutlerini yapman lazım. Ondan sonra belki bazı yerlerde zemin cok cok yumuşaksa oralarda fore kazık sistemine gireceksin. Sonra şimdiki gibi kalkıp da yani zemin+4,zemin+5, zemin+6 orada yapamazsın. Aynen Sakarya'da yaptığımız gibi zemin+3. Cunku istiyoruz ki boyle bir felaket bir daha geldiğinde aynı sıkıntıları yaşamayalım. Cunku gelmeyecek iddiasında da bulunamazsınız.
Onun icin şu anda arkadaşlarımızın yoğun calışmaları var. Kırsal kesimde bile biz bunu daha once Karacabey'de yapmıştık. O zaman gorevde Faruk Bey idi. Bircok yerde tek katlı yapmıştık. Yani orada evlerin yanına hayvanlar icin ahırlar bile yapmıştık. Şimdi benzer modeli aynı şekilde buradaki kırsal kesimlerde de belki zemin artı yanına da ahırı olacak şekilde konutlar yapabiliriz. Cevre ve Şehircilik Bakanlığımız şu anda hem plan hem proje calışmalarını yapıyor. Onların hazırlıklarını dinledikten sonra "ya Allah bismillah" deyip başlayacağız.
Soru: Siz bir acıklama yaptınız ama başka yerlere cekildi deprem vergileriyle ilgili?
"Bunlar ne icin verilmişse, verildiği yere harcanacaktır" dedik. Nitekim biz bu konularda en ufak bir suiistimale gidemeyiz. Gecmişten bu yana da bunlar hangi amacla verilmişse aynen o amaca yonelik olarak kullanılmıştır. Asla bu konularda bir israfa, suiistimale gitmek soz konusu değildir. Bunun inceliğini biz onlardan daha iyi biliriz. Cunku biz helal haramı da iyi biliriz, nasıl bir kul hakkı olduğunu da iyi biliriz.
Soru: Koronavirus ile ilgili tedbirler neler olacak?Bundan sonra bu tur salgın hastalıklara karşı Turkiye'nin tedbirleri neler olacak? Sizin viruse/viruslere karşı ozel bir onleminiz var mı?
Biz ilk işimiz olarak dedik ki bu kadar insan Cin'de sıkıntıyı yaşıyor, orada bizim vatandaşlarımız da var, onları bir defa kurtaralım. Şimdi arkadaşlarıma dedim ki "Biz 20 yıl once boyle bir ucağı Cin'e gonderebilir miydik? Veya boyle bir ucağımız var mıydı?" Şimdi ise hamdolsun bu ucağı tamamen hastane haline donuşturduk, icine yataklar yerleştirdik. Oksijen, serum vesaire her şeyi sağlık ekipleri ucağa yuklediler ve doktorlar, hemşireler Cin'e gittiler. Şu anda da Ankara'da bunlara komple bir hastaneyi tahsis ettik. Bu hastanede her biri bir odada yalnız yatıyor. Bunların yanında da 7 Azeri, 3 Gurcu, bir de Arnavut getirdik. Şimdi tabi dunyada ses getirdi; "Turkiye boyle bir durumda bakın ne yaptı" diyorlar. Ama bizde de malum cevreler yine aynı durumdalar maalesef.
Ama benim bir tavsiyem var. Tabi bunu sağlıkcılar da soyluyor. Yine de uşutmeyin. Aman ateşe falan dikkat edin. Tabi bunlar belirtileri. Hepsinden ote kendinize guvenin. Gıdalarınıza dikkat edin. Bizim ozel bazı tedbirimiz var mı derseniz, oyle bir tedbir inanın yok. Vucudu guclu tutacağız. Bizim bazı arkadaşlar sağ olsunlar ara sıra dut pekmezi gonderirler. Ben her sabah bir kaşık dut pekmezi alırım. Cunku kan yapar. Ağırlıklı olarak Erzurum'dan.
Soru: Cin'den getirdiği yolcular icin Almanya yolcularından para almış?
Avustralya da almış ama biz almadık.
Soru: Dunku resmi ziyaretinizde toren kıtasını selamlıyorken kullandığınız Ukraynaca ifadenin Rus basınında infial yarattığı, başka birtakım siyasi mesajlar verdiği iddia ediliyor. Bunun Ukrayna'nın 2. Dunya Savaşı sırasında Sovyet Rusya'sından kopmaya calışan taraflara ait olduğu iddia ediliyor.
Bir kere bu Ukrayna'nın resmi selamlaması. Ukrayna ozgur bir ulke değil mi? Ukrayna'ya her gelen devlet başkanı bu ifadeyi kullanır. Bize gelenler nasıl "Merhaba Asker" diyor? Bu da boyle bir şey. Ayrıca bir infial de gormedik biz.
Soru: Hablemitoğlu'nun katil zanlısını guclu olarak istedik dediniz. Nasıl bir karşılık aldınız?
Şu anda kendisine belgeleri de verdik. Olumlu bir cevap alacağımıza inanıyorum. Adalet Bakanlığımız bunu takip edecektir.
Soru: Putin ile bir goruşme yapacaktınız? Takvimi belli oldu mu?
Bugun arayabilirim.
[h=4]Haber Videosu[/h]: Son dakika: Erdoğan: Rusya ile bir catışma ya da ciddi celişki icerisine girmemize gerek yok
Son dakika: Erdoğan: Rusya ile bir catışma ya da ciddi celişki icerisine girmemize ge
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Son dakika: Erdoğan: Rusya ile bir catışma ya da ciddi celişki icerisine girmemize ge