Esirgeyen ve Bağışlayan Hayy Ve Kayyum Olan ALLAH'ın Adıyla ;
Ne Zaman Okusam Tuylerim diken diken gozlerim yaş yaş olur...
SEN YOKTUN
Sen yoktun...
Hz Âdem’deydi nurun
Once cenneti,
Sonra yeryuzunu şereflendirdin.
Âdem nuruna affedildi
Arafat bu affa şÃ‚hitti
Sen yoktun
Nuh’un gemisindeydi Nurun...
Dalgalar yeryuzunu boğarken
Taprağın bağrındaki su
Gokyuzuyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
Tûfan, nurunu selamladı edeple...
Sen yoktun...
Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
İbrahimî bir dua yukseldi kimsesiz collerden
“Rabbimiz” dedi,
“Onlara kendi iclerinden
Senin ayetlerini okuyacak
Kitap ve hikmeti oğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elci gonder,
Amin dedi on sekiz bin Âlem
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
Amin dedi İsmail.
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.
Sen yoktun...
Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
Artık ben sizinle cok soyleşmem, dedi havarilerine..
Cunku bu Âlemin reisi geliyor...
Bekleyin Ahmed geliyor.
Kainata rahmet geliyor.
Havarilerin yuzunu okşayan,
Oluleri dirilten bir nefes oldun
Ama sen yoktun...
Sen yoktun SultÂnım,
Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
Başı eğik gezerdi mazlum
Kuteyle goklerden seni sorardı
Varaka seni arardı semada
Anneler kız cocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
Ağlayarak suslediler olume...
Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
Sen yokken,
Canlı canlı toprağa gomulmenin adıydı dayıya gitmek.
Anne yureğinin cıldırtan caresizliğiydi.
Ve yavrusunun olume gidişini seyretmesiydi...
En son cocuk atılırken cukura
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
Ve tebessum ederek hira nur dağını gosterdi.
Melekler susluyordu hirÂyı.
Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
Efendisine hazırlanıyordu mekke.
Âlem Efendisine hazırlanıyordu
Kainatın gozu Hz. Aminedeydi.
Toprak yalvarıyordu rabbine,
Allahım gonder artık diyordu.
Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gozleri semada
Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yuzune...
Onunde cebrail!
Ardında yalın kılıc melekler!
Bir inişin vardı yer yuzune...
Yetimler en huzurlu geceyi gecirdi belki de
Oksuzler annelerine sarıldı doya doya.
Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
Herşey sus pus olmuştu.
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu.
Ve bir ses yukseldi Âmine’nin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
Muhammed!
Melekler optu o nurdan ellerini.
Muhammed!
Seni yaratan Allah’a kurbÂnız ey durri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız
Artık sen vardın
Susuz topraklara rahmet indi seninle
Annenden sonra anne halime sevindi seninle
Yağmura mı ihtiyac var?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah.
Sonra tut ağacın yaprağını,
Koklerini cıkarttırıp yanında yurutsun Allah.
Yeterki sen iste,
Sen iste yarasulallah
Deki ben kimim?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz cocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulullah desin.
Sen vardın
Bedir kÂrdı,
Uhut dardı
Hendek yÂrdı.
Yiğitlerin vardı.
Olmek icin yarışan yiğitler...
Hele bir enesin vardı senin.
Enes bin malik...
Uhut’ta olduğunu duyunca arkadaşlarına,
Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
Onlar da
“Allah’ın Rasulu oldurulmuş deyince
Enes kukremiş:
“ Peki o oldukten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kalkın ve O’nun gibi olun! Demişti.
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit duşmuştu.
Hem de ne şehit ey nebi!
Vucudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...
Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
Uhut’ta sancağını taşıyan.
Oyle bir aşkla sana bağlıydı ki
Allah o gun melekleri Musab’ın suretinde indirdi.
Ebu hureyren vardı...
Acıkınca mescidin onunde durur sana bakardı.
Sen anlardın,
Ya EbÂhir gel! Derdin.
Ve sen gittin...
Bir gidişle gittin
Ardında huznun kaldı.
Hasretin kaldı goklerde.
Bilal ezan okuyamaz oldu
Ne zaman teşebbus etse
Muhammed rasulullah demeye
Dizleri ustune coker, kendinden gecerdi.
Sonra gunler ay,
Aylar yıl oldu.
Ve asırlar oldu
Sensizliğe actık gozlerimizi.
Ama sen bırakmazsın bizi.
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile olmezken
Sana nasıl yok deriz.
Ebutalip şama giderken devesinin onune gecip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
Ne anam var ne babam...
Ebutalip bırakmamıştı bu yuzden .
Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ummetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların icindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
Bırakma bizi!
Hayatı seninle oğretti Rahman.
Kulluğu seninle tanıdık.
Duayı senden oğrendik sevgili!
Hz Omer umre icin senden izin isteyince,
“Kardeşcik” dedin ona,
Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
Bizler Omer değiliz ama
Butun dualarımız senin icin
Ey Rabbimiz!
Rasulunu anışımızdan haberdar et!
O’na binler salat, binler selam!
Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
O’na vesileyi lutfet.
O’nu refik-i ÂlÂya yukselt
Bizi de affet
O’nun hatrına affet
Zatının hatrına Affet.
DURSUN ALİ ERZİNCANLI (ALLAH ondan Razı olsun)
__________________
Sen Yoktun
Dini Bilgiler0 Mesaj
●33 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Sen Yoktun