Kibir, kendisini başkasından ustun gormektir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Kibir, hakka, razı olmamak ve insanları kucuk gormektir.) [Muslim]

Fudayl bin Iyad hazretleri, (Tevazu, ister cahilden, ister cocuktan duyulsa da hakkı tereddutsuz kabul etmektir) buyuruyor. Kabul edemeyen kibirlidir. Kibirli, kendini başkasından ustun gormekle, kalbi rahat eder. Burada başkasını duşunmez. Kendini ve ibadetlerini beğenir.

Kibir, kotu huydur, haramdır. Allahu teÂlÂyı unutmanın alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz. Kibirli değilim diyen, kibirlidir. Kibir her iyiliğe engeldir, her kotuluğun anahtarıdır.

İki Âyet-i kerime meali şoyledir:
(Cehennem, kibirliler icin ne cirkin ve ne kotu bir yerdir.) [Nahl 29]

(Allah, kibredenleri sevmez.) [Nahl 23]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(En şerliniz, katı kalbli ve kibirli olandır.) [İ. Ahmed]

(Kibirli, ahirette Allahu teÂlÂyı gazaplı bulur.) [Buhari]

(Allahu teÂlÂ, kibirliyi alcaltır, tevazu sahibini yukseltir.) [Taberani]

(Kibirli, Cehennemin en derin ve azabı en şiddetli olan Bolis cukuruna atılır.) [İ. Ahlakı]

(Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez.) [Muslim]

(Yiyin, icin, giyinin ve sadaka verin, fakat israftan ve kibirden sakının.) [İbni Mace]

(Hazret-i Nuh, olurken cocuklarına, “Şirk ile kibirden cok sakının” buyurdu.) [Hakim]

(Kibir, İblisi Hazret-i Âdem’e doğru secde ettirmemiştir.) [İ. Asakir]

(Kibirliler kıyamette zerre gibi ayak altında kalır. Herkes onları ciğner.) [Tirmizi]

(Allahu teÂlÂnın buğzettiği uc kimse: ZÂni ihtiyar, kibirli fakir ve zalim lider.) [Tirmizi, Nesai]

(Kibir, her guzelliğin, [her iyiliğin, her nimetin] Âfetidir.) [Deylemi]

(Kibirli fakire şiddetli azap vardır.) [Muslim]

(Cehennem, kibirsiz olan muslumana haram olur.) [Beyheki]

(Kendisine el pence divan durulmasını isteyen Cehenneme hazırlansın!) [İ. Ahmed]

(Kibir, hıyanet ve borctan temiz olarak olenin gideceği yer Cennettir.) [Nesai]

(Allahu teÂl buyurdu ki: Kibriya ve azamet bana mahsustur. Bu ikisinde bana ortak olanı hic acımadan Cehenneme atarım.) [Muslim]

Kibir, diğer gunahlardan nicin daha buyuktur? Cunku kibir, yani buyukluk ancak Allahu teÂlÂya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kolenin hukumdarın tacını başına gecirerek onun tahtında oturup hukmetmesine benzer. Hukumdarın bir emrini yapmayarak suc işlemekle, hukumdarlığına sahip cıkmak arasında elbette buyuk fark vardır. İşte kibirlenmek, Allah’ın emrini yapmamak gibi bir suc değil, bizzat ilah olmak gibi buyuk suc oluyor.

Bu sucun biraz daha aşağısı ilahlığa ortak olmaktır. Hukumdarın maiyetine hakaret eden, onlara ustunluk taslayan ve onları kendi idaresine almak isteyen kimse, bir noktada hukumdara ortak olmuş sayılır. Her ne kadar bunun tahtına oturmak gibi değilse de ona yakındır. Butun yaratıklar, Allahu teÂlÂnın kullarıdır. Bunlar uzerinde buyukluk, hakimiyet, yalnız Ona mahsustur. İnsanlara bu şekilde kibirlenen, Allahu teÂlÂya ortak olmuş sayılır.

Aklı olan, kendini ve Rabbini tanıyan, hic kibredebilir mi? İnsan aşağılığını, acizliğini, Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir. Bunun icin her an her yerde aczini gostermesi, tevazu uzere bulunması gerekir. Buyuklenerek ben demek feyz ve bereketi keser.

Hazret-i Ebu Bekir buyuruyor ki:
Kibirden sakının. Topraktan yaratılıp, yine toprağa donecek olan bir varlığın kibirlenmesi, bugun var, yarın yok olan bir varlığın kendini beğenmesi ne kadar anlamsızdır.

Kibirli hakkı kabul etmez
Asıl duşman icerdedir, bu da nefsimizdir. En buyuk duşman, insanın nefsidir. Nefsinin arzularına tÂbi olanın, Allahu teÂlÂya kul olması zordur. Nefs daima kotu şeyleri ister. Haram işlemek nefse esir olmayı gosterir. Nefs, butun iyiliklerden suzulmuş, sadece butun kotuluklerin bulunduğu en ahmak yaratıktır. Nefs bir kotuluk deposudur. Kendini iyi zanneder, halbuki super cahildir. Her istediği aleyhinedir. Gıdası haramlardır. Asıl arzusu ilah olmaktır.

Tatmin olmaz kotuluk yaptırmakla,
Rahat bulur kendine taptırmakla.

Buyuk kucuk herkeste nefs vardır. Hic kimse emir almak istemez. Kucuk diye, cocuk diye gecmemeli, onun gururu ile oynamamalı. Ankara’ya yeğenimi ziyarete gitmiştim. Yeğenimin 2-3 yaşlarındaki kızının ayakları cıplaktı. Bir ayağı betonda bir ayağı halının uzerindeydi. Ona, betona basma, oteki ayağını da halının ustune koy dedim. Sen bana ne karışıyorsun, ben kÂrımı zararımı bilmez miyim der gibi, bana ters ters baktı. Sonra hışımla, inatla halıdaki ayağını kaldırıp betondaki oteki ayağının yanına sertce koydu. Cocuk olduğu icin tepkisini gizleyemedi. Buyukler de aynen o tepkiyi gosteriyorlar, fakat ayıplanacağız diye tepkilerini belli etmemeye calışıyorlar. Bir arkadaş anlattı: Kime sabah namazına gel dediysem herkes bir mazeret buldu, inşallah geliriz diyen kimse cıkmadı. Kimisi, (Sen yatsıya gelmiyorsun biz de sabaha, sen once kendine bak. Hem biz evde coluk cocukla cemaat yapıyoruz) dedi.

Halbuki haklı bile olsalar, gecerli bir mazeretleri bulunsa bile, tepki gostermemeleri gerekirdi. Doğru soz kimden gelirse gelsin inat etmeden kabul etmek gerekirdi. Mazeretinden dolayı gelemiyorsa, (İnşallah) da denemez miydi? Nefs, kibir hepimizde mevcuttur. Bunu azaltmaya calışmamız lazımdır. Dinin her emrine uymakta ve yasak ettiği her şeyden kacmakta mutlaka nefsi kırma payı vardır. Buna riyazet ve mucahede denir. Riyazet, nefsin arzularını [haram ve mekruhları] yapmamaktır. Mucahede, nefsin istemediği şeyleri [ibadetleri] yapmak demektir.

Kibir, şirkin kardeşidir. Kibir taşıyan kafada, akıl bulunmaz. Nefsi aradan cekmeli, kendimizi beğenmemeliyiz, kendimizden iğrenmeliyiz, kendinden tiksinmeyen kurtulamaz.

Bir kimseye emri maruf yapınca, Allah’tan kork şunu yap, şunu yapma denince, eğer kabul etmezse o kişi nefsine mağlup olmuş demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’tan kork diyene, sen once kendine bak diyeni Allahu teÂl sevmez.) [Beyheki]

Hakkı, doğruyu kim soylerse soylesin kabul etmek gerekir. Doğru olan bir şeyi kabul etmemeye inat denir. İnat, karşımızdakini aşağı gormek, ondan nefret etmek, ona duşmanlık beslemek, haset etmek gibi sebeplerden ileri gelir. Hakkı, duşmanımız da soylese kabul etmeliyiz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kucuk, buyuk, iyi kotu veya hoşlanmadığın biri, hakkı soylerse, kabul et.) [Deylemi]

(Bilmediği bir hususta inat edene, inadından vazgecene kadar Allahu teÂl gazap eder.) [İ.Ebiddunya]

(Kibirli, hakkı kucuk gorur, inkÂr eder, insanlara hakaret gozu ile bakar.) [İ.Gazali]

(Muslumanı hakir gormek, kişiye kotuluk olarak yeter.) [Muslim]

(Kendini beğenen helak olur.) [Buhari]

Abdulkadir Geylani hazretleri de, (Kardeşinin yaptığı oğudu kabul et. Ona itiraz etme) buyurdu.



http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=4669
__________________