(İranlı bir cift, Mefatih'ul Cinan adlı dua kitabını okuyor)

Evliliğin Hedefi

Evlilik, gencin hayatında istiklÂlin başlangıcı ve hedefli bir hayat sayılır. Bu motivasyon, genci cabaya ve ciddiyete sevk eder. Diploma almak icin tahsil yapsın, iş ve gelir kazansın, ev kurup onu doşemek icin hazırlık yapsın, nihayet duğun yapsın. Bir iş bulup gelir kazanmak icin ustalık oğrensin ve evlensin. Lakin bizatihi evlilik de hedefsiz olmayacaktır. Evlilik, ozel bir oneme ve değere sahiptir ve insan icin kader tayin edici olacaktır. Evliliğin hedefini tanımak, dikkatli ve hesaplı bir şekilde bu işe girmek gerekmektedir.

Evliliğin her biri insanı motive edip harekete geciren sayısız yararları vardır. Orneğin, cinsel durtulerin ve şehvetin tatmini; hayata ceki duzen vermek, bağımsızlık kazanmak, cocuk sahibi olmakla neslin devamını sağlamak, ayrıca sırların paylaşılabileceği, munis, yardımcı ve şefkatli bir dosta ve hayat arkadaşına kavuşmak. Bunlardan her biri evliliğin sebepleri olabilir; lakin bunun başka sonuclarından da gafil olmamak gerekmektedir.

Ancak, şehvet durtusunun tatmini en buyuk rolu oynamakta ve diğer faydaların onune gecmektedir. İslÂm da butun bu sonucları ve faydaları teyit etmektedir. Hatta şehvet durtusunun tatmin edilmesini bile. İslÂm fıtrat dinidir ve onun hukumleri ve kuralları, insana ozgu yaratılışı temel almaktadır. İnsanın kendine ozgu yaratılışı, oyle bir şekildedir ki, doğal olarak evliliğe ve cinsel durtulerin tatminine ihtiyac duymaktadır. İslÂm bu doğal ihtiyacı yasaklamak bir yana onun meşru bir yolla tatmin edilmesini tekit etmektedir. Hatta bunu bir ibadet olarak saymaktadır. Fakat İslÂm insanı, secilmiş ve yuce bir varlık olarak tanımakta, onu sadece hayvanî isteklerini tatmin icin yaratılmış bir varlık olarak gormemektedir. Tersine, onu daha yuce bir hedef icin yani nefsini tezkiye edip guzelleştirmek, yetiştirip tekÂmul ettirmek ve Allah'a yakınlaşma yuce hedefine yoneltmek icin yaratılmış bir varlık olarak gormektedir. Ondan dunyaya bağlanmamasını, butun hareketlerinde, davranışlarında, duşuncesinde, hatta yiyip icmesinde ve evlenmesinde, bu yuce hedefi izlemekten gafil olmamasını istemektedir. Dunyayı Âhiretin tarlası olarak gormesini, her davranışında Âhiret hayatı icin bir azık hazırlamasını istemektedir.

Dindar ve imanlı bir insanın evlilikteki maksadı, hayvanî arzu ve hedeflerden daha yuce olacaktır. Takvadan ve Allah'a yakınlaşmadan yardım alan kutsal bir iş şeklinde olacaktır. Mumin insan, yuce Peygamberin sunnetine gore hareket etmek kastıyla evlenir, meşru bir yolla, cinsel durtulerini tatmin etmiş olur; kendini gunahtan ve sapkınlıktan korumuş olur. Hayırlı ve sÂlih cocuklar yetiştirerek, yeryuzunu tevhit kelimesini soyleyen seckin insanlarla guclendirir, kendisinden geriye sÂlihler bırakır. Sıcak aile yuvasında huzura ve sukûna kavuşmak icin evlenir. Huzurlu bir kalple işiyle meşgul olur. Sırat-ı mustakim cizgisindeki Allah'a doğru seyr u sulukta imanlı eşiyle birlikte hareket eder. Zira nefsin temizlenip guzelleştirilmesi ve şer'i gorevlerin yerine getirilmesi, yardımcıya ihtiyac duyan zor işlerdir. Bu konuda insana yardımcı olacak en iyi kişi, uyumlu ve dindar eştir. Onu guzel ve hayırlı farz ve mustehap işlere teşvik edip sapkınlıktan ve gunahtan koruyacak bir eş. Eşin ozel bir onemi bulunmaktadır.
Eğer iyi ve takvalı olursa, eşini iyiliğe ve saadete yoneltir. Eğer kotu olursa onu sapkınlığa ve cehenneme surukler. Bundan şupheniz varsa aşağıdaki ornekleri inceleyin.

KanaatkÂr olmayan, yukseklerden ucan, cahil, bencil, gosteriş meraklısı, musrif ve inatcı bir eş, eşini zulme, inatcılığa, insafsızlığa, pahalı satmaya, sahtekÂrlığa, gaspa, hırsızlığa, ruşvete, gayri meşru pazarlıklara zorlar. Boylesi bir eşle takvaya riayet etmek cok zor olacaktır. Fakat eğer insan, imanlı, akıllı, kanaatkÂr, hayırlı ve takvalı bir eşe sahip olursa, gorevini rahatlıkla yerine getirip zulumden, insafsızlıktan, sahtekÂrlıktan, pahalı satıştan, gasptan ve ruşvetten uzak duracaktır. Gucu yettiğince hayır işlerine katılacak, mahrumlara ve mustaz'aflara yardım edecektir; cunku eşi de bundan başka bir şey istememektedir ve bu davranışlar onunla tamamen uyum icerisindedir.

Diğer bir ornek: Gorevini yapmak, mucadele meydanında haktan yana, batıla karşı savaşmak isteyen mucahit bir insanı duşunun. Eğer imanlı ve bilincli bir eşe sahip olursa, mucadele meydanına katılır ve gonul rahatlığıyla savaşır. Zira eşi ona şoyle demektedir: Gorevini yap, senin yokluğunda evini, mallarını, cocuklarını korurum ve senin sağlığın ve zaferin icin dua ederim. Eğer sağ salim donersen, gelişini kutlarım, eğer yaralı ve hasta donersen, kucağımı acar sana bakarım. Eğer şahadet feyzine nÂil olursan, bu musibete sabreder, cocuklarına en iyi şekilde bakarım. Boylesi bir savaşcının nasıl bir rahat ve huzur icerisinde savaşabileceğini sizler tasavvur edebilirsiniz. Bunun tersine, eğer cahil, dar goruşlu, imanı zayıf ve bencil bir eşe sahip olursa, ya gorevini yapmaktan ve şahadet feyzine ulaşmaktan geri kalır ya da umitsiz, korkulu ve ıstırap icinde meydana gider.

Evet, iyi, dindar ve guzel ahlÂklı bir eş, Allah'ın en buyuk nimetlerinden biridir. Boylesi biri, nefsi temizleyip guzelleştirme, Allah'a doğru yucelme konusunda yardımcı olacaktır. Bu mesele, evliliğin en onemli hedeflerinden biri olmalıdır. Bu acıdan Emiru'l-Muminîn İmam Ali (a.s), zifaf gecesinin sabahında Hazret-i Zehra'nın hatırını soran Yuce Peygamber'e (s.a.a) cevaben şoyle demektedir:

"Zehra, Allah'a itaat icin en buyuk yardımdır."

Emiru'l-Muminîn Hz. Ali (a.s) bu kısa cumleyle, bir kadının değerini en guzel şekilde acıklamakta ve evliliğin hedefini ortaya koymaktadır. Maldan, guzellikten, ev bark sahibi olmaktan bahsetmemiş, tersine şoyle buyurmuştur: "Zehra, Allah'a itaat icin en buyuk yardımdır."

Alıntıdır. Kaynak kitap: Eş Secimi - İbrahim Emini
__________________