Peki ne oldu da o noktadan buraya gelindi? İci boşaltılmış şuursuz nesil kimlerin eseri?

Osmanlı atalarımız Kapılarında 2 tokmak bulunurdu. Biri daha kalın diğerine gore. Erkek biri geldiğinde, kalın olanı kullanır evin erkeği anlar acardı, kadın geldiğinde ince olanı kullanırdı, evin hanımı acmaya giderdi.

Osmanlı zamanındaki genc kızlar carşaflı oldukları halde bellerine yastık bağlarlardı. Yaşlı gozuksunlerde şevhet olmasın diye.

Şimdiyse onların torunları olan genclik, kafirlerin karşısında mayosuyla bikinisiyle o kafirleri etkileyip birinci olmaya calışıyor. Onlar ne o kızları ne de guzelliklerinden dolayı birinci yapıyorlar.

" Ey genc adam! bu dustur sana emanet olsun / Otelerden habersiz nizama lanet olsun." Ustad Necip Fazılın mısraları cınlıyor kulaklarımızda.

Son zamanlarda yaşananlara baktığımızda gencliğin bilinmeyen eller tarafından "otelerden habersiz" bir nizam uzere inşa edildiğini goruyoruz.

Kahrolmamak elde değil...

Olayların seyri gosteriyor ki bu neslin evlatları kendi elleri ile kendi sonlarını hazırlar oldu. AhlÂk ve maneviyattan uzak, ozendirilmiş carpık hayatlar uzere yetişiyor gencler.

Her gecen gun artan ifsad ve sapkınlığın onunde, suda suruklenen saman misali akıp gidiyor gencliğimiz…

Bizler ise gozumuzun onunde cereyan eden bu hadiseye dur diyemiyor yada hep susturuluyor, konuşturulmuyoruz.

Oysa boyle mi korunacaktı mukaddes emanet?

Canakkale´de şehit olanlar 18lik delikanlılar değil mi idi?

21. yuzyıl fitnesi bu kadar kolay yıkmamalı yeni bir dunyayı kuracak nesli. Tum dunyaya ornek olmuş bir ecdadın torunları bugun maalesef icki, kumar, uyuşturucu, kapkac kıskacında can cekişiyor.

Altın nesilden teneke nesile....

Boyle bir neslinin evlatlarının bu gun icine duştukleri hal gercekten yurekler dağlayacak bir hale gelmiştir.

Sefer sırasında bahcesinden gecmek zorunda kaldıkları bahce sahibinin hakkına girmemek icin ağaclara kese ile altın takan Yavuz´un askerleri bu gun mateessuf, insanları gasp eder hale geldi.

O nesilin genclerini sevinc ile karşılayan halk, bugunku genclikten korkar ve sokakta yuruyemez oldu.

Peki ne oldu da o noktadan buraya gelindi?

Bu sorunun cevabının maneviyatsızlık olduğu duşunulemez mi?

İci boşaltılmış şuursuz nesil kimlerin eseri?

İnsanda fıtraten olması gereken bir takım değerler vardır. Hakkı soylemek, merhamet etmek, vicdan sahibi olmak, adil olmak gibi… Lakin yaşananlar gosteriyor ki şimdiki toplum bahsettiğimiz erdemleri kaybetmiş, ya da birileri kaybettirmiş. Tahrip etmiş, ayarı ile oynamış ve işlemez hale getirmiş. Bazı eller bu ulke evlatlarının mayasını bozarken bir coğu da bunlara alkış tutmuş.

Modernizm, cağdaşlık gibi ne iduğu belli olmayan ici boş ve manasız kavramlar peşinde koşturulan genclik sonunda ne istediğini bilmeyen, maymun iştahlı ve şahsiyetsiz bir hal almış.

Bahsettiğimiz erdemlerin tutunma noktasıdır şahsiyet... Tam merkezde, imanın icinde imanla kendini bulan insanın asıl ve asli kimliğidir.

Eğer o olmazsa diğerleri koskocaman bir sıfırdır.

Eğer o olmazsa kotuluklerin onunde duracak kimse yok demektir ne vicdan işler o vakit nede merhamet…

Gelinen nokta da bu durumun ispatı icin yeterli değil mi?

Butun bu yaşanan urkutucu tablonun tek bir sebebi vardır; o da şek ve şuphesiz maneviyatsızlıktır.

Yuzde 99unun Musluman olduğu iddia edilen bu ulkede cocuklar on iki yaşından once din eğitimi alamazken ve okullarda verilen din dersleri zaten yetersiz iken bu dersler hala birilerini rahatsız ediyorsa başka ne beklenebilirdi ki?

Nasıl susuz kalan ağac kurursa maneviyatsız gencte adeta kurur ve dunyaya nicin gonderildiğini unutur.

Toplumun en hareketli ve dinamik yapısı olan genclik hedef kitle olmasından ve kolay yonlendirilmesinden dolayı her turlu manipulasyona acıktır. Maalesef bugun gencler Modernizm diye yutturulan yoz ve boş bir yaşam tarzı girdabında oğutulmektedir.

Son soz olarak;

Mahkeme-i Kubrada “Gencliğini nerede harcadın?” sorusuna en guzel şekilde cevap verebilmek icin Ustad Bediuzzamanın şu sozu ne kadar yerindedir:

"En hayırlı genc odur ki ihtiyar gibi olumu duşunup ahiretine calışarak genclik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır."

Ustad Necip Fazıl ortuler icinden cıkıp, Batı taklitciliğiyle acılıp sacılan ve icki icip hayvanca bağırmayı modernlik davası olarak algılayan genclere şoyle diyordu:

"Eğer dava sizin elli yılda aldığınız hızı devam ettirmekse yarım asır sonra torunlarınız ya onlerine bir yaprak bile takmadan gezecekler yahut yureklerine bir utanc yıldırımı duşecek de ışık sızmaz cuvallar icine girecekler…"

ALINTIDIR


__________________