Evlenen kimse dininin yarısını koruma altına almıştır; diğer yarısı icin de yuce Allah’tan korksun.” Hadis: HÂkim, Mustedrek, 2/161; TaberÂnî, el-Evsat, nr. 7643; Beyhakî, Şuabu’l-İmÂn, nr. 5486.
EVLİLİK NEDİR?
Evlilik yuce Allah’ın emridir. Evlilik, ilÂhî emre uyup yuva kurmaktır. Yuva, insanlık cemiyetinin temelidir. Evlilik, bu temeli Allah’ın adıyla atmak ve insanlık şerefine uygun bir bina yapmaktır.
Dunyada insanlık hayatı yuva uzerine kurulmuş ve aile duzenine gore şekillendirilmiştir. Butun dinlerde aile yuvası temel birimdir; insanlık binasının esasıdır. Aile olmadan, nesep korunmadan din yaşanamaz, hukuk uygulanamaz, hayatın bir mÂnası olmaz. Bunun icin şu beş husus butun dinlerin ortak hedefi olmuştur:
1. Canı korumak.
2. Aklı korumak.
3. Namusu ve aileyi korumak.
4. Nesli korumak.
5. Malı korumak.
İlk yuva cennette kurulmuştur. Hz. Âdem (a.s) ile Hz. Havva validemizin evlilikleri cennette olmuştur. Bu sebeple Allah icin yapılan evlilikte, cennetten bir tat vardır.
Evlilik, dunyada cennetin bir numunesini yaşamak ve bir derece cennet hayatının tadını tatmaktır. Cennete girildiğinde yuvasız ve yalnız hic kimse kalmayacak, herkes bir aile ortamında yaşayacaktır.
Yuce Allah kullarına evlenmeyi emretmiştir. Cunku erkek ve kadın fıtratı buna gore yaratılmıştır. Kulluk, fıtrata uyarak yapılınca guzel ve tamam olur. Yoksa din noksan yaşanır. Din noksan yaşanınca insan da noksan kalır. KÂmil olmak icin evlenmek, yuva kurmak, yuva hukukunu ayakta tutmak şarttır. Evlenmeden kÂmil olanlar da vardır fakat onlar cok azdır.
Evlenmek, bir insanlık gorevidir. O, peygamberlerin sunneti ile amel etmektir. Edep uzere kurulan yuva insanın şahsına, ailesine ve butun insanlığa bir hizmettir.
Yuvadaki Hayat
Edep uzere kurulan yuvada iki turlu hayat vardır: Biri mÂnevî hayattır. Bu, kalbin uyanması ve Allah’a yonelmesidir. Bunun meyvesi Âhirette cennet nimetleridir. Cunku insan evlilik ile yuvada bir huzur bulur ve tat alır. Bu tadın hic bitmemesini ister. Bu ise dunyada mumkun değildir. Ebedî tadın yeri Âhirette cennettir. Kendisi seven ve ailesini duşunen kimse, dunya tadıyla yetinmeyip cennete yonelir. Oraya girmenin yolu iman, ibadet ve guzel ahlÂktır. Bu durumda mumin, kendisini cennet nimetlerine goturecek imana yapışır, ibadetlere yonelir, guzel ahlÂka sarılır. Yuva bunun sebebi olur. Yuvadaki bu hikmeti unutmamalıdır.
Evliliğin insana faydası sadece bu olsaydı, yine zahmetini cekmeye değerdi. Evlilik ile bulunan diğer hayat, yeni nesil kazanmaktır. Nesil insanın bir şekilde kendi varlığını devam ettirmesidir. Nesil, malı değil mÂnevî değerleri korumak, taşımak ve yaymak icin lÂzımdır.
İslÂm ummetinin coğalması ve kuvvetlenmesi icin evlenip yuva kurmak ayrı bir fazilettir. Bunun bir de Âhiretteki netice ve mujdeleri vardır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v) şoyle buyurmuştur:
“Evleniniz, coğalınız; cunku ben Âhirette sizin cokluğunuzla diğer ummetlere karşı ovuneceğim.” [65]
“Rabbimiz! Bize eşlerimiz ve cocuklarımızdan gozumuzu aydın edecek nesiller ver ve bizleri takv yolunda gidenlerin rehberi yap” [66] Âyetinde yuvanın hedefleri gosterilmektedir. Bunlar, takvÂ, terbiye, guzel nesil ve yeryuzunde hakkın şahitleri olmaktır.
Gunumuzde insanlık cemiyeti boyle yuvaların ozlemini cekmektedir.
Asıl Amac
Evlilikle kurulan yuvanın asıl amacı, ilÂhî emre uyarak kulluk yapmaktır. Bu işin hedefi, yuva yukunu cekerek ve edebini koruyarak Allah rızÂsına ermektir.
Evliliğin bir diğer amacı erkek ile kadını haramdan korumak, terbiye etmek, huzurlu bir aile oluşturmak, cemiyete iyi bir nesil yetiştirmektir.
Evlenmenin amacı, sadece erkek ve kadının cinsel duygularını tatmin etmekten ibaret değildir. Şehvet duygusu neslin devamı icin bir aractır.
Yuva, kÂinata yayılan ilÂhî sevgiyi tatmaktır. Sevgi yuce Allah’ın erkekle kadın arasına koyduğu bir rahmettir. Butun yuvaları ayakta tutan, anne ile babayı kaynaştıran, onlara yuvanın yukunu taşıtan bu rahmet ve sevgidir. Rahmet Peygamberimiz (s.a.v) bu sonsuz rahmeti bir misalle şoyle anlatmıştır:
“Yuce Allah rahmetini yuz parcaya boldu. Bir parcasını dunyadaki varlıklar arasında paylaştırdı. Bunun tecellisini her varlıkta gorebilirsiniz. Hayvanlarda bile. Hani, bir hayvan yavrusunu emzirirken incinmesin diye ayağını kaldırır ve rahatca emmesini sağlar ya; işte bu o rahmetin eseridir. Butun vahşi hayvanlar o rahmet ile yavrularına şefkat gosterir, onları korur, besler ve buyutur. Yuce Allah kıyamet gunu bu bir rahmeti doksan dokuz rahmeti ile birleştirip halka oyle rahmet eder.”[67]
Akıl sahipleri bundan ibret almalıdır.
Yuva, yÂrin ve yavruların sığındığı, korunduğu ve barındığı bir yer demektir. Yuva, baba ocağı, anne kucağıdır. Ocak sabrı, kucak merhameti temsil eder. Yuvada zahmetle rahmet ic icedir. Bu zahmeti Allah icin cekenler, icindeki rahmeti bulurlar.
Yuva rahmet, ibret, hikmet ve hayat dolu bir yerdir. Onu sırf yeme icme ve eğlence yeri gormek yanlıştır.
Mumin, yuvaya Allah’ın adıyla adım atmalıdır. Niyeti guzel, hedefi cennet olmalıdır. Birkac gunluk beraberlik icin nikÂh kıyılmaz, yuva kurulmaz. Yuvada niyet ebediyen beraberliktir. Hedef kendisini, ailesini ve yavrularını ateşten korumaktır. Anne ve babanın tek derdi bu olmalıdır. Bunun yolu da edeptir.
Edep, herkes icin, en kalıcı sermaye, en suslu elbise, en guzel hediye, en kazanclı miras ve en emniyetli makamdır. Edep, sevgiyle CenÂb-ı Hakk’ın davetine uyup cennet rehberi Hz. Muhammed’e (s.a.v) tÂbi olmaktır. Bundan başkası boştur. Bakınız bir Ârif ne demiş:
Muhabbetten Muhammed oldu hÂsıl;
Muhammedsiz muhabbetten ne hÂsıl?
Hz. Peygamber (s.a.v), evlenmenin ne icin lÂzım olduğunu şoyle belirtmiştir:
“Evlenmeye gucu yeten ve imkÂnı olan evlensin; cunku evlilik gozleri ve cinsel organı haramdan daha guzel korur. Buna gucu yetmeyenler oruc tutsun; zira oruc insanın aşırı şehvetini kırar.” [68]
“Evlenen kişi dininin yarısını koruma altına almıştır; diğer yarısı icin de yuce Allah’tan korksun.” [69]
Bu hadislerde de evlilikteki temel hedefin terbiye ve kalp huzuru olduğu belirtilmiştir.
Dini ve edebi icin evlenmek isteyen genclere yardımcı olmak herkesin gorevidir. Bu konuda ozellikle kız babaları Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) şu uyarısını dikkate almalıdır:
“Dindarlığından ve guvenilir olduğundan emin olduğunuz biri (evlenmek icin) size geldiğinde onu evlendirin. Eğer boyle yapmazsanız, yeryuzunde fitne ve buyuk bir fesat ortaya cıkar.” [70]
İslÂm ummetinin coğalması ve kuvvetlenmesi icin evlenmek ayrı bir fazilettir. Bunun bir de Âhiretteki netice ve mujdeleri vardır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v) şoyle buyurmuştur:
“Evleniniz,coğalınız;cunku ben sizin cokluğunuzla diğer ummetlere ovuneceğim” [71]
Kısaca Allah icin evlenen kimse Allah’ın dostluğunu hak eder. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) şu mujdesi yuva kuran her mumine yeter:
“Her kim Allah TeÂlÂ’nın rızÂsını kazanmak icin evlenir veya evlendirirse, O’nun velÂyetini (dostluk ve korumasını) hak eder.” [72]
Ozetle evlilikte buyuk hayır, fazilet ve hizmet vardır. Bir mazeret olmadan ondan kacılmaz. Şu hadis-i şerifler her mumin icin muhim bir uyarıdır:
“NikÂh benim sunnetimdir. Kim sunnetimden yuz cevirirse benden yuz cevirmiş sayılır.” [73]
“Evlenmek benim sunnetimdir.Fıtratımı sevenler sunnetimi yerine getirsinler.” [74]
“Kim evlenmeyi gecim korkusu sebebiyle terkederse bizden değildir.” [75]
Evlenmenin Hukmu
Evleneceklerin durumlarına gore evlenmenin hukmu farz, vÂcip, sunnet, haram ve mekruh olmak uzere beş kısma ayrılır:
1. Farz. Evlenmediği takdirde zina sucu işleyeceğine kesin kanaat getiren ve mali durumu yeterli olan kimsenin evlenmesi farzdır.
2. VÂcip. Evlenmediği takdirde zinaya duşup duşmeyeceği kesin olmayan kimsenin evlenmesi vÂciptir.[76]
3. Sunnet. Evlenmediği takdirde zinaya duşmek korkusu bulunmayan normal insanın evlenmesi muekked sunnettir.[77]
4. Haram. Evlendiği takdirde karısına kotuluk edeceğini, ona karşı kocalık gorevini yapamayacağını kesin olarak bilen kimsenin evlenmesi haramdır.
5. Mekruh. Evlendiği takdirde karsına zulum yapma ihtimali bulanan kimsenin evlenmesi harama yakın mekruhtur.[78]
[65]-Ahmed, Musned, 2/245; İbn HibbÂn, Sahîh, nr. 4028; AbdurezzÂk, Musannef, nr. 10391.
[66]-Furkan suresi ayet-74.
[67]-Muslim, Tevbe, 19-20; İbn MÂce, Zuhd, 35; Ahmed, Musned, 2/434; 3/55.
[68]-BuhÂrî, Savm, 10; Muslim, NikÂh, 13; Ebû Davud, NikÂh, 1; NesÂî, SıyÂm, 43; NikÂh, 3; İbn MÂce, NikÂh, 1; Ahmed, Musned, 3/378, 424.
[69]-HÂkim, Mustedrek, 2/161; TaberÂnî, el-Evsat, nr. 7643; Heysemî, ez-ZevÂid, 4/272.
[70]-Tirmizî, NikÂh, 3; İbn MÂce, NikÂh, 46.
[71]-bk. Ahmed, Musned, 2/245; İbn HibbÂn, Sahîh, nr. 4028; AbdurrezzÂk, Musannef, nr. 10391; Muttakî-i Hindî, Kenzu’l-UmmÂl, nr. 44442; Suyûtî, es-Sagîr, nr. 3366.
[72]-Ebû Davud, Sunnet, 1; Ahmed, Musned, 3/438; TaberÂnî, el- Mu‘cemu’l-Kebîr, 20/412.
[73]-İbn MÂce, NikÂh, 1.
[74]-Ebû Ya‘lÂ, Musned, nr. 2748; İbn Hacer, el-MetÂlib, nr. 1586; Heysemî, ez-ZevÂid, 4/202.
[75]-DÂrimî, NikÂh, 1; (nr. 2210); İbn Hacer, el-MetÂlib, nr. 1579; Muttakî-i Hindî, Kenzu’l-UmmÂl, nr. 44460.
[76]-ŞÃ‚fiîler’e gore farz ile vÂcip arasında aynıdır.
[77]-ŞÃ‚fiîler’e gore bu durumda evlenmek mustehaptır.
[78]-İbnu’l-Arabî, AhkÂmu’l-Kur’Ân, 3/391; İbn Âbidîn, Reddu’l-MuhtÂr, 3/6; Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslÂmî, 7/31.

Kadın ve Aile İlmihali
SEMERKAND YAYINLARI

__________________