Bu delilde Âlemin tesadufler sonucu olamayacağına dair misaller verecek ve“KÂinat tesadufen oldu.” sozunun sacmalığını ortaya koyacağız. Şoyle ki:
1. Misal: Biz İzmir’den Kars’a gideceğiz. İzmir’den kalktık, ‘A kazasına’ geldik. Onumuze cıkan iki yoldan birini sectik. Secimimiz isabetliymiş, ‘B kazasına’ vardık. Orada onumuze uc yol cıktı. Kafadan atıp ucuncu yoldan gittik. Yine doğru cıktı, ‘C kazasına’ vardık. Orada onumuze dort yol daha cıktı… Sonunda Kars’a en yakın olduğumuz noktada onumuze bin yol cıksa ve biz yine kafadan atıp 375. yolu secsek ve Kars’a varsak… Bu durum tesaduf ile izah edilebilir mi? Kars’a tesadufen vardığımız kabul edilse bile, devamlı seyahat ederken onumuze cıkan binlerce yoldan her zaman doğru yolu bulmamız, her halukarda bir rehberin varlığına ve bize yol gostermesine bağlanmak zorunda kalınır.
Bir atomun hareketi de misalimizdeki bizim hareketimizden farklı değildir. Onunde gidebileceği milyarlarca yol vardır; ama o hep en iyi yolu secer. Bir mahlukun vucut bulması, atomun milyarlarca ihtimal icinde en iyi yolu secmesinin sonucudur. Atomun secebileceği milyarlarca yol arasından en iyisine girmesi, ancak ve ancak bir mudebbirin emriyle ve bir tercih edicinin tercihiyle olabilir. Başka bir surette olamaz.
Şimdi ey kÂfir! Bir insanın, onune cıkan yollardan birini secerek tesadufen Kars’a ulaşabileceğini kabul edemezken, nasıl olur da şuursuz ve akılsız atomların milyarlarca yol icinden en uygununu secebileceğini kabul ediyor ve mahlukların yaratılışını atomların tesadufî secimlerine bağlıyorsun. Bunu kabul edene hic akıllı denilebilir mi?
2. Misal: Art arda altı kez atılan bir zarın ilk once 1, sonra 2, sonra 3, sonra 4, sonra 5 ve daha sonra da 6 gelmesi olasılığı (1/6)6 yani 46.656 ihtimalde 1′dir. İnsanın kulak kemiklerinin sayısı ise altıdır. Bu altı kemiğin tesadufen ortaya cıktığı kabul edilse bile, bu kemiklerin şu andaki mevcut sıralarıyla dizilme ihtimali 46.656′da 1 ihtimaldir. Bu sadece bir insandaki kulak kemiklerinin tesadufen dizilme ihtimalidir. Bir de bu dizilişin şu anda yeryuzunde bulunan 7 milyar insanda aynı şekilde olduğu duşunulur ve butun insanların aynı şekle sahip olmalarının ihtimalini bulmak istersek, 46.656 rakamını 7 milyar kere carpacağız. İşte eğer sonucu telaffuz edebilirseniz, bu kadar ihtimalde bir ihtimaldir. Allah’ı inkÂr eden neyi kabul etmek zorunda olduğuna bir baksın ve bundan utansın!
3. Misal: Yine elimize bir zar alıp attığımızda o zarın 4 gelme ihtimali altıda birdir. İki zarı aynı anda atsak, ikisinin de 4 gelme ihtimali 36′da birdir. İki zarı iki defa atıp her ikisinde de iki zarın 4 gelme ihtimali ise 1.296′da birdir. Dort defa peş peşe attığımızda her iki zarın da her defasında 4 gelme ihtimali ise 1.679.616′da birdir. Acaba iki zarın dort defa peş peşe 4 gelme ihtimali 1.679.616′da bir ise, bir insanın vucudunda bulunan 206 kemiğin birbirine uygun olarak gelme ihtimali acaba kacta kactır? Yani şunu duşunelim: Faraza butun kemiklerim tesadufen yaratıldığını duşunuyoruz. Bizler bu kemikleri aldık ve bir torbaya koyduk. Her defasında bir kemik cekeceğiz ve iskeletimizin dizilişini oluşturmaya calışacağız. Yanlış bir kemik cektiğimizde, o ana kadar cektiğimiz doğru kemikleri tekrar torbaya koyup baştan başlayacağız. Acaba 206 kemiği doğru olarak cekebilme ihtimalimiz kacta kactır? Trilyonlarla ifade edilemeyecek kadar cok… Ve şunu unutmayın, biz bu hesabı kemiklerin tesadufen yaratıldığını kabul ederek yaptık. Bir de kemiklerin tesadufen yaratılmasını hesaplamaya kalksak… Bir de bunu bir insanda değil -madem yaratılan her insan aynı kemik yapısına sahip- butun insanlarda yapsak… Ve buna bir de diğer hayvanları eklesek… Acaba boyle bir ihtimal hesaplanabilir ve rakamlarla ifade edilebilir mi? İşte ey Allah’ı inkÂr eden akılsız adam! Allah’ı inkÂr etmek ile nasıl bir ihtimalin vukuunu kabul etmek zorunda kalıyorsun buna bir bak ve aklını tamamen kaybetmemişsen bundan don!
4. Misal: Şimdi Ayasofya Camisi’nin tabiat olayları tarafından kendi kendine, mimarı olmadan yapıldığını duşunelim. Bu nasıl olabilir? Kuzeyden esen ruzgÂr 10,7 ton su getirir, buraya doker. Guneydoğudan esen ruzgÂr 4,3 ton kadar demir getirir. Batıdan esen ruzgÂr 11,5 ton kirec, doğudan esen ruzgÂr 2,37 ton tuğla… Diğer bir taraftan esen ruzgÂr ise tuğlaları dizer. Başka bir ruzgÂr cimentoyu yerleştirir ve boylece Ayasofya Camii meydana gelir. Yine bir ruzgÂr tarladaki dikenleri toplar. Bunlar, koyunlar uzerlerinden gecerken tuylerini koparıp halı dokurlar ve halı caminin icine duşer. Diğer bir ruzgÂr, oduncular yemek yerken baltalarını alıp ağacları keser ve bir marangozhaneden gecerken uygunca doğrar. Kazara civiler bunun uzerine gelir, cekicler carpar ve minber caminin icine kendiliğinden duşer… HerhÂlde Ayasofya Camisi’nin ustasını inkÂr edip camiyi tesadufe havale ettiğimizde bundan daha mantıklı bir acıklama olamaz.
Şimdi cami ile hucremizi mukayese edelim: Bu cami 1200 metrekare, bizim hucremiz ise 5-10 mikron. Bu camiye 5-10 ceşit malzeme, bizim hucremize ise 30.000 ceşit bileşim lazım. Bu camiye lazım olan maddeler kilolar, tonlarla ifade ediliyor; hucrede ise maddeler mikrogram ile ifade edilecek kadar hassas, zerre kadar değişme olsa hucre bozulur.
Şimdi soruyoruz ey KÂfir! Caminin kendi kendine meydana gelmesini kabul edemezken ve buna gulerken, bundan daha acayip bir muhal olan bir hucrenin kendi kendine oluşabileceğine nasıl imkÂn veriyorsun?
5. Misal: Bir maymunu daktilonun karşısına oturtalım. Maymun daktilonun tuşlarına rastgele dokunsun, boyle rastgele yapılan hamleler neticesinde anlamlı bir kelimenin oluşması mumkun mudur? Ya anlamlı bir cumlenin oluşması? Ya da anlamlı bir sayfanın? Peki, anlamlı bir kitabın oluşması ihtimal dÂhilinde midir? Elbette hayır! Boyle bir maymunu daktilo başına oturtsak, ‘A’ harfini yazma ihtimali 29`da 1′dir. “AT” yazma ihtimali ise (1/29.29), yani 841′de 1′dir. Mesela 7 harfli “TESADUF” yazma ihtimali (1/297) yani 17.249.876.309′de 1′dir. Bu ise zaman bakımından da imkÂnsızdır.
Acaba insan ve diğer canlılar, yedi harfli bir kelimeden daha mukemmel değil midir? Canlıları bir kenara bırakarak tek bir DNA’ya baksak, bir DNA molekulunde yaklaşık olarak 3.5 milyar nukleotid, yani 3.5 milyar harf bulunur. Yedi harften oluşan bir kelimenin tesadufen oluşma ihtimali 17.249.876.309′de 1 ise acaba bir tek DNA’daki 3.5 milyar harfin tesadufen oluşma ihtimali nedir?
6. Misal: Dunya uzerindeki butun elverişli atomları kullanmak şar*tıyla, dunyanın yaratılışından bu yana kadar gecen zaman icinde bir tek proteini tesadufen elde edebilme ihtimali 1/10161 dir. Yani 10 rakamını 161 defa kendisiyle carpın ya da 10 ra*kamının sağına 161 tane sıfır koyun. İşte bir proteinin tesadufen oluşma ihtimali, bu kadar ihtimalden sadece bir ihtimaldir.
Fa*kat iş bu kadarla da bitmiyor. Zira en kucuk bir canlı icin 238 protein daha gerekmektedir. Bu kadar proteinin tesadufen oluşma ihtimalini telaffuz etmek isterseniz, trilyon kelimesini 9.975 defa tekrarlamanız gerekir ki bu yaklaşık iki saatinizi alır, sonra cıkan rakamı 10 ile carpınız. İşte bir canlıdaki proteinle*rin tesadufen oluşması ihtimali bu kadar ihtimalden bir ihtimal*dir.
HÂl boyleyken, kÂinatın tesadufler sonucu meydana gel*diğini iddia edenin aklından şuphe edilmez mi?
(alıntı ilme davet)
__________________